"Türk edebiyatı için büyük bir gündür. Bir Türk yazarının Nobel'i almasından ötürü çok mutluyum.
Hiç kuşkusuz Orhan Pamuk'u sevenler ve sevmeyenler vardır.
Bugün Türkiye'de tehlikeli bir şekilde yükselen milliyetçilik, Orhan Pamuk gibi yazarları Türkiye'nin dışına doğru itmeye çalışıyor.
Hepimiz biliyoruz ki, Nobel ödülleri siyasi kriterler pek göz önünde tutulmadan verilir. Bunun sayısız örnekleri vardır.
Orhan Pamuk'a verilen bugünkü ödül, onun birtakım insanları kızdıran, (katıldığımız veya katılmadığımız siyasal görüşleriyle değil, hatta bunlara siyasal görüş denebilir ama ondan da kuşkuluyum) görüşleri nedeniyle değil, kitaplarındaki 'yazın (edebiyat) değerleri' dolayısıyla verilmiştir.Hepimiz biliyoruz ki, Nobel ödülleri siyasi kriterler pek göz önünde tutulmadan verilir. Bunun sayısız örnekleri vardır.
Yani jüri,
Dinliyoruz:
"Cüppeli Ahmet Hoca, imam hatip mezunudur, çok zekidir, bir gördüğünü unutmaz. Cemaat dışından konuşanlar kendisini 'entelektüel' olarak tanımlarlar. Şeker hastası olduğu için sağlığına çok dikkat eder. Ancak beş altı ay önce Memorial Hastanesi'nde by-pass ameliyatı geçirmiştir.
- Baba-oğulun zenginlikleri
- Gayrimenkul zengini olduklarını yakınları bilir. Cüppeli'nin parasının öyle söylendiği gibi cemaat kaynaklı olduğunu sanmıyorum. Ama Beykoz'da 20 dönümlük Hazine arazisine yapılan külliye gibi Gaziosmanpaşa'nın Taşoluk Beldesi'nde DYP'li başkanın gözardı etmesiyle yapılan dört katlı 2. külliyenin mali kaynaklarının nereden karşılandığını önce Defterdarlık'a sormak gerekiyor. (Bu camiler 50 bin kişinin mamaz kılacağı kapasitedir.) Bunlarda aile parası var mıdır, yok mudur; şeffaf bir şey görülmediği için bilinmiyor. Bu arada internet sitelerini ararsanız bir gazetecinin "Allah rızası için soyuyor" başlıklı yazısını okuyabilirsiniz.
MERCEDES SEVDASI
"Beykoz Çavuşbaşı'nda, daha sonra devletin elkoyduğu külliyenin arkasında bazı villalar vardır, gidip kimin diye sorun size ne diyecekler bakalım. Bunların bazılarında aile fertleri oturmaktadır. Cüppeli Ahmet, bazı vaazlarında mal varlığını anlatırken, 1980'lerde Fatih'te Mercedes 300'le gezdiğini söylemektedir. Evlerinde her zaman hizmetçileri vardır. Nitekim, bundan bir süre önce Acarkent'teki villalarında çalışan yabancı uyrukluların polis araması sırasında Cüppeli'nin de villasında iki Moldovalı çıkmıştır."
OKÇİVİ VE 12 EYLÜLMuhatabımız, 12 Eylül döneminde yurtdışında kaçak dönemlerine ilişkin de şu ek bilgiyi veriyor:
"1936 Giresun doğumlu baba Yusuf Ünlü, Bayrampaşa'da Okçivi'nin sahibiydi. 12 Eylül'den önce her türlü demir piyasasına hâkimdi. Ayrıca Ünlü Pazarlama, Som Haddecilik, Bereket Su-Soda, Emaş Emlak ve su dağıtımı yapan Yıldız Su adlı şirketleri vardı. Baba Ünlü, Abuzer Uğurlu, Kemal Horzum ve Dündar Kılıç vs. gibi mafya babaları ve kaçakçılarla dosttu. Hatta Emlakbank'ı dolandırıp yurtdışına kaçan Horzum'la Yıldız Su'da ortaklığı da vardı.
LEMAN GÖLÜ1980'de 12 Eylül İhtilali olunca bunların çoğu İsviçre'ye kaçtılar. Yusuf Ünlü, bu gibi arkadaşlarıyla Leman Gölü kıyısında bir otelde kalıyordu. Daha sonra, yazdığınız gibi Özal'ın söz vermesi üzerine bu gibi kaçak isimler, sorgulanmayacakları vaadiyle Türkiye'ye döndüler, havaalanından ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldılar. Hatta Yusuf Bey'in bazı arkadaşlarının vergi borçlarını ödemeyi üstlendiği söylenir. Daha sonra işlerini düzelten Yusuf Ünlü, bu arada by-pass ameliyatı olmuş, ayrıca geçirdiği trafik kazası sonucunda beyin ameliyatı geçirmiş, 8 ay hastanede yatmıştır. Yine ekonomik kriz yaşaması neticesinde bu kez 'Büyükadalı Hacı Kerse' diye bilinen işadamından faizle borç almıştır. Bu arada Fatih'te bacağından vurulmasının, bu borcun ve faizlerinin ödenmemesiyle ilgili olduğu konuşulmuştur."
- Çok önemli bir soru... 2002 genel ve 2004 yerel seçimlerinde AKP'yi desteklediler. Ancak İsmailağa Camii'ndeki cinayetten sonra bazı şeyler iyice su yüzüne çıktı. Cüppeli Ahmet şimdiye kadar siyasi bir partinin çatısı altında hiç olmamıştır. Ancak ramazanın ikinci günü SP Bursa İl Gençlik Kolları'nın düzenlediği konferansa konuk olması dikkat çekmelidir. Konuşmasında AKP'ye bazı iğneli sözleri olmuştur. Cemaatin yüzünün AKP'den SP'ye dönüşünün işaretidir bu.
- Cübbeli Ahmet'in, İsmailağa cemaatinin lideri Mahmut Ustaosmanoğlu'ndan sonraki en etkin isim olduğunu biliyoruz. Peki bunların etkinliği nedir?3-4 MİLYON SEMPATİZANI VAR
- Türkiye'de ben diyeyim 4 milyon, siz deyin 3 milyon sempatizanı vardır. Özellikle Karadenizliler olmak üzere İzmit'ten Amasya'ya, Sakarya'dan İç Anadolu'ya, Marmara bölgesinden Doğu ve Güneydoğu'ya sempatizanı bulunan bir cemaat grubudur; özellikle esnaf kesiminden yandaşı çoktur. Aralarında tekstil ve boya sanayiinde faaliyet gösteren holding sahipleri de vardır
- Camide öldürülen Bayram Hoca'nın Fatih Camii'ndeki cenaze törenine AKP'lilerden kimsenin katılmadığı yazılmıştı...CEMAAT BAKAN ŞAHİN'E TEPKİLİ- Şuna dikkat edin. Genelkurmay Başkanı Büyükanıt'ın, ünlü irtica konuşmasını yaptığı gün... Başbakan Erdoğan da Amerika'da, yerine de 'vekil' olarak bıraktığı Mehmet Ali Şahin'e gazeteciler Büyükanıt'ın konuşmasına ne dediği soruyorlar. O da 'Konuşmanın a'dan z'sine kadar katılıyorum. Eğer cübbe ile gezen biri varsa, İçişleri Bakanlığı ne güne duyor, gereğini yapsın' demişti. (Başbakan'ın en kıdemli Başbakan Yardımcısı olarak yerini Abdüllatif Şener'in yerine M.Ali Şahin'e bırakması da ayrıca irdelenmesi gereken bir konudur.) Bu sözler cemaatin tepkisine neden olmuştur.
Bu arada Mehmet Y. Yılmaz Hürriyet'teki köşesinde (4.10.2006); 2004 yerel seçimleri öncesi İstanbul Milletvekili M. Ali Şahin'in, Mahmut Hoca'nın hocalarından biri olan sarıklı, sakallı Kemal Efendi'yi ziyareti sırasında gösteren fotoğrafı yayınladı.
Yani sen oy avcılığı için bizim aramızda dolaşıyordun, şimdi böyle bizi polise yakalatmak için adres veriyorsun.
Nitekim bu konuda çok ciddi bir tepki, SP Genel Başkan Yardımcısı Doç. Numan Kurtulmuş'tan geldi. SP'nin 5-6 gün önce Bayrampaşa'daki iftar yemeğinde, Şahin'i hedef alarak "Biz sizin başbakanlığınızı gördük, cumhurbaşkanı olsanız ne olur? İşte şu M. Ali Şahin'in açıklamalarına bakın. Halbuki üç yıl önce belediye seçimleri sırasında Fatih'te bu cemaati ziyaret ederek oy avcılığı yapıyordu. Bugün ise nedense böyle konuşuyor. Onun için AKP, bir an önce iktidardan gitmesi lazımdır; Türkiye'ye daha fazla zarar vermeden" demiştir...
- İskenderpaşa Cemaati ne durumda?- Esat Coşan Avustralya'da trafik kazasında öldükten sonra bir etkinliği kalmadı. Bilinen tek isim var; Korkut Özal... Ancak cemaati Prof. Cevat Akşit götürmeye çalışıyor. Bir partileri, 'Akra' diye radyoları ve 'Sağduyu' diye bir gazeteleri vardır.GÜNEŞ TANER GETİRTTİ- Cüppeli Ahmet Hoca'nın zengin olduğu doğru mudur?- Babası Türkiye'nin ilk (Bayrampaşa'da) tel ve çivi fabrikasının sahibiydi. 12 Eylül'den önce bugün ismi bilinen bazı işadamıyla yakın arkadaştı; yatı-katı bilirdi. Arkadaş gruplarıyla Ajda Pekkan'ı çok dinlemiştir. 12 Eylül'de bir grup işadamı ile birlikte İsviçre'ye kaçanlar arasında baba Ünlü de yer almıştır. Turgut Özal'ın bunların geri dönüp borçlarını ödemeleri, kara paranın Türkiye'ye getirilmesi için Güneş Taner'i İsviçre'ye göndertmiştir. Taner, aralarında Yusuf Ünlü'nün de bulunduğu aranan birçok kaçakçı ile görüşmüştür. Sonra da bunlar geri dönmüşlerdir; hatta Ünlü bazı arkadaşlarının borçlarını da ödemeyi üstlenmiştir. Neyse fazla ayrıntıya girmeye yoktur.- Cüppeli, babasına ortak mıydı?- Aile şirketi olarak sanıyorum ortaktı. Yusuf Ünlü daha sonra babasının telkiniyle 1998'lerde işini kapattı ya da iflasını istedi. Ticaretten çekildiler. Bu bakımdan Ünlü Ailesi gayrimenkül zenginidir. Yusuf Bey sanıyorum bugün Florya'da oturuyor. O da sonradan 'derin hoca' oldu.- Cüppeli'nin fotoğraflarındaki saltanatı görenler ne diyecekler?- Onu bana değil, müritlerine sorun, peşinden giden hacılara-hocalara sorun... Bir mühendise, bir de gariban esnafa, tiner çekene de sorun... Cüppeli'nin bu belagatı nasıl kazandığını öğrenin... İnsanların hafızalarının nasıl silinip, bunların peşinde koştuğunu da bütün siyasetçilere sorun. Bakalım cevap alabilecek misiniz?SP'ye doğruCÜPPELİ Ahmet Hoca, Bursa'da SP İl Gençlik Kolları'nın düzenlediği konferansta "Büyük şeytan ABD, dünyanın çok yerinde kan dökmeye devam ediyor. ABD'nin işlediği cinayetlerde halkının parmağı yok diyemezsiniz. Bush'u ben mi seçtim. Ama şimdi görüyoruz içkiyle iftar yapanlar, şarapla iftar yapanlar, ABD sigaralarıyla oruç açanlar var. Bu ay haramlardan tövde ayıdır. (...) Bayram Hoca mihrapta şehit edildi. Allah derken zina yasası çıkaranlar, Allah'ın huzuruna nasıl çıkacaklar? Hiç ölmeyeceklerini mi zannediyorlar?" diye konuştu.Cevap ve düzeltmea) Müvekkilim Dr. Ahmet Özdemir hiçbir zaman herhangi bir tarikata üye olmamıştır. Halen de üye değildir.b) Müvekkilim, 4T Sağlık ve Bilgi İşlem Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nden 18.3.2005 tarihinde hisselerini devrederek ayrılmış ve bu şirketle hiçbir ilgisi kalmamıştır.c) Müvekkilim, 1993 yılında devlet memuriyetten ayrılmış olup bugüne kadar da faaliyetlerini serbest olarak icra etmektedir. Resmi ve gayri resmi olarak da İstanbul Sağlık Müdürlüğü nezdinde etkin olması gibi bir durumu da yoktur. Bu tamamen afaki bir değerlendirmedir.Dr. Ahmet Özdemir Vekili Av. Remzi Aydın(Not: Yukarıdaki metin 27.12.2005 tarihli 'AKP'nin sağlıkta adalet anlayışı' başlıklı yazının içinde yer alan bir konu ile ilgilidir.)Günün Sözü"Ben Başbakan'ın yerinde olsaydım sabahı beklemez, hemen Milli Eğitim Bakanı'nı görevden alırdım."(CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce)FRANSAYA'YA KARŞI TEPKİLER, GÖRÜŞLER-------------------------------------------Yaptırım önerilerimFRANSA'nın sözde Ermeni soykırımı tasarısına karşı, kırmadan, dökmeden vakur bir biçimde canını çok acıtacak önerilerimi aşağıda sıralıyorum.
1- Önümüzdeki eğitim yılından itibaren Fransızca seçmeli dilinin yeni öğrenciler için orta eğitim programından çıkarılması (şu anda Fransızca okuyanlar eğitim süresini tamamlayınca tamamen kalkmış olacak),2- Fransızca eğitim veren Fransız okullarının verdikleri diplomaların bundan sonra yeni kayıt olacak öğrenciler için Türkiye'de geçerli olmaması (şu an devam eden öğrenciler için müktesep haklar geçerli),3- Fransız vatandaşları için Türkiye'ye girişte vize zorunluluğu, 4- Fransa'dan ithal edilen mallar için en uzak liman Trabzon'da özel ihtisas gümrüğü5- Her türlü kültürel ilişkilerin kesilmesi,6- Devlet ihalelerinde Fransız firmalarının dışlanması.Bu tedbirlerin tamamı tasarı meclisten geçer geçmez uygulanmalı, senato süreci beklenmemeli, ayrıca STK'ların öncülüğü ile Fransız tüketim mallarına boykot uygulanmalı, ancak Fransız sermayeli olsa da Türkiye'de, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulmuş şirketlerin Türk şirketleri olduğu unutulmadan aradaki farkın bilincinde olarak bu şirketlerin ürünleri boykot kapsamında olmamalıdır.Şenay SOLAKOĞLUBay Chirac bunları bilmelidirBİRKAÇ oy uğruna, Fransız ve Türk halkına hıyanet etme.Bilmiyor musun ki, 16. yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman, atalarının yardım isteklerine kayıtsız kalmadı. İlk kapitülasyonlar Fransızlara verildi. Bugünkü hale gelmenizde, bu imtiyazların yeri yok mu sanıyorsun!Türk milleti yücedir. Her yardım isteyene din, dil, ırk farkı gözetmeden elini uzatmaktır. Tarihte böyle olmuştur. Gelecekte de böyle olacaktır. Tıpkı atalarına yapıldığı gibi.Tarih bilginizi artırmanız, hem size, hem Fransız halkına, hem de dünya barısına katkıda bulunmuş olursunuz.Tamer ÇAPIN- (E) Hv. Alb.Aynaya bakalım, öyle kızalımHEPİMİZ Fransa'nın almış olduğu karara kızıyor bazılarımız, Fransız mallarını boykot edelim diye kampanya başlatıyor. Bir Türk olarak şunu ifade edeyim ki bizler gibi düşünen insanlarında hem fikirde olacağına inanıyorum Fransa Meclisi'nden umarım bu karar çıkar. Bir çoğunuz ya nasıl olur sen ne biçim Türksün diye söylenir oluyorlar. Sevgili dostlar bizler Türk kimliğimizi taşıdığımız müddetçe, bizler bu topraklarda yaşadığımız müddetçe daha çok Fransa çıkacaktır. Ben 32 yaşındayım.Üniversite tahsilini yapmış Türkiye'nin eğitimli tabir edilen insanları arasında olduğumuz sayarak bu yaşıma kadar ben Türkiye'nin suya sabuna dokunmamayım politikalarından sıkıldım. Ben dünya milletleri içinde boynu eğik bir millet olmaktan sıkıldım. Ben dünyayı sömüren emperyalist güçlerinkendi halkları için yaptıklarını gördükçe bizlerin neyi eksik dememden usandım. Kendi çıkarları için ülkesini ve milletini satanları görmekten midem bulanmaktan bıktım, yıllardan beri batıya şirin görünme içersinde olmaktan ve bunun için elimizde kalanları çarşı pazara düşürülmesinden de utanır oldum.Sevgili dostlar Fransa'ya kızıyoruz neden kızıyorsun aynaya bir bak ondan sonra kız. Fransa mı bizim kapımızda el pençe gel kardeşim AB'yi alacağım diye zırt pırt Ankara'yı aşındırdı?Dünyada Ermenistan ile birlikte toplam 5 milyon Ermeni var iken dünyada Türkiye ile birlikte 350 milyon Türk var. Sonuç ortada.Adamlar milliyetçilik yapıyor gittiği her ülkede ülkelerinin menfaatleri için çalışıyor ekonomik güç elde ediyorlar ve bunu siyasi güce dönüştürüyorlar. Bizler Ermeni lobisine karşı Yahudi'nin kucağına oturuyoruz. Aynaya bakalım ve Fransa’ya öyle kızalım. Ülkenim ekonomisini yabancılara teslim et, sonra boykot edelim diye çık. Bugün finans sektörünün kaçta kaçı yabancıların? Yarın İngiliz dese başka bir şey HSBC Bank'tan mevduatlarımızı çekeceğiz. Bizler günlük ihtiyaçlarımız için günlük düşünüyoruz.Türkiye eğer ki boykot yapacaksa ilk önce milli ekonomi yaratmalı,
yabancı mal tüketmemeli. Bu ülkeyi yönetenler çok iyi bilmeleri
gerekir ki ülkelerin dostları yoktur (Türklerin Türklerle dostluğu hariç), sadece çıkarları var. Fransa'nın dostluğu Ermenilerin çıkarlarının olduğu yerde bitti. Bizlerin yapması gereken tam bağımsız Türkiye'yi hedeflememiz gerekiyor.
Bunun için ne gerekiyorsa yapmalıyız.
Atalarımızın bir sözü var bir musibet bin nasihatten iyidir, diyerek umarım Fransa Meclisi'nden karar çıkar.
Yüzde yüz Türk olduğun gün cihan senindir.
(Türkgücü Google Groups'dan)Concorde Meydanı'nda eylemİŞÇİ Partisi, Talat Paşa Komitesi ve Türk örgütleri bugün Paris Concorde Meydanı'nda toplanarak, Fransız Milli Meclisi önünde büyük bir uyarı ve protesto gösterisi yapacaklar. TSİ 13.00, FSİ3-4 MİLYON SEMPATİZANI VAR
- Türkiye'de ben diyeyim 4 milyon, siz deyin 3 milyon sempatizanı vardır. Özellikle Karadenizliler olmak üzere İzmit'ten Amasya'ya, Sakarya'dan İç Anadolu'ya, Marmara bölgesinden Doğu ve Güneydoğu'ya sempatizanı bulunan bir cemaat grubudur; özellikle esnaf kesiminden yandaşı çoktur. Aralarında tekstil ve boya sanayiinde faaliyet gösteren holding sahipleri de vardır
- Camide öldürülen Bayram Hoca'nın Fatih Camii'ndeki cenaze törenine AKP'lilerden kimsenin katılmadığı yazılmıştı...
CEMAAT BAKAN ŞAHİN'E TEPKİLİ
- Şuna dikkat edin. Genelkurmay Başkanı Büyükanıt'ın, ünlü irtica konuşmasını yaptığı gün... Başbakan Erdoğan da Amerika'da, yerine de 'vekil' olarak bıraktığı Mehmet Ali Şahin'e gazeteciler Büyükanıt'ın konuşmasına ne dediği soruyorlar. O da 'Konuşmanın a'dan z'sine kadar katılıyorum. Eğer cübbe ile gezen biri varsa, İçişleri Bakanlığı ne güne duyor, gereğini yapsın' demişti.
Bakmazlar, bakamazlar; çünkü baktıklarında tarihin henüz mürekkebi kurumamış sayfalarında, iğrenç tablolarla karşılaşacaklardır. Avrupa'dan Amerika'ya göç eden 'beyaz adam'ın, Kızılderililere nasıl kan kusturduklarını, koca bir ırkı yok etmek için neler yaptıklarını göreceklerdir. Daha sonraları, iş yaptırmak, kendilerine hizmet ettirmek için Afrika’dan koparılarak getirilen ve hayvan muamelesiyle esir pazarlarında satılan kölelerin utancıyla karşılaşacaklardır.
II. Dünya Savaşı'nda, esir aldıkları Yahudileri, kadın-erkek, yaşlı-çocuk demeden esir kamplarında açlığa mahkûm ederek, asarak, vurarak, fırınlarda imha eden Almanlar acaba Buchenwold ölü yakma fırınının önünde, onlar için bir utanç abidesi diktiler mi?
Yıllarca Fransız sömürgesi olarak ezilmiş Cezayir halkının, özgürlüğe kavuşmak için yaptığı mücadelede öldürülen onbinlerce Cezayirli ne çabuk unutuldu! Daha 44 yıl önce Isly Sokağı'nda sivil halkın sıkıştırılarak kurşunlanması anısına bir saygı anıtı yapılması için, Fransa Parlamentosu bir hazırlık yapıyor mu?
Ülkelerindeki yüz binlerce Yahudi'ye yaşam hakkı vermeyerek, baskı uygulayarak kovan İspanyollar, acaba bunun kefaretini ödediler mi?
Evet! Bu saydıklarım, tarih kitaplarında çok açık ve net olarak yer almış gerçekler... Buna rağmen, henüz kanıtlanmamış bir iddiadan öte gitmeyen Ermeni soykırımını bahane ederek Türkiye’yi sıkıştırmaya çalışan ülkelere karşı, neden bu örnekler gibi pek çoğu ortaya çıkarılmaz ve onların yüzüne vurulmaz.
Devleti yönetenlere açıkça soruyorum: Bu konuda yıllardan beri neden hep savunmada kalıyor ve yumruk yiyoruz. Yeter artık!
Ekonomiye 50 milyon dolar yabancı yatırım girmiş. Nazarbayev, ülkesinin tanıtılması amacıyla yaptığı büyük projelerin açılışında davet ettiği dünya liderlerini yeni başkent Astana'da ağırlıyor. Rusya ile ilişkilerini akıllıca yürütüyor; asırlardır korktuğu Çin'e "elini üzerimden çekersen sana petrol veririm" diyor. Bu tavizle tekstil yatırımları da başlamış Kazakistan'da. Çin-Hindistan rekabetinde, ikisine karşı dengeyi koruyor. Petrol yatırımları için üzerine gelen ABD ve AB üyesi ülkeleri gayet güzel 'idare' ediyor. Jeopolitik unsurları dikkate alıp ülkesi için en uygun siyaset-ekonomi ve kültür yapısını oturtmakta hayli mesafe almış.
Komşu Türk cumhuriyetleri ile bir sorunu yok. Kırgızistan ile aralarındaki gümrük giriş-çıkışını serbestleştirmiş; Kazakistan'ın en büyük kenti Almatı'dan Bişkek'e kadar çift yolun açılmasıyla mesafe 1.5 saate inmiş.
Kazakistan'ın toprakları Türkiye'nin dört misli büyük, ancak nüfusu henüz 15 milyon; bunun yüzde 30'ları da Rus ve öteki milletlerden...
Körfez ülkeleri gibi bir petrol devi olacak.
ASTANA COŞUYORBaşkent Astana'ya vardığınızda bu gelişmişlik gözle görülür şekilde dikkat çekiyor. Kenti bir Japon mimara dizayn ettirmiş Nazarbayev... Lüks konut yapımı teşvik ediliyor. Ancak Atatürk'ün kurduğu Ankara gibi Astana'nın 20-30 yıl sonra cadde ve yol bakımından yetersiz kalacağını gözlemek mümkün.
Kazakistan'da 9 milyon Kazak, 4.5 milyon Rus ve diğer Slav halkı yanında Hıristiyan Almanlar, Budist ve putperest Koreliler, ateistler ve diğer küçük etnik ve dini inanıştan gruplar bulunuyor. Ülke nüfusunun yüzde 55'inin tercih ettiği İslam dinine Kazak asıllıların yüzde 70'i mensup. Büyük çoğunluk Ortodoks Hıristiyan.Körfez ülkeleri gibi bir petrol devi olacak.
ASTANA COŞUYOR
Başkent