Paylaş
Türk Hava Yolları, son birkaç ay içinde tarihin en büyük uçak alımlarını gerçekleştirdi. Son olarak orta kapasite, orta menzilli tek koridorlu yeni nesil A321neo ve A320neo uçaklarının anlaşmalarını imzaladı. 2015’ten itibaren 53 A321neo, 4 A320neo ve 25 klasik A321 filoya katılacak. 35 adetlik opsiyon yani kesin siparişe çevrilebilir A321neo anlaşması da var. Toplam 13 milyar 413 milyon dolarlık dev sipariş.
Airbus A321neo’nun katalog satış fiyatı 117.4 milyon dolar. A320neo’nun yine standart satış fiyatı 100.2 milyon dolar. Uzun süre pazarlıklar yapıldı. Henüz imal edilmemiş ve uçmamış uçaklar bunlar. Uçmamış bir uçak satın alınır mı? Evet, eğer biraz sallansalar, bu uçakları almaları belki de 2 ya da 3 yıl sonrasına sarkardı. O zaman büyümede müthiş bir durgunluk yaşanırdı. Filoya yeni uçak girişi yerine piyasadan toplama, kabin konfigrasyonları farklı, standartları aynı olmayan uçaklar girerdi. Doğru ve zamanında bir karar verildi. Zamanında uzun menzilli A340 uçakları daha imalat başlamadan kâğıt üzerinde satın alınmıştı. Havacılıkta bu doğal bir durum.
Zamanında karar vermek tartışmasız bir başarı. Ama fiyatta belli bir yere gelebilmek daha büyük bir başarı. THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, Genel Müdür Temel Kotil ve bu işlerin perde arkasındaki güçlü adamı Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Bolat, Airbus’un A320-321 modellerinin ‘neo’ serisini yarı fiyatının da altında satın aldılar. Tahminim tanesi 40 milyon doların civarında bir fiyatla filoya katılacak. Benzeri rakamlar aynı seriden satın alan Pegasus için de üç aşağı beş yukarı aynı. Uçakların teslim tarihlerine, satışlarına vs. nedenlere göre fiyatlarda küçük oynamalar var.
Şirket uzun menzilde Boeing 777 ve Airbus A330-300 ile yoluna devam ediyor. Ama yakın gelecekte büyük ihtimalle çok daha büyük uçaklar A380 ve Boeing 747 Jumbo’nun yeni serisi ‘8’ için de harekete geçilecek. Üçüncü havalimanının gerçekleşme hızıyla doğru orantılı bir seyir izleneceği tahmin ediliyor.
MADALYONUN BİR BAŞKA YÜZÜ
Gelgelelim bu başarıları gösterenler hâlâ bir kabin memuru, pilot üniformaları konusunda sonuca varamadılar. Aksine deklare edilmese de şu andaki üniformalarla bir süre daha yola devam edilecek görünüyor. Şirketin kendi personelinin tweet atarak sızdırdığı, garip tasarımlı üniformalar neredeyse bir skandal yaratınca ortalık geçici bir sessizliğe büründü. Tahliye şartlarına uygun olmayan garip üniformalar bir tasarım kepazeliği olarak karşımıza çıkmıştı. Modacı şirket için de kim ne dediyse onu yapmış, kaftanlar, fesler-mesler saçma sapan desenli kumaşlarla curcuna yaratılmıştı. Kabin memurları bir talihsizlik anında, değil yolcuları tahliye etmek kendileri bile dışarı çıkamasınlar, bir yangın anında çaresiz kalsınlar diye cahilliğin tasarımının ucundan dönmüşlerdi.
İnsanın aklı ermiyor, uçak alımları, kârlılık, yolcu sayısındaki artış, ikramdaki başarı, sponsorluklardaki uluslararası ataklar, reklam kampanyalarındaki iz bırakan yapımlar... Her biri gerçekten okyanusun geçilmesindeki büyük başarı hikâyeleri.
Aynı sistemi yönetenlerin bir kabin memuru üniformasında ya da bazı hatlarda içki ikramını kaldırma gibi nedenlerin oluşturduğu bir kaşık suda boğulmalarının cevabını arıyorum.
Bulamıyorum ve anlamıyorum...
THY doktor yolcuya 5 bin mil verecek
“Uçakta doktor yolcunun yeri önceden bilinmeli” diye 4 Temmuz 2000 tarihinde yazdığım yazı nihayet THY’de de uygulanmaya başladı.
Yazıdan kısa süre sonra ilk uygulamayı izin alarak Emirates Havayolları hayata geçirmişti. Geçen günlerde Lufthansa da bu sistemi uygulamaya aldı.
Doktor yolcu sisteme kayıt olduğunda bilet alırken tanınıyor ve kabine gönderilen yolcu listesinde yeri biliniyor. Hatta uzmanlık dalı da adının karşısında yer alıyor. Böylece bir yolcu hastalandığında kabinde anons yapılıp diğer yolcular rahatsız edilmeden doktor göreve davet ediliyor. Doktor bilet alırken kendisini tanıttığı ve bu tanıtma karşılığı bir ödül aldığı için de baştan havada müdahale görevini kabul etmiş oluyor. Bir yolcu hastalandığında zaman zaman uçakta doktor yolcu olmasına rağmen kendisini tanıtmadığı ya da anons yapıldığı sırada uyuyor olduğu ve anonsu duymadığı görülüyor.
Havada yolcuya müdahalenin sınırları sınırlı. İlaç verilmesi bile alerji vs. nedenler bilinmediği için ya da sadece yolcunun beyanına kaldığı için kabin ekipleri tarafından sağlık kitindeki ilaçların verilmesi de yasak. Basit bir sağlık sorunu nedeniyle tanımlama güçlüğü olduğunda pilotlar zorunlu olarak rotalarını değiştirmekte en yakın havalimanına inmek zorunda kalmakta. Bu da ciddi maliyetlere yol açıyor. Ama kısaca ‘Smiling Doctors-Gülümseyen Doktorlar’ diye adlanan programa katılmayı kabul eden doktorlar sayesinde ciddi bir zaman kazanılacak ve müdahale çok hızlanacak.
Yaklaşık 13 yıllık bir gecikme de olsa bu uygulamayı sistemlerine alan THY’ye teşekkürler.
Paylaş