Yalçın Bayer

Tüm polisler Glock alabilecek

11 Ağustos 2016
2012 Nisan ayında EGM KOM Daire Başkanlığı personeline 750 dolar karşılığında Glock tabanca tahsis etti.

Polis memuru Mehmet Kocadağ da silah satın alma talebinde bulundu. Ancak KOM Dairesi, kendisine KOM’da çalışmadığı için izin vermedi. Susurluk’ta öldürülen Hüseyin Kocadağ’ın yeğeni olan Mehmet Kocadağ da Bölge İdare Mahkemesi’ne başvurarak kendisine ve tüm kadroya silah verilmesi talebinde bulundu. Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nde dava kaybedildi. Ancak Danıştay’a taşınan davayı Kocadağ kazandı. Köşemizde geçmişte birçok kez gündeme getirmiştik. Artık EGM tüm personele Glock vermek zorunda kalacak. Bununla birlikte 2012 yılında İstihbarat Daire Başkanlığı tüm personeline SIG Sauer tabancayı 1050 dolar karşılığında vermişti. Polis çevrelerinde bu silahın verildiği KOM ve İstihbarat Şube’de FETÖ’cü polislerin ağırlıklı olduğu belirtilerek, “Bu uygulamanın bireysel silahlanma amacıyla yapıldığı” öne sürülüyor.

 

GÜNÜN SÖZÜ

- “Zeki, bilimsel düşünen insanlar asla kandırılamaz.”

Dursun ÇİÇEK

 

KOCAMAZ: NE YAZIK Kİ ELİMİZDE ‘FETÖ ÖLÇER’ YOK 

 

Yazının Devamını Oku

‘Urfa’da kalkışma olmadı’

10 Ağustos 2016
‘YALÇIN Bey size bildirmek isterim ki... 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında 28 Temmuz günü Şanlıurfa Tugay’ından 65 kişi gözaltına alındı, 8 Ağustos gecesi 21’i tutuklandı.

Ben, tutuklanan 20. Zırhlı Tugay Topçu Tabur Komutanı Binbaşı Erhan Ergün’ün eşi Sevinç Berna Kar Ergün’üm. Dün köşenizde Tuğgeneral Nihayet Ünlü’nün mağduriyeti ile ilgili eşinin mektubunu ibretle okudum. Benzeri hatta daha vahim mağduriyetlerin olduğu Şanlıurfa Tugay Komutanlığı ile ilgili durumun herhangi bir kalkışma olmadığının, hatta kalkışmanın karşısında olunduğunun şehrin tüm yetkili bürokratlarına bildirildiği halde 22 gündür çektiğimiz azabın nasıl biteceği ile ilgili bir ışık, bir yol arayışındayız.

 

Kâbusumuz 15 Temmuz 22.00 sularında ‘alarm’ diye gelen telefonla başladı. Kıymetli eşim, ‘Eyvah, karakol mu basıldı ki’ diye söylenerek, koşarak işinin başına gitti. (‘Alarm’ denilen şeyin hudut hattı olan bu tugayda sürekli verildiğinin altını çizmek isterim, ki geçen sene özellikle Şah Fırat operasyonu süresince yoğunlukla olmuştu.)

 

16 Temmuz sabahı tugayda başlayan gözaltılarla endişe dolu saatlerimiz başladı. Arkadaşlarımızı teselli ederken, 18 Temmuz 03.30’da evime gelen polislerden öğrendim ki eşim hakkında 15 Temmuz saat 22.00 sularında (belki de eşim henüz evden çıkmamışken) Ankara’dan telefonla eşim ve orada görevli 3 personeli için ‘kalkışma olduğu iddiasıyla’ bir ihbar yapılmış. Bu ihbarda adı geçen subayların 3’ü şehir dışında olduklarını ispatlamış, kalkışma için emir almadıklarını da söylemişler. Yani atılan iftira açığa çıktı fakat eşim o gece Urfa’da ve tugayda olduğu için 20 Temmuz’da tutukladı ve hemen ihraç edildi. İhbar edenlerin kimliğine nereye ait olduğuna dair bir araştırma yapıldı mı, henüz bilmiyoruz.

 

Yargıya güveniyoruz. Eşimin darbeci ya da FETÖ örgütü ile ilgisinin olmadığının ortaya çıkacağından yüzde yüz eminiz.

 

Yazının Devamını Oku

Tuğgeneral Ünlü’ye haksızlık mı yapıldı

9 Ağustos 2016
‘BEN 19. Motorlu Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Nihayet Ünlü’nün eşi Sevtap Funda Ünlü’yüm...

Size haksız bir durumu iletmek istiyorum.

 

 

Biz o korkunç gecede (15 Temmuz) Edremit Akçay’da bir öğrencimin konserindeyken eşimin kuzeninden gelen telefon üzerine Ankara’daki patlamaları öğrendik; hemen Edremit’e döndük. Eşim resmi kıyafetlerini giyerken, ordu komutanımız Orgeneral Abdullah Recep eşimi arayarak “(Edremit’teki 19’uncu Motorlu Piyade) Tugayının başına git, tugayına sahip ol” emrini verdi. Bunun üzerine eşim tugaya hareket edip, personelini karargâha çağırıyor; tamamen hukuk çerçevesinde hareket edileceğini belirten bir konuşma yapıyor ve hiçbir askerine zarar gelmesine izin vermeyeceğini ifade ediyor (kendi ifadesine ilaveten, tabur komutanları ve merkez komutanı şahit olmak üzere).

 

Sabah 05.00 sularında, eşimin ifadesinde belirttiği üzere, Ege Ordu Kurmay Başkanı Tümgeneral Memduh Hakbilen’in emirlerine karşı gelerek Edremit tugayının hiçbir şekilde destek olmayacağını söyleyince, Hakbilen bunu çok pahalıya ödeyeceğini söylemiştir. Eşim ise her türlü bedeli ödemeye hazır olduğunu ifade ederek telefonu yüzüne kapatmıştır. Tugay Kurmay Başkanı Musa Turhan bu konuşmalara şahittir.

 

Yazının Devamını Oku

‘Yenikapı’nın kazananı kim?

8 Ağustos 2016
7 Ağustos Yenikapı mitinginde siyaseten kim kârlı çıktı? Tabii ki önce ‘demokrasi’ vurgulamaları öne çıktı.

Bugüne kadar siyasi kutuplaşmayı en uç noktalara, hatta düşmanlıklara vardıran partiler, bir uzlaşma örneği sergilediler...

 

Yenikapı’da millet, milli iradenin asli sahibi olduğunu ve hâkimiyet-i milliyenin görev bilincinde olduğunu dosta, düşmana gösterdi.

 

Milli şuurun, milletin genlerinde var olduğu ve şartlar gerektirdiğinde, hiçbir hesaba gelmeyecek derecede bir ‘feraset ile harekete geçebilmesi, Kurtuluş/İstiklal Savaşı da nazara alınınca, Türkiye sosyolojisinin, tartışmaya kapalı bir gerçeği... 15 Temmuz kalkışmasında, iktidar ve muhalefetin, milli haslete uygun/ortaklaşa tepkiler vermesi, demokrasi şuuru bakımından da gelecek bakımından da ümit verici.

 

Bu mitingin kazananı kimdi?

 

Yazının Devamını Oku

FETÖ neden Balıkesir’i merkez seçti?

4 Ağustos 2016
TÜRK Silahlı Kuvvetleri için İstanbul, Ankara ve İzmir’den sonra en stratejik kent olan Balıkesir’de, FETÖ’nün bir ‘mühimmat fabrikası’ olduğunu yazmıştık.

Dinamit ve çeşitli çaplarda mermi üretilen, pek çok ülkeye mühimmat gönderilen bu fabrikanın sahibi işadamı İsmail Yavaşça da bu yüzden tutuklandı.
FETÖ’nün neden Balıkesir’i ‘pilot bölge’ seçtiği de netleşmeye başladı.

 

15 Temmuz darbesinden sonra kentte yaşanan tutuklamalara bakılınca, bu daha net bir şekilde anlaşılıyor. Öncelikle tutuklanan 19 işadamından ikisi, mühimmat fabrikasının patronu İsmail Yavaşça ve kardeşi İbrahim Yavaşça...

 

Şehrin bir diğer önde gelen işadamı ve FETÖ kapsamında tutuklanan Yavaşçalarının ortağı olduğu iddia edilen Faruk Kula’nın da Paralel’le yakın ilişkiler içinde olduğu, Amerika’ya kaçan örgütün Balıkesir ‘İmamı’ İzzet Bilir’le sohbetlere katıldığı söyleniyor. Hatta İzzet Bilir kaçana kadar bu üçlü sürekli bir araya gelerek ekonomik ve siyasi istişarelerde bulunuyormuş. Tıpkı İsmail Yavaşça gibi Faruk Kula’nın da, F. Gülen çevresiyle yakın olan olduğu iddia edilen, şimdi Mardin’de görevli olan eski Balıkesir Valisi Mustafa Yaman’la yakın dostlukları dikkat çekiyor. Operasyondan sonra kayyum atanan Yavaşçalara ait tesisin, Libya’daki dinci örgütlere gizlice silah gönderirken suçüstü yakalandığını hatırlatalım. 1 Eylül 2015’te ele geçirilen gemide, resmi kayıtlarda ‘plastik malzeme’ denildiği halde silah taşındığı ortaya çıkınca, CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, Başbakan’a soru önergesi vermiş ve olayı sorgulamıştı.

 

2 VALİ YARDIMCISI TUTUKLU

Yazının Devamını Oku

Bu mühimmat tesisi FETÖ’nün mü?

3 Ağustos 2016
15 TEMMUZ darbesi, Türk Silahlı Kuvvetleri için Türkiye’nin en stratejik dördüncü kenti olan Balıkesir’de son bir yıldır ilginç yapılanmayı açığa çıkardı.

Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Edip Uğur’un “Bunlar kendilerini iyi gizliyorlardı ama her şey ortaya çıktı” dediği yapılanma genişledikçe insan dehşete düşüyor.

 

FETÖ operasyonunda tutuklanan işadamları arasında patlayıcı fabrikası sahibi İsmail Yavaşça da var. Yavaşça’nın fabrika ve diğer işyerlerinde arama yapan polis, kasada FETÖ’nün örgüt içi hiyerarşisini sembolize eden 2 adet 1 dolarlık banknot buldu.

 

Bilindiği gibi bu banknotlar darbe girişimi sonrası asker, bürokrat, eğitimci ve işadamı çok sayıda isimde ele geçti.

 

İsmail Yavaşça’nın oğlu Emrah Yavaşça’nın yönetim kurulu başkanı olduğu ve patlayıcı fabrikasını bünyesine bulunduran Yavaşçalar

Yazının Devamını Oku

Aman yanlış yapılmasın

2 Ağustos 2016
ASKERİ yükseköğretim kurumları (SAREM, kuvvet harp akademileri, harp okulları, astsubay meslek yüksekokulları) Anayasamıza göre ayrı statüye sahiptir.

Bu kurumlarda doktora, yüksek lisans, lisans, ön lisans eğitimi yapılır. Bu okullarım öğretim elemanları, eğitim programları, kredi sistemi aynen YÖK mevzuatında olduğu gibidir. YÖK’e bağlı üniversiteler ile öğretim elemanı değişimi yaparlar, doktora yüksek lisans jürilerinde diğer üniversitelerden öğretim üyesi bulunur. Akademik programları elektrik/elektronik, makine, gemi inşaatı, bilgisayar, sistem mühendisliği gibi dalları kapsar ve mütekabiliyet amacı ile YÖK onaylıdır.

 

Bazılarının sandığı gibi bu okullarda piyadecilik, tankçılık, gemicilik, savaş pilotluğu gibi dallar yoktur; bu eğitimler harp okullarından sonra sınıf okullarında yapılır.

 

Hem harp akademileri hem harp okulundan mezun olmuş ve öğretim elemanı olarak görev yapmış ve halen de bir sivil üniversitede öğretim üyesi olarak görev yapan birisiyim.

 

Harp okulları ile sivil bir üniversitedeki akademik eğitim aynıdır, hatta derse devam gibi konularda daha da sıkıdır. Askeri eğitimler yaz aylarına planlanır, okul içinde askerliğin gerektirdiği usuller uygulanır. Dekan, enstitü müdürü, senato, fakülte yönetim kurulu işleyişi YÖK’e bağlı kurumlarda olduğu gibidir.

Yazının Devamını Oku

FETÖ’nün yaptığı vergi denetimleri yenilenmelidir

1 Ağustos 2016
FETÖ, hoşlanmadığı şirketlerde yaptığı vergi incelemeleriyle, hukuk dışı vergi ve cezalar yaratmıştır. Şirketleri batırmak, kamuoyunda itibarsızlaştırmak amaçlı bu hayali vergi ve cezaları, bazı mükellefler korkudan ödemiştir.

Vergi mahkemelerinde dava açanların çoğu, FETÖ’nün hâkimleri ve bunların belirlediği bilirkişilerin marifetiyle davaları kaybetmiş, terör örgütü bu yolla birçok şirketi batırmıştır.

 

Yapılacak yasal düzenleme ile Maliye Bakanlığı bünyesinde, gerçek vergi müfettişlerinden oluşturulacak komisyonlar kurulmalıdır. Bu komisyonlarda zamanaşımı gözetilmeksizin, FETÖ ilişkisi nedeniyle görevden alınan vergi müfettişleri tarafından düzenlenmiş olan tüm vergi inceleme raporları, nasıl sonuçlandığına bakılmaksızın tekrar değerlendirilmelidir:

 

1. Açıkça hukuka aykırı olanlar yok hükmünde sayılarak, mükelleflerin tüm hakları güncel değeriyle iade edilmelidir.

 

2. Yeniden inceleme yapılmasına gerek duyulanlar, şirketlerin de rızası alınarak incelenmeli; mükelleflere tekrar uzlaşma, dava açma vb. haklar tanınmalıdır.

 

Yazının Devamını Oku