Yalçın Bayer

Çiftçi hububatta yeniden referans fiyat istiyor

27 Mayıs 2021
İklim krizi, çiftçileri ve üretimi vuruyor. Bu yıl kuraklık nedeniyle hububat ekimi gecikti, kuru tarım yapılan alanlarda büyük zararlar oluştu.

Bu yıl geçen yıla göre üretimde yüzde 15-20 oranında verim düşüklüğü yaşanacağından, buğdayda 5 milyon tona varan kayıplar olacağı belirtiliyor. İktidar kuraklığın yarattığı hasarı gidermek yerine görmezden gelmektedir. Ürün alım fiyatlarının belirlenmesinde de kuraklığın etkisi düşünülmemiştir.

ÇİFTÇİ-SEN DİYOR Kİ:

Halkımızın ve çiftçilerin aç kalmaması, yeterli gıdaya erişebilmeleri için maliyet + kâr + insanca yaşam payı hesaplanarak yeniden referans fiyat belirlenmeli, piyasa referans fiyatın altına düştüğünde TMO müdahale etmelidir.

Tarımsal üretimde kullanılan mazottan ÖTV kaldırılmalıdır.

İthalat yapılarak şirketler desteklenmektedir. Halkın gıda ihtiyacını karşılamak için yapılması gereken şirketlere verilen desteğin kesilmesi, küçük aile tarımı yapan çiftçilerin üretmesini sağlamak olmalıdır.

Sertifikalı şirket tohumlarına destek verilmesi yerine, kuraklığa dayanıklı ve değişen iklim koşullarına çok daha kolay uyum sağlayabilen yerel tohumların ekimi teşvik edilmeli, desteklenmelidir.

Çiftçilerin sendikalaşmasının önündeki her türlü antidemokratik engeller kaldırılmalıdır.

Türkiye, BM Kurulu’nda kabul edilen kısa adı ‘

Yazının Devamını Oku

Selanik Atatürk demektir

26 Mayıs 2021
Selanik ismi nedir? Sadece yitik bir şehir midir?

Ya da kaybettiğimiz eski bir vatan toprağı mıdır?

Mübadiller neden Selanik merkezden olmadığı halde, Karacaova, Vodina, Yanya, Serez, Yenice Vardar, Kavala, Kılkış, Florina, Kayalar, Grebene, Karaferye, Kesriye, Kozani, Katrin’den geldikleri halde “Biz Selanikliyiz” derler...

Bugünden bakınca düz mantıkla Selanik’ten gemiye bindiklerinden dolayı diyebiliriz.

Hafızalarında kalan son kare Beyaz Kule ve Selanik olmasından dolayı mıdır?

Elbette bir miktar doğruluk payı vardır...

Ama, esas neden nedir?

Yüzyıllarca yaşadığınız yerlerinizi, mezarlarınızı, evlerinizi ve tüm yaşanmış anılarınızı bırakıp geliyorsunuz, maddi ve manevi her şeyinizi bırakıp terk ediyorsunuz...

Sonra yollarda yaşlılarınızı, çocuklarınızı kaybediyorsunuz ve hiç bilmediğiniz bir yerde tekrar kök salmaya çalışıyorsunuz...

Yazının Devamını Oku

İBB’de 2 dakikalık seçim

25 Mayıs 2021
İBB’de 26 ihtisas komisyonu var; her komisyonda sekiz üye bulunuyor. Dağılım 5 AKP, 3 CHP oranında.

Bunları ne için yazıyoruz.

CHP’nin komisyonlardaki toplam üye sayısı 78. Bir önceki dönem sandıklarda adaylar yarışır, yoğun tartışmalar olurdu. Üç yıldır ise seçim yok.

Bu dönem seçim iki dakika sürdü, bu siyasette bir rekordur.

Geçen hafta bu manzara CHP’li üyelerce tepki ile karşılandı. CHP’li iki dönem Meclis üyeliği yapan Hüseyin Sağ bu konuda bir açıklama yaptı. Anlattıkları şöyle:

“Beni bu dönem üye yapmadılar. Takip ettiğim kadarıyla, grup seçimine Kaftancıoğlu ve İmamoğlu katıldı.

Seçime geçilmeden Kaftancıoğlu grup üyelerine ‘Biz eski arkadaşlarla devam etme kararı aldık. Seçim yok’ diyor. Tüzükte ise kapalı oy açık tasnif yapılması hükmü yer alıyor. İl Başkanı verdiği demeçlerde AKP’nin antidemokratik yönetim şeklinden söz edip kendisinin ‘demokrat’ olduğunu ileri sürüyor. Ne yazık ki, tek bir Meclis üyesi de ‘seçim yapılsın’ demiyor. İnsan tüzüğü hatırlatmaz mı? AKP’de seçim nasıl oluyor? Önceden üyeler aranıyor, aday olur musun diye soruluyor. CHP bunun bile gerisinde kaldı. Seçim yapmıyoruz ne demektir! CHP’ye değil siyasete yazık. “Yerel yönetimde böyle davranılırsa ülke yönetiminde sen ne yapacaksın?” diye sorarlar adama. Hem yazık, hep ayıp demek durumundayız.

Sonuç itibarıyla CHP Meclis üyeleri olarak yapılmayan seçime itiraz etmiyorsun, sonra dışarıda AKP’nin davranışları antidemokratik diyorsun. Tam bir çifte standartlık değil midir bu!”

GÜNÜN SÖZÜ

Yazının Devamını Oku

Su kaynaklarının canavarı göç, tarım, yapılaşma ve endüstri

21 Mayıs 2021
Tekirdağ NKÜ ‘su uzmanı’ Prof. Dr. Halim Orta su kaynaklarını tehdit eden faktörleri anlatıyor:

Hızlı nüfus artışı ve göç: İş ve aş için yoğun göç geliyor, ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 20’si Trakya’da yaşıyor.

Amaç dışı arazi kullanımı ve düzensiz yapılaşma: Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı, Çatalca, Silivri, Marmara Ereğlisi, Çorlu-Lüleburgaz hattı, Çerkezköy-Saray hattı, köylünün elinden çıkıp, sanayici, politikacı, sanatçı vb. yatırımcının eline geçmiştir.

Endüstri: Aşırı yeraltı suyu kullanımı ve atıksuların arıtılmadan su kaynaklarına iletilmesi.

Tarım: Düşük sulama randımanı, yoğun gübre ve ilaç kullanımı.

İklimsel değişiklikler: Küresel ısınma, bozulan yağış rejimi, kuraklık ve sel.

Verimli tarım arazileri, su üretim ve su toplama havzaları üzerinde oluşturulan yerleşim, sanayi ve maden ocakları.

GÜNÜN SÖZÜ

“Keşke herkes futbol kadar ülke sorunlarına da kafa yorsa. Yalan, talan, takım sevgimizden fazlasını çalıyor bizlerden. Renk de ayırt etmiyor!”

Yazının Devamını Oku

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözünü belediyeler unuttu

20 Mayıs 2021
Öncelikle toplumsal sorunlara değindiğiniz için çok teşekkür ederim. Yazılarınızı keyifle takip ediyorum. Gebze Belediyesi ile ilgili köşe yazınızı okuduğumda size yazma gereği hissettim. Gebze’ye çok yakın bölgede Darıca’da ikamet etmekteyiz.

Sitemizin önünde üçgen bir arsa bulunmaktadır. Tamamen yeşil ve ağaçlarla kaplı bir alandır. Özellikle pandemi döneminde 22 aileden oluşan sitemiz ve komşu sitelerle birlikte yaklaşık 50 ailenin kullandığı bir alandır. Bu alan ile ilgili bugüne kadar inşaat ile ilgili bir girişim olmadı çünkü müteahhit firmalara cazip gelmemişti. Ancak Darıca Belediyesi İmar Müdürlüğü (Özellikle Başkan yardımcısı Abdüllatif Özkan) müteahhit firmanın bu bölgeye istediği şekilde ev yapması ve daire sayısını arttırması yönünde İmar Kanununu hiçe sayarak tamamen müteahhit firma lehine inisiyatif hakkını kullanarak ‘imar izni’ vermiştir.

CİMER ve AKİM’e yazmamıza rağmen herhangi bir sonuç alamadık.

Sayın Cumhurbaşkanımızın 27 Ocak 2017’de ‘kot durumu’ ile ilgili sözleri yaşadığımız mağduriyetin çarpıcı bir ifadesidir:

ERDOĞAN NE DEMİŞTİ

“Kot denilen bir olay var. Bununla ne yazık ki müteahhitler acımasız bir şekilde yolsuzluk yapıyor. Kot olayında kesinlikle kotu denizden verme diye bir anlayışı bizim getirmemiz lazım. Meyilli bir arazide beyefendi inşaatı en yüksek noktadan alıyor. Bu işi kökünden kazımamız lazım. Her taraftan bakıldığında ortaya bir güzellik çıkması lazım. Bu konularda belediyelerimizin hassas davranması lazım. Bodrum, güneş görmeyen yerdir. Toprağın altındadır. Kalkıp, etrafını açmak suretiyle bodrumu zemine dönüştüren anlayış da bana göre, ihanet içerisindedir. Kazanmak istiyorum, derken şehre ihanet ediyorsun. Geç o işleri. İnsanın şehirler üzerinden hakkı olduğu gibi şehrin de insanlar üzerinde hakkı vardır.”

Darıca Belediyesi imar durumunu düzenlerken bölgedeki komşu taşınmazların menfaatleri, mevzuat ve sokağın siluetini dikkate alarak hareket etmesi gerekirken 1829/2 parseldeki çekme mesafelerini yönetmeliğe aykırı düzenlemiştir. Baran SABAZ

GÜNÜN SÖZÜ

Yazının Devamını Oku

Gebze Belediyesi bizi boğazlıyor

19 Mayıs 2021
“Gebze Belediyesi’nden 2001’deki ihale sonucu yapılan sözleşmeyle işletmemiz, ülkemizin en büyük ve AB standartlarındaki kamyon ve TIR garajı olarak hizmete açılmak üzere faaliyete geçti. 2014 yılına kadar tarafımızdan hiçbir sorun çıkmadan işletildi.

10 yıllık sözleşme sonunda idare ile aramızda sözleşmenin yenilenmesi konusunda çıkan ihtilaf nedeniyle mahkeme lehimize tedbir kararı verdi ve işletmemiz 9 Temmuz 2019’a kadar faaliyetine devam etti. 5 yıl süresince işletmemiz mahkeme kararına dayanarak, kira bedelini Gebze Belediyesi’ne yıllık enflasyon oranında artırarak ödedi. Daha sonra ise ‘haksız nedenlerle’ işletme zorla tahliye ettirildi. Gebze Belediyesi tahliye sonrasında ihtilafa düştüğümüz 2014 yılından, zorla tahliye edildiğimiz 9 Temmuz 2019 tarihine kadar olan dönemde, mahkemenin ‘tedbir kararını’ yok sayarak, işletmemizi ‘işgalci’ gibi gösterdi ve ecrimisil tahakkuk ettirdi. Oysaki işletmemizin faaliyetine devam etmesinin nedeni yargının verdiği karardır. Aksi halde 5 yıl süresince faaliyette bulunmamız mümkün olamazdı.

SAYIN ERDOĞAN BİLMELİ

‘İşgalci’ gibi gösterilerek ecrimisil tahakkuk ettirilmesi tam bir haksız uygulamadır. Firmamız 10 yıllık süre zarfında çeşitli engellemelere karşın son derece başarılı bir yönetim gösterdi. 10 yıl sonunda da 5 yıl süresince mahkeme kararı ile aynı koşularda düzenli kira ödenerek işletildi. Bu 5 yıl sonunda ise zorla davanın sonuçlanmasıyla tahliye edildi. (Davanın aleyhimize sonuçlanmasının gayri hukuki nedenlerini, işinsanlarının karşılaşabilecekleri olası engelleri detaylı bir şekilde tarafınıza arz etmek isterim. Bunları Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da bilmesini arzu ederim.)

Gebze Belediyesi bir yıl sonra ne yapmıştır? 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un kamu kurumlarına verdiği yetkiye dayanarak, şirket ortağı Muhammet Akif Kaymak (yani ben) hakkında kesinleşmiş bir mahkeme kararı ve borç bulunmamasına rağmen bankadaki hesaplarına, taşınmazlarına ve araçlarına haciz tatbik ettirdi.

Gebze Sultan Orhan Mahallesi (Barış Mahallesi) 1805. sokaktaki kamyon-TIR parkımızı işleten şirketimizin (Avrasya İşletmecilik), Kocaeli İdare Mahkemesi’nde açmış olduğu davalarda lehimize kararlar ve yürütmeyi durdurma kararı verilmesine rağmen, şirket ortağına ait taşınmazların bir kısmındaki ve araçlar üzerindeki hacizleri kaldırmasına rağmen, hesaplarında ve çoğu taşınmazlarda bulunan hacizleri kaldırmamıştır.

Gebze Belediyesi’nin hukuk işlerini arka planda yöneten ve hakkında FETÖ’den hüküm bulunan Av. İrfan Öge (Google’dan bakın) idaresinde belediye hukuksuz işlerine devam etmekte; hiçbir dayanağı olmayan, tarafımıza tebliğ edilmeyen, ödeme süresi verilmeyen yalan yanlış belgelerle ve bankanın genel müdürlüğünü baskı altına almaya çalışarak, banka hesabımızdaki parayı almaya ve bizi mağdur etmeye çalışmaktadır.”

Muhammed Akif Kaymak isyanını şöyle özetliyor: “Bir belediyenin haksız nedenlerle bir yatırımcının işini elinden alması adalet midir? Yapılanlar hangi vicdana sığar? Bu koşullar altında hangi girişimci yatırım yapmaya cesaret edebilir?”

GÜNÜN SÖZÜ

Yazının Devamını Oku

TBMM’de kritik HSK üyeliği seçimi

18 Mayıs 2021
Anayasa ve adalet sistemimizin en önemli kurumlarından biri olan ve 13 üyeden oluşan Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK), seçimle gelecek 11 üyesi ile ilgili süreç devam ediyor.

HSK’nın iki doğal üyesi Adalet Bakanı ve Bakan Yardımcısı. Kalan 11 üyeden dördünü cumhurbaşkanı, yedisini TBMM seçiyor. TBMM’nin seçeceği yedi üyenin üçü Yargıtay, biri Danıştay üyeleri, üçü de yüksek öğretim kurumlarının hukuk dalında görev yapan öğretim üyeleri ile meslekte 15 yılını doldurmuş avukatlar arasından seçiliyor. TBMM’de Adalet ve Anayasa komisyonlarından oluşan Karma Komisyon, yedi üyeliğin her biri için aday adayları arasından üçer aday belirleyecek. Genel Kurul bunlardan yedisini seçecek.

Karma Komisyon ve Genel Kurul’da yapılacak oylamalarda ilk turda 2/3, ikinci turda 3/5 çoğunluk aranıyor. İktidar bu çoğunluğu, Karma Komisyon ve Genel Kurul’da sağlayamıyor. Karma Komisyon’da iktidar 30, muhalefet 22 oya sahip. 3/5 çoğunluk için 31 oy gerekiyor.

Genel Kurul’da iktidarın 337, muhalefetin 227 milletvekili var. 20 milletvekili de diğer partilerden ve bağımsızlardan oluşuyor. 3/5 çoğunluk için 360 oy lazım. İki turda bu çoğunluk sağlanamazsa, ikinci turda en çok oy alan iki aday arasında kura çekilecek.

Bu durumda partilerin anlaşması gerekiyor. Bu noktada kıdem, liyakat ve hukuk insanı olma özellikleri ortaya çıkıyor. Ancak seçimlerde bu kriterler maalesef gözetilmiyor. Son yıllarda HSK’ya yöneltilen en büyük eleştiri, iktidarın talimatlarına göre hareket ettiği iddiası.

HSK’nın altı üyesi iktidar kanadına mensup olacağına göre, yedi üyenin hukuk insanı olan, kıdemli ve liyakatli kişilerden seçilmesi çok önemli. Anayasamız da bunun için nitelikli çoğunluk arıyor. Temennimiz hak edenlerin seçilmesi ve tartışmaların sona ermesidir. Anlaşma olmazsa muhalefet için en uygun yol, kuraya gidilmesidir. Kurada muhalefetin desteklediği adaylar çıkarsa, HSK’da arzulanan denge sağlanmış olur.

Burada önemli olan bir konu da, her üyelik için yapılacak seçimde milletvekillerinin toplu değil, tek oy kullanmaları gerektiğidir. 2017 yılında yapılan ve iktidarın gerekli nitelikli çoğunluğu sağlaması nedeniyle sorunsuz geçen geçimlerde toplu oy kullanılması hukuka aykırıdır. Toplu oy kullanılırsa idari yargıya gidilmesi mümkündür.

GÜNÜN SÖZÜ

Yazının Devamını Oku

Trakya’da kötü şeyler oluyor

14 Mayıs 2021
Birinci sınıf tarım alanları arsa spekülatörleri ve sanayicilere açılıyor. Trakya’nın kuzeyinde kalan 9000 dekar longoz (subasar) ormanları hızlı bir biçimde yok ediliyor.

Trakya bölgesinde yaklaşık 1 milyon hektar verimli tarım alanlarının yüzde 22’si sanayinin eline geçmiştir. Tüm tarım arazileri enerji iletim hatları ile (elektrik, doğalgaz) bölünüp parçalanıyor. 15 sene önce ortalama derinliği 180 metre olan yeraltı suları bugün 450–500 metreye düşmüştür.

Doğaya, insana ve bilime saygı azalmış, para ve paralı insanlar popüler hale gelmiştir. Çorlu-Karatepe katı atık bertaraf tesisi kuruldu.

Muratlı-Aşağı Sevindikli Doğalgaz Kombine Çevrim Santrali ÇED aldı, ancak dava süreci devam ediyor. Istranca’da taşocakları sayısı her gün artıyor.

Çerkezköy–Çorlu–Muratlı–Lüleburgaz dörtgeni sanayi ve nüfus açısından doygunluk noktasını aşmıştır. Anılan yörede kurulacak ilave tek bir sanayi bile bölgenin yaşanmazlık sürecini geometrik biçimde arttıracaktır.

Trakya’da birçok santral planlanıyor. Bunlardan en önemlileri “İğneada Nükleer Santrali” ve “Marmara Ereğlisi Termik Santrali”.

Doğaya olumsuz etkisi olan taş ve maden ocakları baskısı her gün artıyor. RES, termik santral ve nükleer santral çalışmaları ekosistemi huzursuz ediyor. ÇED’lerin tamamına yakınının olumlu çıkması halkın güvenini azaltıyor.

Yeraltı suyu besleme alanları olan Istranca Dağları etekleri, Vize–Pınarhisar–Kaynarca-Kırklareli hattındaki geçirgen kireçtaşları olumsuz etkileniyor.

Herkes kendi coğrafyasını sevmelidir.  

Yazının Devamını Oku