Paylaş
Etoo’ya sahip çıkanlardan biri de Beşiktaş’ın ünlü taraftar grubu çArşı. Birkaç gün önce çArşı yargılanıyor, Barcelona yetkilileri mahkeme salonunda, helal olsun.
O tarihte Barcelona’yı çalıştıran Guardiola, şimdi Bayern Münih direktörü, Guardiola Bayern’in maçında tribünlere çArşı pankartları astırıyor. Bir taraftar grubunun “gizli örgüt kurma, darbeye teşebbüs” ile suçlanmasını, yargılanmasını içine sindiremediği için. Helal olsun.
Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor, Adana Demirspor, Karşıyaka, Karagümrük ile başka kulüplerin taraftarları da çArşı duruşmasında. Helal olsun.
Uluslararası Af Örgütü, Avrupa İnsan Hakları dernekleri orada, helal olsun. Beşiktaş yönetiminden kimse yok. Yazıklar olsun, onlara kırmızı kart. Rastlantı, çArşı’ya operasyonun yapıldığı gün Beşiktaş’ta başkanlık seçimi var. Senin taraftarını polis topluyor, seçim salonunda birkaç kişi hariç, kimsenin çıtı çıkmıyor. Onlara da kırmızı kart.
BJK TV NEREDE
İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve yüz gönüllü avukat orada, eski Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal orada, helal olsun. Ama, Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar yok, bir kırmızı kart da ona.
New York Times başta, pek çok yerli ve yabancı gazete, pek çok yerli ve yabancı televizyon duruşmayı izliyor. Ama, Beşiktaş TV yok, bir kırmızı kart da oraya.
Mahkeme Başkanı çArşı’nın simge ismi, lideri Cem Yakışkan’a, ceza verilirse, erteleme için karar açıklaması geri bırakılsın mı sorusunu futbol diliyle soruyor: “Sarı kart gösterelim mi?” Cem Yakışkan aynı dille cevap veriyor, “Ben kimseye faul yapmadım, hiçbir suç işlemedim, beraat istiyorum, sarı kartı kabul etmem”. Birileri çoktan kırmızı kartlık, Yakışkan haklı olarak sarı karta itiraz ediyor.
Diğer sanıklar da, yurtdışına çıkış yasağının kaldırılmasını istiyor, “Hâkim bey, Liverpool maçına gideceğiz, bize de sarı kart olmasın”. Mahkeme yasağı kaldırıyor, ne de olsa, maç var.
çArşı’dan kim korkuyorsa, hepsine kırmızı kart. çArşı bir süredir maçlara gitmiyor, passolig üzerinden fişleme ile Beşiktaş’ta bu yönetim varken, gitmez elbette.
Mavi Yolculuk cinayeti
KARYA ve Bizans dönemi kalıntıları, “Dünya Kültür Mirası”, Mavi Yolculuk kalbinin attığı, Gökova’nın kapısı olan Alakışla Limanı içindeki koylar, Kissebükü ve Adalıyalı.
Bodrum’a denizden 13.5 mil uzaklıkta ormanı, kesintisiz bitki örtüsü, kara ve denizde yaşayan canlıları ile yaban hayatın, yaşamımızın, sağlığımızın güvencesi. AKP bırakır mı burayı?
“Rantın” gözü uzun süredir burada. Yasa ve yönetmelikler değişiyor, olmuyor, yeniden değişiyor, yine olmuyor, derken bilmem ne sayılı Turizm Teşvik Yasası’na yapılan eklerle doğal alanlar deliniyor. Adalıyalı’nın doğal ve tarihi sit alanı olması hiçe sayılıyor, 1/25.000’lik çevre planında turizm merkezi olarak işaretleniyor. İptal edilen tahsisler geçerli sayılıyor, yüz beş bin metrekarelik orman otel yapması için bir firmaya tahsis ediliyor. Kissebükü cinayeti.
Doğaya, tarihe, Mavi Yolculuğa, yaşam alanlarına, buna dayanan yerel ekonomiye ağır darbe. Oysa, bu kıyımı yapmaya çalışan firma Bodrum’da büyüyen, koyların doğasını, tarihini, geçim kaynağını en bilenlerden biri. Ne yazık ki, şimdi beş yıldızlı otelle Kissebükü cinayeti, Mavi Yolculuk cinayeti.
Bölgede yapılaşma örnekleri ve sonuçları ortada. Pina Yarımadası, Cennet Koy, Usuluk Tabiat Parkı rant uğruna elden çıkıyor, şimdi sırada Kissebükü ve Adalıyalı koyları var. Türkiye’nin günlük hengâmesi içinde pek duyulmuyor ama Bodrum’dan yükselen çığlıklar yakında her yere yayılır.
Paylaş