‘GEÇEN dönem çıkarılan Tütün Kanunu ile kurulan 'Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurulu' (Tütün Kurulu) ilk iş olarak ne yapmış, biliyor musunuz?’’ diye soruyor geçen 57. dönemin bir milletvekili... Anlatırken hayli de tepkili:
‘‘Biz bu yasaları IMF'nin AB uyum yasaları çerçevesinde çıkarttık, ama öğrendiklerimle dehşete düştüm. Bu tip bağımsız kurullar, gerçekten Ege Cansen'in yazdığı gibi 'mesailerini yeni bina, yeni dekorasyon, yeni araba, yeni bilgisayar alma ve bol kadro yaratıp özlük haklarını (maaşları) yükseltme faaliyetlerine tahsis' etmişler. Şimdiye kadar kimse bu konu ile ilgilenmiyordu ancak bundan sonra AKP iktidarının bunun peşine düşeceği anlaşılıyor. Bu tür bağımsız kurumlar şimdiden milyonlarca doların içinde yüzüyorlar.
- Konuyu açar mısınız?
- Tütün Kurulu işe başlar başlamaz bir yönetmelik taslağı hazırlamış... Fabrika kurma, üretim izni yenileme, ithalat izin belgesi gibi adlar altında çeşitli kuruluşlara toplam 10 milyonlarca dolar vergi salınmış... Sanki bir yerlerden bir şey kaçırılmak isteniyor. Anayasa, verginin ancak kanun ile koyulup kaldırılacağını söylüyor ama Tütün Kurulu kendini Anayasa'nın üzerinde görerek sonuçta tamamı üreticiye ve dolayısıyla tüketiciye yansıyacak vergiler koymaktan çekinmiyor.
- Bu kurumların işlevi bu olmamalı...
- Batı'da örneği olan bu kurumlar kurulurken piyasaları denetlemek için kurulmuştu. Türkiye'de ise şimdiden hepsi birer 'arpalık' oldu. İlk iş kanunsuz vergi koyarak, kendilerine bütçe dışı gelir yaratma mı olmalıdır?
- Tabii ki değil ama bu firmalar da çok para kazanıyor.
- Ama o zaman yabancı sermaye Türkiye'ye neden gelmiyor diye soramazsınız. Nedeni ortada; size bir örnek vereyim. Tütün Kurulu, İzmir Tire'de yeni kurulan Kent sigaralarını üreten British American Tobacco-BAT firmasından daha yönetmelik bile çıkmadan 500 milyar lira kanun dışı 'harç' almış! Tütün Kurulu Başkanı Niyazi Adalı, ‘Sektörün üzerindeki vergi oranı %70; 71 olursa ne olur ki... Zaten bunlar sigara içenler üzerine yansıyacak' diyormuş... Peki bu paraları ne yapacaklar diye sorsanıza...
- Evet...
- Kurul üyelerine Volvo marka 7 adet lüks makam aracı alınmış... Halbuki bu yasa parlamentodan çıkartılırken, sigara sanayiini düzenlemek, tüketiciyi ve tarım kesimini koruyacak tedbirler almak hedeflenmişti. Tütün Kurulu ise düzenlemeyi kanunsuz harç ve bu para ile de makam otosu almak zannetti. Yeni hükümetin, yabancı yatırımcıların ve tüketicilerin kurullardan çok çekeceği var.
Erkan Mumcu, ‘vekil müdürleri’ kıydı
TEKİRDAĞ'dan E.Ö. anlatıyor. Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu Bakanlığa ilk yumruğunu vurdu. Artık neler yapacağını görün. Geçen cumadan beri Türkiye'de ‘vekaleten' atanmış olan tam 1021 öğretmeni darmaduman etti. Tüm Türkiye'deki il, ilçe milli eğitim müdür ve müdür yardımcılığı görevlerinde bulunanların çoğunluğu 28 Şubat sürecinden sonra bu görevlere getirilmişlerdi. Bu müdürler bir irticai oluşumun engelleyicisi sayılıyorlardı.
Ama ne yazık ki vekil müdürlerin ‘asaleten ataması' yapılamadı. DSP'li bakanlar Bostancıoğlu ve Tekin bu özveriyi gösteremediler. Daha doğrusu vekil atamaları her bakanın işine geliyor. Çünkü asaleten atadığında bir görevden alma hali yargıdan dönebiliyor. En iyisi mi ‘vekil atarsın hukuki sorunla karşılaşmazsın.'
Bu yöntem şimdi Erkan Mumcu'nun işine yaradı. Herkesi görevden aldı. Yerlerine kimler mi verilecek; göreceğiz!
Bir hákim ve savcının davası neden geç kalır
‘HUKUK arayan bir savcının (İsmet Tuncer)kaderi’’ (29.11.2002) başlıklı yazınızda, 2001 Martı'nda tutuklanarak Metris Cezaevi'ne alınan Turhan Uysal'ın (hakim) 6 aydır Kayseri'ye sevk edilmediği ve Develi Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden davanın bu nedenle aksadığı yönündeki iddialara yer verilmişti.
İddialarla ilgili olarak yapılan açıklama şöyle: Bakırköy ve Develi Cumhuriyet Başsavcılıkları'ndan alınan yazılardan; resmi belge yapmak, kullanmak, sahte özel belge yapmak, kullanmak ve mühür taklit etmek suçlarından Şişli 1.Sulh Ceza Mahkemesi'nin 24.3.2001'deki tevkif kararı nedeniyle tutuklanarak Metris'e konulan Turhan Uysal hakkındaki sahte mahkeme ilámları düzenlemek, rüşvet almak ve menfaat birliği içerisinde bu fiillere aslen iştirak etmek suçlarından Develi Ağır Ceza Mahkemesi'ne ait 23.05.2000'deki gıyabi tevkifin ise 6.9.2001'de vicahiye çevrildiği; adı geçen tutuklunun Şişli 1. Sulh Ceza Mahkemesi'ne ait tevkifinden dolayı İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanması ve duruşmalarda bulunmasının zorunlu olması nedeniyle Develi Cezaevi'ne sevk edilmediği, bu mahkemenin 20.3.2002'de tahliyesine karar verilmesi üzerine serbest bırakılmayarak 5.4.2002'de suç yeri itibarıyla Develi Cezaevi'ne gönderildiği, 14.4.2002'de de güvenlik nedeniyle naklinin uygun görüldüğü Niğde Cezaevi'ne sevk edildiği ve halen bu cezaevinde olduğu, davanın bugüne kadar sonuçlandırılmamasının gıyabi tutuklu Muharrem Kılıç ve Hüseyin Kılıç isimli sanıkların halen yakalanamamış olmalarından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Ali Suat ERTOSUN- Ceza ve Tevfikevleri Genel Müdürü
Daha ilk günden Sinop ve Balıkesir’i unuttular
AKPSinop milletvekili Cahit Can, şimdiye kadar İstanbul'da belediye meclisi, il genel meclisi ve milletvekili adayı olarak politika yaptığını belirterek, ‘‘Bizler iyi niyetli hizmet vermiş adamlarız. Belediye'nin inşaat şirketi KİPTAŞ Genel Müdürü İsmet Yıldırım'ı arkadaşım olduğu için ziyaret ettim. Ben halk adamıyım. Başka bir anlam çıkartılmamalıdır.’’ dedi.
KİPTAŞ Genel Müdürü İsmet yıldırım dün köşemizde yer alan ziyaretleri doğruluyarak AKPBalıkesir Milletvekili Turhan Çömez'in ziyaretiyle ilgili ‘‘KİPTAŞ olarak SSK'ya prim borçlarımız vardı. Bunun karşılığında kendilerine iki bina verdik. Dispanser yapılacak binalarla ilgili Çalışma Bakanı Murat Başesgioğlu'nun talimatıyla bu konuyu görüşmeye geldi’’ diye konuştu. Ayrıca Sinop milletvekili Cahit Can'ın da eski bir arkadaşı olduğunu belirtti.
İstanbul dışından miletvekili seçilen iki kişinin önemli bir yatırımcı kuruluş olan Büyükşehir'e bağlı KİPTAŞ ile ne ilgileri olabilir. Eğer arkadaş iseler, KİPTAŞ Genel Müdürü'nün kendilerini Meclis'te kutlaması gerekmiyor mu? O zaman bu milletvekillerinin İstanbul'da ne işi var?
MESAJ PANOSU
BEŞİKTAŞ Belediye Başkanı Yusuf Namoğlu, dün mesaj panomuzda yayınlanan yazıya karşılık Akatlar Sedef Sokak'taki yanmayan sokak lambalarının ışıklandırma ve arızalarının giderilmesinin (TEK) Boğaziçi ElektrikKurumu'na ait olduğunu ve gerekli takibi yapacaklarını bildirdi.
KADIKÖY Belediyesi Sağlık ve Sosyal Dayanışma Vakfı, Kozyatağı Çamlık Parkı Gönüllüleri, Türk Halk Müziği korosuna katılmak isteyen tüm türkü dostlarını aralarına bekliyorlar. (Tel:0 216 416 41 34), www.curipark.org
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana Bilmem söylesem mi söylemesem mi?’’