ANKARA'nın önde gelen ortopedistlerinden Prof. Aydın Yücetürk, 16.9.2000 tarihinde Gaziosmanpaşa Vedat Dalokay Caddesi 75/12 adresinde inşaat halindeki bir binada 487 metrekare dubleks bir daire satın alır ve yaklaşık sekiz ay sonra daireye yerleşir.
Binanın müteahhidi Ankara Ticaret Odası BaşkanıSinan Aygün... Bir dönem Türk lirasını korumak için dolara karşı kampanya yürüten Aygün, Prof. Yücetürk'ten 250 bin dolar peşin para alır.
Alım-satım sözleşmesi arsa tapusu üzerinden kat irtifakı ile yapılır. Ticaret Odası Başkanı ile iş yaptığı için aklına hiçbir art niyet gelmez hocanın...
Prof. Yücetürk evine yerleştiği için çok mutludur. Gelgelelim, 13.5.2002 tarihinde Çankaya Belediyesi'nden yapılan bir bildirimde sahibi olduğu daireye iskan izni alamayacağını öğrenir.
Ertesi gün mahkemeye başvurarak tespit yaptırır ve 70 metrekarelik bölümün kaçak olduğu saptanır.
AYIPLI MALA DAVA
Ortaya çıkan gerçek şudur:
Müteahhit, inşaat öncesinde belediyeden inşaat iznini almış, ancak sonradan onaylı planda olmayan 70 metrekarelik bir genişlemeye gitmiş, bunun için tadilat projesi de sunmamıştır. Belediye de bu durumu fark edip işlem başlatmıştır.
Prof. Yücetürk, 17.9.2002 tarihinde belediyeden bu kez yıkım tebligatını aldı. Yaptığı itiraz üzerine Çankaya Belediyesi kendisine bir ay ek süre tanıdı.
Prof. Yücetürk şimdi ne yapacağını bilmiyor. Evinin 70 metrekarelik bölümünü yıkmakla evden çıkmak seçenekleri arasında sıkışıp kalmış durumda.
Prof. Yücetürk, sonunda mahkemeye gitmeye karar verdi ve Sinan Aygün aleyhinde 'ayıplı mal satma ve evin geri iadesi' için dava açtı.
Bakalım, adalet bu işe ne diyecek?
En önemlisi de yolsuzluklara karşı verdiği mücadele ile kamuoyunda saygın bir yer edinen Sinan Aygün ne diyecek?
IMF’ye oy
1999 seçimlerinde IMF'ye oy vermiştim. Káğıda IMF yazıp sandığa atmıştım. Aslı dururken kopyalarını desteklemedim.
3 Kasım'da yine IMF'ye oy vereceğim. Ama ellerim titreye titreye, yüreğim yana yana...
Dilerim bu son olur.
Bir daha oy vermek zorunda kalmam.
Süleyman EKİM
İhtiyatlı davranmak polise düşer
ÇUKUROVA Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ünal ile konuşuyoruz:
Adana'da polislerin eşini sokakta bıçakla delik deşik eden çılgın Aydın Kara'yı seyretmesi tartışması bitmiyor.
Ne denirse densin polis doğru olanı yaptı, ihtiyatlı davrandı. Çünkü olayın failinin ikna edilmesi zor bir durumdur. Bu durumlarda uzman bir hekimin bile kişiyi eyleminden vazgeçirmesi zordur. Polis ekiplerinden böyle bir başarı beklemek yanlış olur.
Kendisini kaybetmiş durumdaki bir insanı ikna etmek...
Yine bizlere düşüyor. Ama bizler sihir yapmıyoruz. Psikolojik sorunları olan insanları normale döndürmek uzun bir tedavi sürecini gerektirir. Belli ki bu kişi de ciddi psikolojik sorunları olan biri... O anda ne polisin ne de uzman bir hekimin yapabileceği bir şey yoktur. Polis doğru bir tutum sergilemiştir. Çünkü kadının hayatı söz konusu. Yanlış bir davranışta bulunmaları halinde adamın kadını öldürmesi an meselesidir. Emniyet güçleri temkinli davrandılar. Polis kullanmaları halinde herhangi birinin ölümüne neden olabilirlerdi. Bu da olayların daha istenmeyen boyutlara ulaşmasına neden olurdu.
Annenin durumu...
Fiziksel yaraları zamanla iyileşir, ancak çocuğun iç dünyasında açılan yaraların kapanması çok zordur. Çocuğa yakınlarının ve devletin mutlaka sahip çıkması gerekir. Uzun süre uzman kontrolünde kalmalı ve davranışları izlenmelidir.
Alkol ve madde bağımlılığı etken midir bu olaylarda...
Muhakkak. Bu tür insanlar şiddet eğilimi gösteriyorlar. Ayrıca, ekonomik kriz ve göç gibi sorunlar tabii ki insanların psikolojisi üzerinde önemlidir. Ancak bu derece vahşete varan olayların mazereti olarak asla gösterilemez. Bu tip olaylar patolojik sorunların sonucudur. Bu insanlar psikolojik açıdan hasta insanlardır. Bu insanların ikna ya da telkinle eylemlerinden vazgeçirilmeleri söz konusu olamaz. Mutlaka uzun süreli tedavi yöntemleri uygulanmalıdır.
Konduk’a nasıl kazık atıldı
EMLAK almak için Cemil Topuzlu Caddesi'nde Migros'un karşısındaki Koç Gayrimenkul Finansal Danışmanlık Hizm. Ltd. Şti.'ne başvurduk. Gösterdikleri dairelerden birine karar verip fiyatında anlaştık. Ev Kandemir Konduk'un eviydi. Emlakçılar daha önce beraber iş yaptıkları bir kadını alıcı gibi gösterip Kandemir Konduk'a giderek bize verilen fiyattan 10 milyar daha ucuza işi bağlamışlar. Ertesi gün bir saat ara ile tapu, önce o hanıma sonra da bize devredildi. Böylelikle bizler 10'ar milyar kaybederken aradaki emlakçı kendi komisyonu ile beraber 15 milyar kazandı. Bu tamamen bizlerin sırtından kazanılmış haksız bir kazançtı. Emlakçının görevi satıcının malını en iyi şekilde pazarlamak, alıcının da menfaatini korumak olmalıdır. Zaten komisyonu ödenecek olan emlakçı kendi görevini kötüye kullanmış ve tamamen haksız bir kazanç sağlamış olmaz mı? Bu bir yolsuzluk değil midir? Bu emlakçılar ne vergi verir ve kazançları nasıl tespit edilir? Bunları şikayet edecek bir merci var mıdır?
Seza GÜRAN
Parkta manav
SULTANAHMET/ Cankurtaran meydanından geçerken inanılmaz bir manzara ile karşılaştım. Her gün yerli yabancı binlerce turistin geçtiği bu meydandaki iki parktan küçük olanına bir manav açılmıştı. Gözlerime inanamadım. Tabi ruhsatı falan da yok. Olsa zaten o ruhsatı veren makamı hemen mahkemeye veririm. Düşünebiliyor musunuz; mahallenin çocukları gençleri yararlansın diye düzenlenen bir park manav olabiliyor. Edindiğim bilgiye göre manavı açan şahıs veya yakını Eminönü Belediye Meclisi'nde üye imiş. Bu ne vurdumduymazlıktır? Çakır, Gürtuna ve Kibiroğlu haberiniz var mı?
Nihan SARAYLI BEŞİKTAŞ
Biliyor musunuz?
KOCAELİ'nde TEM ile E-5 arasındaki barakalarda oturan depremzedelerin, milletvekili adaylarına ekonomik sıkıntılardan çok'konutların arasının kontraplakla bölünmüş olmasından ötürü' sesten rahatsız olduklarını, eşleriyle sevişemediklerini, bu nedenle kalıcı konutlara bir an önce yerleşmeyi istediklerini söylediklerini...
YURT Partisi'nin programını Merkez Bankası eski Başkanı Prof. Bülent Gültekin ile Prof. Bilge Yılmaz, Doç. Gökhan Çapoğlu, eski Orman Bakanı ve Adana Milletvekili Arif Sezer, Bolu Milletvekili Dr. Ersoy Özcan, Av. Turan Karakaş, Doç. Hasan Ünal, İlhan Tüzün ve Doç. Nusuh Ekinci'nin yazdığını; Pensilvanya Üniversitesi'nde finans dalında dersler veren Prof. Gültekin ile Prof. Yılmaz'ın Türkiye'ye gelerek Tantan'la birlikte seçim çalışmalarına katıldıklarını...