Yalçın Doğan

Hicranlı arayış devam ediyor’

10 Temmuz 2013
‘LİDER tanımı yazısının tarihi 1991, yirmi iki yıl önce.

Yazıdaki imza Fethullah Gülen’e ait. O tarihte Gülen şunu yazıyor:
“Yıllar var ki, düşkünler diyarı şu mübarek ülke taşıyla, toprağıyla, canlısıyla, cansızıyla, müminiyle, kâfiriyle hasretle inledi ve böyle bir liderin yolunu gözledi. Bu uğurda elli defa yalancı mumları güneş zannedip alkışladı, yüz defa ateş böceklerini yıldız sanıp arkalarına düştü ve bilmem kaç defa kırk haramileri Kâbe yolcusu sanarak içlerine girdi.Öyle anlaşılıyor ki, daha bir süre bu hicranlı arayış devam edecektir”.Gülen’e göre, ülkenin güneş sandığı lider ya da liderler yalancı mum çıkıyor ve “hicranlı arayış” devam ediyor, 1991’de. Bugün ilginç olan şu.
1991’de yazdığı bu yazı geçen hafta onun resmi Twitter adresinden yeniden paylaşılıyor. Durup dururken, aynı yazı, hicranlı lider arayışı.
CEMAATTEKİ HAVA

Gülen cemaatini çok iyi bilen, oradaki atmosferi yaşayan bazı kişilere dün soruyorum, 1991’deki bu yazı Twitter’da şimdi yeniden neden paylaşılıyor? Yanıt şöyle:
“Hocaefendi, şu yazıyı alın, yeniden yayınlayın, diye özel bir talimat vermemiştir, vermez de. Bu yazı onun yanındakilerin inisiyatifi ile yeniden yayınlanmıştır”.Yanındakiler neye dayanarak, hangi cesaretle kritik bir inisiyatif kullanıyor? Çok basit, Gülen’in ve cemaatin içindeki atmosfere dayanarak.

Yazının Devamını Oku

Bekir Bozdağ’a boş sorular

9 Temmuz 2013
Ortada henüz ceza filan yok, suç sabit değil, buna rağmen, “ileri demokraside” insanlar on yıl tutuklu kalabiliyor.

On yıllık tutukluluk süresini Anayasa Mahkemesi uzun buluyor, bunun değişmesi için hükümete bir yıl süre tanıyor. Bu kararı Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ yorumluyor:
“Anayasa Mahkemesi hukuk bakımından doğru bir karar vermiştir. Hiçbir hukuk devletinde insanlar, kuvvetli suç emaresi var gerekçesiyle on yıl tutuklu bulunamazlar. Bu, hukuk devletinde fevkalade yanlış bir uygulamadır”.Tamam, uygulama hukuk dışı. Bekir Bozdağ’a ilk soru:
Suç sabit olmadığı halde, insanların on yıl tutuklu kalması, hukuk devletinde madem fevkalade yanlış bir uygulama, zat-ı âlinizin de üyesi bulunduğu iktidarınız bu hukuk dışı uygulamayı neden düzeltmiyor? Göz göre göre, neden?

HANGİ HUKUK DEVLETİ

Bekir Bozdağ’a ikinci soru:
Madem hiçbir hukuk devletinde insanlar on yıl tutuklu bulunamıyor, zat-ı âlinizin de yönetiminde sorumluluk sahibi olduğu bu ülke nasıl bir hukuk devleti?
Madem hiçbir hukuk devletinde böyle fevkalade yanlış bir uygulama olmaz, o zaman burası hukuk devleti mi?    

Yazının Devamını Oku

Üç bin yıl sonra Mursi

6 Temmuz 2013
Tek bir turist bile uğramaz oluyor Mısır’a. Müslüman Kardeşler 1997’de Luxor’da terör eylemi sonucu 58 turisti öldürünce, Mısır turizmi çöküyor. Piramitler, Nil Nehri filan beş para etmez oluyor.

Durumu toparlamak üzere Mısır Kültür Bakanlığı çeşitli ülke ve yazarlarla temasa geçiyor, Mısır’a yeniden ilgi çekebilmek amacıyla kitap yazılmasına karar veriliyor. Kitabı Fransız Christian Jacq yazacak, konu ünlü firavun Ramses. Jacq hiyerogliflerden yeni bilgiler topluyor, Ramses çevresinde dönen, beş ciltlik tarihsel bir roman yazıyor.

SADRAZAM HAPİSTE
On yıl önce okuduğum romandaki öykülerden biri müthiş etkileyici.
Ramses’in çok sevdiği, çok güvendiği bir sadrazamı var.
Günün birinde halkın bir bölümü sadrazamı yolsuzlukla suçluyor, Ramses’e başvuruyor.
Adalete sonuna kadar sadık olan Ramses, gözü gibi sevdiği sadrazamını çaresiz mahkemeye veriyor. Sadrazam hapse atılıyor. Özleminden geceleri uykusu kaçmasına rağmen Ramses, adaleti etkilerim kaygısıyla hapisteki sadrazamı ziyaret etmiyor. Günümüze örnek, hukuka müthiş saygı.

Yazının Devamını Oku

Mısır’da ah sonbahar

5 Temmuz 2013
Gizli toplantıyı Cumhurbaşkanı Mursi yönetiyor. Bir-iki ay önce gerçekleşen toplantıda bazı bakanlar ve güvenlikle ilgili yüksek bürokratlar var.

Toplantıda Etiyopya’nın Nil Nehri üzerinde yapmak istediği barajın nasıl engelleneceği  ele alınıyor. Mısır baraja karşı. Bunu anlatmak amacıyla Mursi Etiyopya’ya gidiyor ancak sonuç alamıyor.
Gizli toplantıda “barajın dinamitlenmesi” üzerinde bile duruluyor. Toplantıyı bütün dünya öğreniyor. Gizli toplantıyı, nasıl oluyorsa, bir TV kanalı canlı yayınlıyor.Bu çarpıcı örnek Mursi’nin “dış politika beceriksizliği” olarak kayıtlara geçiyor.

HAYAT ZOR
Elektrik ve su kesintileri, benzin kuyrukları Mısır’da günlük hayatı insanlara zehir ediyor.Katar sekiz milyar dolar yardımda bulunuyor. Türkiye’nin de Mısır’a yardımı var, miktarı belli değil. Yardıma rağmen, Mursi ekonomiyi doğrultamıyor. IMF ile anlaşmaya gidiyor. Mursi’nin kesinlikle bağlı olduğu Müslüman Kardeşler devreye giriyor: “Sakın IMF ile anlaşma yapma”. Mursi IMF anlaşmasını iptal ediyor. Ama, ekonominin kötü gidişini durduramıyor. İşsizlik fena halde artıyor.
Bu örnek, Mursi’nin “ekonomide beceriksizliği” olarak kayıtlara geçiyor.

Yazının Devamını Oku

Kırk gün kırk gece Nabucco

4 Temmuz 2013
Son destanı polis Gezi Parkı’nda yazıyor. On yıldır destan dizisi yaşayan Türkiye’de en gürültü koparan bir başka destan dört yıl önce bugünlere rastlıyor.

“21’inci asrın barış projesi”, “Asrın zaferi”, “Asrın projesi”, “Türkiye enerji koridoru”. “Ortadoğu ve AB’nin kaderi Türkiye’nin elinde”, “Enerjide küresel kartları Türkiye dağıtıyor”. Sen neymişsin be abi.
Bu manşetlerle aziz halkımıza tanıtılan Nabucco Doğalgaz Boru Hattı Projesi imzası 12 Temmuz 2009’da atılıyor. O gün büyüklerimiz anlatıyor, bu proje ile;
- İran Nabucco’ya katılacak, İran’ın nükleer programı ile ortaya çıkan kriz aşılacak.
- AB’nin enerji arz güvenliği sağlanacak.
- Irak Nabucco’ya gaz sağlayacak, Nabucco ile Kuzey Irak PKK’dan temizlenecek, bizde terör sona erecek.
- Projeye Rusya katılacak, doğalgaz sadece Ortadoğu’da değil, Kafkaslar’da da barışı perçinleyecek.
Uzun lafa gerek yok, Nabucco Türkiye’den geçecek, Çin Seddi’nden Adriyatik’e kadar vaziyete hâkimiz.

Yazının Devamını Oku

Bu bir ‘Mısır’ yazısıdır

3 Temmuz 2013
İlk kutlayan, ilk akıl veren, herkes daha Mısır’da olup biteni anlamaya çalışırken, geçen yıl bugünlerde yeni seçilen Mısır Cumhurbaşkanı Mursi’yi dünyada ilk ziyaret eden kişi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ardından da Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu.

Gül ve Davutoğlu, Mursi’nin seçiminden çok memnun, Mursi Müslüman Kardeşler’in desteğiyle iktidara geliyor. Müslüman Kardeşler kendilerini modern İslam’ın temsilcisi olarak sunuyor, “Biz Müslümanca idare edilmek istiyoruz” diye ortaya çıkıyor. Bir ara yeraltına iniyor, Ürdün’de yerüstüne çıkıyor.

ABD MEMNUN
Abdullah Gül ziyaretinde Mursi’ye “Hemen seçime gidin” tavsiyesinde bulunuyor, Müslüman Kardeşler iktidara geliyor. Amerika çok memnun, “Ortadoğu’da ılımlı İslam projesi başarıyla yürüyor” havasında. Uluslararası medya zil takıp oynuyor, “Mısır halkı yedi bin yıldır ilk kez özgür seçimle kendi kaderini çiziyor” havasında. Ne de olsa, ılımlı İslam.
Eh, Türkiye de zaten “Müslüman ve fakat demokratik tek ülke” değil mi, şimdi de Mısır. “Yeşil Kuşak” adım adım yürüyor.
Mursi’ye övgü bitmek bilmiyor, “Müslüman ama, diğer dinlere de saygılı, demokratik lider, Mısır liderine kavuştu” başlıklarından geçilmiyor.

Yazının Devamını Oku

Hitler Benzetmesi

2 Temmuz 2013
“-Her şeyin başı sensin.;

- Özgürlük istiyoruz.- Savaş istemiyoruz.- Hepimizi felakete sürüklüyorsun”.Kalabalık grup bağırıyor, çağırıyor, ellerindeki pankartlarda liderin fotoğrafı “Hitler bıyığı” ile. Pankarttaki fotoğrafa uzaktan bakınca, Hitler’in ta kendisi.Grup kentin çeşitli bölgelerinde başka gruplarla birleşiyor, onların ellerinde de aynı pankartlar, yine özgürlük ve barış şarkıları.

NERESİ BURASI

Burası New York, kentin ve hatta dünyanın en merkezi yerlerinden biri, Central Park. Parkın yanında toplanan kalabalığın elinde iki türde pankart var.
Birinde, Obama tam Hitler kılığında, Hitler bıyıklı. Diğerinde yine Obama, bir Arap Şeyhi ile el sıkışırken, pankartta “Obama El Kaide ile aynı yatakta” yazıyor. Bağırmalar, çağırmalar, protestolar gırla gidiyor.
Bu Amerikalılar çıldırmış olmalı, ok yaydan fırlamış, hiçbir şeyden çekindikleri yok. Başkan Obama’yı Hitler’e benzetiyor, onun Ortadoğu ve özellikle Suriye politikasını eleştirerek,  dünyanın en etkili terör örgütü El Kaide ile yan yana gösteriyor, olmadık hakaretlerle saldırıyor.

Yazının Devamını Oku

Menderes’e güzelleme

29 Haziran 2013
“Biz Gezi’den nasıl sıyırırız” sıkıntısıyla kıvranan Başbakanlık danışmanlarının iki buluşu var.

Biri, İsmet Paşa’ya saldırmak, diğeri Tayyip Erdoğan ile Adnan Menderes ve Turgut Özal arasında bağ kurarak onlara güzelleme yapmak.
İsmet Paşa: Arkasında Kurtuluş Savaşı, Lozan, Cumhuriyet’in kuruluşu var. Her biri bir ulusun kaderini değiştiren, dünya tarihine örnek. Bağırsan da, çağırsan da, değiştirmek mümkün değil. Yarışmak imkânsız.
Turgut Özal: Özal dönemini Ankara’da başından sonuna kadar izleyen gazeteci olarak, Özal ile Erdoğan arasında hiç benzerlik görmüyorum. Özal’daki engin hoşgörü, vizyon, demokratik tavır çok farklı. Danışmanlar arada benzerlikler kurmak için boşuna çaba harcıyor.

1958 ACI REÇETE
Ve Menderes. Önce şu gerçek, bir siyasal liderin darbe ile devrilip, idam edilmesini onaylamak söz konusu bile değil.
Menderes ve ekonomi. 1950-60 arasında yollar, barajlar ve devamı. Ne yazık ki, sorumsuz harcama sonunda Türkiye’yi ekonomik krize sürüklüyor. Çokpartili hayatın ilk büyük ekonomik krizi.

Yazının Devamını Oku