Hepimiz biliyoruz, PKK ve Kürt hareketi. Bağımsız devlet olmasa bile, mutlaka kimliğinin tanınması için mücadele eden bir terör örgütü, demokratik çözüm yolunun tam açıldığı bir ortamda yeniden şiddete dönüyor. Kürt halkı ile PKK’nın arası son cinayetlerden ve şiddetten sonra iyice açılıyor. İnanmak güç ama bölge halkı “İyi ki özerklik yok, yoksa bu PKK ile başımıza gelmedik kalmazdı” diyor.
ANLADIK KOBANİ
HDP yönetimi de, hayal kırıklığı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde topladığı olumlu puanları Selahattin Demirtaş cömertçe harcıyor.
Kendi aralarında da anlaşmazlık var. Örneğin, yaptığı basın toplantısına DTK Başkanı Hatip Dicle neden katılmıyor, neden yardımcısını gönderiyor? Kendi iç sorunları bir yana, HDP’nin son bir aydır söylediklerine bakın, hiçbiri diğerini tutmuyor. Günlük tepkiler; geniş bakış açısı, analiz yok.
“Kobani düşerse, barış süreci biter”, ne demek? Kobani ile barış süreci arasındaki bağ ne? Barış süreci Kobani’ye bağlı ise Kobani’deki savaştan önce barış neden sağlanmıyor?
“Karada Fatihiz biz, bırakıp kaçmayız biz, Türk de biziz, Kürt de biziz, (...) alnımız secdede, imanlı Osmanlı Ocaklarıyız biz”.
Amaç iddialı, “Kaybolmuş kültürü yeniden kazandırmak, Osmanlı misyonunu günümüze taşımak”. Helal olsun, tam bugünkü ideolojiye uygun bir örgüt Osmanlı Ocakları. İnternet sitesinin tepesinde Erdoğan fotoğrafı, manşetinde onun sözü, “Biz ancak rükuda eğiliriz”, yani sadece namaz kılarken.
İslam, Osmanlı ve Tayyip Erdoğan, çok çarpıcı.
AKP ÖRGÜTÜGeçen yıl iktidar yanlısı bir TV’de “AKP gençliği, Tayyip Erdoğan’ın isteği ile Osmanlı Ocaklarını kuruyor” diye bir haber var, “Dindar ve ilim sahibi gençlik yetiştirmek” ana hedeflerinden, özlem duyulan gençlik, “Bir elinde Kuran, bir elinde bilgisayar”. Sitesinde bol bol Erdoğan fotoğrafları ve sözleri, ayrıca Davutoğlu ile AKP bakanları, yöneticileri ile çekilen fotoğraflar, onların ziyaretleri. Erdoğan’ın izinde “başkanlık sistemi”ne destek veriyor. Katıksız AKP örgütü.
“Ocaklar” bu yıl atağa kalkıyor, çeşitli illerde örgütleniyor.
Bu Kurban Bayramı açıklaması Hür Dava Partisi’ne (Hüda Par) ait. Parti yönetimi reddediyor, yine de parti temelinin Hizbullah’a dayandığı öne sürülüyor. Kürt kökenli İslam partisi.
Kobani’ye destek için başlayan gösterilerin PKK ile Hüda Par arasında çatışmaya dönüştüğü iddiası var. PKK Hizbullah ve Hüda Par’ı IŞİD yanlısı olmakla suçluyor. Gösteriler öyle ki, kimin kime silah sıktığı belli değil. Polis mi göstericiye, o gösterici mi polise ya da rakip gördüğü ötekine mi kurşun atıyor, belirsiz. Ve ne yazık ki, hayatını kaybedenler.
HER GÜN CENAZE
Sokağa çıkma yasağı ilan ediliyor. Dün yasağın ilan edildiği bazı yerlerle konuşuyorum, bölge TV’leri ve polis anonsları yasağı duyuruyor, ama yasağa çok kişi uymuyor. Şundan:
“Daha dün Kobani’den buraya on yedi cenaze geldi, her gün geliyor. Bunu protesto için sokağa çıkanlar polis gazı ile karşılaşıyor, çatışma çıkıyor, yeniden ölümler. Ölüm olunca kimse yasak filan dinlemiyor”.
Göstericiler IŞİD’i protesto ediyor, polis göstericiye müdahale edince, polise “Sen de IŞİD’i mi koruyorsun” diyerek taş, sopa ve molotofkokteylleri ile saldırı yoğunlaşıyor. Polis, PKK, çeşitli örgütler, karmakarışık.
OHAL’DE BİLE
Sokağa çıkma yasağı bölge insanını çok etkiliyor. Dün konuştuğum deneyli biri “Burada yıllarca süren ‘olağanüstü hal’de (OHAL) bile sokağa çıkma yasağı uygulanmadı. Sokağa çıkma yasağını en son 12 Eylül darbesi sırasında yaşadık, bir de şimdi. Otuz beş yıl sonra bunu da gördük” diyor.
Türkiye’deki Kürtler dahil, Kürtlerin gözdesi. Esad’ın iktidar boşluğunda ortaya çıkan “Kürt kantonu”. Irak’ta “Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi” ve PKK, Suriye’de Kobani ve PYD. Ve IŞİD ile PKK (PYD) arasında sıkışan, çifte standart uygulayan Türkiye.
Kobani düştü düşecek, IŞİD var gücüyle saldırıyor, PYD var gücüyle direniyor. Kobani düşerse, IŞİD halifesi bizim komşumuz. Kürtler için ise yarım kalmış bir hayal.
İKİ ARADA
Bizde iktidar sahipleri sürekli yalanlıyor, buna karşı hem bölgeden, hem ülkelerinden beslenen Batı basını sürekli yazıyor, Türkiye IŞİD’e yardım ediyor, maksat Esad’ı düşürmek. Türkiye iki arada bir derede;
1- Eğer doğru ise IŞİD’e vaktiyle yardım ediyor, IŞİD şimdi Türkiye için bir tehdit.
Hemen hiçbir hayati belirti göstermeyen küçük Marina dokuzuncu kez hastaneye getiriliyor, ana-babanın gözleri kan çanağı gibi. Beş kez sıtmadan, üç kez sarılıktan hastaneye taşınan Marina şimdi cıva zehirlenmesine yakalanıyor. Sapsarı beniz, şişmiş bacaklar, çökmüş avurt, doktorların umudunu kesiyor. Peş peşe geçirdiği hastalıklar nedeniyle et, süt, şeker yasak. Tam da, beslenmeye ihtiyaç duyduğu gıdalar.
Kırk beş yıl sonra şu kürsüde attığı nutukla milyonlarca insanı kendine bağlayan, doktorların “ölür” dediği sanki o Marina değil. Yeniden doğmuş gibi. Tam mucize. Mucizenin adı doğa, doğaya karışmak, yeşiller içinde yetişmek.
MUM VE DUA
Marina Silva Brezilya’da Amazon bölgesinde yoksul bir ailede dünyaya geliyor, yedi kardeşten biri, o bir Amazon. Baba kauçuk plantasyonunda ter döküyor, Amerikan savaş endüstrisine kauçuk üreten bir firmanın boğaz tokluğuna çalışan işçisi.
Marina hasta, bakıma muhtaç, ilaç parası yok, on altı yaşında çaresiz evi terk ediyor. Okuması yazması yok. İş bulması, hele de o cılız haliyle, çok güç. Rio Branco’da yine de yaşlı bir karı kocanın yanına ev işlerine yardım etmek için yerleşiyor. Para almasa bile, hiç olmazsa, yemek ve yatacak yer var.
HSYK seçimleriyle ilgili soruya: “Bizim yargıya müdahale etmek gibi durumumuz yok ama diyelim ki bir grup egemen oldu, o zaman Meclis darbeye karşı gerekeni yapar, anayasa değişikliği dahil”.HSYK göreve seçimle geliyor. Her fırsatta “seçilmişlerin faziletini” vurgulayan Davutoğlu, konu HSYK’ya geldiğinde, seçimin faziletini unutuyor. Anayasa değişikliğinden söz edecek kadar. Ama, demagojiyi unutmuyor, “Yargıya müdahale durumumuz yok” diyor. İşine gelmeyen HSYK seçimini iptal edecek ölçüde anayasa değişikliği düşünmek, “yargıya müdahale” değil de ne.
AYM İPTALİBürokraside görevden alınanlar mahkeme eliyle kararı bozdururlarsa, hükümet iki yıl uymuyor. AYM bunu Anayasa’ya aykırı buluyor, iptal ediyor. Aynı programda bu sorulunca Davutoğlu: “Seçilmiş olan bizler atanmışları görevden alamazsak, istemediğimiz biri ile çalışmak zorunda mıyız” diyerek AYM’yi eleştiriyor ve bir kez daha çelişkiye düşüyor. Duruma göre, seçilenler her hakka sahip, hukuku çiğnemek dahil. Ama başkaları değil.
Hukuk sadece seçilenler için mi var? Seçilenlerin dışında, başkalarının hukukunu kim koruyacak? En iyisi yargıyı hükümetin emrine vermek. Zaten bütün çaba bu.
ÇAKTI
Bu düşünce yapısı ile Davutoğlu kendisine miras kalan hukuk ve demokrasi anlayışına uygun davranıyor. Mirasa sadık kalıyor. Demokrasiden çakıyor. Parlak propaganda laflarını ihmal etmeden.
Şimdi hükümet tezkeresine göre, yabancı silahlı kuvvetler IŞİD için Türkiye’ye gelecek, böylece Kürdistan’ın kurulması tamamlanacak.
Bugünkü tezkerede;
-BM Güvenlik Konseyi’nin üç kararına atıf var. Hükümet bunları “Irak ve Suriye’deki teröristlere karşı müdahale yetkisi veren” kararlar olarak tanımlıyor, oysa atıf yapılan o kararlarda böyle bir ifade yok.
-“Yabancı silahlı kuvvetler” Türkiye’ye gelecek. Belirsiz bir deyim, “yabancı silahlı kuvvetlere” Özgür Suriye Ordusu gibi, düzenli olmayan kuvvetler de dahil olabilir.
-“Yabancı askerlerin hükümetin belirleyeceği esaslara göre kullanılması” ilkesine buraya asker gönderecek ülke ne ölçüde uyacak? Örneğin, o askerler insanlık suçu işledi, buna Türkiye ne kararı verecek?
-Süleyman Şah Türbesi’ni korumak da, bizim yurtdışına asker göndermemizin gerekçelerinden biri. Süleyman Şah Türbesi Türk toprağı, Türkiye tezkereye gerek duymadan, her türlü önlemi orada zaten alabilir.
ESAD SAPLANTISI
İthalat dolarla, dolar fırlıyor, biz de fırlıyoruz, zamla. AKP dışa bağımlılığı “azaltacağız” diyor, rakamlara bakınca, bu bir masal.
Sürekli yeni doğalgaz santral izni veriyor. Yeni izni çıkan doğalgaz santrallarının toplam kurulu gücü 30 bin megawatt (MW). Daha önce inşa edilmiş 21 bin 200 MW doğalgaz santralı var. Buna yeni 30 bin MW doğalgaz santralı ekleyip, doğalgaza bağımlılık nasıl azalacak?
SEÇİMLER
Son doğalgaz ve elektrik zammı Ekim 2012’de. 2011 ve 2012’de doğalgaz ve elektriğe üç kez zam yapılıyor, toplamda doğalgaz zammı yüzde 48.9, elektrik zammı yüzde 30’a ulaşıyor.O tarihte dolar 1.79 TL. İki yıldır dolar yükseliyor ama zam yok, çünkü yerel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri var.
ZAM FIRTINASI