Çok önemli bir konu hakkında uyarıda bulunuyor ve ‘‘N'olur köşenizden duyurun. Doğu ve Güneydoğu'da çatışma ortamının son bulmasıyla bölgeye barış ve huzurun gelmesinin ardından özellikle kırsal alanda yaşayan insanların önüne büyük bir engel çıktı’’ diyor.
Başıboş mayınların yarattığı tehlikeden söz ediyor. Köylere geri dönüşün başlamasıyla bunların temizlenmemesinin çok can alacağı konusunda uyarıda bulunuyor.
Mayınların büyük bölümü birliklerin güvenlik kuşağında ve karakolların çevresinde; bazıları da de PKK tarafından yerleştirildiğine göre bugünkü ortamda bunlarla ilgili uyarı yapmak gerekiyor. Daha doğrusu mayınlı alanların acilen temizlenmesi şart... Ancak böyle bir çalışma dikkat çekmiyor.
Ayrıca çatışma ortamında arazilerde kalan havan topu, roket ve el bombası gibi patlayıcılar da büyük bir tehlike teşkil ediyor.''
Her hafta bu yolla bir iki kişi hayatını kaybediyor.
Muhatabımız ‘‘Mayın ve mermilerin temizlenmesi konusunda çalışma yapan bir kurum maalesef yok’’ diyor.
Sadece son bir ay içinde TunceliHozat'ta mayına basan üç kişi ölmüş, beş kişi de ağır yaralanmış. Şırnak'taki bilanço ise üç ölü, üç yaralıymış... Mazgirt'te bayramda mayınlı araziye giden iki hayvanını kurtarmak için mayına basıp bir ayağını kaybeden kadının acısı yürekleri parçalamış Tunceli'de... Bingöl, Muş, Mardin, Diyarbakır ve Hakkari'de duyulmayan, medyaya ulaşmayan olaylar ve can kayıpları da varmış... Köye dönüşlerin daha da artmasıyla başıboş durumdaki mayınların can almaya devam edeceği belirtiliyor.
İlerdeki günlerde bu konu AB'nin gündemine taşınmadan ciddi bir çalışma yapmak gerekmiyor mu? İlle de Bayan Mitterand'ın bu konuda demeç vermesini, Bayan Roth'un Türkiye'ye gelmesini mi bekleyeceğiz.
Bir işi de biz ele alıp canların gitmesine engel olamaz mıyız?
Biliyor musunuz?
GS-BJK karşılaşmasının hakemi, şehir planlayıcısı Kuddusi Müftüoğlu'nun aslen Alanyalı olduğunu, Konya'da Anadolu Lisesi'ni bitirdiğini; iki dil bildiğini, geçen yıl da GS'nin deplasmanda 2-0 mağlup olduğu Göztepe maçını yönettiğini ve ön önemlisi de kendisinin hasta bir Galatasaraylı olduğunu...
Biliyor musunuz?
BDDK ve Coşkun Pankobirlik’i bilirler mi?
29.12.1999 tarihinde Resmi Gazete'de 99/13716 sayılı Bakanlar Kurulu'nun bir kararnamesiyle özel bir şirket olan Amasya Şeker Fabrikası A.Ş'nin (Pankobirlik) pancar üreticilerine olan pancar bedelleri borcunun Hazine tarafından ödenmesi kararlaştırıldı.
Masum bir karar mı?
Görünüşte evet, ama madalyonun öteki yüzü var.
Kararname ile pancar üreticilerine ödenecek ürün bedelleri Ziraat Bankası eliyle yapıldı...
Amaç şirketin devletin bir başka Vakıfbank'a yaklaşık 30 trilyonluk borcunu py-pass etmekti... Bunu düşünenler bu yöntemi ustaca hazırlamışlar; soruşturmanın sonuçları bunu gösteriyor.
Hele bir iddia daha var ki, akıllara durgunluk verecek ölçüde:
Hazine'den karşılanan 30 trilyonluk pancar bedelinin 5 trilyonu özel bir banka olan Şekerbank'ın sermaye artırımında kullanıldı.
Pancar üreticilerinin oluşturduğu Pankobirlik ile ilgili iddialar bununla sınırlı değil... Bu işlerin 'kotarıcıları' Pankobirlik Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk ve Genel Müdür Mikdat Çakır ile Yönetim Kurulu üyeleri... Konuk'un, MHP'nin 1995 ve 1999 seçimlerinde Konya milletvekili adayı olduğunu anımsatmak gerekiyor... Ve aynı zamanda Sanayi Bakanlığı temsilcisi de Konuk...
Hem karar veren hem de karar aldıran durumunda.
Yerimiz geniş olsa iddiaları roman gibi aktarmak gerek; yapılan harcamaların; kimlerin özel otomobillerinin hatta vergi cezalarının kim tarafından ödettirildiğini... Ya da aldıkları fazla harcırahları müfettiş raporuyla iade ettiklerini...
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un ve BDDK'nın, Pankobirlik dosyasını iyi araştırmaları gerekiyor.
Sporda seyirci olmak yetmez
ERCİYES, Selçuk ve Niğde Üniversiteleri mezunları adına Levent Kaya yazıyor:
Bizler 4 yıldır atama bekleyen Beden Eğitimi öğretmenleriyiz. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar genç nüfusa sahip olup da sporu sadece seyirci olarak yaşayan bir toplum yoktur. Buna karşılık bu ülkede Beden Eğitimi öğretmeni olup da ülkeyi terk etmek zorunda kalan, pazarcılık yapan hatta intihara kalkışan arkadaşımız oldu. Bizler bu ülkede öğretmenlik yapmak istiyoruz; 4 yıldır psikolojik olarak çökmüş kendisi ile ilgili geleceğini göremeyen bir öğretmen bu ülkenin çocuklarının geleceğini nasıl hazırlar?
Bizlere rehber olmanızı ve sesimiz olmanızı istiyoruz.
Çiller’e mesaj
GENEL Başkanlık'tan çekilme konusundaki kararınız siyasi etik açısından olumlu bir davranış olmuştur. Ülke çapında çok büyük bir misyona sahip partinin Meclis dışı kalması yadsınamaz bir sonuçtur. Bu nedenle kararınız son derece yerindedir. Biraz da partiyi, sizin tabirinizle 'ağzı çorba kokanlar' yönetsin... Aksi halde bu gidişata göre, sizin vaat edip de veremediğiniz 'anahtarı' millet, partiyi oyları ile kapatıp anahtarı teslim edecektir.
Son TV programınızda, yerinize emanetçi bırakmayacağınız ancak sanki bir yeddi emin belirleyeceksiniz gibi bir imaj doğdu. Ancak, DYP içindeki son gelişmeler ve sağduyu sahipleri, partiyi ne emanetçiye ne de yeddi emine değil, gerçek süvarisine Kırat'ı teslim edeceklerini deklare etmişlerdir. Sayın Başkan objektif bir şekilde çekilmenizin sizin de düşünceniz olduğu inancı içindeyiz.