Yasemin Boran

Ayrıntılar önem kazanabilir

10 Şubat 2006
Yengeç Burcunda dolaşan Ay, bugün ev ve aile işlerinin önem kazanacağına işaret ediyor. Geçmiş günler ve hatıralar duyguların derinleşmesine ve bilinçaltının harekete geçmesine neden olabilir. Geçmişte yaşanmış bazı olaylara büyüteç tutulabilir ve şimdiye kadar önem verilmemiş ayrıntılar önem kazanabilir. Aynı zamanda koruma ve korunma ihtiyacı duyulan konular ortaya çıkabilir.

MEKTUPLAR RUMUZ: YILDIZLAR

Sizin yükselen burcunuz Boğa. Duygularınız güçlü olduğu halde ayaklarınızın yere basmasının nedeni yükselen burcunuzun etkisinden kaynaklanıyor. Ayrıca, parasal konulara yönelik yüksek anlayışınız hem burcunuzdan, hem de yükselen burcunuzun etkisiyle ortaya çıkıyor. Dolunaydan etkilenmenizin nedeni hem burcunuzun idarecisi Ay olduğu için, hem de doğum anında dolunay olduğu için. Bu yıl büyük istekler duyacak ve yatırıma yönelik atılımlarda bulunacaksınız. Yalnız aile büyüklerinin ve saygı duyduğunuz yaşlı kişilerin üzerinizde baskısı olabilir. Davranış biçiminizi ve alışkanlıklarınızı değiştireceksiniz, fakat bu sene şansınız yükseliyor. Nisandan sonra fırsatlar dönemi başlıyor. Temmuz-ağustos aylarında evlilik arzularınız yükselecek. Yıl sonuna doğru evlenmeniz mümkün.

RUMUZ: SERPİL-İSTANBUL

Doğum yerinizi belirtmediğiniz için yükselen burcunuzu tespit etmem mümkün olamadı. Güneş’in konumuna göre bu yıl sert etkiler altında bulunmadığınızı söyleyebilirim. Ayrıca, Satürn’ün olumlu etkilerini alacak ve son derece disiplinli ve kararlı çalışmalar içinde bulunacaksınız. Satürn, üzerinize aldığınız sorumlulukları yerine getirebilmenizi sağlayacak. Yaşantınızda istediğiniz değişikliği bu yıl yapabileceğiniz görülüyor.

RUMUZ: PARANOYAK

Doğum anında aldığınız etkiler sizin zeki ve duyarlı biri olmanıza neden oluyor. Yükselen burcunuzu tespit edemedim. Çünkü, doğum yerinizi belirtmemişsiniz. Bu nedenle ayrıntılı inceleme yapamıyorum. Fakat, endişelerinizin büyük bir bölümü zekanızdan kaynaklanıyor. Fazla ayrıntılı düşünüyor ve düşüncelerinizin sonucunda korku oluşuyor. Şimdi Güneş’inizin aldığı etkiler nedeniyle hayatınızda büyük değişiklikler yapacağınız bir dönemde bulunuyorsunuz. Üstelik bunlar köklü ve büyük değişiklikler olacak. Böylece şimdiye kadar edinmiş olduğunuz düşünceler de değişecek. Ayrıca, sözlünüzün doğum anındaki Güneş’in konumu onunla anlaşabileceğinizi gösteriyor. Sizi bekleyen tecrübelerden korkmayın. Karşınıza çıkan olayların sizi geliştirecek olan birer tecrübe olduğunu düşünerek değerlendirin. Böylece kendinizi fazla kaptırmaz ve büyük korkulardan uzak kalmış olursunuz.

RUMUZ: MUSTAFA YILDIRIM

Sizin yükselen burcunuzu da tespit edemiyorum. Çünkü, doğum zamanınızı tam olarak belirtmiş fakat doğum yerinizi yazmayı unutmuşsunuz. Güneş’in konumuna göre genel olarak bu yıl sizin için atılımlar yılı olabilecek. Zihinsel faaliyetleriniz yükselecek. Ancak, düşünce sisteminizde önemli değişiklikler meydana gelebilir. Özellikle kardeşler ve aile bireyleriyle ilgili sürprizler ortaya çıkabilir. Düşüncelerinizi değiştirmeyi başarabilirseniz, sorunları kolay aşabilirsiniz.
Yazının Devamını Oku

Düşünceler yön değiştiriyor

9 Şubat 2006
Akıl, iletişim ve haberleşmeleri sembolize eden Merkür bugün burç değiştiriyor ve Balık Burcuna giriyor. Böylece düşüncelerin yönü değişiyor ve belirsiz konulara yöneliyor. Görünenden daha fazlasını anlamak, ortaya çıkarmak ve düşüncelerin derinleşeceğini işaret eden gökyüzünün bu konumu aynı zamanda dağınıklık da yaratabilir. Hastaneler, hapishaneler, vakıf ve yardımlaşma kurumlarıyla ilgili çalışmaların hareketleneceği bir döneme giriliyor.

Korkunun başka gücü

"Serinkanlı olun, tepkilerinizi kontrol altına alın, duygularınıza kapılmayın" demek çok kolay. Gerilimli bir dönemde, bir sürü endişeler zihnimizde oynaşırken ve olaylar ürkütecek kadar hızlı gelişirken, nasıl serinkanlı olunur?

Bu durumda önce sizi ürküten, korkutan ve hareketsiz bırakan nedir, bunu anlamalısınız. Sonuç her ne olursa olsun sizi ürküten şey, aslında düşüncelerinizin yarattığı korkulardan açığa çıkıyor.

Mesela başaramamaktan korktuğunuz zaman isteksiz oluyorsunuz. Canım hiçbir şey yapmak istemiyor gibilerinden bahanelerle bir türlü harekete geçmiyorsunuz. Yani o sırada korktuğunuzu dahi bilemiyorsunuz. Aslında biliyorsunuz!

Düşüncelerinizin harekete geçirdiği duygularınızı tetikleyen dışarıdaki etkilere kısaca göz atalım. Ve unutmayalım ki, dışarıdan sizi etkileyen her ne olursa olsun, bunların karşılığı içinizde ve derinlerde saklı bir yerlerde... Yoksa sizi etkilemez.

Aslında kendi iç potansiyelinizi anlamak için dışarıda meydana gelecek olaylara ihtiyacınız var. Yani iyi ki endişe veya korku gibi duygulara sahibiz. Yoksa hiçbir zaman öğrenemezdik. Kendi iç potansiyelimizi anlayamazdık.

Bunların üzerine "olmaz olsun" diyebilirsiniz. Fakat, bütün bu dış etkiler olmadan da kendinizi tanımanız ve gelişmeniz mümkün değil. Yani duygu ve düşünce oluşamaz.

Kendi yeteneklerimizi keşfedebilmek için dışardan gelecek zorlayıcı etkilere ihtiyacımız var. Ve zorluklar bazen hayatımızı tehdit edecek boyutlara ulaşabiliyor. Tabii bunun sonucunda korkularımız açığa çıkıyor. Fakat, korku duygusuna kapılmak bizi bir yere götürmeyeceği gibi daha da büyüyüp panik duygusuna dönüşebilir ve o zaman da öldürücü olabilir.

Halbuki korku duygusu, bizim kendimizi keşfetmemiz için çok gerekli bir duygu. İçsel potansiyelimizi anlamak için korku duygusunu kullanabiliriz.

Burada önemli olan kişinin dış etkilere maruz kaldığı anda düşünce ve duygularını yakalayabilmesi, kendini takip edebilmesi.

Tabii bunu yapabilmek hiç de kolay değil. Fakat, sanıldığı kadar zor da değil. Sadece sizi ürküttüğünü hissettiğiniz bir durum veya kişi ile karşılaştığınız zaman bir an için kendinizi unutmayı başarabilmeniz yeterli.

Yani kim olduğunuzu, sosyal statünüzü, kendinizle ilgili tüm düşüncelerinizi bir kenara bırakıp, karşınızdaki kişi veya olayın sizi nasıl etkilediğini anlamaya çalışın.

Daha doğrusu kendi içinizde nelerin harekete geçtiğini, hangi duygu ve düşüncelerin zihninizde yükseldiğini tespit etmeye çalışın. O sırada kendinizi korumak adına kasılmayın, sadece anlamaya çalışın. Aslında bunu kolayca başarabilirsiniz.

Sadece bugüne kadar öğrendiğiniz bilgilerle değerlendirme alışkanlığınızdan bir an için vazgeçmeniz gerekiyor. Tabii konu alışkanlıklar olduğu zaman yine zor bir engelle karşılaşmış oluyoruz. Ve en zor olan da bu alışkanlıklarımızı değiştirmek. Hatta bir an için yok saymak bile neredeyse mümkün değil.

Peki o zaman ne yapacağız? Yapılacak tek şey, korkularımızla karşılaşma cesaretini içimizde uyandıracağız. Kendimizi bırakacağız ve korkularımızla yüzleşeceğiz. İşte o anda içimizdeki bilgi uyanacak. Neden korktuğumuzu anlayacağız ve kendimizi keşfedeceğiz.
Yazının Devamını Oku

Kararları değiştirmek kolay olacak

8 Şubat 2006
Meydana gelen olaylar sistemle ilgili değişiklikler yapılması için zorlayacak. Düşünce biçimini değiştirmek, hızlı kararlar almak ve kararları değiştirmek kolay olacak. Açıklamaların net ve anlaşılır biçimde yapılması işleri kolaylaştırırken, bilinçaltını tetikleyen olaylar sert ve şiddetli tepkilerin açığa çıkmasına neden olabilir. Günün ilerleyen saatlerinde değişen duygular, derinden yükselen gerçek ihtiyaçların açığa çıkmasını sağlayacak.

Hatırlamak için düşmek gerek

"Küçük taş parçası dağın en tepesinde dururken bir zamanlar, kendisinin daha altında duran taşlara bakıp şişinir ve ’Ben en tepede hepinizin üzerindeyim. Her tarafı sizden daha çok görüyor ve daha çok biliyorum’ diyerek böbürlenir. Diğerleri, ’Senin gördüğün ve bildiğin ne varsa biz de aynısını biliyoruz. Hem sen, bizim sayemizde oradasın’ derlerse de, küçük taş onları dinlemez. Kendisini öylesine üstünlük duygusuna kaptırmıştır ki, büyük bir hırsla üstünlüğünü kanıtlamaya uğraşırken çaat diye kopup yumuşak karların üzerinde yuvarlanmaya başlar. Bu hareket hoşuna gitmiştir. Ne kadar üstün olduğunu bir kez daha kanıtladığını düşünür. Çılgınlar gibi yuvarlanmaya başlar. Yuvarlandıkça karlar üzerine yapışır. Yapıştıkça büyür. Büyüdükçe kendisine daha çok hak verir ve öyle kocaman olur ki, önüne ne gelirse yutmaya başlar. Yuttukça sevinç çığlıkları atar. Ve artık her şeyi küçümsemeye başlar. Tabii bu arada küçük bir taş parçası olduğunu tamamen unutur. O artık devasa bir çığ olmuştur. Fakat, nihayetinde küçük bir taş parçasıdır ve düzlüğe geldiğinde giderek yavaşlayıp durur. Bir süre ne olduğunu anlayamaz. Fakat, sıcak güneş günden güne eritir ve sonunda küçük taş parçası, çevresindeki yüzlerce taşın arasında kaybolur gider."

Çocuklara bir ibret masalı olarak anlatılan küçük taşın öyküsü aslında büyüklere anlatılmalı diye düşünüyorum. Özellikle kendimizi kaybedip büyük bir iddia ve hırs içinde kendimizden başkalarını unuttuğumuz, yok saydığımız, küçümsediğimiz ve aldırmadığımız zamanlarda birileri çıkıp bu öyküyü hatırlatmalı.

Kendimizden başkalarının da bizim bildiklerimizi biliyor olduğunu, duygu ve düşüncelerinin bulunduğunu, hangi derece ve hangi rütbede olursak olalım bulunduğumuz yere başkalarının varlığı sayesinde geldiğimizi bilmeliyiz.

Başkaları olmadığı takdirde zirve diye bir şey olamaz. Tepeden bakmak için tepeye çıkmış olmak gerekir, ancak o tepeyi oluşturanların da bizimle aynı olduğunu bilerek bakmayı öğrenmeliyiz.

Dağı oluşturan taş toprak yığınının en tepesindeki taş ile en altında bulunan taş arasında bir fark olmadığını anlamak için dağın tepesinden kopup düşmek gerekiyor mu?

Unutulduysa, evet!

Zirveyi oluşturanlar ile zirvede bulunan arasında bir fark olmadığı oluşum sırasında bilirken, oluşum aşamasından sonra unutulması çok şaşırtıcı. Fakat unutuyorsanız, düşmek hatırlamanın en temel aracı.

Bildiklerimizi yeniden öğrenmek şeklinde tanımlayabileceğim bu süreç, son derece sancılı görünebilir, fakat küçük taşın öyküsü bana sanki başka yolu yokmuş gibi görünüyor. Elbette bilerek yaşayanların böyle bir deneyime ihtiyacı kalmıyor.
Yazının Devamını Oku

Şiddetli tepkiler açığa çıkabilir

7 Şubat 2006
Sabahın erken saatlerinde ortaya çıkan sürpriz durumlar ilginç önlemlerin alınmasına neden olabilir. Teknolojide ortaya çıkan mucizevi gelişmelere karşılık şaşkınlık uyandırıcı yöntemler ve buna bağlı karışıklıklar da açığa çıkabilir. Meydana gelen olaylar hayal gücünü harekete geçirirken endişeleri ve kuruntuları da besleyecek. Yanılgıların neden olacağı olaylar kitlesel boyutlar kazanabilir ve şiddetli tepkiler açığa çıkabilir.

KİTAP

Mistik Kabala

Hermetik Kabala’nın sırlarını anlaşılır bir dille açıklayan Dion Fortune’un yazdığı "Mistik Kabala" adlı kitap metafizik gerçekleri araştıranlar için kaynak değerini taşıyor. Hatta Hermetik Kabala’yı öğrenmek isteyenler için bir başlangıç kitabı niteliğinde. Ancak yine de bu kitabı anlayabilmek için spritüel felsefeyi bilmek ya da en azından metafizikle az da olsa ilgilenmiş olmak gerekiyor. Fakat spritüalizm, okultizm ve mistisizm hakkında fikri olmayanlar da "Mistik Kabala"yı okumaya başladıkları andan itibaren içinde sözü edilen konuları araştırma ihtiyacı duyarak bilgi dağarcıklarını genişletebilirler.

Kabala, "Hayat Ağacı" üzerine kurulu kadim bir sistem. Dion Fortune şöyle tarif ediyor: "Kabalanın yönteminden bahis açılmışken, kadim hahamlardan biri, ’Eğer melek insanla konuşacaksa insan biçimine bürünmelidir’ der. Bizim Hayat Ağacı dediğimiz ilginç sembol sistemi, evrende ve insan ruhunda tezahür eden bütün etki ve kuvvetler ile bu kuvvetlerin karşılıklı etkileşimlerini, her birimin görece konumları görülsün ve aralarındaki ilişkiler takip edilebilsin diye bir şemaya indirgeme denemesidir. Hayat Ağacı kısaca bilimin, psikolojinin, felsefenin ve teolojinin iskeletidir."

Hermes Yayınları’ndan çıkmış olan "Mistik Kabala", Murat Sağlam’ın çevirisi. Doğrusu böylesine ciddi ve ağır bir ezoterik bilgiyi aktaran kitabın tercüme edilmiş olması gizli bilgilerin artık gizli olmadığının işaretini taşıyor. Para kazanma kaygısının ötesine geçip anlaşılır olma çabası taşımadan anlatmak için bilgiyi sindirmiş olmak gerekir ve şimdi bilgiyi açığa çıkarma zamanı.

Yılmaz Ulusoy’un kitabı

Yılmaz Ulusoy ilginç ve renkli bir şahsiyet. İş hayatının yanı sıra sosyal faaliyetlerinin son derece aktif olduğunu gördüğünüz zaman, enerjisinin ve zekasının boyutlarını kavrayabiliyorsunuz. Kitap hakkındaki fikrini Yılmaz Ulusoy şöyle dile getiriyor:

"Şubat 2004 tarihinde yayımlanan kitabım, ’Yılmayan Bir Adamın Öyküsü’nün ilk baskısından elde edilen 200 milyar TL gelirin tümü Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı’na takdim edilmiştir. Sanırım Türkiye’de ilk kez bir kitap satışının bu miktara ulaşan geliri eğitim sorununun çözümü için kullanılmıştır. Bir ilke imza atmaktan fevkalade mutluyum. Kitabın geliri dört bin çocuğa eğitim imkanı sağlamıştır. Benim için okumak, yazmak, dinlemek, çalışmak ve sevmek toplumun gelişmesi için beş anahtardır. Okuyanların, yazanların, dinleyenlerin, çalışanların ve sevenlerin gittikçe çoğaldığı bir toplum olmamamız en büyük dileğimdir. Bu anlamlı heyecanın verdiği enerjiyle, kitabımı yeni bir edisyondan geçirtip genişletmeye karar verdim. Değişen dünya koşulları ve AB yolunda hızla ilerleyen Türkiye’nin sorunlarını güncelleyerek tekrar dile getirmek istedim. Kitabımın genişletilmiş baskısını dostlarıma, sevdiklerime ve özellikle araştırmacı, okuyan, yazan, düşünen ve yeniliklere hemen adapte olan Türk gençliğine sunmaktan onur duyuyorum."
Yazının Devamını Oku

Sorunlar çözülmeye başlıyor

6 Şubat 2006
Bugün yolculuklar sırasında karışıklıklar ortaya çıkabilir. Kaza potansiyelini işaret eden gökyüzünün konumu, duygusal geriliminin sonucunda öfkeli topluluklar arasında tartışmalar çıkabileceğini gösteriyor. Öğleden sonra duygular değişecek ve daha tedbirli davranışlar açığa çıkacak. Özellikle günün ilerleyen saatlerinde disiplin sağlanması ve duyguların denetlenmesi mümkün. Üstelik Venüs’ün ilerlemeye başlamış olması, ilişkilerde ortaya çıkan sorunların çözümlenmeye başlayacağını gösteriyor. Aynı zamanda parasal çalışmalar da hareketleniyor.

Tuhaf karışıklıklar

Son zamanlarda sebebini anlayamadıkları karışıklıkların meydana geldiğini yazanlar, özellikle iletişimle bağlantılı tuhaf durumların ortaya çıktığını belirtiyorlar. Mektuplardan biri kardeşiyle yaşadığı olayı anlatırken "Çok anlamsız tartışmalar içindeyiz, ortada neden yokken bir anda kendimizi kavga ederken buluyoruz. Ev, yaşanmaz hale geldi ve içimden herkesin mutluluğu için benim gitmem gerektiğini düşünüyorum" diyor; bir diğeri arkadaşlarıyla arasında çıkan anlaşmazlıkların nedenini çözmeye çalışırken hiçbir anlamı olmadığını fark etmiş ve bu durumun kendisini bunalttığını yazmış. Sevgilisiyle, eşiyle ve çocuklarıyla anlaşamadıklarını yazan ve şimdiye kadar hiç sorun olmayan konuların sorun haline geldiğini belirtenlerin sayısı o kadar çok ki! Tek tek bunları cevaplamak yerine, gökyüzünün konumunu açıklayarak toplu cevap vermenin daha uygun olacağını düşündüm.

Öncelikle duyguların derinleşip düşüncelerin değişmeye başladığı bir süreç içinde bulunulduğunu belirtmek istiyorum. Oğlak burcunda uzun bir süredir geri giden Venüs durdu ve üç gündür ilerlemeye başladı. Fakat bu ilerleme hareketi öylesine yavaş ki, neredeyse duruyor gibi. Duyguları sembolize eden Venüs’ün böyle göründüğü dönemler derinleşmiş duygular belirli bir noktada takılı kalındığını işaret eder. Özellikle ilişkiler ve finans konularında geçmişe ait yaşanmış olaylar bilinçaltından bilinç düzeyine yükselir ve bu sırada devam eden hayat içinde önemli konular gözden kaçırılır ve anlamsız karışıklıklar çıkar. Bütün bunlara ilave olarak hayalleri sembolize eden Neptün’ü tetikleyen Jüpiter kuruntuların açığa çıkmasına ve yanılgılara neden olurken, aynı zamanda Mars’ın beklentileri arttırması ve isteklerin gerçekleşmesi için zorlaması da tuhaf karışıkların meydana gelmesine neden oluyor. Aslında dikkatinizi kendinize yöneltmeli ve meydana gelen karışıklıkları anlamaya çalışmalısınız. Çünkü olaylar, kendinizle ilgili, beklentileriniz ve istediklerinizle ilgili anlamanız gereken çok önemli bir noktayı işaret ediyor.

Bunun geçici bir dönem olduğunu düşünmelisiniz ve aceleci kararlar vermekten, kırıcı davranışlarda bulunmaktan kaçınmalısınız. Üstelik şu sıralarda aklı sembolize eden Merkür, büyük enerjiyi sembolize eden Mars’ı tetiklemiş bulunuyor. Zihin faaliyetinin hızlanacağını işaret eden bu konum, aynı zamanda aceleci davranışlar ve kırıcı sözlerin açığa çıkacağını gösteriyor. Acele ettiğiniz zaman hata payı artar. Mesela geçenlerde 3 Şubat yerine 3 Ocak yazısını göndermiş olduğumu gazeteyi elime alıp baktığımda anladım. 3 Ocak ile 3 şubat dosyaları alt alta duruyor ve yazıyı gönderirken yanlış dosyaya tıkladım. Çok basit gibi görünen fakat mide kramplarına neden olabilecek kadar kendinize kızmanıza neden olan hatalar yapabilirsiniz. Bir de bunun farkına varmayıp sonrasında kendiniz yerine karşınızdaki kişilere kızacak olursanız, hem ilişkilerinizde sorunlar yaşarsınız, hem de nedenini anlamadığınız tuhaf olarak tanımladığınız karışıklıklar yaşarsınız.
Yazının Devamını Oku

Merkür burç değiştiriyor

3 Şubat 2006
Bugün önemli değişiklikler için hazırlık yapılabilir. Duygular yerine katı gerçeklerin zorlayıcı baskısı önem kazanacak ve olaylara gerçekçi açıdan bakılacak. Meydana gelen olaylar, bilinen gerçeklerin ardındaki gerçekleri ortaya çıkarabilir ve geçmişin karanlıklarında kalmış bilgiler ve belgeler şimdiye kadar kabul görmüş yorumların değişmesine neden olabilir. Bunun sonucunda ortaya çıkan karışıklıklar dünyaya yeni bir bakış açısı kazandıracak. Gecenin ilerleyen saatlerinde Merkür burç değiştirecek ve Oğlak burcuna girecek.

MEKTUPLAR

n RUMUZ: SÜMBÜLE

"Merkür ve Sağlık" başlıklı yazınızı okuyunca, sanki dualarıma karşılık almışım gibi oldu. 1965 Ekim’inde ders yaparken okulda aniden işitme kaybı oldu ve öğretmenin konuşmalarını anlayamadım. Doktor doktor dolaştık, sonuç alamadık. Ramazanda Ankara’da Hacetepe’ye gittik. Kulaklarım yeniden gündeme geldi. Tam da bugünlerde cihaz deneyeceğiz. Merkür’ün bu dönemi ne zaman bitiyor ve bu konuya tekrar yer verir misiniz? Yıldız haritamda sağlık konusu anlaşılır mı? Bir de yükselen burcumu merak ediyorum.

Ne yazık ki, mektubunuzu şimdi gördüm ve geri giden Merkür 5 Aralık’tan itibaren düzelmiş bulunuyor. Doğum haritasında sağlık sorunlarını tespit etmek mümkün. Ancak doğum zamanının tam olarak biliniyor olması gerekiyor. Sizin ise doğum saatiniz belli değil. Akşam saatleri ve dile getirdiğiniz problemi hesaba katarak kabaca bir yıldız haritası hesapladım, fakat buna göre yükselen burcunuzu belirlemek mümkün değil. Ancak sözünü ettiğiniz 1965 yılında geçiş yapan Satürn’ün sizi etkilemiş olduğu görülüyor. Doğum zamanınıza göre ekim ayında aniden ortaya çıkan sağlık probleminin öncesinde sizi çok fazla etkilemiş ve baskı yaratmış bir durum yaşamış olmanız gerekiyor. Babanızla ilgili bir durum olabilir veya zihinsel baskı yaratan değiştirici bir etkiye maruz kalmış olabilirsiniz. Satürn geçişinde ise ortaya çıkmış olmalı. Şimdi bu durumun değişme zamanı gelmiş. Cihazın sonuçlarını bana bildirirseniz sevinirim.

n RUMUZ: BEYAZ

Doğum zamanınızı tam olarak belirtmişsiniz, fakat saat olarak 12 demişsiniz. Şayet öğlen 12’de doğduysanız yükselen burcunuz Başak. Fakat gece yarısı 12 ise o zaman yükselen burcunuz Balık olur. Öğle 12’ye göre çıkardığım yıldız haritasında Ay Akrep burcunda gözüküyor, fakat gece yarısı doğduysanız değişir ve aslında doğum haritanızla ilgili yapılacak yorum tamamen değişir. Bu nedenle doğum bilgilerinizi tekrar göndermeniz gerekiyor.

n RUMUZ: TOPRAK

Yükselen Burcunuz Aslan. Fakat burcu Boğa olan bir Aslansınız. Geçen yıl sizin için çok önemli tecrübeler dönemi olmuş. Geçen iki yıllık süreç büyük değişimler dönemiydi. Şimdi 1975’in ikinci yarısı ve 1976 yıllarında doğanlar için çok önemli bir dönem başlıyor. Üstelik yükseleni Aslan olan Boğalar için alışkanlıklarını değiştirme zamanı gelmiş bulunuyor. Biraz makul olmaya ve iyimser bir tavır içinde bulunmaya özen gösterin.
Yazının Devamını Oku

Yeni başlangıçlar yapmak için güçlü arzular uyanacak

2 Şubat 2006
Yeni projeler yapmak için uygun bir gün. Girişimde bulunmak ve yeni başlangıçlar yapmak için güçlü arzuların uyanacağına işaret eden gökyüzünün konumu, aynı zamanda endişe uyandıran bazı karışıklıkların da olabileceğini gösteriyor. İdeallerin değişmesine neden olabilecek durumların açığa çıkması, düşünceleri ve alınmış kararları etkileyebilir ve önemli değişikliklerin meydana gelmesine neden olabilir. Hayal gücünü tetikleyen olaylar daha derin araştırmalar yapılmasına neden olabilir ve görünen, bilinen pek çok şeyin perde arkasını gözler önüne serebilir.

Korkularınızla yüzleşin

Serinkanlı olun, tepkilerinizi kontrol altına alın, duygularınıza kapılmayın demek çok kolay. Yani söylerken sanki uygulanması çok basit bir işten bahsediliyormuş gibi gelse de, iş uygulamaya geldiği zaman durum hiç de öyle olmuyor. Üstelik böylesine gerilimli bir dönemde bir sürü endişeler zihnimizde oynaşırken ve depremin korkusu yeniden içimizi sarmışken "Nasıl serinkanlı olunur" diyeceksiniz.

Bu durumda önce sizi ürküten, korkutan ve hareketsiz bırakan nedir, bunu anlamalısınız. Endişenizin veya korkunuzun gerçek kaynağını biliyor musunuz?

Sonuç her ne olursa olsun sizi korkutan, ürküten ve hareketsiz bırakan şey, aslında sizin düşüncelerinizin yarattığı duygularınız sonucunda açığa çıkıyor. Yani her ne hal içine giriyorsanız, yaratıcısı sizsiniz. Tabii bir de çok derinlerden gelen korkular var.

Şimdi düşüncelerinizin harekete geçirdiği duygularınızı tetikleyen dışarıdaki etkilere kısaca göz atalım. Ve unutmayalım ki, dışarıdan sizi etkileyen her ne olursa olsun, bunların karşılığı içinizde ve derinlerde saklı bir yerlerde. Yoksa sizi etkilemez.

Aslında kendi iç potansiyelinizi anlamak için dışarıda meydana gelecek olaylara ihtiyacınız var. Yani iyi ki, endişe veya korku gibi duygulara sahibiz. Yoksa hiçbir zaman öğrenemez, gerçek potansiyelimizi anlayamazdık. Bunların üzerine "Olmaz olsun" diyebilirsiniz. Fakat, bütün bu dış etkiler olmadan da kendinizi tanımanız ve gelişmeniz mümkün değil. Yani duygu ve düşünce oluşamaz.

Kendi yeteneklerimizi keşfedebilmek için dışarıdan gelecek zorlayıcı etkilere ihtiyacımız var. Ve zorluklar bazen hayatımızı tehdit edecek boyutlara ulaşabiliyor. Tabii bunun sonucunda korkularımız açığa çıkıyor. Fakat korku duygusuna kapılmak bizi bir yere götürmeyeceği gibi, daha da büyüyüp panik duygusuna dönüşebilir ve o zaman da öldürücü olabilir. Halbuki korku duygusu, bizim kendimizi keşfetmemiz için çok gerekli bir duygu. İçsel potansiyelimizi anlamak için korku duygusunu kullanabiliriz. Burada önemli olan kişinin dış etkilere maruz kaldığı anda düşünce ve duygularını yakalayabilmesi, kendini takip edebilmesi. Tabii bunu yapabilmek hiç de kolay değil. Fakat, sanıldığı kadar zor da değil. Sadece sizi ürküttüğünü hissettiğiniz bir durum veya kişi ile karşılaştığınız zaman, bir an için kendinizi unutmayı başarabilmeniz yeterli.

Yani kim olduğunuzu, sosyal statünüzü, kendinizle ilgili tüm düşüncelerinizi bir kenara bırakıp karşınızdaki kişi veya olayın sizi nasıl etkilediğini anlamaya çalışın. Daha doğrusu kendi içinizde nelerin harekete geçtiğini, hangi duygu ve düşüncelerin zihninizde yükseldiğini tespit etmeye çalışın. O sırada kendinizi korumak adına kasılmayın, sadece anlamaya çalışın. Aslında bunu kolayca başarabilirsiniz.

Sadece bugüne kadar öğrendiğiniz bilgilerle değerlendirme alışkanlığınızdan bir an için vazgeçmeniz gerekiyor. Tabii konu alışkanlıklar olduğu zaman yine bir engelle karşılaşmış oluyoruz. Ve en zor olan da bu alışkanlıklarımızı değiştirmek.

Peki o zaman ne yapacağız? Yapılacak tek şey, korkularımızla yüzleşmek.
Yazının Devamını Oku

İlginç planlar yapılabilir

1 Şubat 2006
Bugün hayal gücünü harekete geçiren olaylar meydana gelebilir. Aslında son derece ilginç planlar yapılabilir ve geleceğe yönelik fantastik sayılabilecek projeler ortaya çıkabilir. Duygu ve düşünceleri değiştirecek olayların açığa çıktığı bir dönem. Bilinçaltını bilinç düzeyine ulaştıracak yöntemlerin ortaya konulacağı bu devre içinde açığa çıkan olaylar, yanılgıları da beraberinde getiriyor. Gerçek ve sahte olanın birbirine karıştırılması mümkün.

MEKTUPLAR

RUMUZ: MELEK

Astrolojik açıdan ilginç bir dönemdesiniz. Yükselen burcunuz Akrep. Yani siz Akrep gibi davranan bir İkizler oluyorsunuz. Bunun sonucunda çevrenizin de size söylediği gibi pek İkizler özelliği sergilemiyorsunuz. Fakat bu durum sizin İkizler özellikleri ortaya koymayacağınız anlamına gelmiyor. Aynı zamanda birden fazla konuyla ilgilenmeniz ve duygularınızın hızlı değişmesi tipik bir İkizler özelliği. Şu sıralarda isteklerinizin tamamen değişmiş olması gerek. Çünkü Uranüs’ün sizi tetiklediği ve farklı yönlerinizi keşfedeceğiniz bir dönemdesiniz. Üstelik aşk potansiyeliniz de harekete geçmiş. Fakat sözünü ettiğiniz dayanılmaz duygularla başa çıkabilmek için sosyal faaliyetlerde bulunmalı ve hiçbir şey yapamıyorsanız hobi kurslarına gitmelisiniz. Böylece hem zihinsel açıdan, hem de fiziksel açıdan rahatlayabilirsiniz. Mart ayı sizin için zorlayıcı bir dönem. Şiddetli tepkiler göstermekten ve çevrenizi (özellikle kardeşinizi) zorlamaktan kaçınmalısınız. Fakat nisandan sonra sizin için iyi bir dönem başlıyor. Şansınız yükseliyor. Fırsatları değerlendirmeye çalışın.

RUMUZ: AYSEL

Sevdiğinizle aranızdaki ilişkiler astrolojik açıdan son derece uyumlu. Sizin Güneş’iniz ile onun Ay’ı kavuşum yapıyor ve aranızda güçlü bir çekim olduğuna işaret ediyor. Ancak her ikinizin de şefkate ihtiyacı var ve sizi birbirinize çeken de bu. Fakat onun biraz huzursuz bir kişiliği var. Siz ise zorlayıcı bir tipsiniz. Onun üzerinde baskı kurmaktan kaçının. Kıskançlıktan kaynaklanan davranışlarda bulunmayın. Kıskandığınızı yüksek sesle söylemeniz, imalı davranışlarda bulunmanızdan daha iyi olacak. Özellikle gizli baskı yapmayın, çünkü onun duyarlılığı çok yüksek. Üstelik size karşı çok iyimser ve duyguları çok yoğun. Sevgiyle davrandığınız zaman ilişkiniz çok daha sıcak bir yönde gelişecek. Mayıs ayında ilişkiniz son derece yoğun ve hareketli bir döneme giriyor. Ancak bu sırada beklentileriniz de artabilir ve buna bağlı olarak gerilim açığa çıkabilir. Ona karşı ısrarcı ve sert bir tavır içine girmek yerine anlayış ve sevgiyle davranırsanız, ilişkinizi istediğiniz yönde geliştirebilirsiniz.

RUMUZ: KANDİL

Yükselen burcunuz Terazi. Sahip olma duygunuz çok kuvvetli. Bu durum sahip olduklarınızı kaybetme korkusunu da beraberinde getiriyor ve farkında olmadan sevdiklerinize çok fazla baskı yapıyorsunuz. Bunun sonucunda onlar da kaçıp gidiyorlar. Biraz daha yumuşak davranmaya ve özellikle eşinizi ve çocuğunuzu zorlamamaya özen gösterin. Sözünü ettiğiniz olaylar, sizin tarzınızı değiştirmeye zorlayan durumlardan başka bir şey değil. Şimdilik ısrarcı davranmayın ve olayları akışına bırakın. Üstelik sizi üzdüğünü söylediğiniz konuda yanılmış olduğunuz ortaya çıkabilir ve o zaman daha fazla üzülebilirsiniz. Aceleci karar vermeyin. Yılın sonlarına doğru rahatlayacaksınız ve sorunlarınız azalmaya başlayacak.
Yazının Devamını Oku