Prof. Kaptan, Galataport, Dubai Kuleleri ve Haydarpaşa ile ilgili konuşurken "İstanbul halkı hayaletlerle dövüşüyor, böyle projeler yok" dedi.
Özellikle de Dubai Kuleleri konusunun altını çizerek şöyle konuştu:
Demek ki, bizler aylarca 'hayalet' reklamlarla ve konuşmalarla oyalanmışız.
İstanbul'daki projeleri üzerine bilinmeden ve ortaya bir şey çıkmadan gereksiz sloganlar üretildiğini belirten Prof. Kaptan, Haydarpaşa'da süren eylemi de anlamsız buluyor.
"İstanbullular olarak bizler bu gösterileri takdirle karşılıyor ama gerçekte acaba öyle mi?" diyor?Demek ki, bizler aylarca 'hayalet' reklamlarla ve konuşmalarla oyalanmışız.
İstanbul'daki projeleri üzerine bilinmeden ve ortaya bir şey çıkmadan gereksiz sloganlar üretildiğini belirten Prof. Kaptan, Haydarpaşa'da süren eylemi de anlamsız buluyor.
İlgili çevrelerin, olayla ilgili gelişmeleri takip etmediğine tepki gösteriyor.
Türklüğü aşağılama ve değersiz gösterme, hakaret ve tezyif nedir?
Türklük, "Türk ulusunu-milletini oluşturan, insani, ahlaki, dini, tarihi değerler ile ulusal dil, ulusal duygular, ulusal geleneklerden oluşan ulusal manevi değerler bütünüdür".
Sözün özü, Türklük; parolası Atatürk, işareti 'Ne mutlu Türküm diyene' diyebilmektir.
Nurettin KAPTAN-ANKARAÇıban büyüyorMEŞHUR teoridir. Eğer bir yerinde bir problem varsa (çıban) onu besleyip büyüteceksin. Sonra tam büyüyüp sana kafa tutacak hale gelince de tepesine binip un ufak edeceksin.Sözün özü, Türklük; parolası Atatürk, işareti 'Ne mutlu Türküm diyene' diyebilmektir.
Nurettin KAPTAN-ANKARA
CHP İzmir Milletvekili Hakkı Ülkü, 'Ramazan Pazarı' üzerine Başbakan Erdoğan'a 'hassas' sorular soruyor:
"Hem dinimizde hem de geleneklerimizde ibadetin de hayır faaliyetlerinin de gizli yapılması esas değil midir? Bu insanların kendi evlerinde ya da işyerlerinde iftarlarını yapamıyor olmasında dört yıldır süren iktidarınızın payı yok mudur? AKP örgütü olarak bu iftar yemeklerinde dağıtılan yemekler için yapılan masrafları hangi kaynaklardan sağlamaktasınız? AKP’nin siyasi partiler yasası uyarınca devletten aldığı maddi yardımlar, yıllara göre ne kadar olmuştur? Bu iftar çadırları faaliyetlerinde halkın parasıyla, halka ağalık yapmış olmuyor musunuz? Yüzlerce kişinin AKP çadırları önünde yemek için sıraya girmesi, partinize ne kazandırmaktadır? Diğer partilerin de sizin partiniz gibi flamalı, amblemli fotoğraflı çadırlarla seçim propagandası yaparcasına benzer faaliyetlere girişmesi, ülkemize ve halkımıza hakaret olmayacak mıdır?"
CHP'de neler oluyor (3)
Kızdıkları Beylikdüzü Belediye Meclis üyesini partiden
atamıyorlar. Niye mi, partisi üyesi değil de ondan...CHP İstanbul örgütünde olanları anlatmaya devam ediyoruz.
- Lübnan’a giden askerlerimizin ne yapacağı söyleniyordu.
- İnsani yardımı kim yapar?
- Kızılay.- O zaman niye asker gönderdiler?
Bu kriz de YÖK ile alakalı. KKTC’de YÖK’e bağlı 5 üniversite bulunuyor ve burada 32 bin Türkiyeli öğrenci eğitim görüyor. Geçen yıl bu üniversiteler, milyon dolarları aşan bir yatırımla yurtlar ve yeni tesisler inşa ettiler. Çünkü AKP’den adayı ziyaret eden bakanlar ve en son olarak 20 Temmuz törenleri için adaya gelen Başbakan Erdoğan, bu sayıyı 60 binlere çıkarma vaadinde bulundu. Bu çerçevede üniversiteler yatırımlarını daha fazla öğrenciye göre düzenlemeye teşvik edilirken, KKTC hükümeti de ekonominin belkemiği eğitim sektöründe büyük gelir hedefliyordu. Ne de olsa, bu sektör turizmden konut fiyatlarına varıncaya kadar küçük adanın en önemli gelir kaynağıydı.
Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı, YÖK’ün bu yıl KKTC üniversiteleri için ayırdığı 10 bin kontenjandan sadece 2 bin 700 tercih yapıldı. Kısaca öğrenciler, KKTC üniversitelerini tercih etmiyordu, en büyük neden ise YÖK’ün bu yıl puanlama sisteminde yerleştirmeyi ÖSS 1 puanları yerine ÖSS 2 puanlarına göre yapması gösterildi. Şimdi ek kontenjanların açılma dönemi, bu nedenle öğrencilere olumsuz reklam olmaması için sessizlik hâkim. Ancak bu ek tercihlerde de kontenjan dolmazsa, bırakın vaat edilen öğrenci artışını, mevcut öğrencilerin sayısında da azalma olacak. Burada üniversitelerin ve KKTC hükümetinin YÖK’ten isteği var, o da ya ek kontenjanlar döneminde KKTC üniversitelerine kayıt için ÖSS 1 puanlarını kabul edecek ya da geçmiş yıllarda yapıldığı gibi ön kayıtla öğrenci almalarına izin verecek. Bu gelişmeler kısa sürede olmazsa KKTC’yi bir de ekonomik kriz bekliyor.
80 milyon dolar kayıp
KKTC'nin en büyük üniversitesinden Doğu Akdeniz’in Rektörü Prof. Halil Güven, KKTC'deki dört üniversite olarak Türkiye'de 'ÖSYS 2006 Ek Yerleştirme bilgilendirme Günleri' adlı bir toplantı düzenlediklerini bildirdi.
"YÖK'le konuştuklarını ancak ÖSS 1 puanı vermeleri halinde Türkiye'deki üniversitelere haksız yapacaklarını söylediklerini belirterek, kayıtları teşvik etmek üzere "Öğrencilere barınmaları konusunda bazı kolaylık getireceğiz" dedi. Güven, eğer bu kayıt sayısı ile kalınırsa KKTC ekonomisinin yılda 80 milyon dolar kaybı olacağını söyledi.
Girne Amerikan Üniversitesi
Bir başka pastadan pay alma yarışı da, ramazan ayına girilmesiyle farklı bir boyutta ama benzer sektörleri hareketlendirmektedir.
Bu hareketlenmelere bereket mi, yoksa vurgun mu diyeceğimizi ise anlayamadık ve bilmiyoruz. Dolayısıyla birçok örneğini, birçok işyerinde görmekteyiz.
Okulların açılmasıyla, okul servis ücretlerinin geçen yıla oranla yüzde 65-75 oranında artması ise düşündürücüdür. Bu artışın kimler tarafından ve hangi çoğunluğa hizmet ettiği ise enteresandır. Giyim sektöründe ise hükümetin ve TÜİK’in açıkladığı enflasyonun çok daha üzerinde artışların olduğunu da görmekteyiz. Bu pazarları rant haline dönüştürmek ise son derece yanlıştır.
Buna ramazanın bereket vurgununu da eklemeden edemeyeceğim. Küçük bir örnekle, mutfakların vazgeçilmezi olan yumurtada şok artışla yaşadık. Bunun gibi birçok artışı, artıda gösterilen enflasyonla ne yazık ki bağdaştıramadık.
İftar sofralarımıza dahi uzanan rantın eli ramazanın maneviyatını da görmezden gelmiştir.
Ramazanın bereketiyle geldiği ise ancak zengin sofralarında görülmektedir. Ya asgari ücretlinin, ya emeklinin, ya işsizin sofrası ne âlemde biliyor musunuz? Akraba, tanıdık ve komşulardan başka kimi çağırmaktayız soframıza?
Gerek yeni eğitim ve öğretim yılının başlamasıyla olsun, gerek ramazan ayının başlamasıyla olsun... Ticaretin her türlüsü serbesttir düşüncesiyle bu ranta mübah gözüyle bakmanın, yoksulun hakkını yemek olduğunun bilinmesi gerekir. Dürüstlüğünden taviz vermeyen birçok işyeri sahiplerinin olmasına rağmen, bu zamanları ranta dönüştüren kesimler de elbette mevcuttur. Bunun denetlenmesinden öte, kişinin vicdan muhasebesini yapması daha önemlidir.
Şahabettin MERT
Kaynak sebebini çözmediğimiz sürece, hep sonuçları çözmeye çalışarak kendimizi aldatıyoruz. Hepimiz üretmeden tüketme alışkanlığımızı devam ettirebilmek için birbirimizi rehin alıyormuş gibi yapıyor, 'şantaj' kavramıyla işlerimizi görmeye çalışıyoruz.
Bana göre Türkiye'de artık rüşvet kalmamıştır, sadece haksız kazancın bölüşümü söz konusudur.
Haksız kazancın bölüşülmesine çok büyük kitleler ortak olduğu, üretimsizlik de devam ettiği için yine bana göre Türkiye'deki hükümet 'rehin' alınmıştır. Zira bu kadar aç ve işsiz insana para yetiştirebilmek, hangi isim adı altında olursa olsun sadece yabancılara satma uygulamasıyla mümkün olur.
Sözde Kürt milliyetçilerinin ya da genel tanımıyla tüm siyasilerimizin çoğalmayı teşvik ettikleri hepimizin malumu, bunun nedeni ise oy kaygısı...
Bu üreme ve ürettirme aymazlığı, şu anda PKK belasının da; hortumculuğun, sahtekârlığın, tembelliğin, kurnazlığın da; kalitesiz siyasetçilerle, kalitesiz demokrasiye ve kalitesiz topluma sahip olmamızın da kaynak sebebidir.
HİTLER'İN SÖZÜ
Hürriyet Gazetesi haber yapınca da 'Hasta Hakları'ndan dem vurdu. Hastane kaydı olmaksızın devletin hastanesinde işlem yapmaya, dışarıdan malzeme getirmeye herhalde kendi personeli bir hekim kişisel cabası ile yeltenseydi, onu mutlaka hırsızlıkla, bıçak parası almakla suçlayacaktı. Neyse ki konu bu değil. Yaklaşık 1 yıldır Sağlık Bakanı Aile Planlaması dolayısıyla tüp bağlama işlemini desteklemiyor; öyle ki tüp bağlama işlemi 148 YTL ücrete tabi, Sağlık Karnesi olanların bile bu parayı yatırmaları zorunlu!
3. kez sezaryen operasyonu olan, sonraki gebelik ve doğum yönünden yaşamsal tehlike taşıyan hastanın tüpü, her iki eş imza ve onay vermiş olsa bile, ancak ve ancak 3 imzalı heyet raporları çıkarsa ücretten muaf tutuluyor. Bu durum aile planlamasına teşvik değil, çok doğuma prim vermek anlamına gelmektedir. Bir kadın doğum uzmanı olarak bunları size aktarmayı meslek onuru olarak görev biliyorum.
Dr. A.G.
GÜNÜN SÖZÜ
"Adana'da kazanılan paranın vergisinin bile %5'i İstanbul'a ödeniyor. Biz de önemli bir gelirden yoksun oluyoruz. Bu yanlışın düzelmesi gerekiyor."
(Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak)
Manisa'daki 'ballı börek' ve hukuk