Yasemin Boran

Yaşanan olaylar gizli duyguları açığa çıkarıyor

19 Ocak 2006
Çeşitli organizasyonların gerçekleşeceği bir gün. Özellikle zirve toplantıları son derece etkileyici ve değiştirici olaylara sahne olabilir. Radikal değişikliklerin hazırlığı içinde bulunanlar, bugün köklü değişiklikler meydana getirebilirler. Öğle saatlerinde meydana gelen olaylar derinden etkileyip bilinçaltını tetikleyebilir ve en gizli duygular açığa çıkabilir. Emlak, toprak, sigorta ve hizmet sektörüyle ilgili çalışmaların son derece hareketli olacağı bir gün... Ve bu alanlarda önemli kararlar ortaya çıkabilir.

Mükemmel olmak isteyen insan

İnsanın bulunduğu yer, yaşadığı mekan, birlikte olduğu insanlar, yürüdüğü yol... Ve bütün bunların uyandırdığı duygular, düşünceler, hayaller. Aklınıza gelen ve gelmeyen her şeyle bütünleşen uyumlu insan.

Bir de uyumsuz olan insan var.

Bir türlü işiyle, eşiyle, eviyle, yaşadığı yerle senkronize olamayan insan.

Düşünceleri başka bir yerdeyken kendisi başka yerde olan insan. Duyguları başka, yaptıkları başka olanlar.

"Keşke"lerle dolu bir hayatın içinde bir türlü "gün"ü yakalayamayan ya da geleceğin öngörüleri içinde bugüne ayak uyduramayanlar. Yani bir türlü hayatın kendisiyle senkronize olamayanlar.

Doğanın içinde her şey diğer her şey ile uyum içindeyken, insanın kendisiyle uyumsuzluk içinde çırpınması anlaşılır gibi değil. Fakat işin içine düşünceler girdiği anda anlaşılmaz olanın insan değil de düşünceler olduğunu anlayabiliriz. Ve gerçekte düşüncelerin senkron olamamasından kaynaklanan uyumsuzluklar yaşandığını çözebiliriz. Fakat öncelikle senkron sözcüğünün ne anlama geldiğini inceleyelim.

Yunanca’dan gelen sözcük, "sun-khronos" kelimesinden türemiş. "Sun" ile demek, "Khronos" ise, zaman anlamına geliyor. Bu kelime Fransızca’ya "Synchrone" (Eşzamanlı) olarak geçmiş. Eşzamanlılık anlamına gelen "Synchronie"nin fiil hali ise "Synchroniser", Türkçe’ye yerleşmiş şekliyle senkronize. Yani uyumluluk, uyumlu olmak. İki kişinin birlikte yaptığı bir işte uyumlu çalışması. Ve hatta pek çok kişinin aynı anda uyum içinde bulunabilmesi...

Uyum ve ahenk arayışı içinde bulunan insanın yakındığı uyumsuzluklara karşılık, doğanın kendi içindeki uyum (eko-sistem) olağanüstü. Peki doğanın bir parçası olan insan nasıl böylesine bir rahatsızlık içinde yaşayabiliyor?

Aslında insan düşünceleriyle zorladığı olayların dışında düşünüldüğü zaman kendi içinde beden, duygu ve zihin senkronize çalışıyor. Fakat düşünceler devreye girdiği anda bütün senkronizasyon dağılıp gidiyor ve sıkıntılar baş gösteriyor. Hatta sağlık problemlerinin kaynağı bile bu uyumsuzluk...

Halbuki düşünceleri serbest bırakıp dikkatinizi kendi içinize yöneltmeyi başardığınız zaman, kendinizi, olayları ve kendinizin dışındaki insanları zorlamadığınız zaman her şey mükemmel olacak. Çünkü uyum, mükemmel durumun ifadesidir ve aslında her şey tam, mükemmel ve uyum içinde bulunuyor. Sadece bizim düşüncelerimiz mükemmel değil ve zaten kendimizi böylesine zorlamamızın nedeni de mükemmel olmak, mükemmele ulaşmak için... Halbuki bu mükemmelliğin içinde yaşıyoruz fakat anlamıyoruz. Anlamak için önce bozuyor, sonra yapıyoruz ve böylece gelişiyoruz.
Yazının Devamını Oku

Kazanmak için güçlü istekler açığa çıkıyor

18 Ocak 2006
Bugün son derece ilginç uygulamalar yapılabilir. Uzay ve teknolojiyle ilgili gelişmeler dikkat çekici olacak. Aniden ortaya çıkan bazı durumlar rahatsızlık verse bile aynı zamanda meydana gelen olaylar sürpriz fırsatlara dönüşecek. Bugün kazanmak için güçlü isteklerin açığa çıkacağı bir gün. Atılımda bulunmak ve istekleri gerçekleştirmek için uygun fırsatlar çıkacağını işaret eden gökyüzü, yabancılarla yapılacak iş ortaklığı ve benzeri çalışmaların son derece başarılı olacağını gösteriyor.

Şimdi kendini anlama zamanı

Venüs’ün şu sıralarda geri gitmeye devam etmesi, duyguların daha da derinleşmesine ve ilişkilerin önem kazanmasına neden oluyor. Fakat derinleşen duygular ilişkilere daha derin anlamlar yüklemek ve bazı noktalara takılıp kalmak gibi durumlara neden olabilir.

Aslında bu dönem kişinin kendisini anlaması için uygun bir zamandır. Yeter ki kişi kendisini bu duygusallığa kaptırmasın. Çünkü yoğunlaşan duyguların altında gizli takıntılar ve unutulmuş olayların bıraktığı izler bulunmaktadır. Şimdi bunları anlamak için duyguların altına bakma zamanıdır. İçinizde büyüyüp sizi ele geçiren duygunun dışına kendinizi çıkarabilir ve sanki bir başka kişi gözlüyormuş gibi kendinizi izlemeyi başarabilirsiniz. Ve hatta açığa çıkan duyguların gerçek nedenlerini keşfedebilirsiniz. Hem de kimsenin yardımı olmaksızın.

Gerçekten bilmek istiyorsanız, şimdi kendinizi anlama çalışması yapabilirsiniz. Hatta sadece bu duygunun baskısından kurtulmak için böyle bir çalışma yapmayı deneyebilirsiniz.

Aslında bu çalışmayı yaparken bunun bir deney olduğunu düşünerek yaparsanız, başarı şansınız çok daha yüksek olacaktır. Yani ille de bilmeye çalışmayın. Belki sizi yoran bu duygunun tetikleyicisi her ne ise çok derinlerde olabilir. Sizin kendi kendinize ulaşamayacağınız kadar derinlerde olması mümkün. Ve sizin bunu keşfetmeniz o kadar önemli değil. Fakat bu çalışmanın sonucunda kendinizi daha iyi hissedecek ve hatta kendinizle ilgili çok ilginç tespitlerde bulunup, şimdiye kadar yapmadığınız yorumlar yapabileceksiniz.

Bu çalışmayı yapabilmek için sadece tek bir önemli nokta var, o da gerçek bir niyet ve istek içinde bulunarak çalışmaya başlamak. Tabii ki niyetiniz kendinizi anlamak olmalı ve bunu gerçekten istemelisiniz. Sonra anlayıp anlamamanız çok önemli değil. Yani çalışma sırasında kendinizi anlamak için fazla zorlamayın, sadece deney yaptığınızı düşünün. Çalışmanızı yapıp bitirdikten sonra içinizden gelenleri bir deftere yazın. Bir çeşit günlük tutuyormuş gibi tarih atarak içinizden yükselenleri yazın.

Bu çalışmayı yapmak çok kolay. Bunun için kendinize yarım saatlik bir zaman ayırın ve bu zaman içinde sizi hiçbir şeyin rahatsız etmeyeceğinden emin olun. Sonra tamamen rahat bir şekilde oturun ve önce niyetinizi hatırlayın. Daha sonra dikkatinizi kendi içinize yöneltin. Bunu sağlamak pek kolay olmaz. Bu nedenle zihninize hücum eden düşüncelerinizi serbest bırakın. Fakat hiçbir düşünceyi tutmayın. Bir süre zihniniz fikirden fikire atladıktan sonra tekrar dikkatinizi kendinize odaklayın ve kendinizi anlama çalışması yaptığınızı düşünün ve dikkatinizi kendi içinize yöneltin.

Bu sırada aklınıza ilginç düşünceler gelebilir veya bazı olayları hatırlayabilirsiniz. Hemen defterinize bunları not edin ve sonra tekrar zihninizi boşaltıp, kendi içinize bakmaya devam edin. Bu çalışmayı Venüs’ün geri gitme hareketi düzelene kadar her gün yapın. Venüs 4 Şubat günü ilerlemeye başlıyor.
Yazının Devamını Oku

Gökyüzünün konumu ilişkilerin sorgulanacağını işaret ediyor

17 Ocak 2006
Sabahın erken saatlerinde meydana gelen olaylar, radikal değişiklikler olabileceğini işaret ediyor. Büyük beklentilerin açığa çıkardığı istekler günün ilk ışıklarıyla birlikte uyanıyor. Ve siz de böyle bir duyguyla uyanabilirsiniz bugün. Öğleden sonra son derece seçici ve kritikçi bir yaklaşım içinde uzun vadeli planlar yapılabilir. Yatırıma yönelik arzular yükselirken tedbirli ve kararlı bir tavrın ortaya çıkacağını işaret eden gökyüzünün konumu aynı zamanda ilişkilerin sorgulanacağını işaret ediyor.

Yaşamaktan zevk almayı bilmek

Hemen her yerde karşımıza çıkan "Yaşamak" kavramı, aslında zevk almanın da kuralı... Ve yaşamak, aslında tamamen düşüncelerimizle bağlantılı. Kötü düşündüğümüz zaman kötü yaşıyoruz, iyi düşündüğümüz zaman iyi yaşıyoruz.

Aslında kendinizi hayatın akışına bıraktığınız zaman, yani gerçekten yaşıyorken düşünmezsiniz. İyi mi, kötü mü, yorum yapmazsınız. Yaparsanız, yaşayamazsınız. Ancak yaşadıktan sonra düşünmeye başlarsınız ve yaşadıklarınızın iyi ya da kötü olduğu sonucunu çıkarırsınız. Fakat henüz bir şey yaşamadan yaşayacaklarınızın iyi olup olmadığını düşünmeye başlarsanız, yaşamanız mümkün olamaz. Ve hatta olduğunuz yerde öylece kalırsınız. Yerinizden kıpırdayamazsınız. Ya kötü olursa!

İyi olacağından emin olmadan adım atmazsınız. Ve bunun sonucunda olağanüstü yaşam deneyimini kaçırmış olursunuz...

Elbette ki, bir işe girişirken veya bir hamle yaparken öncesinde düşünce vardır. Pek tabii düşünürsünüz, planlarsınız, istekler ve beklentiler içinde bulunursunuz. Fakat hamlenizi yaptıktan sonra kendinizi akışa bırakmalı ve önünüze gelenlerin keyfini çıkarmalısınız. Yani yaşamalısınız.

Yaşanılanlar bazen öngördüğünüzden çok başka olabilir. Bazen tam beklediğiniz gibi çıkar, bazen ummadığınız durumlarla karşılaşırsınız. Bazen ızdırap verici, bazen mutluluktan uçurucu olabilir. Ve aslında bunların hepsi müthiş bir heyecandır. Yaşam enerjisini iliklerinize kadar hissedersiniz. Bu durum son derece sarsıcı duyguların açığa çıkmasına neden olabileceği gibi durup düşündüğünüz zaman şaşırtıcı olacaktır. Fakat yaşadıklarınızın duygusu devam ederken düşünceleriniz iyi ya da kötü olduğu yolunda yorum yaptıracaktır.

Bu yorumlar genellikle aceleci kararlara neden olur. Ve hatta karşılaştığınız günün ne talihsiz bir gün olduğunu düşünürsünüz. Bu arada yaşadıklarınızın keyfini unutmuş olarak sadece acı duygusuyla talihsizliğinize söylenirsiniz.

Veya kendinizi çok şanslı bulur ve sizi karşılaştıran olaylara teşekkür edersiniz.

Fakat iyilikler ve kötülükler iç içe bulunmaktadır ve sizin hangisini yaşayacağını belirleyecek olan o sıradaki düşünce biçiminizdir.

Yaşamak için, kendinizi hayata bırakmak için, keyif almak ve keyif vermek için ilk önce düşüncelerinizin bu yönde olması gerekiyor. Düşünceleriniz hayatın akışına uyumlu değilse, elbette yaşayamazsınız. Ve yaşadıklarınızdan keyif alamazsınız. Çünkü, düşüncelerinizle hayat arasında iletişim kurmanız mümkün olamaz. Sonra yaşadıklarınızı yorumlamak için durup kendinize ve yaşadıklarınıza baktığınızda yapacağınız yorum yine düşüncelerinizin yönü ile bağlantılıdır. Yaşadıklarınızdan memnun olmaya yönelik düşünceler içinde bulunursanız, yaşadıklarınız anlam kazanmaya başlayacak ve yaşamayı başaracaksınız.
Yazının Devamını Oku

Baskının uyandırdığı şiddetli tepkiler ortaya çıkabilir

17 Ocak 2006
Gerilimin yüksek olduğu bir gün. Gösterilmek istenen konularla ilgili ortaya çıkan olaylar baskı yaratabilir veya baskının uyandırdığı şiddetli tepkiler açığa çıkabilir. Tahammülsüzlük ve öfkenin sonucunda istenmeyen durumlar olabilir. Meydana gelen olaylar kuruntulara yol açabilir. İlaçlar, kimyasal maddeler ve zehirler konusunda bazı karışıklıkların meydana gelebileceğini işaret eden gökyüzünün konumu zehirlenmeler, salgın hastalıklar ve kazalara karşı uyarıyor.

MEKTUPLAR

RUMUZ: Gezegen

İsteklerinizin oluşturduğu bir gerilim içindesiniz. Kendinizi olaylara kaptırmayın. Genellikle Satürn döngülerinin olduğu zamanlar zor geçer. Özellikle doğum haritanızdaki Satürn’e geçiş yapan Satürn zıt konuma geldiği dönemler... Ve siz de böyle bir dönem içindesiniz. İstekleriniz değişiyor ve kendi içinize yöneliyorsunuz. Ancak olaylar sizi değiştirmek için zorluyor. Kendinizin şanssız olduğunu yazıyorsunuz fakat doğum haritanızda şanslı biri olduğunuz görünüyor. Sadece böyle bir dönemde meydana gelen olaylar yüzünden şanssız olduğunuzu düşünüyorsunuz. Aslında kendinize ve yaşadıklarınıza daha dikkatli bakacak olursanız, şansınızın farkına varacaksınız. İyi duygularınızı yükseltin ve sizi zorlayan durumları şansa dönüştürün. Bunu yapabilirsiniz. Çünkü şu sıralarda Satürn’ün zorlayan etkisine karşılık Jüpiter’in de etkisi altında bulunuyorsunuz. Olayları büyütmek yerine anlamaya çalışın ve fırsatları iyi kullanın. Yükselen burcunuz Yengeç. Üstelik Ay Balık burcundayken doğmuşsunuz ve bu işaretler sizin duyarlılığı yüksek biri olduğunuzu gösteriyor. Yaşadıklarınızın sizi çok fazla zorladığını düşünmek yerine, içinizden yükselen istekleri belirleyin ve bunları gerçekleştirmek için gayret gösterin. Radikal değişimleri sembolize eden Pluto ise Ay’ınızı tetiklemeye başlamış ve doğum haritanızdaki diğer etkiler de uyanmış. Bu durum sizin çok önemli bir geçiş döneminde bulunduğunuzu gösteriyor.

RUMUZ: Aşıkl

Duygularınızın derinleştiği bir dönem ve zaten çok uzun süren bir ilişkinin yeni bir şekil almasını istiyor olmanız, duygularınızı daha da derinleştiriyor. Geçen iki yıllık süreç sizin için zaten çok zorlayıcı olmuş olmalı. Özellikle tarzınızı değiştirmeye zorlamış olabilir. Yükselen burcunuz Aslan olduğu için şimdi de Satürn Yükselen burcunuzu etkiliyor. Fakat sözünü ettiğiniz kadar yoğun duyguların nedeni Venüs ve Oğlak Burcunda geri giden Venüs... Bu sizi etkiliyor. İlişkinizin aşama yapma zamanı geldiğini işaret eden gökyüzünün konumu, sevdiğinizle ilgili olayları hatırlayıp duygusallaşmanıza ve karamsar bir hal içine girmenize neden oluyor. Aslında sizin için şimdi çok iyi bir zaman başlıyor. Fakat Şubat’a kadar geçen süre boyunca duygularınız derinleşmeye devam edecek ve bu sırada sevdiğinizle ilgili duygularınız değişebilir. Fakat Şubat’tan sonra verimli bir döneme giriyorsunuz. İsteklerinizi ortaya koyabileceğiniz bir dönem. Şayet bu sırada ayrılmaya karar vermezseniz bu sene evlenebilirsiniz.

RUMUZ: Ayşe

Doğum haritanda yüksek öğrenim yapabileceğin görünüyor. Üstelik kolay öğrenen birisin, fakat bilinenden daha fazlasını merak eden bir tabiatın var. Ve öğrenme potansiyelin yüksek olduğu için endişe duymana neden olacak bir durum yok. Fakat bu sene kendini çok fazla ciddiye almış ve kariyer yapmaya odaklanmış olmalısın. Bunun sonucunda korkuların uyanmış olabilir. Biraz rahat olmalısın. Çünkü bu yıl senin için başarılı geçecek. Yükselen burcun Koç.
Yazının Devamını Oku

Geleceğe yönelik istekleriniz yoğunlaşıyor

12 Ocak 2006
İkizler Burcundaki Ay, sabahın ilk saatlerinde Pluto’nu tetikleyecek. Gökyüzünün bu konumu, meydana gelen olayları derinden etkileyeceğini ve radikal değişikliklere zorlayacağını gösteriyor. Öğle saatlerinde Yengeç Burcuna giren Ay, bilinçaltını uyandıracak. Öğleden sonra meydana gelen olaylar bilinçaltını harekete geçirebilir. Ev konularının önem kazanması, anne ve büyüklerle ilişkilerin derinleşmesi ve geleceğe yönelik isteklerin yoğunlaşacağını işaret eden gökyüzünün bu konumu, aile bütünlüğünü sağlamak için güçlü duygular uyandıracak.

Kurban törenleri hakkında

Kurban Bayramı’nın anlamından uzaklaşan görüntüler karşısında duygularım karıştı. Televizyonda izlediğim haberler, cehaletin ölçüsünü sergilemenin ötesine geçti ve kurban töreni adı altında yapılan uygulamanın tarif edilemeyeceğine karar verdim. En azından benim zihnimde hiçbir mefhum uyanamadı.

Öfke ile karışan acıma duygusu içinde görüntüleri daha fazla izleyemedim. Sahibinin elinden kaçan hayvanlar ve onları yakalamaya çalışın insanlar tuhaf bir manzara oluştururken, bir çeşit katliam yapılıyormuş duygusu uyandıran kesim yerlerinin görüntüleri de mideme kramplar girmesine neden oldu.

Sonra haberlerin devamında acemi kasapların hastanelik olduğunu öğrenince, eh olacağı buydu demekten kendimi alamadım. Fakat Türkiye genelinde hastanelik olanların neredeyse 1500 kişiyi bulduğunu öğrenince, kurban töreni yerine başka bir şey yapıldığına karar verdim.

Öncelikle Kurban Bayramı ile bütünleşen "Kurban Töreni"nin bir tören duygusu içinde yapılması gerekmiyor mu, diye düşünmekten kendimi alamadım ve kurban törenleriyle ilgili okuduğum kitapları hatırladım.

Pagan dinlerinde yapılan kurban törenleri bile büyük bir huşu içinde geçiyor. Kurban edilen hayvan için dua ediliyor ve kurban edilen hayvanın korku ve benzeri duygularla çırpınmamasına dikkat ediliyor.

Tören sırasında muazzam bir atmosferin yaratıldığını anlatan kitaplarla, az önce izlediğim televizyondaki görüntüler hiçbir biçimde örtüşmüyor.

Acaba anlatılanlar mı yanlış, yoksa kurban töreni adı altında bu yapılanlar mı yanlış?

Fakat içsel olarak kurban töreni sırasında yapılan uygulamanın bir törene yakışır olması gerektiğini düşünüyorum. Yüksek bir saygının ifadesiyle törenin gerçekleşmesi gerekir. Bu saygının işareti olarak tören alanı düzenlenmiş, temiz ve bakımlı olmalı ve elbette töreni gerçekleştiren kişinin acemi olmaması öncelikle çok önemli.

Yoksa törene katılan kişiler bir mezbaha ile kurban töreni arasındaki farkı ayırt edemeyecekler. Üstelik bu törenleri çocukların da izlediğini düşünecek olursak ve gelecekte bu törenleri onların gördükleri gibi tekrarlayacaklarını bilirsek, ne yapmamız gerektiğini daha iyi anlayabileceğimizi düşünüyorum. Ve sizin de düşünmenizi diliyorum.
Yazının Devamını Oku

Etkileyici kişiler olayların yönünü değiştirebilir

11 Ocak 2006
Hareketli ve eğlenceli bir gün. Yakın çevre ilişkilerinin yoğunlaşacağını işaret eden gökyüzünün konumu, öğle üzeri hayal gücünü uyandırırken akşam saatlerinde ise duyguların değişmesine neden olabilecek olayların açığa çıkacağını gösteriyor. Dışarı çıkıp dolaşacak fırsatı olmayanlar, zihinsel olarak düş dünyasında seyahat edebilirler. Bugün hayaller, fanteziler ve etkileyici kişiler, duyguların değişmesine neden olabilir ve olayların yönünü değiştirebilir.

Tebessüm en büyük sadakadır

Geleneklerin önem kazanmasıyla birlikte bayramlar da önemli hale geliyor. Özellikle kutsal bayramlar, duyguları zayıflamış olanların imdadına yetişiyor. Kendisini hasta, yorgun, isteksiz ve mutsuz hissedenler için motivasyon kaynağı... Duygusal destek sağlayabilenler bence en büyük yardımı yapanlardır. Üstelik başkalarına yansıttığınız iyi duygular, onlardan geri dönüp size yansır ve bu sırada başkalarına yardımcı olurken asıl kendinize yardımcı olmuş olursunuz.

Bugün dostları ziyaret etme zamanı. Özellikle hasta olduğunu bildiğiniz yakınlarınızı ihmal etmeyin. Sadece telefon etmek yetmez. Fakat gidemeyeceğiniz kadar uzaktaysa en azından telefonla sesinizi duyurmak, güzel birkaç söz söylemek hem onu hem de sizi mutlu edecek.

Ulaşabileceğiniz mesafede bulunan dostlarınızı ve özellikle yalnız yaşadığını bildiğiniz tanıdıklarınızı ziyaret edin. Gülümseyin, hatrını sorun ve anlattıklarını dinleyin. Dinlediğinizi belli edin. Hoşgörü ve sabır gösterin.

Ziyaretlerinizi mecburiyet veya bir görev olarak değil, sevgiyle ve istekle yapın. İçinizdeki sevgi duygusunu yükselttiğiniz zaman isteğiniz uyanacaktır. Üstelik ziyaretiniz amacına ulaşacak, gittiğiniz kişiyi mutlu edecektir.

Rahmetli annem bir gün sohbet ederken şöyle demişti; "Bir tebessüm, en büyük sadakadır."

Bu sözü beni derinden etkilemişti. O güne kadar hiç düşünmemiştim. Ve sonrasında yolda yürürken tek başına balkonda oturan yaşlı bir insan gördüğüm zaman, içten bir tebessümle iyi günler dediğimi hatırlıyorum ve hiç tanımadığım o kişinin de bana gözlerinin içi parlayarak nasıl şevkle iyi günler dediği aklıma geliyor. Ve şimdi bayram. En azından bugün çevrenize sevgiyle bakabilir, gerçekten ihtiyacı olan dostlarınızı, yakınlarınızı arayıp onları mutlu edebilirsiniz. Ve onları mutlu gördüğünüz zaman içinizdeki enerjinin uyandığını ve çok mutlu olduğunuzu anlayacaksınız.

Kendi içine yönelmiş, sadece kendisiyle meşgul olan çağımız insanı için, kabuğundan sıyrılıp çıkmak ve kendisinden başka insanları görmek için bundan daha iyi bir zaman olamaz. Üstelik kendi içinizde kendinizle cebelleşirken, enerjinizin içinizde dönüp durması sonucunda patlama noktasına geldiğinizin farkına varmalı ve böyle bir zamanı enerjinizi serbest bırakmak için fırsat olarak kullanmalısınız. Enerjinizi sevgiyle çevrenize boşalttığınız zaman rahatlayacak ve gerilim uyandıran duygunun yerini yaşam enerjisinin coşkusu kaplayacak. Bayramınız kutlu olsun.
Yazının Devamını Oku

Yakın akrabalarla iletişim trafiği hareketleniyor

10 Ocak 2006
Hareketli bir gün. Kardeşler, kuzenler ve yakın akrabalarla iletişim trafiği hareketlenirken, öğleden sonra aniden ortaya çıkan durumlar huzursuzluk uyandırabilir. Fakat hem gerçekçi bir tavır içinde bulunmak, hem de olayların ciddiye alınması, duyguların denetlenmesine yardımcı olacak. Bugün endişelerden uzaklaşmaya bakın...

MEKTUPLAR

Kardeşinizle ilgili daha önce ortaya çıkan sağlık sorunu daha sonra tekrarlamış ve şimdi tekrar ortaya çıkabilir. Onun için üzüldüğünüzü belirtiyorsunuz ancak sert bir tavır içinde bulunuyorsunuz. Aslında onun sevgiye ihtiyacı var. Elbette seviyorsunuz. Zaten üzüntünüzün ve sert tavrınızın ardında bu var. Fakat onun görünür bir sevgiye ihtiyacı var. Ona ne kadar çok sevdiğinizi gösterin. Özellikle şu sıralarda sevilmediğini düşünüyor. Ayrıca mekan değiştirmek iyi geleceği gibi psikolojik yardım almanız gerekiyor. Doğum anında Merkür’ün konumu son derece zeki biri olduğuna işaret ediyor. Zaten sağlık sorunları, çok zeki ve hassas biri olduğu için ortaya çıkıyor. Onunla sohbet edin ve anlamaya çalışın. Eleştirerek ve kızarak yaklaşmayın. O zaman daha fazla içine kapanacak. Özellikle bir hekime danışın. O size yol gösterecektir ve onun tavsiyelerine uyarsanız, sağlık sorunlarını çözmesine yardımcı olmuş olursunuz. Haziran dönemi zor geçebilir. Bu dönemi rahat atlatması için doğanın içinde (Bir kır evi olabilir) bulunmak onu rahatlatacak.

RUMUZ: Yıldız

Yükselen burcunuz Akrep. İçsel çatışmaların olması, kendinizi göstermek istediğiniz halde görünür olmanın pek de güvenli olmayacağı duygusu içinde bulunmanızdan kaynaklanıyor. Hem kendinizi göstermeyi çok istiyorsunuz, hem de yükselen burcunuzun tabiatına uygun davranıp göstermemeye çalışıyorsunuz. Bunun sonucunda içinizden yükselen duygu ile ortaya koyduklarınız çok başka olur ve içsel çatışmalar ortaya çıkar. Bu sene kendinizi çok fazla ciddiye alacak ve önemsediğiniz işleri yapabilmek için gayret göstereceksiniz. Doğum haritanızdaki Satürn’ün etkisi evlenmekten korkan biri olduğunuzu gösteriyor. Ancak bu sene evlenmek için güçlü arzular duyacaksınız. Tarzınızı ve bazı alışkanlıklarınızı değiştireceğinize işaret eden gökyüzünün konumu bu değişikliğinizi evlenerek gerçekleştirebileceğinizi gösteriyor.

RUMUZ: Sevgi

Sevdiğinizle aranızdaki ilişkinin aniden değişmesinin nedeni, onun beklentilerinin değişmesi. Onun yükselen burcu İkizler. Sizin yükselen burcunuz ise Yengeç. Onun Venüs’ü Yengeç burcunda duruyor. İlişkiler astrolojisi açısından yaptığım incelemeye göre aranızdaki uyumluluk çok yüksek. Birbirinize aşık olmuş olmanız gerek. Fakat geçiş yapan Uranüs onun özgürlük potansiyelini tetiklemiş ve isteklerinin değişmesine neden olmuş. Aslında Uranüs aynı zamanda sizi de etkiliyor ve yaşadığınız bu ilişki aracılığı ile kendinizi keşfedeceğinizi işaret ediyor. Ancak bu tecrübenin sizi fazlasıyla zorlayacağı ve ilişkiler konusunda bütün düşüncelerinizi değiştireceğini söyleyebilirim. Fakat sizin açınızdan şanslı bir yıl. Şayet kendinizle ilgili değişimi gerçekleştirmeyi başarabilirseniz, fırsatları görebileceksiniz.

RUMUZ: Ankara’dan Esin
Yazının Devamını Oku

Salgın hastalıklar endişe uyandırıyor

9 Ocak 2006
İlişkilerin önem kazandığı bir gün. Duyguların derinleşmesiyle birlikte, geçmişte yaşanan olayları hatırlatan durumlar ortaya çıkabilir ve önem kazanabilir. Bir zamanlar zirvede olan kişilerin ve önemsenen olayların iç yüzünü araştıranlar için uygun zaman. Ortaya çıkan olayların hayal gücünü tetiklediği bir dönem. İlaçlar, kimyasal maddeler, zehirler ve salgın hastalıklar endişe uyandırabilir ve duyguların derinleşmesine neden olabilir.

Şimdi dinlenme zamanı

Hayatı bir yolculuk olarak algılamaya başladığınız zaman, müthiş heyecan verici bir macera olarak yaşayabilirsiniz. Doğumla birlikte başlayan bu yolculuk sırasında karşılaştığınız olaylar, zaman zaman sizi çok fazla zorluyor olabilir. Yorgunluk ve isteksizlik duyabilirsiniz. Böyle zamanlarda küçük molalar vermek gerekir. Kendinize dinlenmek için izin verin ve bu zamanı en keyifli biçimde geçirin.

Yolculuğunuza ara verdiğiniz duraklama zamanlarını iyi değerlendirin. Özellikle karşınıza bir engel çıktığında ve bunu aşacak gücünüz kalmadığında, aşmak için debelenmek yerine sırtınızı bu engele dayayın ve oturup dinlenin. Bu sırada kötü talihinize söylenmeyin. Yoksa bu dinlenme zamanını boşuna harcamış olursunuz, hem de bu zaman içinde biriktireceğiniz enerjiden mahrum kalmış olursunuz. Çünkü duraklama zamanları enerji depolamak ve strateji yapmak için en uygun zamanlardır. Fakat bunu yapabilmek için mola verdiğinizi bilerek, kendinizi iyi hissetmek için dinlenmeye ihtiyacınız olduğunun şuurunda olarak yapmalısınız. Yoksa geç kalmışlık duygusu ya da başarısızlık duygusu içinde kıvranırken dinlenmek bir işe yaramaz. Aksine kendinizi daha yorgun ve daha bedbaht hissedersiniz. İhtiyacınız olan enerjiyi biriktiremeyeceğiniz gibi düşünecek haliniz de kalmaz.

Halbuki olaylar sizi kendinizle başbaşa kalmanız, oturup düşünmeniz, ilişkilerinizi pekiştirmeniz için zorlamaktadır. Karşılaştığınız engel, sizin durup düşünme zamanınız geldiğini işaret etmektedir. Gittiğiniz yolu, isteklerinizi, kendinizi anlamak ve bilmek için mola vermeniz gerekmektedir. Siz ise böyle bir durumda yolunuza devam edemediğinizi düşünürseniz, dinlenme zamanını ızdırap içinde kendinizi helak ederek geçirmiş olursunuz.

Karşılaştığınız olaylar ilerlemenizi durduruyorsa, karşınıza aşılmaz gibi görünen engeller çıkarıyorsa ve siz kendinizi kötü hissediyorsanız, önce mola verin. Bunu kendi isteğinizle yaptığınızı düşünün ve karmaşık duygularınızı dostlarınızla paylaşın. Sevdiklerinizle görüşün ve onların size sevgiyle sarılmalarına izin verin. Dikkatinizi kendinizden uzaklaştırın ve çevrenize bakın.

Aslında herkesin sizin gibi olduğunu anlayacaksınız. Herkesin aşması gereken başka engelleri olabilir ve kendi yaşadığınızın en zor olduğunu düşünebilirsiniz; fakat herkes kendisine göre en az sizin kadar zorlanıyor. Bunu anladığınız zaman siz de sevgiyle davranacak ve içinizdeki sevgiyi dışarı yansıtacaksınız. Dostlarınızın ilgisi ve sevgisi, sizin de derinlere gömülmüş sevginizi serbest bırakmanıza yardım edecek. Böylece hayatınızın akışı içinde verdiğiniz küçük mola enerjinizi yükseltirken, yolunuza devam etmek için yeni stratejiler geliştirmenizi sağlayacak. Şimdi dinlenme ve dostlukları pekiştirme zamanı.
Yazının Devamını Oku