<B>ŞİŞLİ </B>Belediyesi'nin <B>Mecidiyeköy'</B>deki iftar çadırında her akşam 750 kişi iftar yemeği yiyor; bir o kadar kişiye de yer olmadığı için kumanya dağıtılıyor. Dünkü iftarda
Sakıp Sabancı ve Göz Hastanesinin sahibi
Eray Kapıcıoğlu'nun yanında
DYP ilçe örgütünden 30 kadın da vardı.
‘‘Belediyede oylar Sarıgül'e’’ dediler.
Sarıgül'ün yardımcılarına göre;
Ramazan sürecinde 100 bin adet erzak paketi dağıtılmış. Depremdeki gibi gösterişli dağıtım törenleri artık yapılmıyormuş; kamera çağırılmıyormuş. Ekipler, muhtarların tespit ettiği muhtaç ailelerin kapıları gece çalınıp yardımlar bırakıyormuş.
Bu kadar yardım sponsor firmalardan karşılanıyormuş; belediyenin kasasından pek bir şey çıkmıyormuş.
30 OTOBÜSLE CAMİ TURU
Şişli'de emekli ve yaşlılardan
Edirne ve
Bursa'yı görmeyen hemen hemen yok gibiymiş.
Ramazan'da hergün 30 otobüs camilere tur yapıyormuş.
Çorba, bezelye, bulgar ve revani'den oluşan menüden sonra çaylar içilirken
Vatikan'nın
İstanbul temsilcisi
Georges Marovitch ‘‘Şimdi size
İtalya‘nın 25 bin nüfuslu
Miranda (Roma yakınlarında) Belediye Başkanı
Gaitano Marucci'yi takdim ediyorum’’ dedi. Genç bir Başkan,
Berlusconi’nin partisindenmiş. İftar sonrasında bu da neyin nesi demeyin; çok önemli bir geçmişi var bu takdimin...
Biraz gerilere gidelim... 1950'lerde, daha sonra
'Papa Jean Paul' olarak bilinen
Roncalli 1935-45 yıllarında
İstanbul'daki Katolikler'in ruhani lideriymiş. Daha sonra
Vatikan'ın Paris Büyükelçisi olmuş
(O zaman Paris Büyükelçimiz de Menemencioğlu);
İstanbul sevdası hiç bitmemiş... ‘‘Türklerin dünya uygarlığındaki yerini çok önemsediğini’’ vurgulayan bir
Türk dostuymuş... İlginçtir;
İstanbul'daki
Katolik Cemaatine
‘‘İbadetinizi Türkçe
de yapabilirsiniz’’ diye öğütler vermesi bugün size anlamlı gelmiyor mu?
Şişli Belediyesi, Roncalli'nin (23.Papa Jean Paul) yaşadığı
Ölçek Sokağı'na iki yıl önce adını vermiş; İtalyan yapımcı
Donatella Baglivo da
(T.Şoray belgesini de çekti) bunu belgesel yapmış
; İtalya'da ödüller almış.
Bundan etkilenen Miranda Belediye Başkanı
Marucci da,
Papa'nın adını kentindeki bir sokağa vermiş... Ve bu yolla
Şişli ile
AB kayıtlarına kadar geçen -ilk-
'kardeş şehir' olmuşlar.
Marucci, ‘‘Türkiye'den önce
Şişli AB'ye girdi’’ diye takıldı
Sakıp Sabancı'ya... Konuk Başkan, kardeşliği simgeleyen gümüş tabak ve çan hediye etti
Şişli'ye...
Sarıgül daha sonra
‘‘Sizleri bir yere götüreceğim’’ diyerek
‘‘Sorun değil, çözüm üretiyoruz’’ yazılı otobüse bindirdi. Yanımızda Başkan Yardımcısı
Vasken Barın da vardı;
Kurtuluş'ta
Eşref Efendi Caddesi'nde çok sayıda
Ermeni kökenli vatandaşımız oturuyor. Caddenin tüm kaldırımlar yeniden düzenlenmiş, asfalt kaplanmış ve ağaçlandırılmış... İnsanlar daha rahat yürür, araçlarını daha rahat park yapar olmuşlar. Araçın önünde
Tarkan'ın coşkulu parçalarıyla yürüyen
Sarıgül'ü selamlamak için hemen bütün pencereler açılıyor. Bir o, bir bu kaldırıma yönelerek yaşlıysa ellerinden gençse yanaklarından öpüyor.
Sonra bize dönüp
‘‘Siz bunu önceden hazırlanmış gösteri sanırsın; sizin istediğiniz bir sokağa girelim’’ diyor. Bir süre gittikten sonra sağa dönelim diyoruz;
Savaş Sokak'mış burası... Aynı görüntüler orada da var; yine pencerelerden sarkanlar, selamlar, öpüşmeler... Türbanlı bir kız da annesinin yanında
Sarıgül'ü öpüyor.
Sarıgül vakası
Sarıgül sokağın ortasında hoparlörden hitap ediyor:
‘‘Ankette %98'iniz çalışmalarımızdan memnun; geri kalan %2 kim mi? Yetimin hakkını yemek isteyenler ama yedirmeyeceğim’’ diyor; ardından alkışlar... Otobüsün üzerine çıkarttığı çocukları
'Sokağın Yıldızları' ilan ediyor; temizlikten onlar sorumlu artık. Hafta sonu Belediyede
Sarıgül'le fotograf çekimi var. İnanılmaz bir
PR; Sarıgül'ün resimleri artık eve kadar giriyor.
Dün gece saat 21.00'da bir belediyeci, başkana ayak uydurmak için hemen hergün 06.00'da ayakta olduklarını söylüyor. Zaman zaman bizim de eleştirdiğimiz
Sarıgül için ne derseniz deyin
'Şişli'deki vak'aları' başta siyaset bilimcileri olmak üzere sosyologların tez konusu yapmaları gerekiyor. İtalyan Belediye Başkanının bile
‘‘Ben böyle bir belediye başkanı görmedim..’’ dediği gibi... Anlaşılan
Sarıgül'ün, kendi ifadesiyle
'Şişli sevdası' bir dönem daha sürecek.
DYP kızışıyor
DYP'de genel başkanlık yarışı kızışıyor. 68 il başkanı,
Mehmet Ağar'a karşı
İlhan Kesici'yi destekleyeceğini açıkladı.
Batı kentlerinden birinin il başkanına bunu sorduk; yanıtı şöyle oldu:
‘‘Sayın
Ağar bir değerdir. Ancak bir demecinde il başkanlarına yönelik olarak tabana ve delegeye h*kim olamadığı gibi bir beyanı oldu; bu sözler arkadaşlarımızı üzdü. Bu nedenle
Ağar'ın dışındaki adaylarla görüştük. İl başkanlarının toplantısında ortak görüş olarak; şaibesiz, lekesiz, ekonomiyi bilen ve
AKP'ye alternatif olacak ve de emanetçi olmayacak bir lider profilinde anlaştık; bu bakıştan da
Kesici çıktı.’’
- İl Başkanları, 1100 seçilmiş ve 150 doğal olmak üzere 1250 delegenin çoğunluğuna hákim mi?
- Buna delegenin hür iradesi karar verecektir. Kaybolan iradeyi ve kültürü yeniden ortaya bulup çıkartacaktır.
- Kesici emanetçi olabilir mi?
- Çiller'le böyle bir tavrı örtüşmez. Bu misyonu ancak
ANAP'ı da tanıyan
Kesici'nin toparlayabileceğini düşünüyoruz.
- Kesici için tembel denir..
- İnteraktif ve muhatap olduğu kişiye heyecan veren bir kişiliktir...
Ankara'daki kütüphanesinde 12 bin,
İstanbul'dakinde de 8 bin kitabı olan bir ismin tembel olması mümkün müdür?
- Aydın Menderes de aday...
- Kendi iradesiyle çıktı, ağırlığı olacağını sanmıyoruz.
Özürlüleri de seviyoruz
BUGÜN 3 Aralık Özürlüler Günü...
'Serebral palsi' öğrenciler için okul yok. Normal okullar çocuklarımızı almıyor, alanlar da deli-hasta muamelesi görüyor. Zaten müfredat çocuklarımıza uymuyor.
Bu çocukların eğitim ve tedavi ücretlerinin tamamının devlet tarafından karşılanması bu çocukların okuyabileceği bir okul açılması çok mu zordur?
9 yaşındaki çocuğumu
Rehabilitasyon Merkezi'ne gönderebilmek için tüm gelirimi veriyorum. Ya veremeyenler?
Siz
Pako'ları sevmeye, yazmaya devam edin. Yarın özürlü duruma düşerseniz bizde size de yer var. Biz yalnız hayvanları değil özürlü insanları da seviyoruz.
Mehmet GÜRKANSerebral Palsi Derneği Başkanı-ANKARA
(0312-287 73 56; www.turk-ortapedi.net) Bürokrasi AKP'ye kilitlendi
ERZURUM'un becerikli bir Milli Eğitim Müdürü vardır;
Fevzi Budak.
12 Eylül döneminde
Kars'ta Milli Eğitim Müdürü iken 1986'da
Erzurum'a tayin oldu. Bir ara kaza geçirdi.
ANAP'tan hem belediye başkanlığına, hem milletvekilliğine aday oldu.
Şimdi AKP'li oldu; adaylık için istifa etti ama listeye konulmadı. Bu arada yerine Öğretmenevi Müdür Muavini
Sıdıka Güven verildi.
Güven üç aylık görevinde özellikle genç kızların eğitimi konusunda etkin rol oynadı.
3 Kasım'dan sonra bakıldı ki
Fevzi Budak makamına yeniden oturmuş,
Sıdıka Güven'e ‘‘Hadi okuluna dön bakayım’’ demiş.
Sıdıka Güven de ‘‘Ama ben üçlü kararname ile Milli Eğitim Müdür Yardımcılığına atandım’’ diye karşılık vermiş.
Fevzi Budak ‘‘Sana şu anda görev veremem, o zaman vali değerlendirsin’’ demiş. Vali de,
Güven'e, okuluna dönmesini öğütlemiş:
‘‘Ben sizi müdür yardımcısı olarak başlatırım ama
Fevzi Bey size iş vermez!’’
Makam ortada kalmış.
AKP'liler,
Güven'e
‘‘Değerlendireceğiz’’ demişler.
Erzurum'un
'Bizans İmparatoru' olarak anılan, kimseye pek selam vermemekle tanınan 16 yıllık Milli Eğitim Müdürü
Budak'a kimse bir şey yapamamış. Hatta
Budak göreve başladığında selefi
Güven'e çiçek gönderenlere
‘‘Onları tayin ettireceğim, kafalarını koparacağım; savaşımız daha yeni başladı’’ demiş.
Budak şimdi müsteşarlık bekliyormuş. Ne yazık ki öğretmenler kendisini koyu siyasetçi olduğu için istemiyormuş...
‘‘Bakanlık bir anket yapsın Güven mi çıkacak; Budak mı çıkacak görsün’’ diyorlarmış.
Görüyorsunuz,
Türkiye 'değişimi' böyle mi yaşayacak.
Adalet mi mafya mı?
İSMİNİ saklayan bir okurumuz Adalet Bakanı
Cemil Çiçek'e sesleniyor:
Yargıtay'da incelenen bazı dosyalara ciddiyetle ve adalete uygun şekilde karar verilmediği için mi mafya yolu ile çözüm aranıyor? Hukuk devletinde adaleti bulamayan zavallı insanlarımız işlerini mafya yolu ile çözme gibi saptantılara girmemeli diyorum. Adaletin her zaman hakka ve hukuka uygun sonuçlanması dileğiyle.
En uygun teklif
CEZA ve Tevkif Evleri Genel Müdürü
Ali Suat Ertosun, ‘‘Biliyor musunuz?’’ (29.10.2002) yazısında yer alan
‘Kırşehir’de geçen cuma günü yapılan 707 milyarlık E tipi Cezaevi onarım ihalesini %13.20 kırımla Kolimaş İnşaat Ltd. Şti.'nin aldığı, ilk onarım ihalesini alan Çolakoğlu firmasının elendiği, konunun Adalet Bakanlığı'na iletildiği...' ifadesi üzerine şu açıklamayı gönderdi: ‘‘Kırşehir C.Başsavcılığı ile yapılan yazışmalarda; mahallinde oluşturulan komisyon marifetiyle teknik değerlendirme yapıldığı,
Kırşehir Cezaevi'nin oda sistemine dönüşüm inşaatı ilk ihalesini üstlenen
Çolakoğlu İnşaat'ın 64 puan alarak baraj için belirlenen 70 puanın altında kaldığı, ihalenin yeterlik alan firmalar içinden en uygun teklifi vererek %13.20 kırım yapan
Konistaş Konya İnşaat A.Ş. uhdesinde kaldığı anlaşılmıştır. Konu ile ilgili kayıtlarımızın tetkikinde; 29.08.2001'de 'Adalet Bakanlığı'nın adaletli ihaleleri' başlıklı yazıda ilk ihalenin
Çolakoğlu İnşaat'a verilmesi haber konusu yapıldığı görülmüştür. Bu da ihalelerin taraf gözetilmeksizin, ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde yapıldığını göstermektedir.’’
Biliyor musunuz?
RİZE Lisesi'nin stajyer Türkçe öğretmeni
S.B.'nin, 9/F sınıfında 74 öğrenciye gürültü yaptıkları için ellerine bir çubukla ile vurduğunu, olayın açığa çıkması üzerine
'Şaka yaptım' dediğini, lise müdürü
Kadir Turna'nın soruşturma yapacağız demesine karşın MEM Vekili
M.Ali Balcı'nın henüz bir karar veremediğini...
EMNİYET Genel Müdürlüğü
Nakti Tazminat ve Taltif Komisyonu tarafından 2002'de
'gösterdiği performans ve polisler arasında kurduğu başarılı koordinasyon' nedeniyle 2002 yılının en başarılı emniyet müdürü gösterilen ve 45 milyar teşvik ödülü olan İstanbul Emniyet Müdürü
Hasan özdemir'in görevden alınması için
AKP iktidarının
İstanbul'a özel müfettiş görevlendirdiğini...
VALİ Erol Çakır tarafından görevden alındığı bildirilen
Beyoğlu Emniyet Müdürü
Aykut Baltacı'nın sözü edilen
Taksim Gezi Parkı'nın içindeki otoparkı bizzat kendisinin kapattığını, bu konuyla ilgili 2 memuru açığa aldığını; aslında kendisinin siyasetçilerin tuzağına düşürüldüğünü...
Biliyor musunuz?