Uğur Cebeci

Film izleyecektim uyku bastırdı

5 Mayıs 2013
Uzun uçuşlarda yolcular yanlarına neden yemek alıyor? Kışın bile güneş gözlüğü takanlar kim? En rahat kıyafet hangisi? Küçük ama uçuşu kolaylaştıran detayları dünyanın en uzun rotalarını uçan Air New Zelland araştırdı

10 yolcudan 7’si uyuyor

UÇAĞA BİNERKEN: Yolcuların neredeyse yüzde 30’unun aklından çalışmak geçiyor. Neler yapacağını, hangi işleri bitireceğini hayal ediyor. Diğer yüzde 30 ise uyumak istiyor. Bunları yemek yemek (yüzde 15), müzik dinlemek (yüzde 10), film seyretmek (yüzde 8) ve kitap okumak (yüzde 7) izliyor.
HAYAL BAŞKA, GERÇEK BAŞKA: Uçağa binerken farklı hayaller kurulsa da yolcuların yüzde 70’i kısa süreli de olsa kesinlikle uyuyor. Sadece yüzde 10 kesintisiz çalışıyor. Yüzde 8’i film izliyor. Yüzde 5 kitap okuyor, yüzde 4 yemek yiyor ve yüzde 3’ü de müzik dinliyor. Yani hayal edilenle gerçekleşenler çok farklı. Kabindeki yüksek basınç, kuru bir hava ile birlikte yemek sonrasında yolcular hemen uyumaya başlıyor.

Yanlarından ayırmıyorlar

Yiyecek-içecek: Uçağa binmeden önce birçok yolcu yanına yiyecek ve özellikle de su alıyor.  
Gürültü önleyen kulaklıklar: Hem müzik dinlemek hem de deliksiz uyku için şart.
Gerçek kitap: Tablet bilgisayarında e-kitap olsa da birçok yolcu gerçek kitaptan vazgeçemiyor.

Yazının Devamını Oku

Kırmızı ruj kabine fazla geliyor

30 Nisan 2013
TÜRK Hava Yolları, kabin memurlarının kırmızı ruj kullanmasını yasaklamakla çok doğru bir karar aldı. Aynı şekilde kırmızı oje de yasak. Saçların açık olması, topuz yapılmadan uçuşa gelinmesi de yasak...

İlk duyumda “yasak” kelimesi batmakla birlikte havacılık sektöründeki bu tip uygulamalar ciddi nedenlere dayanır. Kırmızı ruj hem kadını hizmet sektöründe daha fazla öne çıkarıyor, hem de kontrolü zorlaşıyor.
Özellikle kırmızı ruj uzun uçuşlarda sık sık yenilense bile bazen dişe bulaşmalarla çirkin bir görünüm ortaya çıkıyor. THY kontrol hostesleri uçuşların çoğunda kırmızı rujda kullanım aksaklıklarını da belirleyerek rapor ettiler.Aynı şekilde kırmızı oje, hizmet eden kabin memurunun yani hostesin ellerinin daha fazla dikkat çekmesinden çok tırnaklardan birindeki küçük bir dökülme bile ciddi biçimde pasaklıymış gibi görünmesine yol açıyor.
Uçuş boyunca troleyleri iten, fırınları açıp kapayan, şişe açan kabin memurlarının tırnaklarındaki ojenin zarar görme ihtimali çok yüksek. Kırmızı ojede bir parça dökülme, ciddi bir görüntü bozukluğuna yol açıyor. Daha pastel renklerde bu durum sanıldığı kadar göze batmıyor.
Kırmızı ruj ve oje yerine kullanılan pastel renkler kabin memuru içinde büyük rahatlık sunuyor. Pastel renklerde rujdaki silinmeler ve ojelerdeki küçük dökülmeler dikkat çekmiyor. Bu yüzden her havayolu şirketinde bu tür önlemler alınıyor. Ayrıca her havayolu kabin memurlarının makyajlarına, saç şekillerine karışıyor.

AŞIRI PARFÜM DE YASAK

Kabin memurunun aşırı keskin kokulu parfüm kullanması da yasak. Keskin ve çok öne çıkan kokular da yolcuyu rahatsız ediyor. Dünya Sağlık Teşkilatı da yolcuların alerji risklerine karşın kabin memurlarının uygun etkide parfüm kullanmasını öneriyor.
Saçlara gelince; saçların topuz yapılması çok önemli. Çünkü havacılıkta kabin memurları ya da pilotlarla ilgili hazırlanan kurallarda temel olarak acil tahliye şartları göz önüne alınır. Tahliye sırasında açık ve uzun saçlı kabin memuru bir yere takılıp kaldığında, yolculara yardım edemez ve ortaya çıkan tehlikenin hızla büyümesine bile yol açabilir. Bu yüzden THY kabin memurlarının saçlarını arkadan topuz yapmalarını, at kuyruğu örülmesi halinde de uzun olmasına izin vermiyor. Çünkü bununda tahliyede takılma ihtimali çok yüksek. Bu yüzden omuz hizasına bile kuyruğun uzamaması gerekiyor hatta kuyruğun file içine alınması gerekiyor.

BÜYÜK SAATLER

Yazının Devamını Oku

20 uçakla Lizbon seferi

28 Nisan 2013
Fenerbahçe taraftarı 20 uçakla Lizbon’a adeta çıkarma yapıyor. THY’de 1 Mayıs gidiş-3 Mayıs geri dönüş bilet fiyatları 2 bin 378 TL’den başlıyor.

Fenerbahçe’ye kurada Benfica’nın çıkmasıyla birlikte taraftar uçak bileti almak üzere THY’nin çağrı merkezine ve internet sitesine adeta yüklendi. Mevcut seferdeki biletler neredeyse dakikalar içinde tükendi.
Yüksek talep nedeniyle THY iki ek sefer koydu. Mevcut uçuşlarda da normalde tek koridorlu Boeing 737-800 veya Airbus A320’nin kullanıldığı İstanbul-Lizbon seferi çift koridorlu Airbus A340 (270 koltuklu) veya A330-300 (289 koltuklu) uçaklarıyla yapılacak. THY mevcut uçuşların yanı sıra yedi adet charter olarak adlandırılan tarifesiz sefer de gerçekleştirecek.
Yazının hazırlandığı saatlerde tüm vergiler dahil THY’den ekonomi sınıfı 2 bin 378 TL’lik bilet bulunabiliyordu. TK5401 sefer sayılı uçak 1 Mayıs’ta saat 16.10’da kalkıp saat 19.05’te iniyor. Dönüşse 3 Mayıs saat 22.20’de. Uçağın İstanbul’a varışı ertesi gün saat 04.50’de.

400 EURO’DAN BAŞLIYOR

Pegasus, Atlas, Free Bird ve Corendon Lizbon’a charter sefer düzenleyecek. Bu uçuşlarla birlikte Lizbon’a en az 20 yolcu uçağının Fenerbahçelileri götürmesi bekleniyor. Tur şirketleri tarafından organize edilen bu organizasyonlar iki türlü. Bazı turlarda otel yok. Taraftar gidiyor ve maçtan sonra dönüyor. Bu uçuşlarda bilet fiyatları 450 Euro’dan başlıyor. Konaklamalı turlardaysa otellerin yıldızlarına göre fiyatlar 750-1000 Euro arasında.
Eğer aktarmayı tercih ederseniz Lizbon’a uçmanın farklı yolları da var. Ancak aktarma yapılacağı için uçuş süresi 7 buçuk -18 saat arasında değişiyor. “Havalimanlarında beklerim-sabahlarım, sorun değil” diyorsanız, en ucuz bilet Swiss’te. Tüm vergiler dahil 856 TL’lik biletle, 1 Mayıs akşam saat 17.20’de İstanbul’dan Zürih’e uçuyorsunuz. Zürih Havalimanı’nda 10 saat 50 dakikalık bir aktarma süreniz var. Sabah 06.20’de ilk uçakla Lizbon’a gidiyorsunuz. İniş saatiniz 08.10. Dönüş yolculuğuysa 3 Mayıs’ta saat 06.15’te başlıyor. Münih veya Zürih üzerinden İstanbul’a dönüyorsunuz.
Aktarmalı olarak bilet fiyatları Lufthansa 973, TAP Portugal 1431, Alitalia 1637, KLM 1765 ve British Airways de 2 bin 305 TL’den başlıyor.

ÖZEL UÇAKLAR NE KADAR?

Yazının Devamını Oku

Hürkuş işkence askısında

21 Nisan 2013
Adını Türk havacılığında ilklere imza atan Vecihi Hürkuş’tan alan TAI’nin tasarladığı eğitim uçağı Hürkuş, gökyüzüyle buluşmak için gün sayıyor. Üzerinde 600 sensör olan uçak, işkence askısında uçuş ömrü boyunca taşıyacağı tüm yüklerle test ediliyor.

Haziran ayında ilk uçuşunu gerçekleştirmesi planlanan Hürkuş, yerdeki test aşamalarını bir bir tamamlıyor. Geçen yıl havacılık geleneklerine uygun olarak montajından sonra imalat hattını terk eden uçağın, üzerinde metal banda benzer 600 özel sensörle hidrolik, iniş takımı, elektrik ve aviyonik sistemlerinin fonksiyon testleri bitirildi. İlk motor çalıştırmasının ardından şu anda Hürkuş’un kanatçık, dümen gibi uçuş kontrol sisteminin mekanizmaları deneniyor. Günde 3 vardiya, 24 saat yapılan çalışmalar, Avrupa havacılık otoritesi EASA ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) ile birlikte sürdürülüyor. Hem yer hem de uçuş testlerinin başarıyla tamamlanmasının ardından Hürkuş EASA tip sertifikası alacak.

TESTLER 4 UÇAKLA YAPILIYOR

Hürkuş’un testleri için toplam 4 uçak üretiliyor. İlk uçar prototipin motoru şubat ayında çalıştırıldı. Üretilen ikinci uçaksa statik sağlamlık ve kabin basıncı testlerinde kullanılıyor.
Buradan alınacak sonuçların ardından birinci uçak için uçuş izni verilecek. Üçüncü uçağın montajı ise sürüyor. Son test uçağı, laboratuvarda metal yorulması testlerine tabi tutulacak. Hürkuş’un en az 10 bin 500 uçuş saatlik ömre sahip olduğu kanıtlanacak. Uçağın havacılık kuralları gereği belirlenen limitlerinin en az 1.5 katına dayanması gerekiyor. Testlerde hem bu ölçülüyor hem de bilgisayar yardımlı simülasyonlarla gerçeğe çok yakın elde edilen verilerle tasarıma hemen müdahale edilebiliyor.
Motor çalıştırılmasının ardından uçağın tüm kumanda yüzeyleri söküldü. Buralara uçuş yüklerini temsil eden özel ağırlıklar takıldı. Pilotların uçuş sırasında lövye ve pedal üzerinde hissedecekleri kuvvetler uçak üzerinde denendi.
İkinci uçağa, uçuş sırasında maruz kalacağı en kritik kuvvetler uygulanıyor. Kabin basıncının da denendiği bu testlerde TAI tarafından belirlenen 37 test koşulunun 5’inin tamamlanması ile ilk uçuşa izin çıkacak.
Gövde, kanatlar ve kuyruk üzerinde 1800 noktadan ölçüm alınıyor ve mühendisler sonuçları bilgisayar hesaplarıyla karşılaştırıyor.

İLK UÇUŞ ÖZEL İZİNLE

Yazının Devamını Oku

Çocukları rahatsız eden film yüzünden uçak başka havalimanına indi

14 Nisan 2013
Uçakların planlanan varış noktasından farklı bir yere inmesine havacılıkta ‘divert’ deniyor. En çok da teknik sorunlar, meteorolojik gelişmeler veya sağlık nedeniyle uçaklar ‘divert’ ediyor. Ama bu hikâye çok farklı.

Tarihler 2 Şubat 2013’ü gösterirken, United Havayolları’nın 638 sefer sayılı yolcu uçağı Denver’dan Baltimore’a uçuyordu. Anne - baba ve 4 ile 8 yaşlarındaki iki erkek çocuktan oluşan bir aile, Airbus A320 tipi uçağın yolcuları arasındaydı.

FİLMİ HERKES SEYREDEBİLİYORDU

Kabin amiri, zamanında yapılan kalkışın ardından eğlence sistemini çalıştırdı. A320 uçağında ekranlar açılarak indi. Reklamların ardından bir film başladı. Genel ekranlardan yayımlanan filmi, uçaktaki tüm yolcular seyredebiliyordu.
Ebeveynler önce filmle pek ilgilenmese de birkaç dakika sonra çocukların pürdikkat ‘Alex Cross’ adlı filmi seyrettiklerini fark ettiler. Ekrandan gözlerini alamayan çocuklar anne-babalarının söylediklerini bile duymuyordu.
Genç anne - baba filme göz attıklarında adeta şoke oldular. Şiddet sahneleri arka arkaya geliyordu. United’ın dergisinde kabin eğlence sistemi hakkında bilgi veren sayfalarda ise Alex Cross’un ABD’de ‘PG13’ olarak adlandırıldığı, yani 13 yaş üstü izleyiciler için uygunluk gösterdiği belirtiliyordu.

EKRANLARI KAPATIN!

Hemen kabin memurunu çağırdılar. Filmin çocukları için uygun olmadığını, sistemin kapatılması gerektiğini söylediler. Kabin memuru yolcuları dinledikten sonra amirin yanına gitti. Biraz sonra da kabin amiri ailenin yanına geldi.

Yazının Devamını Oku

Helikopterler gece görecek, hastalar sabahı beklemeyecek

7 Nisan 2013
Sağlık Bakanlığı’nın 2008’den bu yana verdiği ücretsiz ambulans helikopter hizmetinde yeni bir dönem başlıyor. Halen sadece gündüz gerçekleşen uçuşlar, 12 Ağustos’tan itibaren gece de yapılabilecek. 24 saat hayat kurtarılacak.

Sivil helikopterler, özel izinler dışında uzun yıllar Türkiye’de gece uçamadı. Bu durum, 24 saat hayat kurtarabilecek ambulans helikopter için önemli bir eksiklikti.

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün (SHGM) hazırladığı yeni kurallarla artık gece uçuşlarının önü açıldı.

Sağlık Bakanlığı’nın ikinci ambulans helikopter ihalesini kazanan Saran Havacılık-THK Gökçen Havacılık ortaklığı, 12 Ağustos’tan itibaren başlayacağı hizmetinde 24 saat operasyon yapılabilecek. Ağırlığı Bell 429’lardan oluşacak filoda, helikopterler gece görüş sistemine uygun olarak teslim edilecek.

Ambulans helikopter pilotları eğitimlerini tamamladıktan sonra ‘Gece Görüş Gözlüğü’ (GGG) kullanarak uçabilecek.

NASIL BAŞLADI?

Uzun yıllardır askeri helikopter pilotlarının başarıyla kullandığı GGG’ler ilk olarak 1999’da ABD’de sivil havacılığa uygulandı. GGG’de görüntü, objelerdeki mevcut elektromanyetik enerjiyi arttırarak pilota yansıtılıyor. Böylelikle yeterince aydınlanmayan, loş ışıklı ortamda bir görüntü oluşturuyor. Adeta geceyi gündüze çeviren bu gözlükler sayesinde helikopter pilotları emniyetle uçabiliyor.

Pilotlar GGG kullanmadan önce özel eğitimden geçiriliyor. Havacılık otoritelerinin belirlediği kurallara göre bu sistemi kullanacak pilotların en az 500 saat uçuş tecrübesine sahip olması gerekiyor. Teorik eğitimleri, gerçek uçuşlar izliyor.

GÖZLÜK 15 BİN EURO

Yazının Devamını Oku

Kabin bagajı tarihe mi karışıyor?

31 Mart 2013
Tüm yolcular uçağa yanına hiçbir eşya veya çanta almadan binerse ne olur? Amerikan Havayolları dört havalimanında bu uygulamanın deneyini yapıyor. Sonuçlar merakla bekleniyor.

Amerikan Havayolları, geçen günlerde ilginç bir deneye başladı. Bir ay boyunca devam edecek araştırmanın amacı kabin bagajı olmadan yapılan uçuşların verimliliğini ölçmek. ABD’de Austin Bergstrom, Washington’da Dulles, Baltimore ve Fort Lauderdale’de deneye katılarak uçağa yanlarına çanta almadan binen yolcular, ekstra mille ya da business class yolcuları ile birlikte uçağa önden alınarak ödüllendiriliyor.

Havayolu çalışanları dört meydanda anket yapıyor, yolcular dinleniyor. Uçağa binişlerde-inişlerde zaman ölçülüyor. Henüz şirket yetkilileri sonuçları açıklamıyor. Ama beklenen rakamlar çıkarsa, havayolu taşımacılığında yeni bir dönem başlayabilir, kabin bagajı uygulaması tarihe karışabilir.

Uçağa çantasız binmenin en önemli avantajı, yerdeki yolcu hareketinin inanılmaz hızlanması. Özellikle tek koridorlu uçakta yolcular baş üstü dolaplarına yerleştirilen bavullar için dakikalarca ayakta bekliyor. Aynı durum uçak indiğinde bir kere daha yaşanıyor. Havayolları rötara girmemek için bu uygulamayla ciddi zaman kazanmayı hedefliyor.

KABİNE BAGAJ İSTENMİYOR

Yolcuların yüzde 70’i kabine alınacak bagaj ölçülerini bilmiyor.

Büyük çantalar, ağırlık limitlerini aşan bagajlar kabine alınmaya çalışılıyor. Bazen uçağa biniş öncesinde büyük bavulların kabine alınması konusunda ciddi tartışmalar çıkabiliyor.

Baş üstü dolapları fazla kabin bagajı nedeniyle hemen doluyor. Her ne kadar imalatçılar artık daha geniş hacimli dolaplar yapsalar da bagajların yanı sıra yolcuların duty free alışverişleri, kış aylarında paltolar-montlar dolapların çok çabuk dolmasına neden oluyor. Son binen yolcuların kabin bagajları mecburen kargoya alınmak zorunda kalınıyor.

Uçağın kalkış ağırlığı, kabine çok sayıda alınan çanta nedeniyle bazen tam olarak hesaplanamıyor. Sıcak havalarda veya yüksek havalimanlarından yapılacak uçuşlarda ağırlık öne çıkıyor.

Yazının Devamını Oku

Bir kaşık suda boğulmak

24 Mart 2013
THY, neden henüz imal edilmemiş ve uçmamış uçaklar satın alıyor olabilir? Peki, satın alımlarda büyük başarılar sağlayan THY, hangi konuda hâlâ tökezliyor?

Türk Hava Yolları, son birkaç ay içinde tarihin en büyük uçak alımlarını gerçekleştirdi. Son olarak orta kapasite, orta menzilli tek koridorlu yeni nesil A321neo ve A320neo uçaklarının anlaşmalarını imzaladı. 2015’ten itibaren 53 A321neo, 4 A320neo ve 25 klasik A321 filoya katılacak. 35 adetlik opsiyon yani kesin siparişe çevrilebilir A321neo anlaşması da var. Toplam 13 milyar 413 milyon dolarlık dev sipariş.
Airbus A321neo’nun katalog satış fiyatı 117.4 milyon dolar. A320neo’nun yine standart satış fiyatı 100.2 milyon dolar. Uzun süre pazarlıklar yapıldı. Henüz imal edilmemiş ve uçmamış uçaklar bunlar. Uçmamış bir uçak satın alınır mı? Evet, eğer biraz sallansalar, bu uçakları almaları belki de 2 ya da 3 yıl sonrasına sarkardı. O zaman büyümede müthiş bir durgunluk yaşanırdı. Filoya yeni uçak girişi yerine piyasadan toplama, kabin konfigrasyonları farklı, standartları aynı olmayan uçaklar girerdi. Doğru ve zamanında bir karar verildi. Zamanında uzun menzilli A340 uçakları daha imalat başlamadan kâğıt üzerinde satın alınmıştı. Havacılıkta bu doğal bir durum.
Zamanında karar vermek tartışmasız bir başarı. Ama fiyatta belli bir yere gelebilmek daha büyük bir başarı. THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, Genel Müdür Temel Kotil ve bu işlerin perde arkasındaki güçlü adamı Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Bolat, Airbus’un A320-321 modellerinin ‘neo’ serisini yarı fiyatının da altında satın aldılar. Tahminim tanesi 40 milyon doların civarında bir fiyatla filoya katılacak. Benzeri rakamlar aynı seriden satın alan Pegasus için de üç aşağı beş yukarı aynı. Uçakların teslim tarihlerine, satışlarına vs. nedenlere göre fiyatlarda küçük oynamalar var.
Şirket uzun menzilde Boeing 777 ve Airbus A330-300 ile yoluna devam ediyor. Ama yakın gelecekte büyük ihtimalle çok daha büyük uçaklar A380 ve Boeing 747 Jumbo’nun yeni serisi ‘8’ için de harekete geçilecek. Üçüncü havalimanının gerçekleşme hızıyla doğru orantılı bir seyir izleneceği tahmin ediliyor.

MADALYONUN BİR BAŞKA YÜZÜ

Gelgelelim bu başarıları gösterenler hâlâ bir kabin memuru, pilot üniformaları konusunda sonuca varamadılar. Aksine deklare edilmese de şu andaki üniformalarla bir süre daha yola devam edilecek görünüyor. Şirketin kendi personelinin tweet atarak sızdırdığı, garip tasarımlı üniformalar neredeyse bir skandal yaratınca ortalık geçici bir sessizliğe büründü. Tahliye şartlarına uygun olmayan garip üniformalar bir tasarım kepazeliği olarak karşımıza çıkmıştı. Modacı şirket için de kim ne dediyse onu yapmış, kaftanlar, fesler-mesler saçma sapan desenli kumaşlarla curcuna yaratılmıştı. Kabin memurları bir talihsizlik anında, değil yolcuları tahliye etmek kendileri bile dışarı çıkamasınlar, bir yangın anında çaresiz kalsınlar diye cahilliğin tasarımının ucundan dönmüşlerdi.
İnsanın aklı ermiyor, uçak alımları, kârlılık, yolcu sayısındaki artış, ikramdaki başarı, sponsorluklardaki uluslararası ataklar, reklam kampanyalarındaki iz bırakan yapımlar... Her biri gerçekten okyanusun geçilmesindeki büyük başarı hikâyeleri.

Yazının Devamını Oku