<B>‘SONRA 9 Eylül'de İzmir'e girdik / bir nefer /yanan şehrin kızıltısı içinden gelip /öfkeden, sevinçten, /ümitten ağlaya ağlaya /güneyden kuzeye /doğudan batıya /Türk halkıyla beraber /seyretti /İzmir rıhtımından Akdeniz'i...’</B>
İzmir'in esaretten kurtuluşunu
Nazım Hikmet böyle anlatıyor. Büyükşehir Belediyesi büyük şairi unutmamış; 9 Eylül'de, heykeltıraş
Tankut Öktem'in yaptığı heykeli, bu aydınlık ve çağdaş kentin
Kültürpark'ına dikmiş...
Dün ise
Körfez'in 'kurtuluş bayramı' vardı.
Narlıdere'de
İzmir Güneybatı Atıksu Arıtma Tesisi, DSP'li iki bakanın katılımı ile açıldı. Böyle bir açılışta gözler
Ecevitler'i aradı. Koku ve kirliliği ortadan kaldıran dev bir proje;
Çiğli'deki ana merkezle birlikte kollektör hattı 65 km'yi buluyor. Yani artık
İzmir'in evsel ve endüstriyel atıkları
Körfez'e verilmiyor. 1970'lerden beri denize girilmeyen Körfez'de çipura görülmesi heyecan yaratıyor. Nitekim, kokusuz
'mavileşen' sularda yelken kullananları ve sörf yapanları biz de ilgiyle izledik.
600 MİLYON DOLAR
Büyükşehir Belediye Başkanı
Piriştina ‘‘Artık Körfez'de arıtılmayan atıksu yok, kötü koku yok, kuşlar, balıklar ve hayat var’’ dedi.
20 yıldan beri yapılan harcama toplam 600 milyon dolar... Aslında 1960'lı yılların sonunda düşünülmüş bu proje; daha sonra parasal kaynağı
Yüksel Çakmur bulmuş; kendi ifadesine göre 500 milyon doları da
Burhan Özfatura harcamış. Son arıtma bölümünü bitirmek de
Piriştina'ya nasip olmuş... 140 milyon dolar harcanan son projeye Vali
Alaaddin Yüksel 'Cumhuriyet Projesi', Kültür Bakanı Prof.
Suat Çağlayan da
'Devrim Projesi' adını verdiler. Vali'nin, cumhurbaşkanı ve bakanlara verilen bir şildi ilk kez bir belediye başkanına sunması
Piriştina'yı haklı bir sevince boğdu. Yerli kaynakla yapmış bu yatırımı... Rantçı bazı belediyelerin aksine dış kredi kullanmamış,
Hazine'ye de yük olmamış.
286 OKUL ONARILDI
Piriştina, Ege Ordu Komutanlığı'ndan,
Çakmur ve
Özfatura dahil herkese teşekkür etti. Törene katılan
Özfatura, bir gazetede yer alan eleştirilerini hatırlattığımızda
‘‘Allah Piriştina'nın yardımcısı olsun’’ demekle yetindi. Ayrıca, ‘‘Körfez'e yeşil kuşak yerine ilerde her halükárda yine otoyol yapılacaktır’’ diyerek geçmişteki ısrarını sürdürdü.
Piriştina ise kendisine güvenli ve rahat görünüyordu.
DSP'den ayrılıp, bazılarının umutlandığı gibi
CHP'ye girer mi;
Ecevitler başta kaldığı sürece buna
'hayır' demek gerekiyor.
Büyük kanal projesinin bir parçası olan Güney aksını kapsayacak 3. etap ile metronun Karşıyaka aksını merkeze bağlayacak yeni hattın yatırımını düşündüğünü söyledi.
Piriştina İstanbul'da pek görmediğimiz şekilde yağmur suyu hatları döşemiş;
İzmir'de artık sel baskını görülmeyecekmiş...
İzmir'i iyi bilen meslektaşımız
Nejat Seçen ‘‘Piriştina'nın Milli Eğitim'le yaptığı anlaşma sonucu bugüne kadar 286 okulu belediye şirketlerine onarttığını da unutma. Böyle bir uygulamayı
Şişli Belediyesi dışında başka hiçbir belediye yapmıyor’’ dedi.
Bir grup gazeteci ile
'yeşil kuşak' projesi olarak adlandırılan Kordonboyu'nu gezdik. Bayraklıdaki yılların bataklığı
Meles Çayı deltasındaki ağır koku artık yok. Kokteylde Vivaldi dinledik.
KARASI DA VAHİM
İzmir Körfezi kimliğini bulmaya başlarken kara coğrafyası,
İzmir'in gün geçtikçe kentlikten çıkıp daha da gecekondulaştığını gösteriyor. Körfez'den
İzmir'i gördüğünüzde açıkça irkiliyorsunuz. Beton yığını 180 derecelik ufuk çizgisini kaplamış... Tek yeşil alan göremiyorsunuz.
Kültürpark bile sıkışmış kalmış kentin ortasında.
Sadece
Konak'ın nüfusu 1 milyon olmuş... Arıtma kadar konutların da rehabilite edilmesi gerekmiyor mu? 2.168 dolarlık milli gelirle bunlar olur mu? Mümkün değil.
Önce tahrip edip, kirletiyor, sonra da masraflı projelere seviniyoruz!
Körfez’den İzmir’i seyretmek!
‘SONRA 9 Eylül'de İzmir'e girdik / bir nefer /yanan şehrin kızıltısı içinden gelip /öfkeden, sevinçten, /ümitten ağlaya ağlaya /güneyden kuzeye /doğudan batıya /Türk halkıyla beraber /seyretti /İzmir rıhtımından Akdeniz'i...’ İzmir'in esaretten kurtuluşunu
Nazım Hikmet böyle anlatıyor. Büyükşehir Belediyesi büyük şairi unutmamış; 9 Eylül'de, heykeltıraş
Tankut Öktem'in yaptığı heykeli, bu aydınlık ve çağdaş kentin
Kültürpark'ına dikmiş...
Dün ise
Körfez'in 'kurtuluş bayramı' vardı.
Narlıdere'de
İzmir Güneybatı Atıksu Arıtma Tesisi, DSP'li iki bakanın katılımı ile açıldı. Böyle bir açılışta gözler
Ecevitler'i aradı. Koku ve kirliliği ortadan kaldıran dev bir proje;
Çiğli'deki ana merkezle birlikte kollektör hattı 65 km'yi buluyor. Yani artık
İzmir'in evsel ve endüstriyel atıkları
Körfez'e verilmiyor. 1970'lerden beri denize girilmeyen Körfez'de çipura görülmesi heyecan yaratıyor. Nitekim, kokusuz
'mavileşen' sularda yelken kullananları ve sörf yapanları biz de ilgiyle izledik.
600 MİLYON DOLAR
Büyükşehir Belediye Başkanı
Piriştina ‘‘Artık Körfez'de arıtılmayan atıksu yok, kötü koku yok, kuşlar, balıklar ve hayat var’’ dedi.
20 yıldan beri yapılan harcama toplam 600 milyon dolar... Aslında 1960'lı yılların sonunda düşünülmüş bu proje; daha sonra parasal kaynağı
Yüksel Çakmur bulmuş; kendi ifadesine göre 500 milyon doları da
Burhan Özfatura harcamış. Son arıtma bölümünü bitirmek de
Piriştina'ya nasip olmuş... 140 milyon dolar harcanan son projeye Vali
Alaaddin Yüksel 'Cumhuriyet Projesi', Kültür Bakanı Prof.
Suat Çağlayan da
'Devrim Projesi' adını verdiler. Vali'nin, cumhurbaşkanı ve bakanlara verilen bir şildi ilk kez bir belediye başkanına sunması
Piriştina'yı haklı bir sevince boğdu. Yerli kaynakla yapmış bu yatırımı... Rantçı bazı belediyelerin aksine dış kredi kullanmamış,
Hazine'ye de yük olmamış.
286 OKUL ONARILDI
Piriştina, Ege Ordu Komutanlığı'ndan,
Çakmur ve
Özfatura dahil herkese teşekkür etti. Törene katılan
Özfatura, bir gazetede yer alan eleştirilerini hatırlattığımızda
‘‘Allah Piriştina'nın yardımcısı olsun’’ demekle yetindi. Ayrıca, ‘‘Körfez'e yeşil kuşak yerine ilerde her halükárda yine otoyol yapılacaktır’’ diyerek geçmişteki ısrarını sürdürdü.
Piriştina ise kendisine güvenli ve rahat görünüyordu.
DSP'den ayrılıp, bazılarının umutlandığı gibi
CHP'ye girer mi;
Ecevitler başta kaldığı sürece buna
'hayır' demek gerekiyor.
Büyük kanal projesinin bir parçası olan Güney aksını kapsayacak 3. etap ile metronun Karşıyaka aksını merkeze bağlayacak yeni hattın yatırımını düşündüğünü söyledi.
Piriştina İstanbul'da pek görmediğimiz şekilde yağmur suyu hatları döşemiş;
İzmir'de artık sel baskını görülmeyecekmiş...
İzmir'i iyi bilen meslektaşımız
Nejat Seçen ‘‘Piriştina'nın Milli Eğitim'le yaptığı anlaşma sonucu bugüne kadar 286 okulu belediye şirketlerine onarttığını da unutma. Böyle bir uygulamayı
Şişli Belediyesi dışında başka hiçbir belediye yapmıyor’’ dedi.
Bir grup gazeteci ile
'yeşil kuşak' projesi olarak adlandırılan Kordonboyu'nu gezdik. Her yer yemyeşil ancak yaşamsal ve sportif etkinliklerin daha da artırılması gerekiyor sanırız.
KARASI DA VAHİM
İzmir Körfezi kimliğini bulmaya başlarken kara coğrafyası,
İzmir'in gün geçtikçe kentlikten çıkıp daha da gecekondulaştığını gösteriyor. Körfez'den
İzmir'i gördüğünüzde açıkça irkiliyorsunuz. Beton yığını 180 derecelik ufuk çizgisini kaplamış... Tek yeşil alan göremiyorsunuz.
Kültürpark bile sıkışmış kalmış kentin ortasında.
Sadece
Konak'ın nüfusu 1 milyon olmuş... Arıtma kadar konutların da rehabilite edilmesi gerekmiyor mu? 2.168 dolarlık milli gelirle bunlar olur mu? Mümkün değil.
Önce tahrip edip, kirletiyor, sonra da masraflı projelere seviniyoruz!
Körfez’i imar rantı kuşatması kirletti
MİMARLAR Odası eski Başkanı ve yazar
Oktay Ekinci:
Körfez'in ölümcül kirlenmesindeki temel neden,
İzmir'in kıyı mimarisini de aynı süre içinde yok eden, aşırı rant hırsının eseri yoğun yapılaşmaydı. Bu nedenle temizleme projesi de yıllar sürdü ve çok masraflı oldu. Bu projeyi sürdüren daha önceki belediye başkanları, eğer bir yandan da imar yağmasına ödün vermeselerdi, belki de bu kadar da gecikilmeyecekti. Hem arıtma projlerini sürdürüp, hem de
Körfez'in kirlenme nedeni olan yoğun yapılaşma baskısına devam ettikleri için sonuca ulaşmadılar. Şimdi
Ahmet Piriştina'nın ipi göğüslemesinin nedeni ise sadece projenin son aşamalarını gerçekleştirmek değildir...
Piriştina, aynı zamanda imar yağmasını ve kirletici yoğun yapılaşma furyasını da durdurdu. Bu farkın unutulması vefasızlık olur ve başarının ardındaki
'kent kültürünü' yadsımak anlamına gelir.
Balık artarsa sevinirim
MİMAR Aydın Boysan:‘‘Ben
İzmir'den evlendim. Körfez'deki iş parlak bir olay, çok sevindim. Bunun için geldim. İzmir Körfezi'nin, İstanbul'da
Haliç'in temizlenmesi bir görevdir. Hangi insanlar yapacak bunu? Politikacılar! Onların attıkları nutuklar bana vız gelir; balık artarsa inanın sevinirim, yoksa gerisi palavradır. Çünkü hayvanlara insanlardan fazla inanıyorum, hele seçim zamanı...’’
İskenderiye’den güzel
ŞAİR ve yazar Özdemir İnce:
‘‘Ben de
İzmir damadıyım. 11.8.1961'de ilk geldiğimde
Bayraklı sahili kokuyordu. Şu anda denizden (Bergama vapuru)
İzmir'e bakıyorum;
Akdeniz'in en güzel şehri;
İskenderiye'den de,
Barcelona'dan da,
Kazablanka'dan hele
Marsilya'dan çok daha güzel. Bu günden sonra da, karadan bakıldığında Körfez'in denizi daha güzel olacak. Bana birkaç hayatın olsaydı nerede yaşamak isterdin diye sorulsa
İzmir, Mersin ve
İskenderiye'de aynı anda yaşamak isterdim derdim.’’