Paylaş
“Siyasete ilk girdiğimde ‘Fındığa dokunan siyasetçi yanar’ denilmişti. Biz bu öğüdü dinlemedik. Böyle gelmiş böyle gitsin istemedik. 4 yıllık bu meclis döneminde, toplam 4 fındık araştırma önergesinin üçünü biz verdik. Türkiye Cumhuriyeti’nde “Fındık Kanunu” yok. Fındığın tüm paydaşlarını içine alan, üreticiden sanayiciye, ihracatçıya, topraktan gümrüğe kadar, fındıktan çikolataya kadar sektörün tüm sorunlarını tek bir metinde çözecek bir kanun hazırlığımızı iki senedir yapıyorduk.”
Dr. Adıgüzel, ‘devrim’ niteliğindeki yeni kanun için özetle şöyle konuştu:
Fındık fiyatı tüm paydaşların katılımıyla belirlenecek. Fındık coğrafyasından başlayan fiyat belirleme süreci Cumhurbaşkanı ile bitecek. Önce illerde Rekolte Komisyonu, sonra Maliyet Komisyonu çalışacak. Fındık Fiyatı Tespit Komisyonu, ilk iki komisyonun çalışması ile belirlenen ulusal fındık maliyet rakamı üzerine en az yüzde 30-50 kâr edecek şekilde fındık taban fiyat önerisini açıklayacak. Cumhurbaşkanı da bu fiyatın altında olmamak üzere fındık taban fiyatını en geç 1 Ağustos tarihinde kamuoyuna açıklayacak.
Fındıkta kartelleşmenin önlenmesi ve serbest piyasa koşullarının işletilmesi için yabancı şirketlere kabuklu fındık alımı ve ihracat yasağı geliyor. Fındık Sigorta Fonu ile bahçeler sigortalanacak. Fındık üretimi yapılacak alanların 13 il ve 123 ilçe ile sınırlanması kanuna bağlanıyor. Arazi toplulaştırma ve miras yoluyla bölünmenin önlenmesi için gereken tedbirler alınacak. Üretim maliyetlerini düşürmek için gübre ve tarımsal ilaç gibi girdi kalemlerine özel vergi muafiyeti ve indirimler yapılacak. Mevsimlik işçiler sağlık ve sosyal yardım güvencesine alınacak. Yerli sanayici ve ihracatçıya kapsamlı teşvikler veriliyor. Bir araya gelme, kümelemenin teşviki için de hem arazi hem finans desteği sağlanıyor. FİSKOBİRLİK, uluslararası ölçekte de rekabet edebilecek ve fındık üreticisine destek verebilecek kredi ve teşvik kapsamına alınıyor.
TREN Mİ GELİYOR
Fındık ihracatının doğrudan bölgeden yapılarak ulaşım maliyetlerinin azaltılması için fındık coğrafyasındaki limanlar modernize edilecek. Yine fındık ihracatındaki ulaşım maliyetlerini azaltmak için en çok fındık ihracatı yapan Ordu, Giresun ve Trabzon illeri demiryolu sistemine bağlanacak.
DİL DEVRİMİ 90 YAŞINDA
MUSTAFA Kemal Atatürk için tarih ve dil, bilimsel akılla irdelenmesi gereken iki alandı. Önce 15 Nisan 1931’de Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti’ni (Türk Tarih Kurumu) kurdu. Bir yıl sonra 12 Temmuz 1932’de de Türk Dili Tetkik Cemiyeti’ni (Türk Dil Kurumu) kurdu. Öngörüsü yüksek halkçı bir devlet adamı olan Atatürk, bu iki kurumu siyasal baskıdan uzak tutmak için tüzel kişiliği olan dernek yapısıyla kurmuş, eliyle yazdığı vasiyetnamesiyle de gelir bırakmıştı.
TDK, yüzyıllarca Arapça ve Farsçanın boyunduruğu altına giren Türkçenin bilim, sanat dili olması, bütün teknik terimleri karşılaması için çalışacaktı. Bu çalışmaları başlatmak için Atatürk’ün yönlendirmesiyle 26 Eylül 1932’de ilk Türk Dili Kurultayı Dolmabahçe Sarayı’nda toplandı. Atatürk kurultayda konuşmadı. 5 Ekim’e dek 10 gün süren kurultayı sarayda izledi. Yaşamını yitirinceye dek kurucu başkanı olduğu TDK’nin ve özellikle terim, sözlük çalışmalarının içinde oldu.
Atatürk’ün vasiyetnamesini çiğneyen 12 Eylülcüler 1983’te TDK’yi kapattılar.
Dil Derneği, Atatürk’ün kurduğu TDK’nin amacını ve işlevini üstlenmek için kuruldu. Dernek, 1987’den bu yana yalnız dilci ve edebiyatçılara değil yaşamın her alanında yaşamsal konularda savaşım veren, üreten aydınlara ve kurumlara ‘onur ödülü’ sunuyor. Dil Derneği ile Çankaya Belediyesi’nin birlikte hazırladığı 90. Dil Bayramı 26 Eylül Pazartesi 14.00’te Anıtkabir’de Mustafa Kemal Atatürk’e saygı sunumuyla başlayacaktır. Bütün yurtseverler 90. Dil Bayramı’na çağrılıdır.
Dil Derneği Yönetim Kurulu adına, Başkan Sevgi ÖZEL
GÜNÜN SÖZÜ
DÜNYANIN önde gelen tıp dergisi BMJ, COVID-19 pandemisinin bir laboratuvar sızıntısı ile tetiklenmiş olabileceğini ve virüsün bilimadamları tarafından tasarlanmış olabileceğini kabul etti. Prof. Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA
HER 3 EVİN BİRİNDE SİLAH VAR
UMUT Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Ayhan Akça, Türkiye’de her üç evden birinde silah olduğunu belirterek silahlı şiddetin 6 yılda yüzde 74 arttığını açıkladı. Birgün’den Dilara Şimşek’in haberine göre, Akça, “Yasalar gözden geçirilmeli” uyarısını yaptı. Türkiye’de her üç evden birinde silah olduğunu söyleyen Akça, şöyle konuştu. “İki erkekten birinde; 3 evden birinde yaklaşık 25 milyon silah var. Bunlara her an ulaşabiliyorlar. Yapılması gereken şeyler belli ama yapılmadığı için bu şiddet olayları ve bireysel silahlanma artarak devam ediyor. Günde 15 kişi silahla öldürülüyor. En önemli cinayet nedeni silah. Yaygın, ulaşılabilir. İnsanların çok olduğu yerlerde artık güpegündüz silahları görüyoruz. Bireysel silahlanmayı artırıcı değil, azaltıcı yasal düzenlemeler yapılmalı.”
ENERJİ JENERATÖRÜ DOSTLARIMIZ...
HAYVAN Reikisi, sevgi ve şefkat olan her şeydir. Kalbimizi başka bir varlığın kalbine sunmanın güçlü şifa uygulamasıyla ilgilidir. Eğer alanımızı onlara açarsak bize bunun nasıl olduğunu gösterirler. Hayvanlar, insanlık aleminin sevgisiz kaldığı dönemlerin jeneratörü gibidir. Enerji alışverişini doğru kullanırsak; bu, insanlar arasında sevgi enerjisinin güçlenmesini sağlayacağı gibi sevgisizlikten yakınan dostlarımıza da bir enerji masajı olacaktır.
Hayatlarımızda şefkatin, barışın, huzurun, sevginin, uyum ve nezaketin çoğalarak yayıldığını bir düşünsenize! Hayatımız, dünyamız nasıl olurdu?
Bu güzel enerjiyi deneyimlemek ve öğrenmek isteyen hayvansever dostlarımla yollarımızın kesişeceğini biliyorum ve sizlerle tanışmak için sabırsızlanıyorum.
Sevgi ve ışığımızı birlikte çoğaltabilmek dileğiyle. Arzu ÇALGÜNER
MESAJ PANOSU
Oxford ve enerji
OXFORD Üniversitesi araştırmacıları tarafından yapılan ve ‘Joule’ dergisinde yayınlanan hakemli bir çalışmaya göre, yaklaşık 2050 yılına kadar karbondan arındırılmış bir enerji sistemine geçişin, mevcut fosil yakıt kullanım seviyelerimizi sürdürmeye kıyasla dünyaya en az 12 trilyon dolar tasarruf sağlaması bekleniyor. Araştırmaya göre, temiz enerjiye hızlı geçiş, fosil yakıt sistemine kıyasla enerji sisteminde maliyetleri düşürürken dünya çapında daha fazla insanın enerjiye erişebildiği bir senaryo ortaya koyuyor.
BİLİYOR MUSUNUZ?
LÜLEBURGAZ Belediye Meclisi’nin aldığı kararla bölge şefliği arazisinin özelleştirme kapsamına alınıp konut alanına çevrilmesine karşı çıkarak STK’ların topladığı 2 bin imzanın Mal Müdürlüğü’ne teslim edildiğini; Lüleburgaz Emek ve Demokrasi Platformu sözcüsü Hakan Dedeoğlu’nun yaptığı bir açıklamada, 1938’de kurulan Lüleburgaz Türkgeldi İşletmeleri’nde (TİGEM) kapatılan Ziraat Lisesi’ne sahip çıkılmasını istediğini...
Paylaş