Paylaş
Geçen hafta Sosyalist Enternasyonal (SE) Cenevre’de toplanıyor, cemaate karşı 14 Aralık operasyonu henüz yok. Yüze yakın ülkenin sosyal demokrat partileri orada, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon da katılıyor toplantıya. Kemal Kılıçdaroğlu Başkan Yardımcılığını Umut Oran’a bırakıyor, Oran oybirliği ile SE’de başkan yardımcısı seçiliyor. Aynı zamanda, “SE’de kim üye olacak, kim çıkarılacak” kararını veren Etik Komite üyesi. Türkiye nereye? Bütün Batı gibi, SE de kaygılı, ayrıca 2015’te Türkiye’ye çıkarılacak ağır faturadan söz ediliyor.
‘OTORİTER’
Çeşitli dünya sorunlarının ele alındığı sohbetlerde Türkiye ana konulardan biri. Ortak gözlem:
“Tayyip Erdoğan mezhepçi ve otoriter, Türkiye her gün biraz daha demokrasiden uzaklaşıyor.” Pek çok SE üyesi bizde temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasını vurguluyor.
“Barış, özgürlük, demokrasi gibi insani değerleri siyasiler çözer ya da batırır. Türkiye’de bu değerler batıyor.”Büyük güven kaybı.
‘YARDIM İSTEMİYOR’
Umut Oran bilmediğimiz çarpıcı bir iddiayı aktarıyor:
“Türkiye kendisine yardım yapılmasını istemiyor.” Bazı Batı ülkeleri özellikle IŞİD’le mücadelede Türkiye’ye yardım yapmak istiyor, Türkiye geri çeviriyor iddiası. Onlara göre “Türkiye içeride ne olup bittiğini kimsenin bilmesini istemiyor”. Bu iddianın gerisinde epey “mal” var.
ERMENİ 1915
SE’de Türkiye’ye dönük son gözlem, gelecek yıl başımızı fena ağrıtacak türde. Gelecek yıl 1915 Ermeni olaylarının yüzüncü yılı. Dünyada bu alanda gürültü kopacak gibi. Pek çok ülke “Türkiye’yi sıkıştırma” hazırlığında. Her bir yandan salvolar için ellerini ovuşturanların sayısı az değil.
Etkin dostları azalan, çoğuna hakaretler yağdıran, temel kurumlarla köprüleri atan Türkiye’yi zor bir yıl bekliyor. İşin içinden nasıl çıkacak, göreceğiz.
Davutoğlu harikalar diyarında
“1990’lı yıllarda dünya ekonomisi genişledi, Türkiye daraldı. AK Parti öyle siyasi liderlik gösterdi ki, 2009’da çıkan küresel krize rağmen, Türk ekonomisi büyüdü.”
Bu söz bütçe görüşmelerinde Ahmet Davutoğlu’na ait. Bu söz yanlış. 1990’larda dünya ekonomisi yılda ortalama yüzde 3.1 büyürken, Türkiye yılda ortalama yüzde 3.9 büyüyor.
“Siyasi liderliğe” gelince, 2008-2014 arasında dünya ekonomisi ortalama yüzde 3.2 büyürken, Türkiye de yüzde 3.2 büyüyor. Küresel krizin merkezi Amerika 2009’da yüzde 2.8 daralıyor, Türkiye’de daralma aynı yıl yüzde 4.8.
Davutoğlu: “Sadece Başbakan olarak değil, G20 Dönem Başkanı olarak konuşuyorum. Kılıçdaroğlu ‘Eskiden de G20 ülkeleri arasındaydık’ diyor. Biz iktidara geldiğimizde 26’ncıydı Türkiye.”
Yine yanlış. G20 1999’da kuruluyor, Türkiye o yıl G20’nin üyesi oluyor. AKP 2002’de iktidara geldiğinde, Türkiye satın alma gücü paritesiyle dünyanın en büyük 17’nci, cari dolar kuruyla 21’inci en büyük ekonomisi. Türkiye 2014’te hâlâ dünyanın en büyük 17’nci ekonomisi. Üst sıraya çıkamıyor.
Davutoğlu: “Bizden önce iki Trakya arazisi tarım dışına çıktı.” Yine yanlış. Davutoğlu ekilemez hale gelen değil, toplulaştırılan arazileri söylüyor. Oysa, tarım yokuş aşağı iniyor. 2002’de Türkiye’de işlenen tarım alanı 23 milyon 905 bin hektar, 2013’te bu alan 20 milyon 579 bin hektara düşüyor.
Bunlara gıda fiyatlarındaki artışı, artan işsiz sayısını, dolar kurunda yükselişi, bir ailenin aylık asgari geçim endeksindeki artışı ekleyin. Davutoğlu için “Alice Harikalar Diyarında” rolünden çıkıp, gerçeğe dönme zamanı.
Siyaseten ve hukuken dibe vurmuş AKP, bir de ekonomide dibe vurursa, halimiz o zaman iyice yaman.
Paylaş