- Bu ne anlama geliyor?
Gülmez yanıtladı:
- Organik yumurta markamız Flotty’nin yeni serisi bu. Pakettekiler, kafesinde horoz bulunan tavukların yumurtaları.
- Yani, civcive dönüşme potansiyeli olan yumurta mı?
- Evet.
Bu yönteme neden başvurduğuna değindi:
- Avrupa’da üst segment organik yumurta üretilen kümeslerde horozun bulunması zorunludur. Bu, tavuklara doğadaki ortamı tümüyle sağlamak anlamına gelir. Müşterilerimizden, “Sizin kümeslerde horoz var mı?” sorusu çok aldık. Bunun üzerine “Horozlu Yumurta”yı da ürün serimize kattık.
- Devlet, 2009’da oluşturduğu takvimde, elektrik aboneliğinde “serbest tüketici” sınırının 2015 yılında sıfırlanacağını taahhüt etmişti. Yani, 35 milyon elektrik abonesi, hizmet aldığı şirketi serbestçe değiştirme hakkı elde edecekti.
Bisen Elektrik İcra Kurulu Başkanı Mesut Alparslan, 2014’te atılan adımı özetledi:
- 2009’da açıklanan takvim nedeniye beklentimiz 2014 başında Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) “serbest tüketici” sınırını yıllık 3 bin kwh’ya, yani aylık 100 liralık tüketime denk gelecek şekilde düşürmesiydi. Geçen yıl tüketim sınırı yıllık 4 bin 500 kwh’ya, yani aylık 135 liralık düzeye indirildi.Ardından son durumu aktardı:
- EPDK bu yıl, “serbest tüketici” sınırını sıfırlamak bir yana, 5 liralık indirimle yetindi. Yani, yıllık elektrik tüketimi 4 bin kwh ve üstünde olan, aylık faturası 130 lira ve üstünde olan aboneler “serbest tüketici” statüsüne geçti.EPDK’nın işi ağırdan almasının gerekçesine değindi:
- Bu durum bize, PMUM’un (Piyasa Mali Uzlaştırma Merkezi) bilgi işlem altyapısının 35 milyon abonenin “serbest”liğini yürütecek potansiyelde olmadığını gösteriyor.Arif Akşam, 21 dağıtım bölgesini özelleştirme ihaleleriyle üstlenen şirketler dahil, piayasada elektrik ticareti yapmak üzere lisans almış 200’e yakın şirket olduğuna işaret etti:
- Birlikte basın toplantısı yapalım, deniz temizliğini öncelikleriniz arasında koyduğunuzu duyurun.Öneri ortada kaldı, o günlerde düşündü:
- TURMEPA olarak denizlerimizin temizliği için çok çaba harcıyoruz. Ne kadar başarılı olsak da, bir sivil toplum örgütünün gücü sorunu çözmeye yetmiyor. Sesimizi daha fazla duyurmak için “Yeşiller Partisi” mi kursak?Yaramancı, Sanko Enerji’nin Göcek’teki çalışmalara desteğini anlatmak üzere Sanko Holding Yönetim Kurulu Üyesi Turgut Konukoğlu ve TURMEPA Genel Müdürü Akşit Özkural’ın eşliğinde buluştuğumuzda önce şu noktanın altını çizdi:
- Maalesef ülkemizde “para ile görgü” henüz buluşamadı. Göcek’te temiz deniz için örnek çalışmalar yapıyoruz ama bir yandan kirletme eğiliminin sürdüğünü görüyoruz. Toplumda geniş destek görmeyen işe, siyasiler de öncelik vermiyor.
Sahil kent belediyelerinin karadaki temizlik özenini deniz için de göstermesi gerektiğini vurguladı:
- Karada çöp ihalesi yapıyorlarsa, deniz için de düşünmeliler.Akşit Özkural araya girip, Sanko Enerji’nin desteğiyle yürüyen çalışmaları paylaştı:
- Göcek ve çevresindeki koylarda geçen yıl 1 milyon 150 bin litre pis su ve 18 bin litre sintine toplandı. Son 3 yılda 5 bin 126 tekneden alınan 4 milyon 250 bin litreyi aşkın gri ve siyah suyun denize karışması önlendi.Bunun anlamını şöyle açıkladı:
- 1 litre yağ,1 milyon litre suyu kirletiyor. 18 bin litre sintine ile 1 milyon kişinin günlük ihtiyacına denk 18 milyon litre suyun kirlenmesi önlendi.
Çatısı altında Doğtaş ve Kelebek Mobilya gibi şirketler bulunan holdingin sahibi Doğanlar’a “Aile Anayasası”nda yardım eden Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) öğretim görevlisi Salim Çam’dan itiraz geldi:
- Müstakbel gelininizi tenzih ederim. Ancak, varlıklı ailelerin çocuklarıyla sırf paraları için evlenmek isteyenler olabiliyor. Evlilikte 5 yıl dolmadan oğlunuzun üzerine mal-mülk almanızı tavsiye etmem.
Doğan’ın kafası karıştı:
- Hocam, 58 sayfalık “Aile Anayasamız” içinde bu konuyla ilgili bir madde yok. Bir madde koysak mı?
Grupta ortak olan 5 erkek kardeşi, kendi çocukları ve yeğenleriyle görüştü. Madde belirlendi:
- Nissibi Köprüsü’nde montaj işlemi tamamlandı.Mesajı alınca geçen yıl haziran ayı başında Gülsan Grubu Başkanvekili Mehmet Gül’ün ev sahipliğinde, ODTÜ, İTÜ, Yıldız Teknik ve Boğaziçi Üniversitesi’nden bir grup öğretim üyesiyle birlikte Adıyaman’a gerçekleşen gezi sonrası yazdığım yazıya baktım.
Gülsan Şirketler Grubu Proje Müdürü Arif Erdiş, Atatürk Barajı üzerinde, Kahta (Adıyaman) ile Siverek’i (Şanlıurfa) kucaklaştıracak ilk yerli asma köprünün bitiş takvimini vermişti:
- Ekim 2014’te hizmete girebilir.Kurşun’a gecikmenin nedenini sordum:
- Biliyorsunuz geçen yaz çok kurak geçti. Atatürk Baraj Gölü’nde su seviyesi öngördüğümüz ve ihale dökümantasyonunda da belirlenen minimum seviyenin 2.5 metre kadar altına düştü. Dubayı, yükleme rampasına yanaştıramaz olduk.Suyun yükselmesini bekleyecek zaman olmadığını belirtti:
- Çok farklı bir yöntem geliştirdik ve 2.5 ay sürdü. İstediğimiz süre uzatımı da bu kadardı.Suyun hâlâ beklenen seviyeye yükselmediğini kaydetti:
- Yaşanan gecikme, köprünün maliyetinde önemli bir artışa yol açmadı.Geçen akşam Osman Benzeş, Osman Saffet Arolat, Necdet Ulucan ve Şeref Özgencil’in olduğu bir buluşmada karşılaştığım Mehmet Gül’le konuştum:
- Son segmentleri dubayla yüzdürme sistemini kullanarak monte etme şansımız kalmayınca, köprünün tamamlanan bölümünü taşıyıcı olarak kullandığımız bir yöntem geliştirdik. Dünyada da pek denenmiş bir yöntem değildi.Köprünün 40 milyon dolarlık ihale bedelini anımsattım:
- İmar mevzuatı yeni baştan ele alınmalı, dikey yapılaşma tercihleri, tarihi ve çevresel doku gözetilerek değerlendirilmeli, imar değişikliği uygulamaları kamu vicdanını zedeleyen, kişilere özel değerlendirmelerden arındırılmalıdır.Ekonomi Bakanlığı ve TMB’nin koordinatörlüğünde Ankara’da düzenlenen, Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) ile Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) başta olmak üzere sektörü temsil eden derneklerin katıldığı zirvede Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “İnşaat Sektörü Bildirgesi”nden alıntılar yaptığını vurguladı:
- Sayın Başbakanımız, bizim bildirgeye tümüyle katıldığını, altına imza atabileceğini söyledi.GYODER ve KONUTDER’in zirvede “rant vergisi” konusunun gündeme getirdiğini belirtti:
- Sayın Başbakan, “Bir gecede zenginleşmeye karşıyız. Her şey hakkaniyete uygun olsun istiyoruz” dedi. Bu konuda tartışmaya açık olduklarını belirtti.Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın şu mesajını aktardı:
- İmar değişiklikleri, belediyelerin hizmet yükünü artırıyor. Belediyelerin daha iyi hizmet verebilmesi için imar değişikliği ile gündeme gelen değer artışından pay alması gerekiyor.Yenigün, TMB’nin 141 üyesinin Türkiye’deki inşaat yatırımlarının yüzde 70’ini gerçekleştirdiğini kaydetti:
- “Rant vergisi” diye gündeme oturan konuda GYODER ve KONUTDER ile ortak çalışma yapacağız.
Masada Novartis Türkiye Ülke Başkanlığı görevinden Basel’deki merkeze Değişim Lideri olarak atanan Güldem Berkman ve Türkiye Ülke Başkanlığı görevine yeni başlayan Peter Catalino var.
Joe Jimenez, Türkiye’nin Novartis’in önemli üretim üslerinden biri olduğunu belirtti:
- Türkiye’de klinik çalışmalar konusunda birinciliğimiz var. Türkiye’deki toplam yıllık 80 milyon dolarlık klinik çalışmanın yüzde 25’ini biz gerçekleştiriyoruz. Ancak, bunu yeterli görmüyor ve artırmak istiyoruz.
Türkiye’de Faz 4, Faz 3 düzeyinde klinik araştırmaları olduğunu kaydetti:
- Bunu Faz 2, hatta Faz 1 düzeyine geliştirmek istiyoruz.
Oradan yürüyen bantlarla sıkma makinesine doğru yöneldi.
Orhan Diren, yıkama havuzunun başında bir- iki portakalı eline aldı:
- Bakın, sofraya konulacak gibi diri.
Genel kanıyı anımsattım:
- Genelde çürük veya çürümeye yüz tutmuş olanlar meyve suyu üretimine kaydırılır diye biliyoruz.
Ozan Diren yanıtladı:
- 11 yıldır Meyve Suyu Endüstrisi Derneği’nin (MEYED) yönetimindeyim. 1999-2001 döneminde 4.5 litre olan yıllık kişi başı meyve suyu tüketimimiz bugün 11-12 litreyi buldu. Avrupa ve ABD’de tüketim çok daha yüksek. Ülkemizde, “Meyve suyu üretiminde çürükleri kullanıyorlar” gibi bir kuşku vardı. Sektör olarak bunun üstesinden gelmeye çalışıyoruz.