Yalçın Bayer

Aşı egoistleri

7 Nisan 2021
Covid-19 salgınıyla birlikte dilimize birçok kelime girdi. Pandemi, epidemi, filyasyon, entübe, immun, bulaş gibi... Tıp alanındakiler bunları zaten kullanıyorlardı ama günlük dilimize de yerleşti. Şimdi de ‘Aşı milliyetçiliği’ kavramı dillerde. ABD eski başkanı Donald Trump’ın ‘America First’ diyerek başlattığı bencillik akımı korona aşısına da bulaştı.

ABD, Kanada, İngiltere, Avustralya gibi ülkeler nüfuslarının iki üç katı aşı üretimini kapattılar. Ülkelerinde üretilen aşılara ve aşı üretimi için gerekli maddelerin ihracatına da yasak getirdiler. Avustralya bunu 2009’da da yapmıştı. Domuz gribi aşısını üreten firmaya önce ülke içindeki talebi karşılamasını, daha sonra ihraç etmesini emretmişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen hafta şöyle diyordu: “Salgınla belirginleşen adaletsizlik, aşı meselesi ile çok daha vahim bir hal almıştır. 100’e yakın ülke aşıya henüz ulaşamadı. Bir tarafta nüfusunun neredeyse tamamına yakınını aşılamış ülkeler, diğer tarafta ilk doz aşıya ulaşamamış milyarlarca insan. Bu insanlık ve insani değerler adına endişe verici bir durum...” Yerden göğe kadar haklı; çünkü gerçek bu...

Virüs üç milyona yakın can aldı. Milyonlarca insan hastanelerde, ölümün kıyısında dolaşıyor. Eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de geçen hafta Twitter hesabında “Aşı milliyetçiliğinin tahmini maliyeti 9 trilyon dolar” diye yazdı. Avrupa Birliği de ısmarladığı aşıları bolca alamıyor; aşı sanki damla damla akan su gibi.

İki hafta önce de AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB’den şu an için yoksul ülkelere aşı gönderilmesinin mümkün olmadığını söyledi. Yoksul ülkelere Küresel Aşı Erişim Programı’nın (COVAX) talebini “Önce Avrupa... Üye ülkelerimizde aşı tedariki baskısı var” diye cevapladı. Yani halk arasındaki deyimle “Allah versin” mealinde konuşmuş oldu.

Ülkemiz iyi durumda sayılır. Sinovac ve BioNTech/Pfizer aşıları geliyor. Galiba ABD’li Johnson&Johnson/Jansenn firmasıyla da görüşmeler sürüyor. Ardından gözler, kulaklar yerli aşılarda. Erciyes Üniversitesi’nin geliştirdiği ‘inaktif aşı’ faz 2’de... Başka çalışmalar da var ama bu en önde. Dünkü verilere göre, Dünya Sağlık Örgütü’nün önde gösterdiği 85 aşı çalışması arasında.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof.Dr. Necmettin Ünal, “Umarım salgın Türkiye’ye, aşı üretim teknolojisinde bilimsel olarak geçmişteki gücünü yeniden kazandıracak. Ama ciddi teknolojik yatırım gerekiyor. Özel sektöre bile yaptırılsa çoklu katılımlı, devletin kontrolünde, güncel teknolojiyle eski günlerdeki gücünü yakalamasını temenni ediyorum. Her ülke aşının kendisinden çıkması için çabalıyor” diyor. Bu da aşı savaşlarının süreceğini göstermiyor mu?

Yazının Devamını Oku

Avukat, halkın ve hakkın dilidir

6 Nisan 2021
Öncelikle, tüm avukatların 5 Nisan ‘Avukatlar Günü’nü kutlarım.

Aynı dilekleri halen Ankara Barosu’na kayıtlı emekli bir avukat olarak ne yazık ki meslek örgütümüz Barolar için kullanamıyorum. Çünkü son yıllarda Barolar, ki temel işlevleri toplumu birleştirmektir; hak, hukuk, adalet ilkeleri yerine, toplumu ayrıştıran siyasal çatışmaların bir parçası, yandaşı ve savunmanı konumuna düşürüldüler.

Bu tutumları nedeniyledir ki, yasal çalışmaların dışında kaldılar ve Hukuk ve İnsan Hakları konusu tamamen siyasal iktidarın tekeline bırakıldı.

Tüm egemenler ve iktidar odakları bilmelidir ki, avukat görevi sadece savunmanlık olan bir hukuk adamı değil, hak ve adaletin her yerde ayrımsız uygulanması konusunda ülkesi ve toplumuna karşı sorumluluğu bulunan bir aydındır.

Gerek uluslararası hukuka gerekse iç hukuka göre, avukatın görev ve sorumlulukları; yargının kurucu unsurlarından biri olarak kamu hizmeti gereği kamu yararını korumak; yargılamada adalet ve hakkaniyete uygun bir kararın oluşması için hukuki katkı yapmak; hukuk kurallarının tam uygulanmasını sağlamak; ulusal ve uluslararası hukukun tanıdığı insan haklarını ve temel özgürlükleri yüceltmeye çalışmaktır.

Aynı zamanda avukat, kamu yararına aykırı işlem ve uygulamaların hak ve adalete uygun hale getirilmesi; hukukun üstün kılınması, demokratikleştirilmesi ve toplumsallaşması konusunda da taraftır. Bu taraflık savunmanlık mesleğinin içerik, nitelik ve saygınlığından kaynaklanmaktadır.

Hukuka aykırı işlemlere karşı da yargı denetiminin işlemesini ve idarenin hukuk alanı içerisinde hareket etmesini sağlamak da avukatın anayasal ve yasal kamu hizmetinin gereğidir.

Yine çok iyi bilinmelidir ki, Fransız yazar Moliere’in söylediği gibi;

“Avukatlar tarih boyu köle kullanmadılar ama hiçbir zaman efendileri de olmadı.”

Yazının Devamını Oku

Almanya aşıda tökezliyor

2 Nisan 2021
Almanya’da ilk korona vakasından bu yana 431 gün geçti... Virüs yaklaşık 2.8 milyon kişiye bulaştı... Ölenlerin sayısı 75 bini çoktan aştı... Bini aşkın Türk veya Türk kökenli de vefat etti... Yoğun bakımda Covid hastası 3 bin civarında...

Covid-19 salgınının ilk dalgası yaşanırken, Almanya’nın süreci çok iyi yönettiğine dair başarı öyküleri yazılıyordu. İmrenilen, mukayese edilen bir ülkeydi. Önemli olan mevcudu kurtarmak yeterliydi. Merkel de bir devrimci değil; statükocu ve istikrarı koruyucu bir lider. İhtiyatlı bir siyaset izleyerek ilk dalgayı iyi yönetti...

Ama gelişmeler, durumu hızla değiştirdi; risk derecesi yükseldi...Vaka sayısı tırmanışa geçti... Üçüncü dalga başladı. Virüsün mutantları daha hızlı yayılıyor.  Aşı tedarikindeki sıkıntı Alman kurumsal sisteminin bir parçası olan planlamayı da altüst etti. Aşılama 27 Aralık’ta başlamıştı. Aradan 92 gün  geçti. Hızlı aşılama yapılamıyor. Halbuki Almanya, dünyada hep imrenilen ülkeler arasında... Almanya deyince akla disiplin, çalışkanlık, ‘Vorsprung durch Technik’  (teknoloji sayesinde ilerleme) gibi kavramlar gelir. Ancak şu an bunlar da yetmiyor... Almanya salgına karşı bir türlü proaktif olamıyor.

Berlin’de sıkça 10-11 saati aşan toplantılar yapılıyor. Salgının seyri görüşülüyor, kararlar alınıyor. Ünlü virologlar, Robert Koch Enstitüsü’nün 130 yıllık deneyime dayanan araştırmaları, yol gösterici oluyor. Ama 16 eyaletin her biri kararları kendine göre yorumluyor. Çünkü Almanya seçim yılında; gece alınan bir karardan sabah vazgeçilebiliyor. Siyasi kariyerinin sonundaki Şansölye Merkel belki de her akşam eve gitmeden Midas’ın berberinin kuyusuna gidip, ‘Bu böyle gitmez’ diye bağırıyordur.

NEDEN BAŞARISIZ

Merkel, popülizme taviz vermeyen bir lider. Analitik düşünme kabiliyeti yüksek bir siyasetçi. Pek çok krizde Almanya’yı fırtınalı denizlerden sakin sulara taşımayı başardı. AB’deki kararlarda öncü rol oynadı. Ama şimdi Covid-19 salgınında Almanya’nın proaktif olmasını sağlayamıyor... Sert eleştirilere hedef oluyor... Yıllarca liderliğini yaptığı muhafazakar parti de güven kaybına uğruyor.

Der Spiegel dergisi şöyle diyor... ‘Paradoksal olarak salgındaki başarısızlığın nedeni Almanya’nın ebedi başarı modeli. Denge ve uzlaşmaya yönelik sürekli bir çaba. Her şeyi dengeleme, herkesi memnun etme girişimi. Ancak Covid-19 ile mücadelede bu strateji çalışmıyor...’ Yani Şansölye Merkel’in aynen 2011 Fukişima felaketi veya 2015 mülteci krizindeki gibi bir çıkış yapması, yani ‘masaya yumruğunu vurması’ isteniyor.

GÜNÜN SÖZÜ

Yazının Devamını Oku

Gerçek diploma budur

1 Nisan 2021
PARİS 2 Pantheon-Assas Hukuk Okulu Fransa’nın en iyi hukuk fakültesi olarak bilinir. Hukuk alanında uzmanlaşmış bir araştırma üniversitesidir. Sorbonne Üniversitesi Hukuk Fakültesi bile Assas Hukuk’un yanında daha geride kalmış bir fakülte sayılır.

Assas Hukuk’tan mezun olmak çok zordur. Öyle ki geçenlerde bu okulda okuyan bir Türk öğrencinin babasıyla yaptığımız sohbette anlattıkları dikkatimizi çekti. “Benim evladım Türkiye’den kayıt olan üç kişiden biri. Pandemi nedeni ile Fransa’dan Türkiye’ye geldi. Sınavlarını online sistem üzerinden oldular” dedi.

Fakülte yönetimi sınavın sonuçlarını beğenmemiş. Geçen dönem öğrenci sayısının oldukça fazla olduğunu ve not ortalamalarının yüksek oluşunu (20 üzerinden 15.5) tespit eden Assas Rektörlüğü ve Mütevelli Heyeti, “Bizim diploma değerimiz çok yüksek ve dünya sıralamasında ilk on okuldan biriyiz” diyerek, “kopma” şüphesiyle bundan sonraki sınavların, ister vize olsun, ister dönem sonu sınavı olsun, Paris’teki okullarında yapılmasını kararlaştırmış. İster Kolombiyalı, Kenyalı, Çinli, Cezayirli veya ister Türk öğrenci olsun, fakir-zengin olmalarına bakılmamış; Paris’e giden öğrenciler okullarının amfilerinde hocalarının gözetiminde sınava girmişler. Geçen eylül ayı içerisindeki “temel üç” derslerinin sınavları böyle olmuş.

İşin ciddiyeti ve eğitime verdikleri değer mi, yoksa katı disiplin mi desek bilemedik. Gerçek diploma değeri böyle oluyor, işte sınavsa sınav!

Bir de bizim ülkemize bakın? Diploma değeri en yüksek olan okullara bile liyakatsiz insanları atayarak diploma değerine “zincir vuruyorlar”. İşin önemini anladınız mı?

AB’DE HER ŞEY FİYASKO

TBMM Dışişleri Komisyonu Üyesi CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, AB’nin geçen hafta yapılan zirvesinde Türkiye ile ilgili alınan karar metninde, Türkiye-AB Gümrük Birliği Anlaşması’nın yenilenmesi için Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin tanınması koşulunun getirilmesinin kabul edilemez olduğunu açıkladı. Zirvede Türkiye ile ilgili alınan kararları değerlendiren Çakırözer, “Zirve sonucu ülkemiz için tam bir fiyasko. Ortada somut hiçbir kazanım yok. Ne Gümrük Birliği güncelleniyor. Ne müzakereler açılıyor. Ne de vize muafiyeti getiriliyor. Tam tersine Türkiye’nin önüne Doğu Akdeniz ve Rumları tanıma şartları konuyor. Türkiye’nin tam üye adaylığına bile değinmeyen, koşullarla, tehditlerle dolu bu bildiriyi Dışişleri Bakanlığının ‘olumlu gündem oluşturma gayretini memnuniyetle karşılıyoruz’ diye değerlendirmesi şaşkınlıktan başka bir şey olamaz” dedi. Çakırözer, iktidara, “6 Nisan’da Türkiye’ye gelecek AB liderlerine ‘Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki ve Kıbrıs’taki meşru haklarından vazgeçmeyeceğinin’ net bir dille anlatılması” çağrısı yaptı.

Yazının Devamını Oku

Alman siyasetinin yükseleni Yeşiller

31 Mart 2021
Almanya’daki Yeşiller Partisi, 1980’lerin başında marjinal bir parti olarak yola çıktı. İlk seçimde ancak yüzde 1.5 oy alabildiler. Üç yıl sonra yapılan erken seçimde ise oylarını yüzde 5.6’ya çıkartıp 27 vekil ile meclise girmeyi başardılar. 1985’e gelindiğinde, Hessen Eyaleti’nde koalisyon ortağı olup Eyalet Çevre Bakanlığı koltuğuna sahip oldular.

26 Eylül 1998 seçiminde ise oy oranı yüzde 6.7’e yükseldi. Gerhard Schröder liderliğindeki sosyal demokratlarla koalisyon ortağı oldular. Helmut Kohl’ün 16 yıllık iktidarından sonra Şansölye Gerhard Schröder hükümetinde Yeşiller’den Joschka Fischer Dışişleri Bakanı oldu, beraberinde birkaç bakanlık daha aldılar. Bu tarihten sonra Alman siyasetinde iyice öne çıktılar.

Almanya’da siyasetin yükselen gücü şu an Yeşiller; rüzgârı arkalarına aldılar. Başarının geçici olup olmadığı tartışılıyor. Şimdilik pek öyle görünmüyor. Çünkü 19.yy’dan bu yana siyasetin merkezinde olan geleneksel muhafazakar ve sosyal demokrat partiler değişime çabuk adapte olamıyor, geriliyor. Anketler, Almanya’da halkın yüzde 48’inin iklim krizi ve çevre konularında büyük kaygı duyduğunu gösteriyor. Yeşiller iyi eğitimli ve şehirli seçmenlerin desteğini hedefliyor. Güçlü olduğu yerler özellikle büyük üniversite kentleri. Yeşiller’e oy verenlerin “yeni orta sınıf” olarak nitelenen, ileri teknoloji, iletişim, hizmet sektörü, kültürel üretim sektöründe çalışan, yüksek eğitimli kesim olduğu söyleniyor.

SOSYAL DEMOKRATLAR HEYECANLI

Yeşiller’in asıl adı ‘Birlik90/Yeşiller’ (Almanca: Bündnis 90/Die Grünen)... İki Almanya’nın birleşmesi sonrası ilk seçimdeki geçici seçim yasası uyarınca eski Doğu Almanya topraklarındaki parti ‘Birlik90’ olarak ayrı seçime girdi. Daha sonra birleşip bu adı aldılar. Biri kadın eş başkanlıkla yönetiliyor. Şu an parti liderleri Annalena Baerbock ve Robert Habeck. 709 koltuklu Alman meclisinde 57 vekilleri var...

Almanya’da bu yıl süper seçim yılı. 26 Eylül’de genel seçim var. 16 yıldır şansölye olan Angela Merkel, “Ben artık yokum” dedi. ‘Merkelsiz’ yıllar başlayacak... Eyaletlerde seçimler var. 14 Mart’ta iki eyalette yapıldı; dördünde daha yapılacak. Bunlar genel seçim için kısmen de olsa prova niteliğinde olabiliyor. Yeşiller’in yükselişi sosyal demokratları heyecanlandırdı. “Acaba Yeşiller ile Liberalleri yanımıza alıp iktidarı 16 yıl sonra ele geçirebilir miyiz” hesapları yapıyorlar. Muhafazakarlar da “Yeşiller’i yanımıza alıp iktidarı bırakmayalım” hesabında. Ama ne Yeşiller ne de liberaller henüz renk vermiyor. Dünyanın gözü Almanya’da...

GÜNÜN SÖZÜ
İktidar kararı geri alabilir

“İSTANBUL Sözleşmesi’nden görüşülüp tartışılmadan çekilmenin kötü bir gidişin ilk adımı olması olasılığı vardır. Bunun, sonuç olarak uluslararası sözleşmeler alanında, Atatürk Cumhuriyeti’nin temellerine kadar varan bir takım girişimlerin başlangıcı olmasından kaygı duyulmaktadır. 1 Temmuz’a kadar geçecek sürede “çekilme” (fesih bildirme) kararının Türk tarafınca geri alınmasına olanak vardır. Bu konuda eleştirilerden, protestolardan vazgeçilmesi elbette söz konusu olmamalıdır. Siyasal iktidarın bu kararın geri alındığında ilişkin bir bildirimle durumu düzeltmesine olanak vardır.” Prof.Dr. Rona AYBAY

Yazının Devamını Oku

Trakya’da 3 Atatürk heykeline yapılan büyük provokasyon!

30 Mart 2021
Son zamanlarda Atatürk’e yönelik saldırıların en ağırı Tekirdağ’ın Marmara Ereğlisi’ndeki üç okulda gerçekleştirildi. Bütün partiler saldırıyı kınarken, hainlerin derhal yakalanması istendi. Saldırıyı İran menşeli bir örgütün yaptığı ileri sürüldü.

Atatürk’ü hedef alan girişimlerin son dönemde dikkat çekecek ölçüde artması ADD ve CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun tarafından tepkiyle karşılandı. Aygun, Atatürk’ü hedef alan girişimlerin son dönemde dikkat çektiğini, Andımız’ın okullarda okutulmasına son verilmesi ve devlet madalyalarından Atatürk kabartmasını çıkaran kararlar alınmasının Atatürk karşıtlarına cesaret ve güç verdiğini belirtti. 27-28 Mart tarihlerinde Yeniçiftlik Nizamettin Demirdöven İlköğretim Okulu, Yeniçiftlik Belediye Ortaokulu ve Ereğli ilçesinin girişindeki Opet Anadolu Lisesindeki Atatürk büstlerine sprey kırmızı boya ile “Atatürkçülük putperestliktir” diyen yazılar yazıldığı, büstlerin tahrip edildiği ve Atatürk kinini kusan notlar bırakıldığı dikkat çekti. Aygun, İçişleri Bakanlığı’na yönelttiği soru önergesinde, “40’ı aşkın ülkede adı parklara, meydanlara, cadde ve sokaklara verilmiş, özel heykelleri dikilmiştir. Bu ülkeler Atatürk heykellerini özel olarak korumakta ve her yıl özenli olarak bakımını yaptırmaktadır. Atatürk büstlerinin Türkiye Cumhuriyeti’ndeki tüm okullarda korunması için ne gibi önlemler alacaksınız?” diye sordu.

OYUNA GELMEYECEĞİZ!

ADD, Ereğli’deki saldırıyı bir bildiri ile kınadı ve şöyle denildi: “Bu oyunun farklı şekillerde, ülkemizin başka şehirlerinde de artarak süreceğini öngörüyor, bu organize saldırıların ve yazılanların halkımızı kışkırtmaya ve iç huzursuzluklar çıkartmaya yönelik olduğunu düşünüyoruz. Bu oyuna gelmeyeceğimizi, din, dil, ırk, mezhep ayrımı yapmadan, geçmişte olduğu gibi, bugün de emperyalizmin ve maşalarının oyunlarını boşa çıkaracağımızı duyuruyoruz. Bu olayların bir silsilenin parçası olduğunu da görüyoruz.

O’nun kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nden Mustafa Kemal Atatürk’ün adını, izini kimse silemez. Çünkü biz buradayız.”

Saldırı nedeniyle jandarma ve emniyet güçleri geniş çaplı bir soruşturma başlattı. TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop başta olmak üzere CHP, AKP, MHP, İyi Parti, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı, ilçe belediye başkanları ve örgüt temsilcileri kınama mesajları yayınladılar. CHP Marmara Ereğlisi İlçe Başkanı Tolga Çalışkan, yaşanan olayların, suçlular cezalandırılıncaya kadar takipçisi olacaklarını söyledi.

Başkan Prof. Dr. Şentop, “Bazı okullarımızda Atatürk büstlerine yapılan provokatif alçakça saldırıyı kınıyorum. Valimiz ve savcılığımız olayı yakından takip etmektedir” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak da, saldırıyı lanetlediğini açıklayarak saldırganların derhal yakalanmasını bekliyoruz, iadesini kullandı.

Yazının Devamını Oku

Türkiye kazık yiyor

26 Mart 2021
İngiltere’den yurtdışına seyahat kısıtlamalarının kalkacağına ilişkin açıklamalar üzerine Türkiye’ye rezervasyonlar arttı, artmaya da devam edecek.

Türkiye’ye gelen İngiliz turistler aldıkları hizmetten memnun, sorunsuz tatil yapıyor.

Ama Türkiye’yi tercih etmelerinin başka bir nedeni var.

Turizm Gazetesi’ndeki habere göre Türkiye’ye gelen bir İngiliz TL’nin değer yitirmesinden dolayı 193.5 Sterlin avantajlı.

Haberde Post Office’in, İngilizlerin yurtdışına tatile gittikleri hangi ülkenin daha avantajlı olduğunu gösteren araştırmasında, TL’nin Sterlin karşısında değer yitirmesi nedeniyle Türkiye’nin İngiliz turistler için en avantajlı ülke olduğu belirtiliyor.

İngilizlerin tatile gittikleri ülkelerin para birimlerinin Sterlin’e karşı bir yıllık değişiminin karşılaştırıldığı çalışmada, 2020 yılı Mart ayında bir Sterlin 7.0929 iken Mart 2021’de yüzde 37 artarak 9.7257’ye yükseldiği, buna göre Türkiye’ye gelen bir İngiliz’in 500 Sterlin karşılığında 135 Sterlin avantaj elde ettiği belirtiliyor.

Post Office’in çalışmasında şöyle deniyor:

“Yurtdışında bir tatil planlıyorsanız, Sterlin değerinin en çok yükseldiği yerleri dikkate almaya değer. Örneğin Türk lirası %37’nin üzerinde değer yitirdi. Tatile gideceğiniz yerin tercihinde bunu dikkate alın.”

Çalışmada

Yazının Devamını Oku

Türkiye zeytinyağında büyüyor

25 Mart 2021
Son yıllarda Türkiye genelinde zeytinyağında markalaşma ve coğrafi işaretli zeytinyağı sayısı giderek artıyor. Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan onay alan marka sayısı 23 Mart 2021 itibariyle 688’e, coğrafi işaretli zeytinyağı sayısı ise 16’ya ulaştı.

Türkiye’de Türk Patent ve Marka Kurumu Coğrafi İşaretler Dairesi Başkanı Hakan Kızıltepe’yi Ankara’da ziyaret eden Milas Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Reşit Özer, Milas zeytinyağına TPMK’dan ve AB’den coğrafi işaret alınmasından sonra markalaşmanın arttığını belirtti. Milas zeytinyağının AB’den coğrafi işaret almayı başaran ilk ve tek Türk zeytinyağı olduğunu belirten Reşit Özer, coğrafi işaretin markalaşmayı da arttırdığını ifade etti. Özer, Milastaki zeytinyağı markası sayısının kısa sürede 69’a ulaştığını belirterek, Milasta coğrafi işaretli zeytinyağı markası sayısının ise 19’a yükseldiğini anlattı.

Hakan Kızıltepe, MİTSO tarafından AB’ye yapılan başvuru ile Milas yağlı zeytinine AB’den coğrafi işaret alınması sürecini de yakından takip ettiklerini anlatarak kısa sürede AB coğrafi işaret onayının geleceğini umduğunu dile getirdi.

16 COĞRAFİ İŞARET

1- Akhisar Uslu zeytinyağı

2- Akhisar Domat zeytinyağı

3- Altınözü zeytinyağı

4- Aydın Memecik zeytinyağı

5- Ayvalık zeytinyağı

Yazının Devamını Oku