Yalçın Bayer

Balkanlar ‘silah’ istiyor

22 Eylül 2016
PRIZREN, Avrupa’nın en küçük ülkesi Kosova’nın ikinci büyük kenti.

 

Kosova’daki en yoğun Türk ağırlığının olduğu kent. Dün sabah İstanbul’dan THY ile bir saat 15 dakikalık bir yolculuktan sonra başkent Priştine’ye indik. Havalimanını Limak Holding yapmış, aynı zamanda da işletiyor. Üsküp Havaalimanı’nı ise TAV çalıştırıyor. Oradan, ENKA’nın Amerikan Behctel’in yaptığı 110 km’lik otoyoldan yaklaşık 200 bin nüfuslu Prizren’e geldik. Bu yol şimdi Sırbistan’a kadar gidecek.

 

Türklerin düzenlediği ‘Businnes Forum–Prizren’ Fuarını gezdik; Balkan ülkelerden 380 işadamının gelmesine şaşırdık. Almanya, Balkan ülkelerinin peşini hiç bırakmıyor. Almanlar ‘yabanmersini’nden ürettikleri ‘Aronia’nın tanıtımını yapıyor. En moda ‘antioksidan’mış. Türkiye’nin katılımını pek güçlü bulmadık. Balıkesir Karesi ve Manisa Şehzadeler belediyeleri kendi yörelerini tanıtıyorlardı; Daha çok bisküvi, şekerleme, meyva suyu, peynir ve kuru etin tanıtımı yapılıyor. Edremitliler fuarda ‘çizik yeşil zeytin’le karşılarına yerleştirilen Arnavutların yağı ile rekabet (!) ediyorlar. Edremitli üretici Hamit İzmirli, “Edremit’in zeytin ve zeytinyağı ile kimse rekabet edemez. Dünyada en iyisiyiz. Arnavut üreticilerimiz daha iyi ürün elde ederlerse o zaman rekabet ederiz” diye takılıyor. Fuara Türkiye’den Başbakanlık Özelleştirme Daire Başkanı Abdullah Erkan, Bodrum TÜRSAB Başkanı Sevinç Gökbel, Bodrum Otelciler Birliği Başkanı Halil Özyurt, MİSİAD Ege Bölge Başkanı Derya Kürkçüoğlu gelmişlerdi. Silah üreticisi Kürkçüoğlu, “Bölgede geniş bir pazar olduğunu görüyoruz. 43 bin silah talebi varmış, bu nedenle Balkanlara açılmak istiyoruz, diğer ülkelerde de pazar çalışması yapıyoruz” diyor.50 yıllık Kosova Prizrenliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin 11 kişilik yönetiminde dört kadının olması ‘kadına verilen değeri göstermesi’ bakımından çok önemli. Başkan Gülen Aksu Türker “Prizren, Balkanların en barışçı ve en aydın bölgesidir. Biz tüm etnik unsurların bir arada yaşadığı bir Balkan coğrafyası istiyoruz” diyor.Bölgeyi yazmaya devam edeceğiz ama bu silah talebinin gerisinde Balkanlar’da havanın iyi olmadığını, Sırbistan’ın talepleri nedeniyle her an sıcak gelişmelerin olabileceğini düşünenler az değil.  

 

GÜNÜN SÖZÜ

 

 “Sanat uzun, hayat kısa, fırsat kaçıcı, deneyim aldatıcı, karar zor.”

Yazının Devamını Oku

Bakandan Çolak'a 'Kanlıca' tahsisi

21 Eylül 2016
KANLICALILAR yazmış, “Size kötü bir haber vereceğiz” diye. Çok üzgünler. Diyorlar ki:

“Kanlıca Gençlik Kulübü 1956’da kurulmuş, Erol Simavi zamanında büyük yol almış bir kulüp. Daha sonra bu kulüp biraz ‘gerileme devri’ geçirmiş ama sıkıntılarını geride bırakmış bugün. Amatörlerde süper lige kadar çıkan Kanlıca Gençlik Kulübü, Kanlıca Tekke mevkisindeki sahanın stat yapılması için Gençlik ve Spor Bakanlığı’na başvurmuş. Bakanlık ilk önce bu konuda olumlu yaklaşmış, sonra ise Samsunlu olan Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, kendi hemşerisi Tanju Çolak’a sahayı tahsis etme kararı aldı.

Kanlıca ve Boğaziçi ile hiç ilgisi olmayan Tanju Çolak, burada bir spor tesisi kurma projesi olduğu öne sürülüyor. Boğaziçi’nin Anadolu yakası ayaklanmış durumda...

Spor Bakanlığı’nın bunu en kısa zamanda düzeltmesi gerekmiyor mu? Beykoz ilçesi ve Kanlıca Mahallesi gençliğine yazık...

Onların kullanımına niye açılmıyor?

Yazının Devamını Oku

FETÖ ve Danıştay saldırısı...

20 Eylül 2016
SAKARYA Üniversitesi’nde 2000’li yıllarda ‘Huzursuzluklar’ yaşanmış, bazı öğretim üyelerine mobing uygulanmış, yaşamları karartılmıştı.

Bazılarına da hak etmedikleri cezalar verilmişti.

 

Hepsi de FETÖ’nün oyunlarıydı.

 

Hele bir hoca var ki, üniversiteden atıldı, hukuk savaşı verdi, karar mahkemeden döndü.

 

“Haksız” bir uygulamaydı.

 

Yazının Devamını Oku

Tarık Akan’ın cenazesi çok şey ifade ediyor

19 Eylül 2016
TARIK Akan ülkemizin yetiştirdiği büyük bir aydındı.

Sanatçı kimliğini tartışmaya zaten gerek yok ancak son dönem filmlerinde verdiği toplumsal mesajlar ve çağdaş, Atatürkçü kimliğiyle Türkiye’nin kanayan yarası eğitim sistemimizdeki dik duruşuyla pazar günü yapılan törenlerdeki akıl almaz ilgiyi ve peşinden gelen halk kitlesini zaten fazlasıyla hak etmişti.

 

Tarık Akan’ın cenaze töreni beklenmedik mesajlar içerdi. Üç etkinlikte de onu sevenlerin, kadın-erkek ağırlığı neredeyse eşit durumdaydı. Bu sıcakta sadece İstanbul değil, Anadolu’dan da birçok insan gelmişti. Urfa ve Siirt’ten gelenler de vardı. Hoş olmayan durumlar da oldu; DİSK cenazeye sahip çıkmak isterken, sanat ve sinemacı kesim buna kızdı. Zaten camide tabutunun başına ulaşamayanlar, onu entegre edenleri cami hocasına şikâyet ettiler. Gazeteci Musa Ağacık, bu tavra isyan halinde “Bunlar ilerici ise, ben değilim” diyordu çevresine... Pek görülmedik biçimde hoca cemaati uyardı; “Tabuttan geri çekilin” diye ama kimse dinlemedi.

 

Muhsin Ertuğrul’daki toplantı düzensizdi, Teşvikiye’ye bu kadar kalabalığın geleceği düşünülmeli idi; Bakırköy’de CHP’nin ağırlığı kendisini hissettirdi, asıl tepkiye dönük ‘patlama’ burada oldu.

 

Cami çıkışından başlayarak yürüyüşe katılanlar “Mustafa Kemal’in askerleriyiz”, “Faşizme karşı omuz omuza” ve “Türkiye laiktir, laik kalacaktır” gibi sloganlar attı.  

 

Yazının Devamını Oku

Boş inanç

15 Eylül 2016
ABD’de yapılan alan çalışmaları, nüfusun yarısının normal dışı durumlara, olaylara inandığını ortaya koymuştur. Bunların üçte ikisinin lise öğrenimi yapmış olduğu belirtilmiştir.


Fransa’da yapılan bir alan araştırması, insanların yarısının büyüye, cadıya, fala, uzaduyuma, uzaylılara, yüzde 60’ının burçların insan yaşamı üzerindeki etkisine inandığını belirtmiştir.

 

Ülkemiz için de benzer durum söz konusu. Her gün, yıldız falına bakmadan güne başlamayan insanların sayısı gittikçe artıyor. Yükseköğrenim görmüş, hatta yükseköğretimde öğretim üyesi olan birçok insan astrologlara yıllık astroloji haritalarını çıkarttırıyorlar ya da kendi haritalarını çıkaracak astroloji bilgisini öğrenmeye çalışıyorlar.

 

Boş inanç (batıl itikat), (superstition) genel olarak, bilgi, bilim, düşünce, mantık, ilke ve kuralları dışında, gerçekle bağlantısı olmayan, doğal ve toplumsal yaşantıya uymayan imgelerin yarattığı tasarımların ürünüdür.

 

Kuran’da değişik surelerde yaklaşık 52 ayette akıl ve aklın değeri, işlevi yer almıştır.

Yazının Devamını Oku

FB quo vadis*

14 Eylül 2016
1950 yılından beri ‘Dolmabahçe Stadı’nda maç seyrederim.

FB’nin kötü günleri olmuştur. Ama 69 yıldır bir puanla ligin son sırasına çakıldığını görmedim. Olayların sorumlusu Hollandalı çalıştırıcı, Türkiye’yi Patagonya sayan Advocat’tır. Antrenör hiçbir şeyi beğenmemektedir. FB takımı antrenörsüz her yıl 2. olacak kadroya sahiptir. Antrenörün her istediği oyuncu alınıvermektedir.

Görünen köy kılavuz istemez. Bu antrenörden bir şey olmaz. Advocat, Türkiye’de bir şey olmadığına inanan tipik Avrupalı bir kişidir. Bizim mühendislik mesleğinde benzer olaylar olur. Onları bir kenara atarız, kahramanca yürütürüz. Adamın mevcut kadroyu kullanarak işi yürütmesi gerekir. Tabii esas sorumlu, 20 yıldır koltuğa çakılı yöneticilerdir. Gitmelidirler! FB normal vatandaşların kulübüdür. Her yıl şampiyonluğa oynayan takım taraftarına eza etmektedir. Tribünler boştur. Yakında bomboş kalacaktır! Biz Digitürk aboneleri abonelikten çıkacağız. Yazık değil mi 10 bin TL’yi Kuveytli’ye aylık ödeyen kafe, kahvehane ve benzeri işyerlerine... Kafeler bomboştur. Bir Türk antrenör FB’yi kurtarabilir. Belki 3 veya 4’ncü yapar. Bu kadrodan iki eşdeğer takım çıkar. Yabancı oyuncular, umursamazca ölümcül bireysel hataları yapmaktadır. Bursa, FB’yi eze eze yenmiştir. Goller bu yüzden yenmektedir. FB’li yöneticilerin paralarımızı bonkörce sokağa atma hakları ve yetkileri yoktur. 

* Nereye

 

Aslan ÖZMEN

 

GÜNÜN SÖZÜ

Yazının Devamını Oku

Asgari ücret unutuldu mu?

13 Eylül 2016
ASGARİ ücretliyi ekimde vergi sürprizi bekliyor.

Eğer hükümet bu ayın sununa dek gerekli düzenlemeyi gerçekleştirmezse asgari ücret ekimde 70 lira azalacak.

 

Bu ücretle çalışan yaklaşık 6 milyon işçi ekimde bir üst vergi dilimine girecek. Hükümet yılbaşında verdiği sözü yerine getirmezse ekim ayından itibaren 70 lira daha fazla vergi kesilerek net ücret 1300 liradan 1230 liraya gerileyecek. Geçen yılın aralık ayında hükümet ve işçi tarafının uzlaşısı ile asgari ücret net 1300 lira olarak saptanmıştı. İşçinin olumlu karşıladığı yeni ücret, sekiz ayda satın alma gücünü yitirmeye başladı. Aşınmadan ötürü 1380 liralık açlık sınırının altında kaldı.

 

Emekçiler verilen sözün yerine getirilmesini bekliyor. Ancak hâlâ bir girişimde bulunulmamasından da kaygılanıyorlar.

 

Aslında vergi dilimi artışlarından olumsuz etkilenmemesi için tüm çalışanları içerecek yeni düzenlemenin yapılması kaçınılmaz. Herkes kazancı oranında vergi ödemeli.

 

Yazının Devamını Oku

Esra Özatay’ın komutanlığı Cumhuriyet’in zaferidir

12 Eylül 2016
HV. PLT. BNB. Esra Özatay’ın Türk Yıldızları Akrobasi Filosu Komutanlığı’na atanması haberini, inanın sevinç ve gururdan gözlerimden yaş gelerek okudum.

Bu bir zaferdir. Bu çok önemli bir zaferdir. Dünyanın en zor görevlerinden biri olan sesten hızlı akrobasi yapan bir filonun başına bir kadın pilotun getirilmesi, toplumda ilkel zamanlardan kalan kadın-erkek eşitsizliğinin en çetin yerlerden birinde tarihe gömülmesi demek olan bir insanlık zaferidir ve bu zafer bence dünyanın en iyi kurumlarından biri olan Türk Hava Kuvvetleri’nin ve onu yaratan Cumhuriyetimizin, onun kurucusu Atatürk’ün zaferidir. Bu zafer için Özatay Binbaşımı, aziz Hava Kuvvetlerimizi ve Cumhuriyetimizi kalpten kutlarım.

 

Son aylarda olan feci olaylardan sonra hiç kimse Hava Kuvvetlerimize kem gözle bakmaya kalkmasın. Dünyanın en güçlü yabancı istihbarat örgütlerince desteklenen menfur bir darbe teşebbüsü, el ele veren halkımız ve ordumuzca önlenmiştir. Bunda Hava Kuvvetlerimizin payı büyüktür. Güneydoğumuzda olanlar, New York Times gazetesinde yeni yazılan bir makalenin belirttiği gibi, yara aldığı sanılan ordumuzun görev yapma yeteneğinden hiçbir şey kaybetmediğini göstermektedir. Bu elbette Hava Kuvvetlerimiz için de geçerlidir ve hepimiz için bir gurur vesilesidir. Özatay Binbaşım uzaya uzanmaya başlayan Türk hava gücünün aydınlık, ümit dolu yüzüdür. Kendisine iyi uçuşlar diler, onun şahsında bu zaferin mimarı yüce Hava Kuvvetlerimize ebedi başarı dilerim. Keşke genç ve sağlıklı olabilseydim ve gene o aziz yuvaya dönebilseydim. Bunun için her şeyimi vermeye razı olurdum. Ne mutlu Türk Hava Kuvvetleri’nde görev yapabilenlere.

 

A. M. Celal ŞENGÖR

 

GÜNÜN SÖZÜ

- “Ülkeyi çökertecek noktaya ulaştı

Yazının Devamını Oku