Atatürk’e çeşitli suikast girişimleri, çok yazıldı. Çok partili döneme geçildiğinde İnönü’nün Uşak, Geyikli ve Topkapı’da uğradığı saldırılar.
İnönü’nün başbakanlığı döneminde bir saldırganın kendisine yönelik saldırı girişimi.Ecevit’e (Kıbrıs savaşından sonra) 1976’da New York’ta, 1977’de İzmir Çiğli Havalimanı’nda... (İstanbul Belediye Başkanı Ahmet İsvan’ın kardeşi Mehmet İsvan yaralandı. Bu silahın daha sonra Özel Harp Dairesi’nde bulunduğu iddiaları kamuoyunu günlerce meşgul etti.)
Ve Gümüşhane Şiran saldırısı.Baykal’a tertipler...Kılıçdaroğlu’na, Meclis’te tokat, cenazede önüne mermi atılması...
Ne denirse densin, dün Türk demokrasi tarihinin kara günlerinden biridir.Kılıçdaroğlu’nun konvoyu Artvin’de terör saldırısıyla karşı karşıya kaldı.
İzmir’de çıkan bir yerel gazetenin Çerçioğlu hakkında ortaya attığı haberler... Dıştan baktığınızda başkan fırtınaya yakalanmış sanki... Değil; o kadar kendine güveniyordu ki... Bu konuyu kendisine sorduk. Hiç kızgın değildi ve gülerek dedi ki:
“Yerel siyasette 15 Temmuz öncesi husumet güdenler 16 Temmuz sabahı bu husumeti FETÖ’ye bağladılar. Siyasi çıkarları için insanlara FETÖ’cü diye iftira attılar. Bunlar küçük bir grup. Yerel siyasetçiler ve yerel medya birlikte çalışıyor.”
Elinde çeşitli belgeler olduğunu ancak bu fırtına sürecinde henüz açıklamak istemediğini söyleyen Çerçioğlu, “Şimdi onları izliyorum, avukatlarım da gülüp geçiyor. Bunların bütün barutunu harcamasını bekliyoruz” diyor.
“Bu durumda siz hiçbir şey yapmıyor musunuz?” diyoruz.
Son dönemde ortalama her ay bir uçuş okuluna ait uçak mecburi iniş yapıyor veya kırım geçiriyor. Bir bakıyorsunuz, normalde 700 bin Euro değerindeki çift motorlu uçak yerine çok daha ucuz olan basit, 200 bin Euro’luk uçaklar kullanılıyor. Yetersiz öğretmenle, ezbere dayanan bilgilerle pilot yetiştiriliyor. Ucuz etin yahnisi olmayacağı gibi ucuz yetiştirilen pilotlardan da faydası olmuyor. Bugün Hava Kuvvetleri atılan 265 pilot nedeniyle sıkıntıda. Hava Kuvvetleri üniversitelerin pilotaj bölümlerini bitirenleri almaya hazırlanıyor. Uçuş okulları hangi kalitede pilot yetiştiriyor?
Uzun yıllar ABD’de eğitim gören, havacılık konusunda en ‘dolu’ yer öğretmenlerinden Mehmet Feza Ecevit diyor ki, “Milli havacılık eğitim stratejisi oluşturulmalı. Eğer bu konuda adım atamazsak, ne gelişen havacılığımıza altyapı sağlarız ne de gelecekte olabilecek kazaların önüne geçebiliriz. Malum şartlardan bazı çevreler fırsat oluşturmak için ‘Biz size pilot yetiştirelim’ telaşına girmiş durumdalar. Cebini doldurmaktan başka bir derdi olmayanlara dikkat.”
11 UÇUŞ OKULU VAR
Son yıllarda Türkiye’de hızla büyüyen havacılık sektörünün ciddi pilot ihtiyacı var. Şu an kamu ve özel sektörden 11 uçuş okulu var. Halen 500’den fazla öğrenci bu uçuş okullarında eğitim görüyor. Ancak bu eğitimde para tuzakları da çok. Eğitim alıp iş bulamayan veya iş garantisi ile başlayıp sistem dışına itilenler mevcut.
GÜNÜN SÖZÜ TARIM SİT ALANI
“Önyargılarıyla hapsedilen vicdandır.”
Aslı Erdoğan
ATATÜRK’TEN ‘İLİM VE FEN’ SÖZÜ
ÇEVRE ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki hiçbir bakanda görülmediği kadar en ‘çevreci’ yanını ortaya koydu ve köşemizde zaman zaman gündeme getirdiğimiz imar planlarıyla ilgili ağır eleştirilerimizin yanında yer aldığını gösterdi.
Daha önce böyle bir yaklaşımı hiç görmedik. Bizce memnuniyet verici bir durum.
Rant pazarına karşı mücadele eden çok az siyasetçi var. İstanbul’daki yoğun imar yolsuzlukları ve usulsüzlüklerini bıkmadan usanmadan gündeme getiren, zaman zaman kendi partisinden ‘fırça’ da yiyen
İBB meclis üyesi Hüseyin Sağ’a sorduk, ne diyorsun diye...
Dinamit, fitil ve çeşitli çaplarda mermi üretilen fabrikanın sahibi İsmail Yavaşça da tutuklanmıştı.
FETÖ’cü oldukları netleşen Yavaşçalar Şirketi’nin ürettiği mühimmatın bir bölümünün PKK’nın eline geçtiği, Cizre, Sur ve Nusaybin gibi kent kalkışmalarında kullanıldığı anlaşıldı.
Gazeteciler Abdurrahman Şimşek ile Ferhat Ünlü’nün Sabah’ta çıkan haberine göre, şirketin Lübnan ve Suriye’ye ihraç ettiği infilaklı fitillerin önemli bölümü, Cizre, Sur, Nusaybin ilçelerindeki hendek eylemlerinde hazırlanan patlayıcı tuzaklarında kullanılmış.
Şirket bu mühimmatı, son alıcısı Lübnan göstererek, Suriye’ye göndermiş. Hatta, bir parti ihracat ise Dışişleri’nin devreye girmesi sonucu son anda engellenmiş. Eğer Dışişleri engel olmasaymış, bu parti de aynı şekilde PKK’ya ulaştırılacakmış.
Bugün ülke çapında yürütülen FETO/PDY yapılanmasına ilişkin mücadele mutlaka bir siyasi sorumlunun başkanlığında tek elden yürütülmeli, bilgiler burada toplanmalı, alınacak tedbirler buradan üretilmeli.
Kabinede beş başbakan yardımcısı var, bunlardan birinin başkanlığında Adalet, İçişleri, Maliye Bakanlığı, TSK, MİT, Jandarma yetkililerinden de oluşacak bir koordinasyon ile yürütülmelidir.
Bu mücadelede en büyük yanlış, bilgi kirliliği ve bu çerçevede herkesin FETÖ/PDY avına çıkmasıdır.
Bu örgütün yapısı, görev şeması, delilleri ve gerçek uzantıları ancak böyle bulunup önlem alınır.
Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri adına birer tuğgeneral Washington’da görev yapar.
2000’lerin sonuna doğru Washington ziyaretinde Hava Kuvvetleri’ni temsilen görev yapan tuğgeneral rütbesinde bir subay, çevresindekilere FETÖ’yü işaret ederek “Bizden olmayanlar, Hava Kuvvetleri’ndeki pilotaj eğitimini bitiremezler, pilot olamazlar” diyordu. Aradan yıllar geçti. Kendi insanlarının üzerine bomba atanlar, o pilotlardı...
O zaman inanmakta zorluk çektiğimiz bu sözlerin, yıllar sonra gerçek olduğunu görmek ne kadar acı...
Hava Kuvvetleri’nden FETÖ’cü 265 pilotun atılmasının ardından Türk Hava Kurumu Başkanı emekli Tuğgeneral Kürşat Atılgan, THK Üniversitesi’ni kastederek “Pilotaj bölümünde 463 öğrencimiz var. 4. sınıflar pilot gibi verilebilir ve onlar muhtemelen 3-4 aylık askeri eğitimden sonra Çiğli’de jet pilotu olmak için kısa bir eğitimden geçirilebilir. F-16 pilotu ve Fantom pilotu olarak filolarda görevlendirilebilir” diyor.