Paylaş
Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri adına birer tuğgeneral Washington’da görev yapar.
2000’lerin sonuna doğru Washington ziyaretinde Hava Kuvvetleri’ni temsilen görev yapan tuğgeneral rütbesinde bir subay, çevresindekilere FETÖ’yü işaret ederek “Bizden olmayanlar, Hava Kuvvetleri’ndeki pilotaj eğitimini bitiremezler, pilot olamazlar” diyordu. Aradan yıllar geçti. Kendi insanlarının üzerine bomba atanlar, o pilotlardı...
O zaman inanmakta zorluk çektiğimiz bu sözlerin, yıllar sonra gerçek olduğunu görmek ne kadar acı...
Hava Kuvvetleri’nden FETÖ’cü 265 pilotun atılmasının ardından Türk Hava Kurumu Başkanı emekli Tuğgeneral Kürşat Atılgan, THK Üniversitesi’ni kastederek “Pilotaj bölümünde 463 öğrencimiz var. 4. sınıflar pilot gibi verilebilir ve onlar muhtemelen 3-4 aylık askeri eğitimden sonra Çiğli’de jet pilotu olmak için kısa bir eğitimden geçirilebilir. F-16 pilotu ve Fantom pilotu olarak filolarda görevlendirilebilir” diyor.
Atılgan bunları söylerken 4’üncü sınıf öğrencileri ise sıkıntılı...
Diyorlar ki, “THK Üniversitesi sürekli maddi sıkıntıları bahane ederek uçuş eğitimlerimizi aylardır başlatmıyor. 4’üncü sınıf öğrencilerinin mezuniyeti aralık ayına kadar sarktı. Arkadan gelen öğrencilere mezuniyet tarihi bile verilemiyor. Bu iş nasıl olacak?”
YÖK, THK Üniversitesi’ne bu yıl öğrenci alımını darbe girişiminden önce durdurmuştu. Nedeni ise yanlış yatırımlarla ekonomik çöküntü içindeki THK’nın mali durumu. Bir de ortada dolaşan bazı dedikodular var. Örneğin darbenin planlayıcıları arasında olduğu iddia edilen eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk’ün son aylardaki üniversite ziyaretleri...
Son aylarda sık sık üniversiteye giden Akın Öztürk, 24 Haziran’da mezuniyet töreni için Ankara Etimesgut’u ziyaret etmişti.
Bu durumda ‘kandırıldık’ sözü yetmiyor.
DP DE KIRŞEHİR'İ İLÇE YAPMIŞTI AMA
HAKKÂRİ’nin Çölemerik, Şırnak’ın da Nuh adıyla ilçeye dönüştürülmek istenmesi bölgede tepki yaratıyor.
Hakkâri ve Şırnak halkı, AKP’ye oy vermediği için cezalandırılmak isteniyor. Geçmişte Kırşehirliler 1954 seçimlerinde Menderes’in Demokrat Parti’sine oy vermedikleri için illeri ilçeye dönüştürülerek yeni kurulan Nevşehir iline bağlanmıştı. Osman Bölükbaşı liderliğindeki Millet Partisi’ne oy veren Kırşehir halkı Adnan Menderes tarafından cezalandırılmış oldu. Tarihte görülmemiş bu partizanlık Demokrat Parti milletvekillerinin de itirazlarına neden olmuş, tasarının görüşüldüğü komisyon başkanı Muhlis Tümay başkanlıktan istifa etmişti. İlleri ellerinden alınan Kırşehirliler öfke içindeyken, ilçeleri il yapılan Nevşehirliler coşkulu kutlamalar yapıyordu. Bir Nevşehirli genç olarak kutlamalara ben de katılmıştım. 1957 seçimlerine giderken DP, Kırşehir’i tekrar il yaptı. Bu büyük partizanlığın tekerrür edeceği kimsenin aklına gelmezdi. Hakkâri ve Şırnak’ın ilçeye dönüştürerek o illerde yaşayanları cezalandırmaya TBMM Genel Kurulu’nun izin vermeyeceğini umuyorum. Orada yaşayanlara sorulmadan hazırlanan bu tasarı AKP’ye oy vermeyen diğer illere de bir gözdağıdır. / Mustafa ÖZYÜREK (22 ve 23. Dönem Mv.)
ASKERİ LİSELER GÜNAH KEÇİSİ DEĞİLDİR
YÜZLERCE yıllık geçmişleriyle tarihe mal olmuş askeri liselerin kapatılması asla çözüm değildir. Tarihlerine bakılacak olursa Kuleli, Işıklar ve Hava liselerinin her birinin Osmanlı dönemi dâhil geçmişte kısa sürelerle kapatıldığı, ancak yanlıştan dönülerek tekrar açıldığı görülmektedir. Sevr Anlaşmasının 168. maddesiyle askeri liselerin kapatılmak istenmesi, herhalde ülkenin hayrı için düşünülmemiştir. Şimdi kapatılmaları gerçekleşse bile ileride yeniden açılacakları kuşkusuzdur. Tarih böyle söylemektedir. Özelde Hava Lisesinin elden geçirilmesi yerine kapatılması yukarıda açıkladığım gerekçelerle Türk Hava Kuvvetleri’nin ve dolayısıyla TSK’nın gelişimine ve geleceğine darbe vuracaktır.
Üstelik dini eğitimin yaygınlaştırılması ve bilgili, inançlı imamlar ve insanlar yetiştirilmesi adına İmam Hatip Liselerinin sayısının hızla artırıldığı ve din derslerinin ilköğretim okullarında bile giderek ağırlık kazandığı dikkate alınırsa demek ki eğitime küçük yaşlarda başlamanın çok önemli olduğu politikacılarca kabul görmektedir. Askerlik gibi en son gelişmiş silah, donanım, teknoloji, taktik ve stratejilerin kullanıldığı silahlı kuvvetlerde çağdaş bilimle, yönetim ve liderlik anlayışıyla donanmış, ulusunu ve yurdunu seven ve bu uğurda canını feda edebilecek duygularla yetişmiş insangücü gereksinimini yetiştirmek de küçük yaşlarda, en azından lise düzeyinde başlatılmalıdır.
Askerlik mesleğinin gerektirdiği nitelikler herhalde imamlık, hocalık, müftülük gibi dini statü gerekliliklerden daha az değildir ve daha az eğitimi gerektirmez. Osmanlı dönemindeki askeri ortaokulları (rüştiyeleri) da unutmamak gerekir.
Politikacılar suçu kurumlarda değil, kendilerinde aramalıdır. Asıl olan bataklığı kurutmaktır, Askeri Liseler günah keçileri değildir.
Tutuklanan veya gözaltına alınan sivil lise kaynaklı general ve amiral oranı %55’dir*. Politikacılar dinci ve popülist anlayışlarını değiştirmezse, halk da politikacıları değiştiremiyorsa, bu zaaflardan yararlanan ve politikacıları darbelerle alaşağı etmek isteyen birtakım güçler daima çıkabilecektir. Bunu da yalnız bizim tarihimiz değil, dünya tarihi de söylemektedir.
Askeri liseler kaldırılmamalı, ancak seçme, eğitim ve denetim sistemleri, eğitim-öğretim kadroları kökten gözden geçirilerek değiştirilmeli ve bu liseler sürdürülmelidir. / Prof. Dr. Kenan ÖZDEN, Em. Hv. Öğr. Kd. Bnb.; Eski Hava Harp Okulu, Manas, Haliç ve Gelişim Üniversiteleri Öğretim Üyesi
ABANT PLATFORMU VE DEMOKRASİ GÜZELLEMESİ
DERİN darbeci yapının son Abant Platformu’nun ana teması; ‘Demokrasinin Türkiye sorunu’! 2016 Ocak, son günlerinde yapılmış. Her zamanki gibi demokratik hassasiyetleri yüksek kişiler katılmışlar, demokrasi’mizi yine ‘bermutat’ sorunları, yakın geçmiş ve bugunlerin ortak paydasında tartışılmış.
Katılımcıların ‘mümeyyiz’ vasfı, ‘demokrasi’ konusunda her daim ve her platformda söylenecek sözleri olmaları ve demokrasimiz’i ilanihaye örseleme konusundaki katı kararlılıkları...
Mevcut demokrasi’nin yol alışı, kendi enerjisi ile evrimini tamamlamaya çalışmasını, ‘askeri vesayet’ parantezinde sürekli istiskal ettiler, son dönemlerde, komuta kademelerinin, iktidar ile uyumu ve demokratik tavır bakımından ‘un helvası’ kıvamına gelmiş olmaları da, yeterli olmadı.
“Askeri vesayet düzeninden, sandığa dayalı yeni tür bir vesayetine geçiş hali”ne dair iddiaları, yeni bir ‘demokrasi sorunu’ olarak dillendiriliyor.
Asker müdahale ediyor ve olabildiğince kısa sürede (bu husus da bizim askeri geleneğimize özel bir durum) sandığı milletin önüne getiriyordu. Şimdilerde de sandık, referandum, seçim, vesilesi ile halkın nerdeyse gündelik hayatında ama, bu muhteremlere göre, ‘demokrasimiz’ halen, kabuğunu kıramıyor.
Türkiye demokrasisine muhalif demokratların bir kısmı iktidar cephesine dayanarak, iktidarın demokrasi anlayışına destek veriyorlar, diğerleri ise, platform ayırımı yapmaksızın, muhalefetlerini sürdürüyorlar.
Son Abant Platformu’nda, masasında oturup ‘demokrasi’ güzellemesi yaptıkları ‘mehdi’li demokrasi’nin, hırsızlama imtihanları ile orduya iliştirilmiş, sahte askerleri darbeye teşebbüs ettiler.
Sorun, demokrasinin Türkiye sorunu mu, yoksa, Türkiye’nin demokrasi sorunu mu yoksa, bazı demokratların ‘demokrasi’ anlayışlarındaki sorun mu? Cevabı kolay değil ama muhalif/muvafık demokratlar gölge etmesin, ayar vermekten biraz geri dursunlar, sürekli yanılıyorlar. ‘Demokrasi’nin kendisinden başka ‘çare’ yok! K. K.
BİLİYOR MUSUNUZ?
ADD Başkan Yardımcısı Uluç Gürkan’ın, örgütlerinin OHAL kapsamında yayınlanan KHK’nın devletin düzenini ve TSK’nın ‘emir-komuta birliğini’ bozan kalıcı düzenlemelerin iptali için AYM’ye başvuru yapabilecek 110 milletvekili için @add genel merkezinden tweet atımı başlattıkların bildirdiğini...
ANKARA Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, Ankara-Kazan’da ‘Kazan Satı Kadın Demokrasi Üniversitesi’ adıyla, ‘gen ve genetik’, ‘nano teknoloji’, ‘uzay bilimleri’, ‘kadın sorunları’ ile ilgili bölümleri olacak bir üniversite kurulması amacıyla bir kanun teklifinde bulunduğunu...
ÇANAKKALE Milletvekili Muharrem Erkek’in, 15 Temmuz sonrasında sınır güvenliğinin gevşemesiyle 2 milyon kişinin sınırdan geçtiği söylenirken,
bunlar arasında IŞİD ve El Nusra gibi terör örgütleri mensuplarının olup olmadığını, sınır birliklerinden kaçının FETÖ’ye destek olduğunu sorduğunu...
MESAJ PANOSU
AKP’nin gençliği ihale işlerini becerebiliyor ama slogan üretemiyorlar. Salih TUNA
SAYIN Kılıçdaroğlu’na... Parti olarak Anayasa Mahkemesine başvurma hakkınız olduğu halde neden gereğini yapmıyorsunuz? ABD başkanlarından Roosevelt, “Siyasette hiçbir şey tesadüf değildir. Eğer tesadüf gibi görünüyorsa önceden planlandığına emin olabilirsiniz” der. Anlıyor musunuz? Kaygılarımla. Erol GÜÇLÜ (Viyana)
BEN o ‘sallandırma’ dediğiniz terimlerle konuşmam... Ama AKP-Cemaat ittifakından ve iktidarından sorumlusunuz! Emre KONGAR
(ZEKERİYA Öz ve Adil Öksüz için) Gürcistan’la ülkemiz arasında suçluların iadesi ve adli yardımlaşma anlaşması var. (İade evrakları bir an önce gönderilmezse kötü niyet ararız!) Ali ÖZGÜNDÜZ
FETOŞ-LİBOŞ
“FETOŞ’u biliyoruz da ‘LİBOŞ’lar ne olacak? FETO’cuları, kültürleri ve alışkanlıklarına bakarak teşhis etmek mümkünken, vatan düşmanı liboşları tanımak için böyle bir imkânımız da olmayacaktır.” / Bülent ESİNOĞLU
Paylaş