Yalçın Bayer

Bir Samir Handal öyküsü...

27 Temmuz 2022
Samir Handal, 64 yaşında, 40 sene önce Haiti’ye göç eden, 20 yıldır ABD’de ikamet eden Filistinli bir işinsanı. ABD vatandaşı eşi, üç kızı ve üç torunu ile mutlu bir hayat yaşayan Handal’ın yaşamı, Haiti Devlet Başkanı Jovenel Moise suikastı sonrası tamamen değişti.

85 yaşındaki annesini ziyaret için Filistin’e giderken uçağı kalktıktan sonra düzenlenen bir kırmızı bülten ile aktarma sırasında İstanbul’da gözaltına alındı. Handal’a atılı suç, geçtiğimiz yıl öldürülen Haiti Devlet Başkanı Jovenel Moise suikast şüphelilerinden birisi olması idi.

Bu iddiayı tamamen reddeden ve muhtemel faillere sadece ev kiralamış olan Handal hakkındaki kırmızı bülten, bariz nitelikte hatalı bilgilerle donatıldığı ve siyasi motivasyon kaynaklı düzenlenmiş olduğu için avukatlarının itirazı sonucu 8 Nisan 2022’de kaldırıldı.

İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, 7.5 ayı tutuklu geçen bir iade yargılaması yapıldı.
4 Temmuz 2022 tarihinde davası reddedilip tahliye edildi. Hiçbir adli kontrole hükmedilmedi.

6 Temmuz 2022’de sınır dışı edilme kararı verildi. 15 Temmuz’da İstanbul Havalimanı sınır kapısına götürüldü ancak üzerine Adalet Bakanlığı’nın talimatıyla konulan Interpol aranması konulu çıkış yasağı nedeniyle Türkiye’den çıkamadı.

Ancak kırmızı bülten iptali de mahkemenin tahliye kararı da idarenin sınır dışı kararı da Samir Handal’ın hürriyetine kavuşmasına yetmedi. Tahliye kararının üzerinden 23 gün geçmesine rağmen Kocaeli’ndeki geri gönderme merkezinde idari gözetim altında tutuluyor Samir Handal.

Bu konuda açılan idari gözetime itiraz ve tahdit kodu iptal davaları ise sürüyor.

Handal’

Yazının Devamını Oku

Kömürde ‘ocak’ sıkıntısı baş gösterdi

26 Temmuz 2022
Yerli kaynakların enerji üretimi içindeki öneminin giderek anlaşıldığı bu süreçte, bazı yasal süreçler nedeniyle 2.5 yıldır yeni kömür sahası yaratamadıklarına dikkat çeken, Yeniköy-Kemerköy santrallarını işleten YK Enerji Genel Müdürü M. Serhat Dinç, İzmir Gözlem gazetesinde yaptığı söyleşide, doğalgaz ve ithal kömür fiyatlarındaki artışın elektrik üretim maliyetini arttırdığını, bu noktada yerli kömürle üretim yapan termik santralların öneminin ortaya çıktığını söyledi. Dinç, “Ege Bölgesi’nin en büyük elektrik sağlayıcısı konumundayız. Elektrik arzında bu kadar önemli bir noktadayken bazı yasal sorunlar nedeniyle 2.5 yıldır yeni kömür sahası yaratamıyoruz” dedikten sonra şunları ekledi:

“Yasa şu anda bizim elimizi kolumuzu bağlıyor. En azından yerli kömürle elektrik üreten santrallar için değişikliğe gidilmesi ihtiyacı hissediyoruz. Eğer bu sorunlar çözülmezse bu santrallar üretimi durdurmak zorunda kalacak. Bu şekilde giderse muhtemelen santrallar aşama aşama devre dışı olacak ve daha sonra tamamen üretimi durduracak. Böyle kritik bir dönemde enerji arz güvenliğini sağlamakta gerçekten ciddi sıkıntılar yaşayabiliriz.”

GÜNÜN SÖZÜ

“Türkiye’deki ücretlerde reform yapılması gerekiyor. Kamudaki maaşlar, özel sektör ücretlerine göre ayarlanmalı.” İbrahim KAHVECİ

ANKARA’DA LOZAN ANITI NİYE YOKTUR?

ABB Başkanı Mansur Yavaş’a bir çağrım var. Türkiye’nin tapusu niteliğini taşıyan Lozan Antlaşması’yla ilgili olarak Ankara’mızda doğru dürüst ve belirgin bir meydan veya anıt maalesef bulunmamaktadır. Sıhhıye’deki Lozan Meydanı’nda Hitit Anıtı, Zafer Meydanı’nda ise Atatürk Heykeli yer almaktadır, Sakarya Caddesi ile Mithatpaşa Caddesi’nin kesişimindeki alan ise meydan vasfını çoktan yitirmiştir. Bu durum ise Ankara’ya hiç yakışmamaktadır. Sizden ricam, bu önemli antlaşmayı sembolize eden güzel bir anıtı Ankara’ya kazandırmanızdır.

Bir yarışma sonucu seçilecek anıt projenin Kızılay, Tandoğan, Gençlik Parkı veya uygun göreceğiniz diğer muteber bir mekânda hayata geçirilmesi ve etrafının yakışır bir peyzaj ve ışıklandırma ile süslenmesi, Atatürk’ün ve hepimizin Ankara’sına çok yakışacak ve özellikle projenin 24 Temmuz 2023 öncesinde Cumhuriyet’in 100’üncü yılında bitirilmesi ise Ankaralılar için ayrı bir iftihar vesilesi olacaktır. Av. Tankut AĞAN

BİLİYOR MUSUNUZ?

CHP

Yazının Devamını Oku

ADD’den devrim yapılarında kaygı

22 Temmuz 2022
Son yıllarda Cumhuriyet dönemi eserlerinden Marmara Köşkü, Çubuk Baraj Gazinosu, İller Bankası, Etibank Binası başta olmak üzere tarihi, kültürel, mimari ve manevi değere sahip birçok yapı yıkılmıştır. Bu vahim durum Atatürkçü Düşünce Derneği olarak bizi uzun süredir ziyarete kapalı olan Atatürk Müze Köşkü ve Ankara Palas’ın akıbeti konusunda kaygılandırmaktadır.

Cumhurbaşkanlığı Köşkü içerisinde bulunan, Atatürk’ün 1921-1932 yılları arasında yaşadığı, Cumhuriyetimizin ilke ve devrimleri ile ilgili en önemli kararların alındığı toplantılara ev sahipliği yapan ve 1950 yılından itibaren müze olarak hizmet veren ‘Atatürk Müze Köşkü’ adı ile anılan bu mütevazı evin, bitiş süresi bir türlü söylenemeyen restorasyon çalışmaları öne sürülerek yıllardır ziyarete kapalı tutulması endişelerimizi arttırmaktadır.

Aynı durum Ankara Palas için de söz konusudur. Ankara Palas; özellikle yur dışından gelen konukları misafir etmek ve önemli devlet toplantılarında kullanılmak amacıyla 17 Nisan 1928 tarihinde hizmete girdikten sonra ülkemizi ziyaret eden birçok devlet adamını ağırlamıştır. Bunlardan bazıları; İran Şahı Rıza Pehlevi, Afgan Kralı Emanullah Han, Irak Kralı Faysal, Yunanistan Başbakanı Elefterios Venizelos, ABD Başkanı Dwight Eisenhower’dir.

Ankara Palas’ın ayrı bir önemi de kadınların sosyal hayatta erkekler ile aynı konumda olduğunun gösterildiği önemli mekânlardan biri olmasıdır. Atatürk her devrimi sosyal hayatta uygulamıştır. Önemli bir Cumhuriyet eseri olarak tarihe tanıklık etmiş, mimari yapıların sadece fiziksel mekândan ibaret olmadığını; manevi değerleri, tarihi ve kültürel birikimleri de gelecek kuşaklara taşıdığını göstermiştir. Unutulmamalıdır ki devletler ve uluslar, kültürel miras ve değerlerine sahip çıkarak var olurlar. Yine unutulmamalıdır ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir kültür devleti olarak kurulmuştur.

Derneğimiz Mart 2022’de “Atatürk Müze Köşkü” ve “Ankara Palas” yetkililerine resmi yazılarla başvurarak bilgi istemiştir. Her iki kurum yetkililerinin cevaplarını yazılı olarak iletmek yerine sözlü olarak vermeyi tercih etmeleri üzerine yeniden yazılı yanıt talep edilmiş ve e-posta ile alınmıştır. Atatürk Müze Köşkü yetkilileri, tadilatın 2022 Haziran ayı sonuna doğru biteceğini, Ankara Palas yetkilileri de halen devam ettiğini ve bittiğinde internet sitelerinden duyuracaklarını belirtmişlerdir. Bu yazılı yanıtlardan 4 ay sonra son durumu yazılı olarak tekrar sormamız üzerine yine tadilatların devam ettiği bildirilmiştir.

Doğrusu, mütevazı bir bağ evi ile günümüz ölçülerinde çok küçük çapta bir otelin restorasyon çalışmalarının yıllarca sürmesinin nedenini anlamak olanaklı olmadığı gibi, Cumhuriyet dönemi mimarisinin önemli örneklerinden olan, Atatürk’ten miras bu iki yapının 5 yıldır tadilat bahanesiyle ziyarete kapalı tutulması da kabul edilemez.

Atatürkçü Düşünce Derneği

GÜNÜN SÖZÜ

“Kanunlar örümcek ağları gibidir; zayıflar ağa yakalanır, güçlüler ise ağı delip geçer.”

Yazının Devamını Oku

AKP, 2023’ün startını verdi

21 Temmuz 2022
AK Parti, 2023 seçimleri için ‘yumuşak’ bir kampanya ile sahneye iniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Afyon’daki konuşmasında ipuçları ortaya çıkan ‘Yüz Yüze 100 gün’ kampanyasının içeriği dün Haliç Kongre Merkezi’nde, AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe tarafından açıklandı. Meclis tatile girdiği için milletvekilleri kendi bölgelerinde vatandaşlarla buluşacaklar.

AKP’nin İstanbul’daki kampanyasına 37 milletvekili, bakanlar ve örgüt üyeleri katılacak. TBMM’de AKP’nin 286 milletvekili bulunuyor. 2023 seçimlerinin kadrolarını bu makamlar oluşturacak.

Her gün neredeyse 50-100 kişilik kadrolarla yürütülecek kampanya için İl Başkanı Kabaktepe şu vurgulamalarda bulundu:

TARİHİ KUCAKLAŞMA

“100 gün boyunca İstanbul’un sokakları, caddeleri, meydanları, haneleri ve işyerleri; sandık kurulu üyelerimizle, mahalle yönetimlerimizle, ilçe teşkilatlarımız, il yöneticilerimiz, belediye başkanlarımız, meclis üyelerimiz, milletvekillerimiz, genel başkan yardımcılarımız ve bakanlarımızla tarihi bir kucaklaşmaya sahne olacak. Milletin sesi, AK Parti’nin ilhamıdır. O sesi tüm teşkilatlarımızla bir kez daha duymak ve bütün kılcal damarlarımıza nakşetmek için tam kadro sahada olacağız.

Yeni üyeler kazanacağız, milyonlarca hanemizi, yüz binlerce işyerimizi, binlerce STK’mızı ziyaret edeceğiz.

İstanbul, tek vücut, bugün yaşayan ve gelecek için çarpan tek kalp, ülke ve millet bekasıyla varlık bulan tek ruh olarak 2023’e yürüyecektir. AK Parti kadrolarımızın katılımı, milletimizin teveccühüyle kutlu destanımıza ait yeni ve ehemmiyetli bir sayfanın açılmasına vesile olacaktır.

2023 zaferini inşa edeceğimiz bu yolda İstanbul’la birlikte, yepyeni bir solukla, vatandaşlarımızın sesi, nefesi ve varlığıyla... Yeniden Bismillah”

GÜNÜN SÖZÜ

Yazının Devamını Oku

Mesleki dolandırıcılığa dikkat

20 Temmuz 2022
Geçtiğimiz aylarda yayımlanan bir rapor, şirketlerde görülen hile, hata, yolsuzluk ve suistimal gibi vakaların mali boyutunu çarpıcı verilerle ortaya koydu. Suistimal İnceleme Uzmanları Derneği (ACFE) tarafından hazırlanan Mesleki Dolandırıcılık 2022 raporunda, şirket içi hilelerin şirket gelirlerinin yüzde 5’ine mal olduğu belirtildi.

İş dünyası bir yandan tedarik zinciri kesintileri, nitelikli işgücüne erişim gibi küresel sorunların finansal ve operasyonel sonuçlarıyla mücadele ederken, mali tablolarda yapılan hile ve dolandırıcılığın da önemli kayıplara sebep olduğu ortaya çıktı. Suistimal İnceleme Uzmanları Derneği (ACFE) tarafından hazırlanan Mesleki Dolandırıcılık 2022 raporunda, 133 ülkeden 2.110 kurum içi hile vakasının 3.6 milyar dolardan fazla kayba yol açtığı belirtildi. Raporda ayrıca, işletmelerin her yıl gelirlerinin ortalama yüzde 5’ini iş suistimalleri sebebiyle kaybettiği ifade edildi. Kurumlar yıllık gelirinin yüzde 5’ini, bu suistimal türlerinden biri nedeniyle kaybetmiş görünürken bildirilen vakalardaki toplam kayıp 3.6 milyar dolar ve vaka başına ortalama kayıp ise 1.8 milyon dolar olarak belirtildi. Bu da küresel ölçekte yaklaşık 4.7 trilyon dolarlık yıllık kayıp anlamına gelmektedir

HİLE DOLANDIRICILIĞI

Rapora ilişkin değerlendirmelerini paylaşan Pusula Danışmanlık Kurucusu Mali Müşavir ve Hile Denetimi Uzmanı Fikriye Aslan, “Bu yıl 12. kez yayımlanan rapor, 23 endüstride, aralarında Türkiye’nin de olduğu 133 ülkeden rapor edilen 2.110 vakanın sonuçlarını inceliyor. Hile, dolandırıcılık ve yolsuzluk gibi olumsuz durumların yaygınlaşması; hukuk, muhasebe, denetim, psikoloji, kriminoloji gibi bilimlerin kesişiminden oluşan adli muhasebe disiplinini ortaya çıkardı. Bu kapsamda yürütülen hile denetimi faaliyetleri, işletmelerin önemli maddi kayıpların önüne geçmesine yardımcı oluyor” dedi.

8.300 DOLAR KAYIP

Fikriye Aslan: “Raporda iş suistimalleri nedeniyle şirketlerin her ay ortalama 8.300 dolarlık kayıp yaşadığına dikkat çekiliyor. Ülkemiz, 2 yıllık periyotta kaydedilebilen 8 vakayla Ukrayna, Rusya ve Polonya’nın ardından en çok vaka görülen ülkeler arasında bulunuyor. Emlak ve gayrimenkul, toptan ticaret, ulaşım ve depolama, inşaat ve kamu hizmetleri sektörlerinde uygulama daha çok.

Adli muhasebe danışmanlığı ve dava destek danışmanlığı hizmetleri ile yarın büyük mali kayıplara sebep olabilecek hile ve suiistimallerinin bugünden tespit edilmesi, işletmelerin geleceği bakımından güven sağlayıcı bir durum olarak nitelendiriliyor.”

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÖNERGESİ

CHP

Yazının Devamını Oku

Trakya’da ‘çayır tırtılı’ korkutuyor

19 Temmuz 2022
Kırklareli, Edirne ve Tekirdağ illerimizde binlerce dekar alanda ekili ayçiçeği tarlaları ‘çayır tırtılı’ istilasına uğradı. Trakya illerimizde etkili olan zararlı çayır tırtılları, bitkiyi kökten başlayıp yaprak ve çekirdek kısmına kadar yiyerek büyük verim kaybına neden oluyor. Bu konuda TBMM’de ciddi açıklamalar yapan ve soru önergesi veren Tekirdağ Milletvekilleri Dr. İlhami Özcan Aygun ve Dr. Candan Yüceer ile Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdu, sorunun büyüyerek, Güney Marmara’ya da sıçradığına dikkat çekerek, tarımsal ilaçlamanın çok sayıda drone ve uçakla yapılması, masrafların da sübvanse edilmesi gerektiğini belirtti.

Valilerin de mücadele konusunda çalışmalar yürüttüğü belirtiliyor. (Kontrolsüz ilaçlama arıcılığa büyük zarar veriyor, dikkat!)

Yani çok hızlı ve etkili bir mücadele gerekiyor. İlhami Özcan Aygun “Çayır tırtılı hızlı bir şekilde çoğalmaktadır. Drone ile tarımsal ilaçlama yapılan alanlarda tırtıl popülasyonunun yüzde 35’inin canlılığını koruduğu da görülmüştür” dedi. Yaklaşık 800 bin ton ayçiçek rekoltesi beklenen Trakya’da, yağ üretimi açısından büyük bir risk ortaya çıktığına dikkat çeken Aygun, “Acil önlem alınmaması halinde çiftçilerimizin mağduriyetinin yanı sıra Türkiye’nin ayçiçek üretim merkezi Trakya’da büyük bir kriz yaşanacağı düşünülmektedir” uyarısı yaptı.

Aygun’un, Bakan Kirişci’ye sorularını yöneltirken, “Trakya’yı afet bölgesi ilan etmeyi düşünüyor musunuz? Trakya çiftçisine karşı üvey evlat muamelesi yapmayınız demesi” dikkat çekti.

Dr. Yüceer de, mücadelede planlı mücadelenin şart olduğunu belirtirken “Çiftçilerimiz bölgede kendi imkânlarıyla ilaçlama çalışması yapıyor, drone desteği de olsa bu yetersiz. Ayçiçeği gibi stratejik bir ürün korunmalı. Üretici yalnız ve çaresiz bırakılmamalı” dedi.

Milletvekili Vecdi Gündoğdu, çiftçinin zararının devlet tarafından karşılanmasını isterken “Kırklareli’nin verimli topraklarına alın terini akıtan üreticinin, çiftçinin, köylünün sesi olmaya geçmişte olduğu gibi her zaman devam edeceğiz” diye de ekledi.

PARTİSİZ ADAY 100 BİN İMZA BEKLİYOR

19 Mayıs 2022’de ‘İnsanca Yaşamak İçin Atatürk Gibi Düşün’ adlı seçim bildirgesini Samsun’da açıklayan ‘Partisiz ve Birleştirici’ cumhurbaşkanı adayı Dr. Serdar Savaş Misakımilli’nin TBMM’de kabulünün 102. yılında 100 bin imza kampanyasına başladığını açıkladı.

Dr.

Yazının Devamını Oku

Örnek model ses getirdi

15 Temmuz 2022
Kentsel dönüşümde Türkiye’ye örnek olan ‘Avcılar Modeli’ Birleşmiş Milletler gündeminde yer aldı. BM kürsüsünden sunum yapan Türkiye’nin ilk ilçe belediye başkanı Turan Hançerli, çalışmalarını 2022 Birleşmiş Milletler Yüksek Düzeyli Siyasi Formu’nda paylaştı.

“Yerel Düzeyden 2023 SKA Zirvesi’ne Doğru Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına Ulaşılmasını Teşvik Etmek” konulu konferansta konuşan Hançerli, şunları söyledi:

“2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın yerelleştirilmesinde kararlılıkla yürüttüğümüz çalışmalarımız, uluslararası düzeyde ses getirdi. Bu konuda öncü belediyelerin yer aldığı zirvede biz de Avcılar Belediyesi olarak yerimizi aldık. Hazırlamış olduğumuz Gönüllü Yerel Değerlendirme ve Avcılar için yapmış olduğumuz çalışmalardan bahsettik. Kentimiz için yapmış olduğumuz bu çalışmaların dünya tarafından da takdir edilmesi bizim en büyük motivasyon kaynağımız” dedi.

Hançerli, sunumunu İngilizce yaptı ve şöyle konuştu. “Benim şehrim Avcılar, yaklaşık yarım milyon nüfusa sahiptir. 2019’da seçildim. Avcılar’daki en büyük tehlike depremdir ki bu da fiziksel bir tehditten çok daha fazlasıdır. Avcılar ayrıca göç ile birlikte sağlık sorunları da dahil düşük ekonomik ve sosyal refah sorunları ile yüzleşmektedir.

Ben göreve geldikten sonra Avcılar’ı dayanıklı bir şehir haline getirmek için kapsamlı ve hırslı bir şekilde yola koyulmamızın nedeni de budur. Programımızın 6 asli dayanağı vardır:

1- Kentsel Dönüşüm, 2- Kent Mirası, 3- Çevreyi Koruma ve Çevreyle Uyum, 4- Sosyal ve Ekonomik İnisiyatiflerde Kapsayıcılık, 5- Yenilik ve Yüksek Katma Değerli Sektörlerde Kamu Yatırımlarına Odaklılık, 6- Hesap Verebilir Ve Katılımcı Belediye Hizmetleri Sunmak.

Bu ilkelerin, Bernie Sanders’ın ifade ettiği üzere ‘gerçek sorunlara gerçek çözümler sunarak’ yerel yönetim eylemlerinde güçlü, uyarlanabilir ve aktarılabilir bir model yakalayan bütüncül bir yaklaşımı yansıttığını düşünüyoruz. COVID-19 krizi bize pek çok ders verdi. Gelecek, yerel toplumlarımızda saklı. Herkes için sürdürülebilir ve eşit bir gelecek, insanlarımızın kalplerinden ve zihinlerinden fışkıracak.”

GÜNÜN SÖZÜ

(Prof. Dr. Bengi Başer’den) “Bir okul fazla yapın, bir hapishane eksiltmiş olursunuz.”  

Yazının Devamını Oku

Felaketle mücadele nasıl olmalı?

14 Temmuz 2022
Orman Yüksek Mühendisi, KÜREM-DER Başkanı Faruk Çebi, “İstanbul’da da heyelan sorununun çözümü için ‘Kırsal Dönüşüm Projesi’nin hızla uygulamaya konması kaçınılmaz olmuştur. İvedilikle uygulamaya koyulması zaruridir” diyor ve aksi halde olabilecekleri şöyle sıralıyor:

- Topografik değişimlere yol açabilecek kitlesel toprak kaymaları ile tsunamiye benzer büyük su baskınlarının önüne geçilemeyecektir. İstanbul’da hafriyatla oluşturulan yapay topografyayla heyelan oluşumuna açıktan davetiye çıkarılmış.

- Depreme karşı binaların dayanıklılığını artırmak amacıyla uyguladığımız Kentsel Dönüşüm Projesi gibi, heyelanlara karşı havzaların da direncini artırmak amacıyla Kırsal Dönüşüm Projesi’ni uygulamak zorundayız.

Aksi takdirde depremden koruduklarımızı heyelanlarla kaybedebiliriz.

- Sel ve su baskınlarında uzman edasıyla konuşan çok maaşlı ve çok unvanlı insanlar ağaç dikilmesi gereken yerlerin betonla ve hafriyatla işgal edilmesine görevleri gereği itiraz edebilselerdi, yaşadığımız felaketlerin çoğunu yaşamazdık.

KALICI ÇÖZÜM

Son yıllarda sıkça yaşadığımız sel ve su taşkınlarının iklim Değişikliği ile ilgisi yoktur. Yaşadıklarımız, doğayı ve doğal bitki örtüsünü tahrip eden uygulamaların acı bir sonucudur. Meslek hayatım boyunca sürekli dile getirdiğim çözüm önerileri ne yazık ki hiç dikkate alınmadı.

Orman yangınlarında, depremlerde, sel ve su baskınlarında yıllardır hep aynı şeyi yapıyoruz. Yaşarken en önemli sorunumuz oluyor, sonrasında da tamamen unutuyoruz. Felaket anında can kurtarmayı felaketlerle mücadele zannediyoruz. Kalıcı ve önleyici çözümleri hep ıskalıyoruz.

Yazık!

Yazının Devamını Oku