12 Eylül’den bu yana ilk

Bu Kurban Bayramı açıklaması Hür Dava Partisi’ne (Hüda Par) ait. Parti yönetimi reddediyor, yine de parti temelinin Hizbullah’a dayandığı öne sürülüyor. Kürt kökenli İslam partisi.
Kobani’ye destek için başlayan gösterilerin PKK ile Hüda Par arasında çatışmaya dönüştüğü iddiası var. PKK Hizbullah ve Hüda Par’ı IŞİD yanlısı olmakla suçluyor. Gösteriler öyle ki, kimin kime silah sıktığı belli değil. Polis mi göstericiye, o gösterici mi polise ya da rakip gördüğü ötekine mi kurşun atıyor, belirsiz. Ve ne yazık ki, hayatını kaybedenler.

HER GÜN CENAZE

Sokağa çıkma yasağı ilan ediliyor. Dün yasağın ilan edildiği bazı yerlerle konuşuyorum, bölge TV’leri ve polis anonsları yasağı duyuruyor, ama yasağa çok kişi uymuyor. Şundan:
“Daha dün Kobani’den buraya on yedi cenaze geldi, her gün geliyor. Bunu protesto için sokağa çıkanlar polis gazı ile karşılaşıyor, çatışma çıkıyor, yeniden ölümler. Ölüm olunca kimse yasak filan dinlemiyor”.
Göstericiler IŞİD’i protesto ediyor, polis göstericiye müdahale edince, polise “Sen de IŞİD’i mi koruyorsun” diyerek taş, sopa ve molotofkokteylleri ile saldırı yoğunlaşıyor. Polis, PKK, çeşitli örgütler, karmakarışık.

OHAL’DE BİLE

Sokağa çıkma yasağı bölge insanını çok etkiliyor. Dün konuştuğum deneyli biri “Burada yıllarca süren ‘olağanüstü hal’de (OHAL) bile sokağa çıkma yasağı uygulanmadı. Sokağa çıkma yasağını en son 12 Eylül darbesi sırasında yaşadık, bir de şimdi. Otuz beş yıl sonra bunu da gördük” diyor.
Örneğin, 2006 Mart’ında patlayan gösteriler bir hafta sürüyor, on beş kişi hayatını kaybediyor, yine de sokağa çıkma yasağı ilan edilmiyor. Yasağa uymamanın nedenlerinden biri de, bu derin duygu. Uymamanın cezası, Kabahatler Kanunu’na göre yüz lira. Kimsenin umurunda değil.
1987’de ilan edilen OHAL bazı illerde 1999 ve 2000’de kaldırılıyor, bütünüyle 2002’de AKP son veriyor. Son verildiği gün Diyarbakır’a gidiyorum, yasak derin bir yara. OHAL’i bütünüyle kaldıran AKP şimdi sokağa çıkma yasağı ilan ediyor. O yara depreşiyor, hayatlarını kaybedenlere duyulan acı kadar.
12 Eylül’den bugüne, Türkiye’nin iç ve dış politika ile nereye geldiğinin aynası.

‘Vali’ Efkan Ala’yı arıyorum

İÇİŞLERİ Bakanı Efkan Ala Kürt insanını en iyi tanıyan, Kürt sorununu en iyi bilenlerden biri. Diyarbakır ve Batman’da valiliği var. O dönemde her iki kentte de, gösterdiği hoşgörü ile halkın gönlünü kazanıyor. Olayların büyümesini önleyen, kritik anlarda pratik çözümler bulan bir vali. Kendisini o dönemden tanıyorum, sohbetlerimiz var.
Ne zaman ki İçişleri Bakanı oluyor, Vali Efkan Ala gidiyor, yerine her fırsatta şiddet uygulayan bir bakan geliyor. Ala ile birlikte polis şiddeti artıyor. Söylemi ve uygulamasında hoşgörüden eser kalmıyor. Her gösteri elbette masum değil ama masum başlayan gösteriler bile, polis şiddeti ile tırmanıyor, iş çığırından çıkıyor. Hele gösteri masum değilse, ne yazık ki, ölümlerden ölüm beğen.