İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden bir grup memurun şifahen ilettiği notta şöyle deniliyor:
Sakarya Üniversitesi'nden iktisat hocası iken,
Tayyip Erdoğan'ın isteği üzerine
AKP'den parlamentoya giren -TBMM'den Milli Görüşçü arkadaşı-
Tarım Bakanı Prof.
Sami Güçlü'nün evli kızı
Nezahat Şahin, Büyükşehir'in
Laleli'deki Yeni Yerleşmeler Müdürlüğü'nde mimar olarak çalışıyor. Kapalı giyinen bu hanım, muhtemel bir müfettiş denetimine karşı peruk takmaktaydı. Ama 3 Kasım'dan sonra peruğunu attı, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na tabi olduğunu umursamaz oldu. Bu tür davranışlar belediyemizin öteki ünitelerinde de artmaya başladı.
ÇARŞAFLAR ÇIKTI
CEVİZLİ'de (Kartal) zaman zaman kara çarşaflıları görürdük.
AKP iktidara geldikten sonra çarşaflılar dikkati çeker tarzda arttı. Arabistan'da mıyız? Bunlar 3-4 kişilik gruplar halinde dolaşıyorlar. Bugün birine yaklaştım,
‘‘Bu kara çarşafı niçin giyiyorsun? Sen Arap mısın?’’ diye sordum. Bana, avaz-avaz bağırarak
‘‘Hayır ben Müslümanım...’’ diyerek, hışımla koşarak yanımdan ayrıldı. Bunlara
Müslümanlık böyle mi anlatılıyor? Sonra da
Abdullah Gül, Bülent Arınç ve benzerleri TV'lere Meclis kürsülerinde çıkıp
‘Atatürk ilkelerinden’ söz edip
AB kapılarında bıktırırcasına
‘‘İlle de bizi alın’’ diyorlar. Bu nasıl bir ikilem? Bunlar karşılarındakini aptal mı zannediyorlar? Yanlız
türban değil
kara çarşafın da yasaklanması şart. Ülkeyi ve rejimi tehdit eden bir demokrasi olamaz. Bunu çok iyi bilsinler.
Gül KORKMAZ-İSTANBUL GERİCİLİĞİN AYAK SESLERİ
TÜRKİYE'de laik düzeni yıkmayı kendine ilke edinen gerici düzen,
AKP'nin iktidara gelmesiyle resmen
kuluçka devrini başlatmıştır.
Aslında kendilerini şimdi
'demokrat Müslüman' olarak tanıtanlar, çok değil daha üç-beş yıl evvel
Sıvas'ta Allah-u Ekber sesleriyle 40 kadar aydın vatan evladını cayır cayır yakmamışlar mıdır?
Ata'nın annesi
Zübeyde Hanım'ı, düzmece eski yazı belgelerle karalayanlar bunlar değil midir?
Türk kadınına sağlanan eşsiz eşitlik haklarını ortadan kaldırmak;
Arap harflerine özenti duymak, tüm liseleri
İmam-Hatip'e dönüştürmek... Kıyafet Yasası'na direnmek, resmi daire ve okullardaki türban yasağını delmek...
İran ve
S. Arabistan'a özenmek... Bu zihniyetin tek amacı şeriat devleti değil midir?
Hilton Oteli'nde toplu namaz partileri bunların gerekçesi olamaz mı?
Allah, Türk Ordusu'na, Genelkurmay Başkanlığı'na, Harp Akademileri'ne, Harp Okulları'na zeval vermesin. Bu kurumları
Türk milletinin başından ilelebet eksik etmesin. Altımızı oymak isteyenlere karşı
Atatürk, ilke ve inkilaplarına inanmayanlara karşı gerekli dersi vermiştir her zaman.
Ferhat DERMAN-Bad Zwesten-ALMANYA Kültür Bakanı Çelik Anday'ı sevmez miydi?
TÜRKİYE iki değerli aydınını kaybetti;
Melih Cevdet Anday ve Prof.
Bülent Tanör... Anday Hoca
ile
Cumhuriyet'te ne zaman karşılaşsak, siyasetçileri sorar, sonra da
‘‘bunlar akla aykırı, bizim yazgımız değildir’’ derdi. Her zaman saygılı ve kibardı ama biraz da kibirli bakardı çevresine.
AKP iktidarı,
Türkiye'nin en önemli çağdaş şairini, tiyatro-roman yazarını, çevirmenini yok saydı.
Ölümsüz eserler veren
'Garip' şairin dünkü cenazesine sadece Başbakan Yardımcısı
M.Ali Şahin çiçek göndermiş;
'edebiyatçı' Kültür Bakanı Doç.
Hüseyin Çelik ise kuru bir başsağlığı mesajı yayınlamıştı. Halbuki
Çelik, cenaze törenine katılsaydı bir sürü kültür ve sanat adamıyla tanışma fırsatı da bulmuş olurdu. Bakan,
Cumhuriyet'e ışık tutan, sanat ve düşün dünyasına önemli katkılar sağlayan bir kültür insanını yok saymayarak bir çiçek gönderebilir; ya da müsteşarını gönderebilirdi.
Anday'ın, Fransa'da Kültür Müşavirliği yaptığını bilmeliydi.
Şişli Camii'nde bir Kültür bakanının duyarsızlığı tüm sanatçı ve dostları tarafından eleştirildi. Bugün de Atatürkçülüğü ve devrimlerini en iyi anlamış ve anlatmış bir hukuk adamı Prof.
Bülent Tanör'ün cenazesi var. Bakalım aynı tepkiler Adalet Bakanı
Cemil Çiçek için de eleştiri konusu olacak mı?
Demek
'görmeyerek' değişiyorlarmış!
Baykal'dan mesaj
‘‘12 Eylül'de hepimiz savrulduk. Şimdi toplanıyoruz. (Mustafa)
Sarıgül de bu partinin gençlik kolları başkanlığını yapmıştır. Onurlu bir kararla şimdi yuvaya dönüyor.’’
(CHP Lideri Deniz Baykal) Biliyor musunuz?
AKP İstanbul İl Yönetim Kurulu üyelerinden her birinin bir bakanla ilişkilendirildiğini, bunların bürokraside tayin edilecek isimleri tespit edip kendi düşünceleriyle birlikte tayinlerde bakanların üzerinde etkili olacaklarını...
GENÇ Parti'nin yerel seçimlerde daha çok belde belediyelerini almak için çalışacağını;
Ali Müfit Gürtuna'ya transfer teklifini de
Ali Şen'in götürdüğünü...
Biliyor musunuz?
Soru
EMNİYET Müdürü
Hasan Özdemir'e; günde bazen 55, ortalamasında da 32 aracın çalındığı bir kent, eşkıyaya teslim olmuş sayılır mı? Lütfen yanıt.
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Hak edene haddini bildirmek, fakire kaftan giydirmek kadar sevaptır’’