Sabır kazanıyorsunuz

Sabah saatlerinde açığa çıkan gerilim ve sabırsızlık uyandıran duygular öğleden sonra yatışacak. Bugün Kova Burcundaki Ay, Aslan burcuna henüz geçmiş olan Satürn’ü tetikleyecek.

Öğleden sonra meydana gelecek bu etkileşim çocuklar, gençler ve kendinizi göstermeye yönelik kaygılar uyandırabilir. Ancak bilincin derinlerinden yükselecek bu etki fazla kuvvetli olmadığı için rahatsız edici olmayacak. Fakat olaylar karşısında her zaman olduğundan daha sabırlı davranabilirsiniz.

Tohum ve saman

Tohum, saman, buğday, başak derken benim ziraatçi olmaya karar verdiğimi düşünmeyin. Sadece çok heyecanlandım ve bu heyecanımı paylaşmaya çalışıyorum.

Başakların sarardığı bu mevsimde uçsuz bucaksız gibi görünen tarlaların hafif bir esintiyle dalgalandığını görme şansına erenler benim bu heyecanımı paylaşacaklar. Ama göremeyenler için anlatıyorum; tıpkı denize daldığınız zaman nasıl dünyayı unutuyor ve deniz oluyorsanız, boynunu bükmüş tohum dolu başaklardan oluşan tarlalara baktığınız zaman da kendinizden geçiyor ve dünyayı, kim olduğunuzu unutuyorsunuz.

Üstelik ılıman iklim kuşağında bulunan bereketli topraklarda ilk hasat yapılıyor. Başaklar saplarından ayrılıyor ve tohumlar depolanırken samanlar ayrı bir yere yığılıyor. Bunu izlemek bile bilincin derinlerinde saklanmış gizli bilgileri tetikliyor. Daha doğrusu benim için öyle oluyor.

Bir tane tohum ekiyorsunuz, onlarca tohum veriyor. ‘Varlığını sürdürmek için bu kadar çok tohuma ne ihtiyaç var’ diye düşünüyorum ve hayal ediyorum; Binlerce, milyonlarca tohumun havada savrulduğunu ve bunlardan ancak bir kaçının yeşerip tohumlar verdiğini, gerisinin samandan ibaret olduğunu zihnimde gördüğüm zaman anlıyorum.

Tohumun, insan olduğunu. Yani bizim de birer tohum olduğumuzu düşünmeye başlıyorum. Aniden zihnimde pek çok bilgi uyanmaya başlıyor. Bu düşünce en derinlerde uyuyan bilgiyi canlandırıyor. Müthiş heyecanlanıyorum ve İncil’de sürekli olarak vurgulanan o‘ürkütücü’ yasayı hatırlıyorum; İnsanlığın büyük bir kısmı ‘samandan’ ibaret olup ‘yakılacaktır.’

Bu sözlerin anlamı içimde uyanıyor ve tarıma yönelik gelişimini sürdüren ilk insanlar aklıma geliyor. Pagan dinlerinde uygulanan törenleri düşünüyorum. Bir dizi saçmalık gibi görünen bahar ayinleri ve hasat dönemi yapılan ayinler anlam kazanıyor.

İnsanı tohum ile özdeşleştirmek hiç de zor değil. Tohuma benzemek, ötesi tohum olmak, sarı parıltılarla dalgalanan buğday tarlasına baktığınız zaman çok kolay.

Tohum oluyorsunuz, bereketli topraklara düşüyorsunuz ve onlarca tohum veriyorsunuz. Geleceğin sorumluluğunu hissederek, tohumlarınızın ağırlığından bükülmüş fakat sonraki zamanlara eserinizi bırakacak olmanın rahatlığı ile salınıyorsunuz. Ya tohum veremeyenler, onlar ne oluyor?

Onlar da sarı parıltılar saçarak dimdik duruyor ve dalgalanıyor ama saman olarak...
Yazarın Tüm Yazıları