- Bodrum’dan merhaba. Neredeyse bir ömür süren Allianz birlikteliğim geçen yılın sonuna doğru bitti.Mesajda Bodrum’u görünce, tümüyle emekli hayatı yaşamaya başladığını düşündüm:
- Yine geçen yılın sonuna doğru Koç Holding yönetim kuruluna “bağımsız üye” olarak atandım. Bu, benim açımdan bir bakıma yuvaya dönüş oldu.Kanına işleyen sigortacılıktan da tam anlamıyla kopmadığını belirtti:
- Malezya Hükümeti’nin stratejik yatırım fonu Khazanah’a (Türkiye’de Sabiha Gökçen Havalimanı, Acıbadem Hastaneleri, Acıbadem Sigorta’nın kontrol hisselerine sahip) bağlı Avicennia Holding’in yönetim kuruluna atandım. Ayda bir Kuala Lumpur’a gidiyorum.Khazanah’ı temsilen Acıbadem Sigorta’nın yönetim kurulunda da görev yaptığını kaydedip, Bodrum’dan bir cümle söz etti:
- Bodrum’da zeytinyağı üretiyorum.Ardından yeni soyunduğu iş alanına değindi:
- Bunlara ilaveten çoktandır aklımda olan bir projeyi birkaç arkadaşımla birlikte hayata geçirdim. Yaşlılara bakım ve yaşam hizmetleri sunacak tesisler işletecek bir şirket kurdum. Akasya Bakım ve Yaşam Merkezi’nin yönetim kurulu başkanlığını yapıyorum. İlk tesisimizi İstanbul İdealtepe’de açtık.Olgaç’la daha sonra İdealtepe’deki tesiste buluştuk. Binaya girdiğimde beni Şişecam’da uzun yıllar üst düzey yöneticilik yapan Teoman Yenigün karşıladı:
- Kemal’le okul yıllarından beri arkadaşız. Kardeşten öte bir yakınlığımız var. Yaşlı bakımevi işine birlikte girdik.Olgaç, bu işe neden girdiğini anlattı:
- Annemi 8 yıl boyunca bakımevinde barındırmak zorunda kaldık. İlk andan itibaren bu tür merkezlerin işlevinin önemini anladım. Emekli olunca da bu işe girmeyi planladım.Yenigün araya girdi:
- Tünelin Sonu Kriz... Yeniden Kalkınma Zamanı...Ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Başbakan iken 2008 krizi sonrasında sık sık yinelediği söze gönderme yaptı:
- Kriz sadece bizi değil, gelişmekte olan ülkelerin hepsini teğet geçti.Kitabında yer alan hesaplamalarından örneklere geçti:
- Türkiye, iktidar partisinin söylediği gibi 2003-2013 döneminde 3 kat büyümedi. Söz konusu dönemde gerçek büyüme yüzde 0.60 oldu.Hükümetin “krize dayanıklılık kozu” saydığı veriye karşı çıktı:
- Bir ülkenin kamu borcunun düşüklüğü, tek başına krize dayanıklılığını göstermez. Kamu borcunuz düşük olabilir ama özel sektörün borcu ne olacak? Özel sektörün 180 milyar dolar dolayında açık pozisyonu var.Bu noktada şu hesaba dikkat çekti:
- 2007’den itibaren alınan her 1 dolarlık dış borç, 0.45 dolarlık büyüme yaratabilmiş. O borçla 1 doların üzerinde büyüme yaratılamazsa, geri ödemekte zorlanma gündeme gelir.2 yıl önce Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın Washington’da aktardığı bir veriye işaret ettim:
- Türk işadamlarının, şirketlerin yurtdışında tuttuğu, önemli bölümü ABD Hazinesi’nin kağıtlarında değerlendirilen kaynağı 138 milyar dolar düzeyindeydi. Özel sektörün açık pozisyonundan söz ederken yurtdışındaki parasına da bakmak gerekmez mi?
- Ben TÜİK ve Merkez Bankası’nın verilerini baz aldım.- Türkiye gerçekte hükümetin söylediği düzeyde büyümüyorsa, AK Parti nasıl her seçimde oylarını artırmayı başardı?
Holdingin kurucusu Vehbi Koç, ilk anda çekimser yaklaştı:
- Hırsızın istediği bir göz, biz veriyoruz iki göz.Türkiye’de 40’ıncı yılı geride bırakan Avis’i de bünyesinde bulunduran Otokoç’un Genel Müdürü Görgün Özdemir, grubun araç kiralama işine Rahmi Koç’un ısrarıyla girdiğini anımsattı:
- Türkiye’de 1974’te 9 adet Anadol’la başlayan araç kiralama sektörü, bugün 12 milyar liralık aktif büyüklüğe ulaşmış bulunuyor.Araç kiralama işinin Türkiye’de yılda yüzde 20 dolayında büyüdüğünü vurguladı:
- Otokoç’un 3.6 milyar lira dolayında olan cirosunun 1 milyar lirası araç kiralama işinden sağlanıyor. Avis, 2007’de Budget’i de bünyesine katmıştı. Dolayısıyla Budget da bizim bünyemizde. Ayrıca bunlara geçen yıl ZipCar da eklendi.
Türkiye’de havayolu ulaşımının yaygınlaşmasının araç kiralamaya da katkı yaptığını belirtti:
- Araç kiralama alışkanlıklar arasına giriyor. Ancak, Türkiye’de alınacak çok mesafe var. Ülkemizde kişi başı araç kiralama harcaması yılda 2.5 Euro iken, Almanya’da 27 Euro.Yabancı turistlerin alışkanlıklarından örnek verdi:
- Avrupa’da yabancı turistlerin yüzde 40’ı araç kiralıyor. Türkiye’de bu oran yüzde 13’te kalıyor. Turist, ülkemizde araç kullanmaya çekiniyor. Yollar ve sürücü davranışlarından ürküyor.
SARAY Alimünyum’un kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Saraylı, “A2 yanmazlık sınıfı kompozit panel” geliştirdiklerini anlatmaya başladığında nedense aklıma İstanbul’daki Polat Towers yangını geldi:
- Binadaki yangın söndürme sistemi devreye girince yangın ucuz atlatılmış, alevlerin oluştuğu katlardaki pencereler zarar görmüştü.
Saraylı, yangın sonrasında kendilerine iş düştüğünü belirtti:
- Polat Towers’ta panelleri biz yeniledik.
Bir ayrıntının altını çizdi:
- Polat Towers inşa edildiği dönemde bugünkü kadar yangına dayanabilen malzeme yoktu. Yani, kötü malzeme kullanılmış değil.
“Mineral dolgulu A2 kompozit panel” ithalatının yıllık 150-200 milyon dolar düzeyinde olduğunu ifade etti:
Yanındaki iki metal çubuğu sıcak suyun içine koydu:
- Çubukların ikisini de siz tutun.Çekingen davrandım, ısrar etti:
- Basit bir deney yapacağız. Kendi elinizle hissetmeniz gerekiyor.
Çubukları tuttum, birinin suyun sıcaklığını yansıtması 10-15 saniye sürdü. Elimi yakmaya başlayınca bıraktım. Çağlar, iki metal çubuk arasındaki farkı aktardı:
- Bunların ikisi de bakır. 10 saniyede elinizi yakacak kadar ısınan aslında bakır boru. İçinde bazı gazlar var. En önemlisi bu metal boruda “nano bor” teknolojisi kullanıldı. Isıyı bu kadar hızlı ve neredeyse kayıpsız iletebilmesi de “nano bor” sayesinde oldu.Hızlı ısınan metal çubuğu arada kontrol etmemi isteyip, anlatmaya koyuldu:
- Aslında tıp doktoruyum. 4 yıl kadar mesleğimi yaptım. Sonra bırakıp ticarete atıldım. Ankara’da inovatif işlere dönük arayışım sürerken, “nano bor”un ısıtmadaki rolünü ortaya koyduğunu iddia eden bir şahısla tanıştım. Önce anlattıklarına inanmadım. Derken, o formülle elektrikli soba ürettiler. İşleri düşündükleri gibi yürümedi.O günlerde inandırıcı bulmadığı teknolojiyi daha sonra yeniden ele aldıklarını vurguladı:
- Bir yandan araştırmayı daha ileri noktaya taşımaya çalışırken, diğer taraftan da “nano bor”un ısıtma-soğutmada nasıl kullanılabileceğine dönük prototipler geliştirdik.Arada hızlı ısınan metal çubuğu sık sık yokladık, soğuması 10-15 dakika sürdü:
MALAZLAR Kibrit markasıyla tanınan ailenin üyesi Ömer Malaz, Kartonsan ve bir kasa fabrikasındaki hisselerini satıp sanayiden tümüyle çıkarak 2001’de girdiği motor yat üretiminde 7’nci yılında Abraaj Capital’in ortaklığıyla tanıştı:
- 2008 yılı yazıydı. Henüz Lehman Brothers batmamış, kriz patlamamıştı. Abraaj Capital, şirketim Numarine’in yüzde 70’ini satın aldı. Şirketi benim yönetmemi istedi.
Ortaklık gerçekleştikten kısa süre sonra Lehman Brothers battı, ABD’den başlayan krizin fitili ateşlendi. Abraaj Capital, dünyada hissesi bulunan şirketlerdeki ortakları ve yöneticilerini Dubai’de topladı. Malaz da Dubai’deki buluşmada yerini aldı:
- Dubai’deki buluşma, 3 günlük kriz yönetimi kampı şeklinde gerçekleşti. O eğitim bana çok şey kazandırdı. Abraaj Capital, krizi göremeden mi şirketime ortak olmuştu bilmiyorum ama bana çok yararı dokundu.
İhracatta temel müşterilerinin Avrupa’da olduğunu vurguladı:
- En iyi sezonumuz 2008-2009’da toplam 23 tekne yaptık. Krizle birlikte Avrupa pazarında işler bıçak gibi kesildi.
Malaz, CNR Avrasya Boat Show nedeniyle buluştuğumuzda Abraaj’la ilk ortaklık günlerini aktarıp, ekledi:
- 1976’da Türkiye’nin ilk Ar-Ge merkezlerinden birini kurmuştuk. Yeni merkez, sektörümüzde Avrupa’da ilk sıralarda yer alıyor.Sözü Şişecam Bilim ve Teknoloji Merkezi Başkanı Prof. Şener Oktik’e bıraktı:
- Burada 155 kişi çalışıyor. Yurtiçi ve yutdışındaki toplam 11 bölge laboratuvarıyla birlikte Şişecam bünyesinde 225 Ar-Te-Ge personeli var. Kırman araya girdi:
- Ciromuzun yüzde 1’ini Ar-Te-Ge’ye ayırıyoruz.Prof. Oktik, “yeşil bina” sertifikasına sahip merkezdeki çalışmalara fırınlardan girdi:
- Şişecam’ın fabrikalarındaki fırınlar 1500-1600 derecede çalışır. Doğalgaz ve elektrik tüketimi çok yüksektir. Bu tüketimi düşürmeye çalışıyoruz.Kırman, toplam tüketimi paylaştı:
- Türkiye’deki fabrikalarımızda yılda 1.4 milyar metreküp doğalgaz, 1.1 milyar kilowat/saat elektrik tüketiyoruz. Düzcam üretimine enerjinin maliyetteki payı yüzde 45, cam ev eşyasında yüzde 35, cam ambalajda da yüzde 25’tir.Prof. Oktik, Şişecam’ın dünyada 53 fırınının olduğunu kaydetti, Atilla Ünsal bu konudaki gelişmeyi örnekledi:
- Türkiye’nin en erken biten marina projesi oldu.
Koç, Tuzla’daki marina projesini ihale öncesinde yakından izlemişti. Yazıcı, Koç’a projenin ilk hazırlık aşamasını anımsattı:
- Marinayı ihale aşamasına getirmek 3.5 yıl sürdü. Marina ve tesislerin yayılacağı alan 600 bin metrekareye yakın. İşin içinde denizi dolgusu da olduğu için İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni ortak ettik. Yüzde 75 bizim, yüzde 25 İBB’nin oldu.
Yazıcı, Koç’la sohbetini aktarınca sordum:
- Via Properties’in kazandığı ihaleyle Koç Grubu da ilgilendi mi?
- Başlangıçta ilgilendi. Ancak, projede konaklama tesisleri de olunca ihaleye katılmadı.
Hazırlık sırasında ÇED Raporu’nu da kendilerinin çıkardığını vurguladı: