Paylaş
GÜNÜN SÖZÜ TARIM SİT ALANI
“Önyargılarıyla hapsedilen vicdandır.”
Aslı Erdoğan
ATATÜRK’TEN ‘İLİM VE FEN’ SÖZÜ
BİNALİ Yıldırım Bey başbakan olduğu zaman eşim Oya’ya demiştim ki; “Bu sefer Tayyip Bey turnayı gözünden vurdu. Beklentim, Ahmet Davutoğlu Bey’in ülkemizi felaketin eşiğine getiren politikalarından hızla aklın yoluna dönüleceğidir. Sebebini sorarsan basit: Binali Bey iyi bir tahsil görmüş, sıkı bir mühendistir. Neden-sonuç ilişkisini iyice hesap etmeden adım atmaz, hata payı kavramı nedir iyi bilir. Sosyal disiplinlerde palavra payı çok büyüktür; halbuki temel mühendislik ve fen bilimleri buna tahammül edemez. Binali Bey, hem İTÜ gibi ülkemizin bence en köklü ve en iyi mühendislik okulunda okumuş, girilmesi o zaman en zor olan Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi’ne girmiş ve daha sonra bu konuda yurtdışında çalışarak değerini ispat etmiştir. Politikaya bir mühendis gibi baktığı, AKP devrinde yurtta yapılan ulaştırma atılımında kendini göstermiştir.” (Keşke Milli Eğitim’in başına da bir Binali Yıldırım bulunabilse.) “Aman ne iyi şeyler oluyor” diye bugünlerde yazılar yazan köşe yazarlarından ricamdır: Biraz bakın, niçin? Bu önemli atılımlarda, hele dış politikamızın hızla düzelmesinde, Atatürk’ün dediği gibi, sebep “ilim ve fen düsturlarını rehber ittihaz etmektedir”, çünkü Binali Bey selefi gibi saçma sapan bir hayal dünyasında değil, mühendisliğin affetmez katı gerçekleri içinde pişmiştir. Şimdi Cumhurbaşkanımızdan, AKP iktidarından ve tüm Meclis’ten beklenen Atatürk’ün bu cümlesinin devamında söylediklerini gerçekleştirmektir:
“Milletimizi yetiştirmek için asıl olan, mekteplerimizin, darülfünunlarımızın teessüsünde aynı mesleği takip edeceğiz. Evet, milletimizin siyasi, içtimai hayatında, milletimizin fikri terbiyesinde rehberimiz ilim ve fen olacaktır.”
İşte bunu becerebilirlerse, o zaman 2023’te muhteşem bir kutlamayı milletçe hak eder, bizi beğenemeyen dünyaya da nanik yaparız.
A.M. Celal ŞENGÖR
BİLİYOR MUSUNUZ?
- CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun, çevreci ve imar korumacılığı anlayışı ile öne çıkan Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’ye; “Helikopter ve karayolu ile gezerek otel vb. yapımı için imar izni verme kararı aldığınız sahil bölgeleri nerelerdir? 2010-2016 arasında Bakanlığınız tarafından verilen yoğunluk artışlı imar plan tadilatı sayısı nedir? Bunların kaçı iptal edilmiştir? Sizin döneminizde gerçekleştirilen yoğunluk artışlı plan tadilatı sayısı nedir?” diye sorduğunu...
- CHP Ankara Milletvekili Necati Yılmaz’ın Başbakan’a “FETÖ mensubu şirketlerin Milli Eğitim Bakanlığı’ndan ihale alıp almadıklarını, 2002 yılından bu yana ÖSYM tarafından yapılan KPSS, KPDS, ÖSYS, TUS, YDS gibi sınavlar başta olmak üzere akademik kadrolarla ilgili açılan sınavlar sonucunda kadro almış ve üniversiteye girmiş kaç kişinin işten çıkarıldığını, gözaltına alındığını ya da tutuklandığını” sorduğunu...
‘MİLLİ MUTABAKAT HÜKÜMETİ’NE NE DERSİNİZ?
CHP Tunceli Milletvekili, İçişleri Komisyonu CHP Grup Başkanı Gürsel Erol şu önerisinin kamuoyunda tartışılmasını istiyor: “1 Kasım’da milletvekili seçildikten sonra Türkiye’de barışın ve huzurun sağlanması, üniter devlet yapımızın korunması için duyduğum endişelerden kaynaklı olarak 64 ili gezerek ‘sorun doğuda, çözüm batıda’ söylemi ile toplumun farklı kesimleri, sivil toplum örgütleri, CHP il yönetimi ve il örgütleri ile bir araya gelerek endişelerimi, kaygılarımı, düşüncelerimi ve önerilerimi paylaştım.
Türkiye artık bir terör çöplüğü olmuştur. Bu terör eylemleri kimi zaman parlamenter sistemi yok etmeye yönelik darbe girişimi ile kimi zaman etnik kökene dayalı üniter devlet yapımızın yıkılmasına yönelik olarak, kimi zaman da fanatik İslam düşüncesi ve katliamları ile karşımıza çıkıyor. Şu an Türkiye’de eylem yapabilir gücü olan ve eylem yapan tüm terör örgütlerinin ortak hedefleri laik Cumhuriyet’in ve üniter devlet yapımızın yıkılmasına yöneliktir.
Ülkemizin öncelikli sorunu terör örgütlerine karşı ulusal bir dayanışma ve davranış göstermektir. Bunu gerçekleştirmenin tek yolu ve yöntemi ‘Milli Mutabakat Hükümeti’nin kurularak tüm siyasi partilerin hükümette görev ve sorumluluk almalarıdır. Aksi takdirde bugün ülkemizde yaşanan terör eylemli kaynaklı sorunların bu hale gelmesine sebep olan AKP eğer bu süreçten sonra da ‘ben tek başıma iktidarım, bu sorunu çözerim’ ısrarını devam ettirirse ülkemiz içsavaş gibi bir felakete sürüklenebilir ve bunun sonucu olarak laik Cumhuriyet ve üniter devlet yapımız yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya kalabilir.
Bununla ilgili korkularımı ve düşüncemi kamuoyu ile paylaşmak isterim.”
MESAJ PANOSU
- UNUTMAYIN, uzaydan bakıyorsunuz! Taraf olmadan bakın, partinizden, ideolojinizden, mezhebinizden bakmayın! Bu devleti bu hale kim getirdi söyleyin lütfen! Bu ikrar olmadan çözüm olmaz!
Arslan BULUT
- HEPİMİZ suçluyuz. Sadece seyrettik, bir şeyler yapamadık, yani kısacası bizler onlara karşı örgütlenemedik.
Prof. Dr. Erol MANİSALI
- BU kadar çok yanılmak özel yetenek gerektirir.
Nuri KAYIŞ
Paylaş