Yalçın Doğan

Dış algı: Kendine zırh örüyor

11 Ocak 2014
İTALYAN avukatlar şubat sonunda düzenlenecek törenle İstanbul Barosu’na hukuk ödülü verecek.

Baroya bu müjdeyi iletirken, aynı avukatlar soruyor:
“Sizin orada neler oluyor?”Sadece İtalyan avukatlar değil, çeşitli uluslararası hukuk kurumları Türkiye’yi arayıp kaygılarını iletiyor: “Anlaşılan, sizin iktidar hukuk devletinden vazgeçiyor”. İktidar HSYK düzenlemesi ile hukuk devletine ağır bir darbe hazırlarken, savunma avukatları hukuk ödülü alıyor. Hukuk mücadelesi verdikleri, hukuku savundukları için.

ÖRNEĞİ YOK

Adamlar şaşkın, onların aklı almıyor ve aynen şunu soruyor:
“- Bu iktidar değil miydi, üç yıl önce hukukun üstünlüğü, demokrasinin gereği sözleriyle, sizdeki HSYK’yı Adalet Bakanlığı’ndan almıştı. Şimdi tam tersini neden yapıyor?- Bu girişimin şimdi ve daha sonra yolsuzluk ve rüşvet iddialarının örtülmek istenmesi ile bağlantısı var mı?”Dışarıdaki algı bu. Yolsuzluk soruşturmasıyla birlikte, iktidar yargının en temel kurumu HSYK’yı hedefine alıyor. Yargıyı kendine bağlama çırpınması yolsuzluk iddialarının bir daha peşine düşülmesini önlemek adına. 2010 referandumuna doğru “millet egemenliği, hukukun üstünlüğü” sözleriyle bugünkü HSYK, şimdi aynı sözlerle kendi güdümünde yeni HSYK. Hiçbir demokratik, hukuk devletinde örneği yok.

GÜL’ÜN TAVRI

Yazının Devamını Oku

Vurulduk hepimiz Uludere’de

9 Ocak 2014
3 Ocak 2012, Tayyip Erdoğan parti grubunda sözü Uludere katliamına getiriyor:

“Dün Genelkurmay Başkanımla bu konuyu enine boyuna değerlendirdik. Gösterdikleri hassasiyet sebebiyle Genelkurmay Başkanıma ve bölgede hizmet veren komuta kademesine şahsım ve milletim adına teşekkür ederim”.Genelkurmay Askeri Savcılığı, Uludere’de “vur” emrini, Erdoğan’ın teşekkür ettiği Genelkurmay Başkanı Özel’in verdiğini belirtiyor. “Şüpheli askerlerin Meclis ve Bakanlar Kurulu’nun kendilerine verdiği görevi yerine getirdiğini” ekliyor. Takipsizlik kararıyla dosyayı kapatıyor.
Oysa, Erdoğan konu ne zaman açılsa, “Uludere karanlıkta kalmayacak” diyor. Takipsizlik kararı, sorumlu olanları gösteriyor, buna rağmen, Uludere’yi karanlıkta bırakıyor.

GÖK’ÜN TESPİTLERİ

CHP milletvekili Levent Gök, “Meclis Uludere Araştırma Komisyonu” üyesi. Görevi sona eren komisyon bir rapor yazıyor. Mart 2013’te Gök o rapora karşı oy yazısı yazıyor.
Komisyondan sonuç çıkmıyor, İçişleri Bakanlığı müfettişlere soruşturma izni vermiyor, siyasi irade üzerine düşeni yapamıyor. Gök’ün geçen yıl yazdığı karşı oy yazısında ne varsa, Askeri Savcılığın takipsizlik kararında o var. Gök Uludere’nin kapatılacağını öne sürüyor ve bugün Uludere kapatılmak isteniyor.
Hâlâ iki yol var. Hava Kuvvetleri Askeri Mahkemesi’ne başvurmak. Sonuç alınmazsa, AİHM’ye başvurmak.
Takipsizlik kararıyla Uludere’de hepimiz vuruluyoruz.

Aaa, ne biber gazı, ne TOMA

Yazının Devamını Oku

‘Baş belası’na sansür

8 Ocak 2014
İNTERNETİ önce “en büyük baş belası” ilan ediyor Tayyip Erdoğan, ama bir süre sonra “Sosyal ağlarda güzel şeyler oluyor” diyor.

“Güzel şeyler” Bütçe Komisyonu’nda açığa çıkıyor. Oraya bir tasarı geliyor, “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri” ile ilgili. Bu tasarıya interneti denetim altına alacak maddeler yerleştiriliyor:
1- Anahtar kelime engelleme sistemi yoluyla internetten erişimi sınırlamak kolaylaşıyor. Örneğin, YouTube’un içinde anahtar kelimeler nedeniyle sakıncalı bulunan bir videoya Türkiye’den erişilemeyecek. O anahtar kelimeyi kim belirleyecek belli değil.2- Daha beteri: Her bireyin internette faaliyeti, hangi siteleri gezdiği, hangi kelimeleri aradığı, sosyal ağlarda neler yaptığı kayda alınacak ve o kayıt bir-iki yıl saklanacak.3- Hükümet kontrolünde “birlik” kuruluyor, erişim sağlayıcılar buraya zorunlu olarak üye olacak.
Madem çağımız “iletişim çağı” ve en önemli iletişim aracı internet, o zaman çek bir sansür internete.
Neden “Aile Bakanlığı” ile ilgili tasarıda? Tasarının genel gerekçesinden bir cümle bu soruyu karşılıyor:
“Aileyi, çocukları, gençleri, internet dahil, elektronik iletişim araçlarının suiistimal edilmesi suretiyle uyuşturucu alışkanlığı, cinsel istismar, intihara sürükleme ve benzeri kötü alışkınlara teşvik eden yayınlardan korumak için...”Haydi, kolay gelsin.

Başka hangi davalar

ERGENEKON, Balyoz, Poyrazköy, askeri casusluk davalarının yanı sıra, Tatlıses’e saldırı, şike, Ankara Sauna Çetesi, Mehmet Ağar, KCK, Devrimci Karargâh, KCK’ya giren avukatlar ve gazetecilerle ilgili davalar.Yeniden yargılama sürecinde aktif rol alan Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu Odatv’ye yazdığı yazıda:

Yazının Devamını Oku

Gül ‘mutsuz’ ve nihayet devrede

4 Ocak 2014
TÜRKİYE Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu geçen hafta Çankaya’dan randevu istiyor, ses çıkmıyor.

Önceki gün isteğini tekrarlıyor, “neden görüşmek istediği” soruluyor. Feyzioğlu son günlerin sıcak konusu “Balyoz ve Ergenekon davalarının yeniden görülmesine ilişkin formül” üzerinde bilgi sunmak isteğinde olduğunu bildiriyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bir saat sonra kendisine randevu veriyor.
Yüksek yargı birbirine giriyor, yargıç ve savcılar birbirini suçluyor, hükümet yargıyı hedef alıyor, demokrasinin olmazsa olmaz koşulu, kuvvetler ayrılığı fiilen çöküyor, hukukun çivisi çıkıyor, Gül köşesinde sessiz, facialar dizisini izliyor.
İzlerken kaygılı ve mutsuz, Metin Feyzioğlu’nun girişimiyle, öyle görünüyor ki, nihayet aktif tavır alacak.

‘KUMPAS’

Tayyip Erdoğan’ın danışmanı Yalçın Akdoğan bir yazısında “Orduya kumpas yapıldı” diyor. Kumpas, Ergenekon ve Balyoz davaları. Ne zaman diyor? Yolsuzluk iddiaları hükümete uzandığında diyor, eskiden “orduya kumpas”, şimdi “hükümete kumpas”.
Madem kumpas, Ergenekon, Balyoz ve orduyla ilgili diğer davalarda mahkûm olanlar, yıllardır hapis yatanlar ne olacak?
Metin Feyzioğlu bir hukuki formülle Çankaya’ya çıkıyor.

AF DEĞİL

Yazının Devamını Oku

İçkiye, sigaraya zam kasıtlı

3 Ocak 2014
İÇKİ ve sigaraya zammın yanı sıra içki ve sigara ruhsatı da zamlanıyor. Zam sadece zam değil, devamı daha heyecanlı.

2013’te alkol ve sigara ruhsatı iki yüz lira. Ruhsat fiyatı şimdi iki yüz yirmi liraya çıkıyor. İçkiye ayrı, sigaraya ayrı ruhsat alınması halinde dört yüz kırk lira ödemek gerekiyor.
İl merkezleriyle büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçelerde sigara ve alkollü içki toptan satış belgesi iki bin iki yüz liraya, açıkta alkollü içki satış belgesi dokuz yüz liraya yükseliyor.
AYRI SATIŞ BELGESİ

İçki ve sigara zammı arkasındaki heyecan devam ediyor.
İçki ve sigara satışı yeni kurallara bağlanıyor. Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu bu ürünlerin satış yönetmeliğini değiştiriyor. İçki ve sigara için ayrı ayrı satış belgesi alma zorunluluğunu getiriyor. Eskiden tek ruhsatla ikisini satmak mümkündü. Artık değil. Satışı zorlaştırmaya dönük yollar.
İçki ve sigara ile AKP’nin başından beri sorunu var, sadece sağlığa zarar verir kaygısı değil, ideolojik sorunu var.

Yazının Devamını Oku

Yerin altı da onun, üstü de

2 Ocak 2014
TOPLU açılış törenleri için 26 Ekim 2013’te Tayyip Erdoğan Van’a gidiyor, akşam yemeğinde oradaki sivil toplum örgütü temsilcileriyle bir araya geliyor.

Yemekteki konuşmasında:
“Cumhuriyet hepimizin Cumhuriyetidir. Cumhur halktır, Cumhuriyet milletin kurumsallaşmış halidir” diyor.
Cumhuriyet hepimizin ama, Cumhuriyet’in dağı, taşı, ovası, tarlası, kıyısı, ağacı, demiri, çinkosu, kömürü, altını kimin diye merak ederken, Erdoğan o merakı da gideriyor.
16 Haziran 2013 tarihli genelgesiyle Erdoğan devlete ait taşınmaz malların kiralanması, kullanımı, devri ve satışı ile ilgili tüm işlemleri kendisine bağlıyor. Dağın işletilmesi de, ovanın satışı da, kıyının devri de devlete ait ise, bunlara ilişkin işlemlerde kendisi tek ve doğrudan yetkili.Kısaca, yerin üstü tamam. Geçen hafta yazdığım konulardan biri de bu. Sıra şimdi yerin altında.

BEDAVA KÜTÜKLER

Van’da sivil toplum örgütlerine yerin altı ile ilgili bilgiyi de veriyor:
“Türkiye’den İtalya ve Çin’e yıllarca adeta bedava kütük gönderilmiş, daha sonra bu kütükler aynı ülkelerden işlenmiş olarak katbekat fazlasıyla tekrar satın alınmış. Böyle anlayış olur mu? Biz bu anlayışı geri çevirdik diye, birileri bizi hazmedemiyor, rahatsız oluyor”.Bu milliyetçilik çıkışından sonra, sıra asıl açıklamaya geliyor.

‘KENDİME BAĞLADIM’

Yazının Devamını Oku

‘Vatanı sattık bir pula’

1 Ocak 2014
ON milyon lira kayıp. Rakamlar tek tek incelendiğinde, onun dışında yüz bin liralık açık var. İkisi de ortada yok.

On milyon lira Banker Köçeoğlu Agop aracılığı ile Avrupa’dan alınıyor. Devlet borcu. Paranın nereye gittiği belli değil. Diğer yüz bin liranın nereye harcandığı yine kayıtlarda yok.
Sadrazam Mithat Paşa paraların nereye gittiğini araştırmak isteyince, kıyamet kopuyor. Çünkü, ortada bir hırsızlık var.Mithat Paşa’nın yolsuzluğu ortaya çıkarmak istemesi Sultan Abdülaziz’i rahatsız ediyor. Çünkü, o para Saray’a veriliyor. Paranın izi Sultan’a kadar uzanıyor.

MÜHRÜ GERİ ALDI

Mithat Paşa üç aylık Sadrazam. Üç ay bile değil. Yolsuzluk araştırmasının Abdülaziz’e kadar uzanacağı söylentileri halk arasında ayyuka çıkıyor.
Fazla sürmüyor. Padişah, Abdülaziz Mithat Paşa’yı azlediyor. Sadaret mührünü ondan geri alıyor. Mithat Paşa hiç şaşmıyor. Ekim 1872.
Kim ki, yolsuzluğun, hırsızlığın peşine düşüyor, ondan daha kötü kimse yok. Kim ki, hukuku savunuyor, başına gelmedik kalmıyor. Her devirde ve her ülkede.

TOPUZ’UN KİTABI

Bu örneği

Yazının Devamını Oku

‘Faiz lobisi’ bayram yapıyor

31 Aralık 2013
MALUM, her yer “faiz lobisi”.

Gezi’de faiz lobisi var, Uludere’de 34 yurttaşın, Reyhanlı’da 53 yurttaşın öldürülmesinde, Afyon’da cephane patlamasında 25 askerin ölümünde, İstanbul’da sel baskınında 30 kişinin ölümünde, hızlı tren kazasında 41 kişinin ölümünde, Van’daki depremde, bu yıl kuraklıkta, Milli Takım’ın dünya kupasını ıskalamasında, trafik çilesinde ve elbette son yolsuzluk ve rüşvet skandalında hep “içeride birileriyle işbirliği yapan, kökü dışarıda faiz lobisi” var.
Her yer “faiz lobisi”, her yer “bize” tuzak.
TATLI FAİZ TARİHİ

“Faiz lobisi” tam nerede, kaç derece kuzey, kaç derece batı?
AKP’nin övündüğü ekonomik istikrar dışarıdan gelen sıcak para ile dönüyor. “Sıcak para”, ayakkabı kutusunda filan değil, trink para. O para yabancılara iyi faiz getiriyor. O faiz yabancıların dünyada bugüne kadar görmediği kadar “sıcak ve tatlı”.AKP on bir yılda sıcak ve tatlı faizin tarihini yazıyor. Şöyle:
Cari açık son on bir yılda rekor kırıyor. Cari açıkta dünyada ilk beş ülke arasında biz de varız. Cari açığı sıcak para finanse ediyor. Sıcak para boşuna gelmiyor, yabancılar sıcak para ile dolar cinsinden yüksek kazanç sağlıyor.2003 ve 2009’da borsa sıcak paraya yüzde 100’ü aşan getiri sağlıyor. Geçen yıl ise, yabancılar dolar cinsinden yüzde 62.1 getiri elde ediyor. Geçen yılbaşında borsaya 1 milyon dolar yatıran sıcak paracı yıl sonunda evine 1 milyon 621 bin dolar götürüyor. Yok böyle kazanç dünyada, dünyada böyle faiz yok.

Yazının Devamını Oku