Yasemin Boran

Olaylar baskı uyandıracak

31 Ocak 2006
Çok ilginç gelişmelerin meydana geldiği bir gün. Aniden ortaya çıkan durumlar son derece şaşırtıcı olacak. Bilinçaltını etkileyen unsurları açığa çıkaran yöntemler keşfedilebilir. Sağlık ve şifa konularında bilinen yöntemlerden çok başka uygulamalar ortaya çıkacak. Eski ile yeni yöntemlerin birleştiği ilginç tedaviler, son derece dikkat çekici olacak. Alışkanlıkların değişmesi için zorlayan olaylar baskı uyandıracak, fakat aynı zamanda disiplin ve sabır geliştirilmesini sağlayacak.

Köpek yılının işaret ettikleri

Çin takvimi 60 yıllık periyotlardan oluşuyor ve 12 yıllık dönemlere bölünüp her bir yılı bir hayvan ve beş elementten biri sembolize ediyor. Yılların hayvan isimleri ile anılması ve o hayvanın özelliklerinin atfedilmesi ise ilginç bir efsaneye dayanıyor.

Efsaneye göre Buda, krallığındaki tüm hayvanları davet etmiş ve bu davete sadece hayvanlardan 12’si gelmiş. O da davetlilerini şereflendirmek için her birinin ismini bir yıla vermiş. İlk gelen fare olduğu için ilk yıla Fare Yılı denilmiş ve son gelen Domuz da 12. yıla adını vermiş.

Efsaneye göre böyle; fakat Fare, Manda, Kaplan, Kedi, Ejderha, Yılan, At, Keçi, Maymun, Horoz, Köpek, Domuz sıralamasının neye göre nasıl yapıldığı ve yılların yöneticisi olarak nasıl belirlendiği hakkında tatmin edici bir açıklama ile karşılaşmadım. Fakat ilginç olan, yılları yöneten hayvanların özellikleri ile o yılın garip bir biçimde örtüşüyor olması. Ve o yılın içine doğmuş kişilerin benzer özellikler gösteriyor olmaları...

Aslında aynı yıl doğanlar arasında yılı tarif eden özelliklerin ortak olması çok doğal. Mesela bu sene doğanlar Aslan burcundaki Satürn etkisinde dünyaya geliyorlar ve başka ortak özellikler de var. Ve bu durum yılın nasıl geçeceğini de tarif ediyor. Ancak bunu 60 yıllık bir döngü içinde her 12 yılı bölüp yıllardan birini bir hayvan ile sembolize etmek ve o hayvanın özellikleri ile yılın özelliklerinin örtüşmesi başka türlü bir matematik. Ve üstelik son derece tutarlı. Mesela Çin astrolojisini ciddiye alacak olursanız, çocuğunuzun cinsiyetini önceden belirleyebilirsiniz. Ve hatta daha ötesine geçip kız ya da erkek çocuğa sahip olmak için dönemlerinizi belirleyebilirsiniz.

Bu sene Çin Astrolojisine göre Köpek yılı, ama Ateş etkisindeki Köpek yılı. Çünkü yılları hayvanlardan başka bir de elementler yönetiyor. Ateş etkisindeki Köpek ile Toprak etkisindeki Köpek tarifleri başka. Fakat temel özellikleri aynı, sadık ve sabırsız.

Huzursuzluk, gerilim ve tartışmaların tırmanacağı bir yıl. Aynı zamanda tartışmalar sadece hırlaşma düzeyinde kalabilir. Buna karşılık adaletin sağlanması için zorlayıcı etkilerin açığa çıkacağı söylenebilir. Üstelik Ateş etkisindeki Köpek yılı, tartışmaların son derece hararetli olacağına işaret ederken, dürüstlük ve samimiyet önem kazanacak. Sahtekarlıkların ortaya çıkması, güvenilir olana duyulan ihtiyacın artması söz konusu olacağı gibi, tarafların birbirine girmesi ve ortalığın karışması da söz konusu. Uyuşturucu ve alkol satışları artarken bağımlılık tedavileri ve bilinçaltı, davranış psikolojisi önem kazanacak.

Köpek yılında doğanlar için mükemmel bir yıl. Emeklerinizin sonucunu alacak ve başarıyı yakalayacaksınız; ancak başarınız başınızı döndürmesin ve sizden yararlanmaya çalışanlara karşı tedbirli davranın.
Yazının Devamını Oku

Yanılgılar konusunda tedbirli olmalısınız

30 Ocak 2006
Bugün duyguların açığa çıkardığı düşünceler, son derece ilginç fikirlerin ortaya çıkmasına neden olacak. Yanılgılar konusunda tedbirli olmak gereken bir gün... İlaç kullanımı ve zehirlenmelere karşı önlem almak gerekiyor. Meydana gelen olaylar hayal gücünü uyandıracak, ancak kuruntular ve yanılgılara neden olabilir. Bu nedenle ortaya atılan iddialar ve açığa çıkan durumlar karşısında hemen karar vermemek gerek. Yanlış anlamalar sonucu ortaya çıkan olaylar önemli değişikliklere neden olabilir.

Şubat ayında neler olacak

Bugünden itibaren her ayın son pazartesi günü, gelecek ayın incelemesini yapmaya karar verdim. Böylece yeni bir ayın başlangıcında bütün ay hakkında genel bir fikriniz olabileceği gibi, ay içindeki önemli günleri önceden bilerek pratik hayatınızı kolaylaştırabileceğinizi düşünüyorum.

Şubat ayının en önemli konusu iletişim sektöründe meydana gelen yenilikler. Özellikle yaratıcı zekanın ürünlerinin sergileneceği ve teknolojide şaşırtıcı buluşların açığa çıkacağı bir dönem. Aynı zamanda bilinçaltı çalışmaların yapılacağını işaret eden gökyüzünün konumu, madde ötesini maddeye dönüştürecek yöntemlerin geliştirileceğini işaret ediyor. Aynı zamanda uzay ve yıldızlar arası seyahatlere yönelik çalışmalar dikkat çekici boyutlara ulaşabilir.

Genel olarak hem şans, hem de şanssızlık olarak değerlendirilebilecek durumların ortaya çıkacağı Şubat döneminde kadınların, duyguları, ilişkileri ve istekleri önem kazanacak.

3 Şubat’ta geri giden Venüs, 16 derece Oğlak Burcunda duruyor ve Şubat ortasına kadar çok yavaş ilerlediği için ilişkiler, finans, duygular ve sorgulanan olayların zorlayıcı etkisi 18 Şubat’tan itibaren azalmaya başlıyor. Böylece yavaş ilerleyen çalışmalar da ay sonuna doğru hız kazanacak. Fakat bu devre içinde derinleşen duyguların açığa çıkardığı karamsar halin dağılacağını ve bu sırada istekler değişmiş olsa bile daha kararlı bir tavrın açığa çıkacağını söyleyebilirim. Aynı zamanda finans konularına yönelik çalışmalar da hız kazanacak.

Özellikle Oğlak, Yengeç, Koç ve Terazi Burçlarının ikinci on günlük devresinde doğanların etkilendiği bu dönemde ayrıca Boğa, Başak, Akrep ve Balık Burçlarının ikinci on günlük devresinde doğanlar etkileniyorlar.

10 Şubat günü Merkür Burç değiştirecek ve Kova’dan çıkıp Balık Burcunda dolaşmaya başlayacak. Vakıf çalışmaları, hayır kurumları ve benzeri faaliyetlerin hareketleneceğini işaret eden bu konum aynı zamanda düşüncelerin derinleşeceğini de gösteriyor.

Özellikle 13-17 Şubat günleri arasında son derece ilginç gelişmeler ortaya çıkabilir. Uzay ve teknolojide çığır açabilecek yenilikler yapılabilir. Ayrıca aniden gelişen olaylar ve şaşırtıcı durumlar beklenmedik değişikliklerin ortaya çıkmasına neden olabilir.

18 Şubat günü Mars burç değiştiriyor ve İkizler burcuna giriyor. Böylece son derece hareketli bir dönem başlamış oluyor. Özellikle eğitim ve çeşitli organizasyonlarla ilgili çalışmaların son derece hareketli olacağı bu devre içinde öğrenmek istediğiniz konulara yönelik bilgilere çok hızlı ulaşılabilir.
Yazının Devamını Oku

Beklenmedik gelişmeler meydana gelebilir

27 Ocak 2006
Bugün meydana gelen olaylar duygusal derinlikten çıkartacak ve zirveye odaklanmayı sağlayacak. Kökler, geçmiş ve geleneklerin önem kazanmasıyla birlikte geleceğe yönelik çok farklı projeler açığa çıkabilir. Bir tarafta kararları değiştiren ve etkileyen durumlar ortaya çıkarken, öte yandan beklenmedik gelişmeler meydana gelebilir ve yepyeni kararlar alınabilir. İnatçı ve zorlayıcı tavırlar karşısında sürpriz gelişmelerin meydana geleceğini işaret eden gökyüzünün konumu, bugün yaratıcı çalışmaların yapılabileceğini gösteriyor.

Evrenin Kısa Tarihi

Bir astronomun hem uzayda, hem de zamanda uzak olan cisimleri incelemesi kaçınılmazdır. Işık bir saniyede 300.000 kilometre, bir yılda ise 10 bin milyar kilometre kat eder. En yakın yıldız olan Proxima Centauri 4.2 ışık yılı uzaktadır, bu nedenle biz onun yaklaşık dört yıl önceki halini görürüz. Samanyolu Galaksimizle karşılaştırılabilecek büyüklükteki en yakın galaksi olan Andromeda Galaksisi ise, 2 milyon ışık yılı uzaklıktadır. Biz karanlık bir gecede çıplak gözle görülebilen bu galaksinin, henüz yeryüzünde Homo Sapiens’in ortaya çıkmadığı dönemlerdeki halini görüyoruz. Büyük bir teleskop bizi yaratılışa doğru götüren bir zaman makinesidir. Modern bir teleskopla, ışığın Güneşimizin bile henüz yaratılmamış olduğu 5 milyar yıl önce çıktığı bölgeleri inceleyebiliriz. Bir kozmolog için yaratılış konusu kaçınılmazdır.

"Evrenin Kısa Tarihi" adlı kitabın içinden aktardığım "Kozmolojinin İlkeleri" başlıklı bölümün girişinde yer alan bu anlatım, kitabın son derece anlaşılır bir dille yazılmış olduğunu işaret ediyor. Özellikle astronomiye meraklı olanların, yıldızların oluşumundan maddenin yapısının kaynağına, kara deliklerden Beyaz Cücelere, madde-karşı madde bilmecesine kadar daha pek çok konuda bilgilenecekleri bir kitap. TÜBİTAK’tan çıkmış olan bu kitap, ilk olarak 1997 Mayısında çıkmış ve altı kez basılmış. Bu da bize Joseph Silk tarafından yazılan "Evrenin Kısa Tarihi" adlı kitabın uzayı ve gök cisimlerini merak edenlerin hiç de az olmadığını gösteriyor. Üstelik kitabın içindeki çizimler ve fotoğraflarla birlikte aktardığı bilgi, astronomiye başlamak için son derece heveslendirici.

YILDIZLARIN EFENDİSİ

Rönesans Astrologu Giordano Cardano’nun hayatını anlatan "Yıldızların Efendisi" adlı kitap, 16. yüzyıl Aprupa’sını bize anlatırken aynı zamanda astrolojinin bilimin gelişimine nasıl katkısı olduğunu da inceliyor. Ve iklimlerden ülkenin geleceğine, savaşlar, din ve felsefeye kadar son derece ilginç açıklamalar içeriyor.

Anthony Grafton’un yazdığı "Yıldızların Efendisi" adlı kitap, astrolojinin Ortaçağ ve Rönesans dönemlerindeki durumunu anlatırken çok ilginç öngörüleri de içeriyor. Zuhal Bilgin’in çevirdiği ve Kitap Yayınevi’nden çıkmış olan bu ilginç kitap, özellikle astroloji meraklıları için önemli bir kaynak niteliği taşıyor.
Yazının Devamını Oku

Olaylar baskı yaratabilir

26 Ocak 2006
Düşüncelerin derinleşeceği bir gün. Meydana gelen olaylar baskı yaratabilir. Hem istekleri ortaya koymak için dayanılmaz arzular duyulacak, hem de istekleri ortaya koymak mümkün olamayacak. Bunun sonucunda derinleşen düşünce ve duygular şimdiye kadar önemsenmeyen bazı durumların ciddiye alınmasına ve önem kazanmasına neden olacak. Öğleden sonra duygusal patlamalar ve radikal değişikliklere zorlayan durumlar açığa çıkabilir.

Öğrendikçe değişirsiniz

Öğrenmek bir süreçtir. Sonsuz bir süreç... Bu süreç içinde, dışardan gelen uyarılarla her geçen gün yeni bir şey öğrenirsiniz ve bunun sonucunda giderek değişirsiniz.

Doğduğunuz anda sahip olduğunuz kodlar, anne ve babanızdan getirdiğiniz genetik modeller zaman içinde dış uyaranların sizi etkilemesi sonucunda uyanır; doğuştan getirdiğiniz bilgiyi yeniden yorumlayıp çeşitlendirirsiniz ve hatta yenilenirsiniz. Böylece yeni ve farklı bilgilerin içinizde uyandığını hissedersiniz. Ve artık önceki bilgilerle algıladığınız dünya değişmeye başlar. Çünkü bu sürecin sonucunda yeni bilgilerle dünyaya bakmaya ve algılamaya başlarsınız. Öğrendiklerinizin değişiyor olması, bildiğiniz ve öğrendiğiniz dünyanın da değişmesine neden olur.

Öğrenim hızınız, öğrendiklerinizin çeşitliliği ve derinliği kişiliğinizi önemli derecede etkiler. Hem çevrenizi, hem de kendinizi farklı algılamanıza, yani değişmenize neden olur. Dış dünyayı tanırken kendinizi de tanımaya ve o güne kadar bilmediğiniz yönlerinizi anlamaya başlarsınız.

Kendinizi tanıdıkça, kendinizi ifade edişiniz ve davranışlarınız da farklılaşır. Sizi eskiden beri tanıyanlar, sizin değişiyor olduğunuzu tespit ederler ve hatta bunu size söyleyebilirler.

Bu doğal bir süreç olduğu için bazen kendi değişiminizin farkında olmazsınız; fakat bu süreç hızlı gelişiyorsa, o zaman çevrenizdeki kişiler sizi uyarırlar. Fakat bazı kişiler kendilerine karşı duyarlı ve güçlü iletişim içinde bulundukları için, kendi değişimlerini de izleyebilirler.

İÇSEL ENERJİ

Kendi değişiminin farkında olan ve kendini ifade etmeyi başaran kişinin içsel enerjisi harekete geçer.

İçinizdeki enerji dalgalanmaya ve içinizden dışınıza yayılmaya başladığı zaman, ışıl ışıl bir görünüm sergilersiniz. Hayat enerjinizin içinizden yükselip, dışınıza taşmaya başladığını hissedersiniz. Böylece öğrenme süreciniz hızlanır. Çünkü, içinizden yükselen enerji sizi çevrenize karşı çok daha duyarlı ve dikkatli yapar. Bunun sonucunda çok daha kendinizi vererek, anlamaya çalışarak, izlemeye ve dinlemeye başlarsınız.

İzledikleriniz ve dinledikleriniz içinizdeki coşkuyu daha bir canlandırır.

İşte şimdi, yaşamaya başladınız. Öğrendiklerinizi ayırt etmeye ve bir türlü değiştiremediğiniz alışkanlıklarınızı öğrendiğiniz bilgileri ilave ederek, yeni modeller oluşturmaya başlarsınız ki alışkanlıklarınız değişmiş olur. Artık yeni biri olma yolunda hızla ilerlersiniz.

Öğrendiğiniz her yeni bilgiyle yenilenirsiniz. Düşüncelerinizde oluşan bilgi, içinizde de uyanmaya başlar.

Dinlemek, izlemek, dış dünyanın tüm uyaranlarına karşı açık olmak ve bunları büyük bir dikkatle algılamak, enerjinizle birlikte kendinizi yenilemek sizin elinizde. Dinleyin, izleyin, öğrenin ve değişin.
Yazının Devamını Oku

Sürpriz durumlar ortaya çıkabilir

25 Ocak 2006
İletişim trafiğinin hareketli olacağı bir gün. Özellikle sabahın erken saatlerinde yaratıcı fikirler uyanacak. Öğlene doğru duyguları değiştiren sürpriz durumlar ortaya çıkabilir. Fakat Satürn’ün uyumlu etkisi duyguların denetlenebileceğini işaret ediyor. Özgür ve çılgın fikirler ortaya çıkarken, geleneklerin dizginleyici etkisi farklı isteklerin açığa çıkmasına neden olacak. Olabileceklerin üzerindeki beklentiler yanılgılara neden olurken, aynı zamanda ilginç keşifler ortaya çıkıyor.

Düşünceleriniz değişirse duygularınız da değişir

Tanrım, her şey ne kadar kötü gidiyor. Zaten sorunlar bir kez başlamaya görsün, zincirleme sökün eder, ardı arkası kesilmez. Ne zaman bitecek bu sıkıntılar? Artık hayatımın akışını değiştirmek istiyorum, fakat ne yapacağımı bilemiyorum...

Son günlerde kiminle konuşsam ya da çevremde konuşulanlara kulak kabartsam hemen herkes bunları anlatıyor. Neredeyse "Nasılsın" demeye çekinir hale geldim. Ben de "Nasılsın, iyi misin" gibilerinden başlangıç cümlelerini dağarcığımdan kaldırmış bulunuyorum. "Ne var, ne yok veya ne haber" diye de sormuyorum. Çünkü, hemen dönüp "Haberler sende, yıldızlar ne diyor" deyiveriyorlar. En iyisi daha başka sözcükler bulmak. İyi de hal hatır etmenin başka bir Türkçesini ben bilmiyorum. Yeni kelimeler uyduracak halim de yok. Acaba Türk Dil Kurumu’na mı, danışsam? Onlar mutlaka hızlı bir çözüm üretirler.

İnsanların mutsuzluğunu gördükçe iyice tedirgin olmaya başladım. Sanki herkes söz birliği etmişçesine sıkılıyorlar. Sanki mutsuz olmak için kitlesel bir hareket varmış duygusuna kapılıyorum. "Ne dertleşebileceğin bir insan kaldı, ne de baktığın zaman huzur duyacağın bir dünya. İyi olan tek bir şey göster" diyorlar ve derinleştikçe derinleşiyorlar. Peki "Bu dünyanın içine kim etti" diye soruyorum. Uzaylılar mı gelip yaşanmaz hale getirdiler dünyamızı? Bu durumun sebebi ruhlar veya cinler mi? Yoksa, tanrının gazabına mı uğradık?

Tabii ki bunların hiçbiri değil. Şikayet edilecek durumun tek bir sorumlusu var, o da insan. Bu durumda sorunların sebebi biz olduğumuza göre düzeltecek olan da yine biziz.

Değiştiremez miyiz? Elbette değiştiririz. Bütün bunları nasıl yaptıysak, başka şeyleri de yapabiliriz. Yeter ki, yapabileceğimize inanalım. Öncelikle kendi içimize yönelerek, kendimiz için neler yapabileceğimizi gözden geçirelim. Sahip olduğumuz enerjiyi yıkıcı yönde kullanmak yerine yapıcı yönde kullanmayı öğrenelim.

Şimdiye kadar içimizden taşan bu enerjiyi, sonuçlarını düşünmeden hırs ve tutkularımızın hizmetinde kullandık. Ya da hiç kullanamadık ve enerjimiz içimizde büyüyerek bizi yaktı, hasta olduk.

Sahip olduğumuz hiçbir şeyden memnun olmadığımız gibi, hep karamsar düşüncelerimizin yarattığı karanlık duygularımızın içinde şimdi neredeyse boğuluyoruz. Böylesine olumsuz bir hal içinde olumsuz olayların fazlalaşmasına ve bütün tersliklerin üzerimize gelmesine neden oluyoruz. Halbuki, enerjimizi yapıcı ve olumlu yönde kullanabiliriz.

Başka açıdan düşünmeye başladığınız zaman, duygularınız değişir. Olayların başka boyutlarını algılamaya başlarsınız. Böylece içinde bulunduğunuz boyut değişir. Düşünceler çok önemli. Düşüncelerinizle yaşayacaklarınızı yeniden yaratabilirsiniz.
Yazının Devamını Oku

İlginç aşk maceralarına hazır olun

24 Ocak 2006
Yengeç burcunda dolaşan Ay, duyguların derinleşmesine, geçmişe ait olayların önem kazanmasına neden olacak. Aile bağları, ev, yakın akrabalar ve evde yapılacak değişikliklerle ilgili güçlü arzuların uyanacağını işaret eden gökyüzünün konumu, meydana gelen olayların bilinçaltını tetikleyeceğini gösteriyor. İlginç aşk maceraları ve aniden başlayan ilişkiler son derece etkileyici olabilir. Aynı zamanda emniyet ve güven ihtiyacının uyandıracağı güvensizlik duyguları da zorlayıcı olacak.

Kitap: MU’nun Kutsal Sembolleri

Sözde eğitim görmüş bazı yazarların sembollere bütünüyle hayal ürünü, kesinlikle hatalı ve hikayeden ibaret anlamlar yüklediğini görmekteyim. Nereden böyle bir fikre kapıldıkları anlaşılır gibi değil. Fikirlerinin kadim yazılar olmadığı muhakkak. Sonuç olarak bilim bir teoriler çağına sürüklenmiştir. Teoriler gerçeğe hizmet etmek için üretilir. Çılgın teorileri kanıtlanmadığı sürece gerçek dedikleri şey gerçek sayılmaz. Ancak görülmektedir ki teorileri ne kadar akıl almaz ve garipse, o kadar çok bilimsel olduğu düşünülmektedir. Hiç kimsenin hatta sahibinin dahi anlamadığı bir teori, bilimsel açıdan kabul görmektedir.

Bu satırlar, James Churcward’ın 50 yılı aşkın bir süre boyunca bütün dünyayı dolaşarak yaptığı incelemeleri kaleme aldığı Mu Uygarlığı hakkındaki kitapta yer alıyor, hem de bu tespitini günümüzden 70 yıl önce yapmış.

Ancak kitabı okuduğunuz zaman kendi teorilerinin sözünü ettiği yazarlardan çok daha çılgın olduğunu göreceksiniz. Bir farkla; teorilerinin kaynağını oluşturan belgelere bizzat yerine gidip ulaşmış ve kadim belgelere dayanarak teorilerini sunmuş. Ve öylesine ilginç iddialarda bulunuyor ki... Mesela; "Arkeolojinin bir bilim olarak öğretilmesi çok eski bir geçmişe dayanır. 15.000 yıldan daha önceki bir tarihte eskilerin arkeoloji eğitimi için özel okulları vardı. Anavatan Mu battığı ve İlk Büyük Uygarlık yeryüzünden silindiği zaman, tüm diğer eski ilimlere olduğu gibi arkeolojinin üzerine de karanlık çökmüştü. Geriye yalnızca ileride filizlenmiş yeni bir uygarlığa can verecek bazı tohumlar kalmıştı."

Bundan 15.000 yıl öncesine ait tabletler ve belgeler antik çağı gözler önüne sererken, kayıp uygarlığın sonraki medeniyetleri nasıl etkilediği hakkında çok ilginç teoriler öne sürüyor ve araştırmacıların neden 200.000 yıl öncesini araştırmadıklarını sorguluyor. Fakat en önemlisi semboller. Mısır, Hitit, Babil, Grek, Hint, Güney ve Kuzey Amerika’da bulunan eski kültürlerde göze çarpan ortak semboller ve açıklamaları ile birlikte bunların Mu Uygarlığı ile bağlantılarını geniş ve detaylı bir biçimde ele alıyor.

Kesinlikle çok değerli bir eser ve tarih araştırmacılarının dışında kültürleri ve içinde yaşadığımız dünyanın nereden gelip nereye gittiğini düşünenlerin kütüphanesinde bulunması gereken bir kitap. Ayrıca sembolizmi araştıranlar için de önemli bir eser. Çevirisini Rengin Ekiz’in yaptığı "Mu’nun Kutsal Sembolleri" adlı bu kitap "Ege Meta Yayınları"ndan çıkmış.
Yazının Devamını Oku

Gizli korkular açığa çıkacak

23 Ocak 2006
İlham, yaratıcılık, sezgiler ve sanatsal faaliyetlerin hareketli olacağı bir gün. Bugün meydana gelen olaylar gizli, bilinmeyen ve merak edilen konuların açığa çıkmasına neden olabilir. Alkol, uyuşturucu, zehir ve kimyasal maddeler ve ilaçlarla ilgili sorunlar ve bazı karışıklıklar ortaya çıkabilir. Bilinçaltını tetikleyen olaylar, derinlerde gizli olan korkuların uyanmasına neden olacak. Gökyüzünün konumu, yabancılarla yapılacak işlerde bazı karışıklıklar çıksa bile aynı zamanda verimli çalışmaların da yapılabileceğini işaret ediyor.

MEKTUPLAR

n RUMUZ: SÜMBÜLE

3 Ocak tarihli yazınızı okuyunca o kadar şaşırdım ki! Tespitiniz ne kadar doğru, neredeyse kahinsiniz diyeceğim. Gerçekten 1965 Ekim öncesinde, büyük bir ruhsal bunalım ve ağır bir baba baskısı yaşadım. Bunu nasıl bildiniz? Benim babam çok sert, otoriter, baskıcı ama aynı zamanda çok yufka yürekli ve sulu gözlü bir babaydı. Babaydı diyorum, geçen yıl rahmetli oldu. Lakin bende bıraktığı korkular hálá geçmedi.


Çocukluk döneminde yaşadığınız olaylar, sizi derinden etkilemiş ve daha önce de yazdığım gibi işitme kaybı ortaya çıkmış. Çünkü duymak sizi daha çok rahatsız edecek, belki de ölümünüze neden olacaktı. Bu nedenle, savunma mekanizmanız bu şekilde sizi korumuş. Şimdi ise sağlıklı olmak ve işitmek istiyorsunuz. Ve "Cihazlar yalnızca duymaya yarıyor, ben insan sesini duyuyorum. Sanki kulağım ile zihnim arasında bir duvar var, konuşmalar bana bir duvarın ötesinden geliyormuş gibi anlaşılmaz geliyor" şeklindeki tarifiniz, sizin için yapmış olduğum yorumun tutarlı olduğunu gösteriyor. Aslında duyduğunuz seslerin zihninizde anlam kazanması mümkün. Öncelikle korkularınızla yüzleşmeniz ve bununla başa çıkmanız gerekiyor. Üstelik şimdi bunu yapabilirsiniz ve o zaman duyduğunuz sesler zihninizin içinde anlam kazanmaya başlayacak.

n RUMUZ: BEYAZ

Şanssız değil, tersine son derece şanslı birisiniz. İlişkilerinizin sizin yüzünüzden bozulduğunu yaşmışsınız, ancak bunun nedeni sizin şanssızlığınızdan kaynaklanmıyor. Çünkü şanssız biri olsaydınız, güzel ilişkileriniz olmazdı. Fakat hayalgücünüz, ilişkilerinizde kuruntular ve yanılgılar içine girmenize neden oluyor. Bir de son derece tutkulu ve sevdiğiniz kişiyi değiştirmeye zorlayan bir tavır içinde bulunuyorsunuz. Doğum zamanınız doğruysa, sahip olduğunuz şeyleri zorladığınız ve istediğiniz şekle dönüştürmeye çalıştığınız görülüyor. Aslında ilişkilerinizde iyimser bir tavır içinde bulunan birisiniz; fakat ilişkiniz derinleşmeye başladıktan sonra hem ilişkinizi, hem de kendinizi çok fazla zorluyor olmalısınız. İyi duygularınızı açığa çıkarın ve kuruntularınızı sevdiğinize yansıtmayın. Böylece ilişkileriniz bozulmaz. Değişme zamanınız gelmiş. Aniden ortaya çıkan durumlar değişmenize yardımcı olacak. Biraz zorlanabilirsiniz, fakat değişmeyi başarırsanız ilişkileriniz çok daha güzel olacak.

n RUMUZ: AYÇA

Geçiş anında doğmuşsunuz. Doğum saatiniz doğruysa, burcunuz Terazi. Fakat iki saat sonra doğduysanız, Güneş Akrep burcuna giriyor ve o zaman burcunuz Akrep oluyor. Fakat doğum saatiniz doğruysa, çok ilginç bir gökyüzü konumunda dünyaya gelmişsiniz. Çünkü yükselen burcunuz da tıpkı Güneş gibi geçişte duruyor. Yay burcunun son derecesinde ve on dakika ile Oğlak burcuna geçiyor. Doğum saatiniz dakikasına kadar doğru ise sizin burcunuz Terazi, Yükselen burcunuz ise Yay.
Yazının Devamını Oku

Duygusal dalgalanmalar sevgi ihtiyacını artırıyor

20 Ocak 2006
Güneş burç değiştiriyor ve bugün öğleden sonra Kova burcuna giriyor. Böylece Kovaların dönemi başlamış oluyor. Evrensel konuların gündeme geleceği bu devre içinde uluslararası ilişkiler önem kazanacak. Meydana gelen olaylar bazı değerleri değiştirmek için zorlayabilir. Bugün Terazi burcunda dolaşan Ay keyifli organizasyonların yapılabileceğini işaret ederken, uyum, ahenk ve dengeye ihtiyacın artacağını gösteriyor. Özellikle duygusal dalgalanmalar dengeyi bozabilir ve sevgi ihtiyacının artmasına neden olabilir.

KİTAP

İçimizdeki Tanrıça

Ecce deus fortior me, qui venient dominabitur mihi. "İşte size benden daha güçlü, bana hükmedecek bir tanrıça."

Floransalı şair Dante, Beatrice’i gördüğü an büyülenip duygularını böyle dile getiriyor. Müthiş, çarpıcı, çok etkileyici...

Yani bir kadın olarak, bir erkekten bu sözleri duymak, hangi kadını etkilemez...

İşte bu derece çarpıcı, etkileyici duyguların sebebi olan "Kadın" olgusunun tarih boyunca düşünsel yolculuğunun bir hikayesi olan "İçimizdeki Tanrıça" adlı kitap; kadınlara kendi davranışlarının sebep ve ortak bilinçaltı oluşumlarını anlatırken, erkeklere de kadınlar hakkında fikir veriyor. Ayrıca kadınların ortaya koydukları davranışlarını anlayabilme şansını yakalamaları için hoş bir fırsat sunuyor.

Manuella Dunn Mascetti kitabın yazarı ve çok hoş bir kadın. Sanırım kendi hoşluğunun bilinci içinde çok keyifli bir eser ortaya çıkarmış.

Yazar son derece renkli, süslü ve ihtişamlı bir görsellik içeren kitabın içinde hem düşünen beyinlere, hem de diğer duyulara hitap ederek, kadının gücünü çok yönlü bir anlatımla ifade etmiş; hem de mükemmel yapmış.

Çağlar boyu bütün kültürlerde kadını tarif eden kitap, mitler, resimler ve erkeklerin kadınları nasıl gördüklerini anlatan tariflerle dolu...

İsis, Kibele, Meryem, Demeter, Persephone, Vesta, Afrodit, Hera, Salome, Havva, Artemis ve kendi dönemini güzelliği, bilgeliği veya saflığı ile etkileyen pek çok kadın anlatıldığı gibi Kirke, Kali, Medea gibi zalim, kan içici ve korkulan kadınlardan, büyücü kadınlardan da söz ediliyor.

Kitabın önsözünde geçen şu tarif, sanırım kitabı daha iyi anlatıyor;

"Hayatını kaybedip de ana rahmine dönmedikçe, hiçbir erkeğin çözmeyi umamayacağı bir bulmacadır Tanrıça. O hem anadır, hem de el değmemiş bakire. Barış ve uyum dönemlerinde tüm iyilikleri ve güzellikleri veren odur. Ama dünya karışıklıklar ve savaşlarla sarsılıp insanlar medet umduğunda, dünyayı yok olup gitmekten de kurtaran yine odur."

"Belkıs Çorakçı"nın tercüme ettiği, "Doğan Yayıncılık"tan çıkmış olan kitap hem bilgilendiriyor, hem de keyiflendiriyor. Antropolog ve dil bilimci olan yazar, iki yıl boyunca tanrıça mitlerini inceleyip kadınlıkla ilgili en eski dinsel tören ve ayinlerin kaynağını araştırmış. Bilgi birikimini, kendisinin de bir kadın, hem de kendine güvenen ve belli ki beğenen bir kadın olarak birleştirince ortaya keyifli bir eser çıkarmış. Tarih, mitoloji ve kültürleri merak ediyorsanız, kütüphanenizde bulunmalı diyorum.
Yazının Devamını Oku