Yalçın Doğan

çArşı’dan korkanlar

21 Aralık 2014
BARCELONA’da oynarken siyahi futbolcu Etoo ırkçı saldırıya uğruyor.

Etoo’ya sahip çıkanlardan biri de Beşiktaş’ın ünlü taraftar grubu çArşı. Birkaç gün önce çArşı yargılanıyor, Barcelona yetkilileri mahkeme salonunda, helal olsun.
O tarihte Barcelona’yı çalıştıran Guardiola, şimdi Bayern Münih direktörü, Guardiola Bayern’in maçında tribünlere çArşı pankartları astırıyor. Bir taraftar grubunun “gizli örgüt kurma, darbeye teşebbüs” ile suçlanmasını, yargılanmasını içine sindiremediği için. Helal olsun.
Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor, Adana Demirspor, Karşıyaka, Karagümrük ile başka kulüplerin taraftarları da çArşı duruşmasında. Helal olsun.
Uluslararası Af Örgütü, Avrupa İnsan Hakları dernekleri orada, helal olsun. Beşiktaş yönetiminden kimse yok. Yazıklar olsun, onlara kırmızı kart. Rastlantı, çArşı’ya operasyonun yapıldığı gün Beşiktaş’ta başkanlık seçimi var. Senin taraftarını polis topluyor, seçim salonunda birkaç kişi hariç, kimsenin çıtı çıkmıyor. Onlara da kırmızı kart.


BJK TV NEREDE


Yazının Devamını Oku

Dışarıda da: ‘Hukuku iplemem’

20 Aralık 2014
“ÖDE şu tazminatı, hukuka uymuyorsun, yükümlülüğünü yerine getirmiyorsun.”

Bu ilk resmi mektup, eylülde AKP hükümetine Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nden. Ankara mektuba cevap bile vermiyor. İkinci mektup geliyor. Diplomasiyi zorlayan tonda:
“Tazminatları ödemiyorsun, oysa Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne tarafsın, Avrupa Konseyi’ne üyesin, yükümlülüğünü yerine getir”.
Üç ay önce bir de ara karar var, benzer tonda.

‘RUMLAR HAKLI’

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Kıbrıs Rumlarının açtığı davalarda Türkiye’yi mahkûm ediyor. 1974 Barış Harekâtı sonrasında Maraş bölgesindeki taşınmaz mallar ile ilgili pek çok dava. AİHM hepsinde Rumları haklı buluyor, Türkiye’nin onlara tazminat ödemesine karar veriyor.

Yazının Devamını Oku

2015’te ağır fatura

18 Aralık 2014
HERKES şikâyetçi, daha çok Tunus, Fas, Cezayir, Mısır, Irak, İsrail tepkili Türkiye’ye, “Bizim içişlerimize karışıyor” gerekçesiyle.

Geçen hafta Sosyalist Enternasyonal (SE) Cenevre’de toplanıyor, cemaate karşı 14 Aralık operasyonu henüz yok. Yüze yakın ülkenin sosyal demokrat partileri orada, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon da katılıyor toplantıya. Kemal Kılıçdaroğlu Başkan Yardımcılığını Umut Oran’a bırakıyor, Oran oybirliği ile SE’de başkan yardımcısı seçiliyor. Aynı zamanda, “SE’de kim üye olacak, kim çıkarılacak” kararını veren Etik Komite üyesi. Türkiye nereye? Bütün Batı gibi, SE de kaygılı, ayrıca 2015’te Türkiye’ye çıkarılacak ağır faturadan söz ediliyor.

‘OTORİTER’
Çeşitli dünya sorunlarının ele alındığı sohbetlerde Türkiye ana konulardan biri. Ortak gözlem:
“Tayyip Erdoğan mezhepçi ve otoriter, Türkiye her gün biraz daha demokrasiden uzaklaşıyor.” Pek çok SE üyesi bizde temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasını vurguluyor.
“Barış, özgürlük, demokrasi gibi insani değerleri siyasiler çözer ya da batırır. Türkiye’de bu değerler batıyor.”Büyük güven kaybı.

Yazının Devamını Oku

Sivil darbenin şifresi

17 Aralık 2014
“ÜÇ el bombası, bir sis bombası, iki tabanca, örgütsel doküman, gizli örgüt, Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmak, darbe yapmak...”

Kopya kâğıdı koymuş gibi, Balyoz’dan Ergenekon’a, Odatv’ye, son olarak cemaate yapılan baskınların on yıllık şifresi. Kime tahammül edemiyorsa, ona kim karşı çıkıyorsa, bir ihbarla başlıyor, el bombası ve darbe iddiasıyla devam ediyor, baskınlar ve yıllarca süren davalar. Sonuçta bir şey çıkmıyor, insanlar boş yere hapis yatıyor. Her baskınla korku biraz daha yayılıyor, ülke diktatörlüğe biraz daha yaklaşıyor.

ÖZET GÖRÜNTÜ

Dört yıl önceymiş de, adı Tahşiye mi ne, öyle bir şeymiş de, TV dizisi olmuş da, üzerine köşe yazısı yazılmış da, kanıtlar El Kaide’yi gösteriyormuş da, bir evde toplanıyorlarmış da, terör örgütü imiş de...
Bunlar son baskından özet görüntüler. “Bomba var” ama bombaların kamera kayıtları yok, bombalarda parmak izleri var ama izler sanıklara değil, polislere ait vs. Gazete ve TV’lerde uzun uzun Tahşiye haberleri, o davaya ve bazı üyelerine ilişkin ipe sapa gelmez ayrıntılar. Bütün toplum salak yerine konuyor.

HUKUK MAVALI

Her “operasyon” öncesinde yeni hukuki düzenlemeler ve yargıda yeni atamalar, dolayısıyla “her şey hukuk içinde, hukuka saygılıyız” mavalı. O hukuk çoğunlukla evrensel hukuka ve insan haklarına aykırı, olsun, aradan operasyon çıkıyor, korku bir kez daha kol geziyor ya, sen ona bak.
Son baskında suçlanan meslektaşlarımın siyasal görüşlerine hiç katılmıyorum. Günbegün solan demokrasi için çırpınmak varken, “Onlar eskiden böyle yapmıştı, ben zaten onlar gibi düşünmüyorum” demek lüksüne sahip değiliz. Kendi içinde Gülercevari fire, müthiş bir ibretle devam etse bile.

Yazının Devamını Oku

SPD, ilgi CHP: ‘Yer neresi’

14 Aralık 2014

-“Irak’a gönderilen silahlar oradaki sorunu çözmez, tersine daha alevlendirir.” Bu görüşü uluorta dile getiren SPD İkinci Başkanı Ralf Stegner.
-“Hayır çözer, o bilmeden konuşuyor.” Bu görüşü uluorta dile getiren SPD Genel Başkanı Sigmar Gabriel.
-“Gelir vergilerini yükseltmek gerek, sosyal adalet gereği.” Bu görüş SPD İkinci Başkanı Stegner’e ait.
-“Yükseltmek ekonomik gelişmeyi baltalar, o bilmeden konuşuyor.” Bu görüş SPD Başkanı Gabriel’e ait.
Genel Başkan ile İkinci Başkan daha başka konularda da karşı karşıya geliyor. SPD ile Hıristiyan Demokrat Parti (CDU) Almanya’da koalisyon ortağı oldukları halde, İkinci Başkan CDU’lu Maliye Bakanı üzerinden ortağını uluorta eleştiriyor.
Ya da AB ile Amerika ve Kanada arasındaki ticaret anlaşmasına İkinci Başkan yine karşı, Genel Başkan onu yine düzeltmek zorunda kalıyor. Tartışma “parti içi sorun” olmaktan çıkarak “koalisyon sorunu”na dönüşmek eğiliminde.

‘RUH SOLDADIR’

Yazının Devamını Oku

Seçime erken vuruş

13 Aralık 2014
KANAL A’da bir programda Atatürk’e “Rüşvetçi” deniyor, yayıncı kuruluşları denetlemekle görevli RTÜK’teki iki üye, Ali Öztunç ile Süleyman Demirkan Kanal A‘ya ceza verilmesini istiyor.

Kanal A da bu iki üyenin “gizliliği ihlal ettikleri” gerekçesiyle RTÜK’e başvuruyor. Ve sonuçları önümüzdeki genel seçimlere çıkan bir komedi başlıyor. Şimdi bakalım:
-Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi Öztunç ve Demirkan orada CHP kontenjanından görev yapıyor.
-Gizliliği ihlal eden üyenin RTÜK üyeliği düşüyor. Ne var ki, gizliliği ihlal boşlukta, karar RTÜK sitesinde ilan ediliyor.
-Buna rağmen, RTÜK’te AKP kontenjanından gelen üyelerin oylarıyla Öztunç ve Demirkan hakkında komisyon kuruluyor. Komisyon gizliliğin ihlali var mı yok mu araştıracak, var derse CHP’li iki üyenin RTÜK üyeliği düşecek.


EŞİTLER ARASINDA


Yazının Devamını Oku

HDP listesinde iki isim

11 Aralık 2014
“ÇÖZÜM” görüşmelerinde Kürt tarafı, Öcalan ve HDP en çok kime güveniyor?

Ünlü deyişle, Kürtlerin nefes alışlarını bile izleyen MİT’e, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a. Kürt tarafı çözümde en ısrarlı, en takipçi, en makul kişi olarak Hakan Fidan’ı görüyor.
Görüşmelerde HDP’ye güven veren ikinci isim Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan. HDP, Akdoğan’ı “Kendisine her öneri götürülebilir, mantıklı anlatıldığında, başta karşı çıksa da kabul eden biri” olarak görüyor.
Ne yazık ki HDP’nin güven listesinde Davutoğlu yok. HDP’ye göre, bazı önemli konularda Davutoğlu bir öyle diyor, bir böyle, kabul ettiği bir şeyi yerine getirmediği de oluyor. Gerçi, çözümde son nokta Tayyip Erdoğan’a ait. Listenin başında elbette Erdoğan var ama, konumu gereği Davutoğlu önemli.
Güven listesinde perde arkasında pratik sorunları gideren bazı bürokratlar var.

KAMU DÜZENİ

HDP’de mesafeli yaklaşımın nedeni, Davutoğlu’nun dilinden düşürmediği

Yazının Devamını Oku

Bir ‘eski tüfek’ daha

10 Aralık 2014
PIRIL pırıl bir zekâ, yaş 92 ama, hiç teklemeden, herhangi bir ayrıntıyı unutmadan, nazik bir üslupla anlatıyor Rasih Nuri İleri maceralı hayatının değişik evrelerini.

İki yıl önce eski turizm bakanlarından Bahattin Yücel ile birlikte evinde ziyaret ettiğimizde.
Rasih Nuri İleri üniversite öğrencisi iken, o yıllarda illegal, Türkiye Komünist Partisi safında yer alıyor, 1942’de partiye üye yazılıyor. Sonrasında her aydının kaderi aynı, ona da gözaltılar, hapisler, polis izlemeleri. Asla ödün vermiyor. O kadar ki, 2002 genel seçimlerinde TKP milletvekili adayı.

ROMANTİZM
Eski komünistlerin ortak özelliği, genellikle elit sınıftan gelen aydınlar olmaları, elitist ama ezilenlerden yana. Bu uğurda işkence, hapis, işsizlik, sürgün onlara vız geliyor. Komünizme inanacak ölçüde gerçekçi, 40’lar, 50’ler, hatta 60 ve 70’lerde her tehlikeyi göze alacak ölçüde romantik ve gözü kara. Rasih Nuri İleri de güngörmüş, elit sınıftan. Abidin Dino’nun yeğeni. Babası ve dedesi yüksek bürokrat, o hep vurguladığı gibi, “Bana sadece komünist deyin”. Ellerine silah almıyorlar, tam tersine silahlar onlara çevrili. İşçileri eğitme, toplumu bilinçlendirme anafikirleri. Ama polis onlarda hep sabotaj, isyan, casusluk izi arıyor.


Yazının Devamını Oku