Paylaş
On yıllık tutukluluk süresini Anayasa Mahkemesi uzun buluyor, bunun değişmesi için hükümete bir yıl süre tanıyor. Bu kararı Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ yorumluyor:
“Anayasa Mahkemesi hukuk bakımından doğru bir karar vermiştir. Hiçbir hukuk devletinde insanlar, kuvvetli suç emaresi var gerekçesiyle on yıl tutuklu bulunamazlar. Bu, hukuk devletinde fevkalade yanlış bir uygulamadır”.
Tamam, uygulama hukuk dışı. Bekir Bozdağ’a ilk soru:
Suç sabit olmadığı halde, insanların on yıl tutuklu kalması, hukuk devletinde madem fevkalade yanlış bir uygulama, zat-ı âlinizin de üyesi bulunduğu iktidarınız bu hukuk dışı uygulamayı neden düzeltmiyor? Göz göre göre, neden?
HANGİ HUKUK DEVLETİ
Bekir Bozdağ’a ikinci soru:
Madem hiçbir hukuk devletinde insanlar on yıl tutuklu bulunamıyor, zat-ı âlinizin de yönetiminde sorumluluk sahibi olduğu bu ülke nasıl bir hukuk devleti?
Madem hiçbir hukuk devletinde böyle fevkalade yanlış bir uygulama olmaz, o zaman burası hukuk devleti mi?
Zat-ı âliniz dünyada herhangi bir hukuk devletinde buna benzer başka bir örnek gösterebilir misiniz?
2004’E GİDELİM
Tutukluluk süresini “hukuken uzatarak”, bu fevkalade yanlış uygulamanın sorumlusu kim? Haydi, 4 Aralık 2004 gününe, Türkiye Büyük Milet Meclisi’ne gidelim.
O gün Meclis’te Ceza Muhakemeleri Yasası görüşülüyor. Yasanın 252. maddesinin değiştirilmesi için önerge veriliyor.
Değişiklik şöyle:
“250. madde birinci fıkra (c) bendinde suçlar bakımından öngörülen tutuklama süresi iki kat uygulanır”.
Bu suçlar devlete, anayasal düzene, Meclis’e ve hükümeti devirmeye karşı işlenen suçlar.
ÖNCE SÜRE, SONRA DAVA
Gelelim zurnanın son deliğine. Meclis tutanaklarına göre:
Uzun tutukluluk süresini iki kata çıkaran önergede AKP milletvekillerinin imzası var.
Meclis’te başkan komisyona soruyor, “Katılıyor musunuz?” Komisyon sırasında dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek oturuyor. Çiçek, “Katılıyoruz” diyor. Ve tutukluluk süresi iki kat artıyor.
Devamında Ergenekon, Balyoz, Odatv davaları. Ne tesadüf, önce tutukluluk süresi iki kat artıyor, peşinden bu davalar geliyor.
Bekir Bozdağ’a üçüncü soru: Hukuk devletinde uzun tutukluluk süresi madem fevkalade yanlış, partiniz tutukluluk süresini neden uzatıyor?
Bekir Bozdağ’a son soru: Zat-ı âliniz bu uzatmaya o tarihte karşı çıktınız mı, yoksa olumlu mu oy verdiniz?
Ben de ne kadar boş sorular soruyorum.
Bizim köyde satır ve satır
BİR satır var, bir de satır var. İki satır var. İki ayrı satır sahibine bizim köyde farklı muamele var.
İlk satıra, bildiğiniz palaya tüm Türkiye üç gün önce, rezil, insanlık dışı görüntülerle tanık oluyor. Kendini bilmezin teki biber gazından korunmaya çalışan bir kıza satırla saldırıyor, tekmeliyor, küfrediyor. Satırla saldırmak ne demek, en hafifinden yaralamak, belki öldürmeye teşebbüs etmek demek.
Bu işe karışan dört kişi var. Mahkeme bunların dördünü de serbest bırakıyor, satırlı herif dahil. Helal olsun böyle hukuka.
İkinci satırı bütün dünya ve Türkiye her gün her yerde görüyor. Bildiğiniz satır, kitaplarda, gazetelerde, dergilerde, afişlerde, işte şu okuduğunuz da bir satır.
İkinci satırın ilk satırdan farkı var. Satırla adam kovalayan mahkemece serbest bırakılır, ama satırlarıyla haber ve bilgi aktaranlar tutuklanır. Bizim köyde âdet böyle.
Paylaş