Uğur Cebeci

Kaptan pilot garajında uçak yapıyor

17 Haziran 2007
Yavuz Sütçü, bir kaptan pilot. Türk Hava Yolları’nda. 1988’den bu yana uçuyor. Boeing 737 filosunda görev yapıyor. Yavuz Sütçü’nün en büyük hobisi, garajında imal ettiği tek motorlu "Cozy Mark IV" tipi uçak. Deneysel havacılık sınıfında Cozy’nin yüzde 50’si tamamlanmış durumda. Çalışmalara 2001’in Haziran ayında başlayan Yavuz Kaptan, Cozy’nin ilk uçuşunu iki yıl içinde yapmayı planlıyor.

Özellikle ABD’de deneysel havacılık inanılmaz bir sektör. Halen garajda imal edilmiş 25 bin deneysel uçak ABD semalarında uçuyor. 50 bin uçağın imalatı da devam ediyor.

Deneysel uçaklar birkaç kategoriye ayrılıyor. İlk kategoride uçağı parçalar halinde alıyorsunuz, montajı kendiniz yapıyorsunuz. Bu türe "kit uçak" deniyor. Kompozit uçakların da parçalarını epoksi, reçine kullanarak aynı bir tekne yapar gibi döküyorsunuz.

İkinci kategoride ise imalatı kendiniz sadece bir plandan yapıyorsunuz. Planda önerilen hammaddeyi kullanarak önce tek tek parçaları imal ediyorsunuz. Sonra da bunları yine plana göre birleştirip uçağı tamamlıyorsunuz. Bu sınıf, plandan veya sıfırdan yapılan uçaklar olarak biliniyor. İşte Cozy Mark IV, bu sınıfta. Diğer bir kategori ise tasarımı dahil her şeyi ile kendinizin yaptığı uçaklar.

NASIL YAPILIYOR

İşe yapım planı ile başlıyorsunuz. Çok detaylı bu plan, satın alan kişi üzerine bir kerelik kullanım anlaşmasıyla veriliyor. Planda uçak yapımının yanı sıra malzemelerin nereden alınacağı, hangi özelliklere sahip olacağı tek tek belirtiliyor.

Uçakta sadece havacılık onaylı malzemelerin kullanımına izin veriliyor. Yani kafanıza göre bir cıvatayı nalburdan alıp kullanamıyorsunuz. Gövde imalatı tamamlandıktan sonra motor, kokpitteki göstergeler, hazır olarak alınıyor.

YURTDIŞINDA VERGİDEN MUAF

Uçak yapımı, havacılık otoriteleri tarafından yakından takip ediliyor. İmalat sonrasında uçağın tescili sırasında kullanılan malzemelerin uçak imalatına uygun olup olmadığı denetleniyor. Deneysel uçaklarla ticari amaçlı uçuş yapılamıyor. Yurtdışında deneysel havacılık araştırma-geliştirme kategorisine girdiği ve ticari amaçla kullanılmadığı için vergiden muaf.

Yavuz Sütçü’nün Cozy Projesi’nde ailesiyle birlikte en büyük gönüllü destekçisi Ahmet Onat. Sabancı Üniversitesi Mekatronik Bölümü öğretim görevlisi Ahmet Onat ile Yavuz Sütçü 1995’te ABD’de havacılığın Mekke’si diye bilinen Oshkosh Fuarı’nda şans eseri tanışmışlar. Ahmet Onat küçüklük yaşlarındaki uçak hayalini Cozy üzerinde çalışarak hayata geçiriyor. İmalatta bizzat çalışıyor.

OTOMOBİL FİYATINA

Deneysel havacılık el becerinizi geliştirip kendi uçağınızı yapma hazzını yaşatırken maliyetleri de inanılmaz düşürüyor. Örneğin Cozy performansında normal kullanıma onaylı, fabrika yapımı bir uçağın fiyatı 300-400 bin dolar civarında. Ama bu uçağı kendiniz yaparak maliyetleri orta sınıf otomobil fiyatına düşürebilmeniz mümkün.

Halen Türkiye’de altı deneysel uçak projesi devam ediyor. Bu konudaki öncüler arasında Samsun’dan Yusuf Kahvecioğlu, Kayseri’den Yavuz Şiray geliyor. Cozy’yi iki yıl içinde bitirerek uçurmak isteyen Yavuz Sütçü, projelerin tamamlandıkça, uçakların uçmasıyla bu işe ilginin daha da artacağına inanıyor.

SAATTE 332 KİLOMETRE HIZLA UÇUYOR

Cozy, efsanevi uçak tasarımcısı Burt Rutan’ın tasarımı Long Eze modelinden yola çıkılarak, Rutan’in izniyle Nat Puffer tarafından dizayn edildi.

Plastik bazlı kompozit malzemenin babası olarak kabul edilen Rutan, geçtiğimiz yıllarda tasarladığı deneysel amaçlı uçağını uzaya çıkartarak sivil uzay uçuşlarının yolunu açtı. Aslında Rutan bir taraftan da garaj uçaklarının limitlerinin uzay olduğu mesajını da vermiş oldu.

Kompozit gövde ve kanatları, uçağın hafif olmasını sağlıyor. Cozy’nin motoru arkada yer alıyor. Cessna 172’lerde kullanılan aynı motora sahip.

Cozy, tasarımındaki aerodinamik üstünlükleri sayesinde 172’den tam iki kat daha hızlı yani saatte 332 kilometre süratle uçabiliyor. Menzili ise 1600 kilometre.

Dört kişilik uçak, burunda yer alan ve "canard" adı verilen özel kanatçıklar sayesinde havada süratsiz kalmadan uçabiliyor. Bu açıdan bir tasarım harikası. Kullanımı kolay.

Türkiye’nin ilk Cozy uçağı, Kayseri’deki Çapar Makine tarafından yapılmıştı. Uçak, 2005’te deneysel amaçlı üretilmesine rağmen Maliye Bakanlığı tarafından kesilen 12 bin YTL’lik cezayla gündeme gelmişti. Tolga ÖZBEK

Kuğu işadamlarını uçuracak

Kaptan Pilot Yüksel Hocaoğlu tarafından kurulan Kuğu Havacılık (Swan Air) Antalya merkezli iş jeti uçuşlarına başlıyor. Ekim ayında teslim alacağı Raytheon Hawker 900XP ve 850XP tipi iki iş jetiyle uçuşlarına başlayacak şirket, 2009’da filosuna bir adet uzun menzilli Falcon 900EX tipi uçak katacak. Antalya ve Kazakistan’da Astana’dan Orta Asya ve Avrupa’ya uçmayı planlayan şirket aynı zamanda işadamlarına hava taksi şirket yönetimi, bakım ve eğitim anlaşmaları konusunda da danışmanlık hizmeti verecek.

Uzun süredir bölgenin özel uçak kiralama konusunda en önemli brokerlarından biri olan Hocaoğlu, tüm dünyanın gözünün Orta Asya’da olduğuna dikkat çekiyor. Bölgedeki işadamlarının uçak almak yerine kiralama yolunu seçerken önümüzdeki yıllarda bölgedeki talebin Hindistan ve Çin’e kayacağı tahmin ediliyor.

Kaptan Pilot Yalçın Bal ile ortak kurdukları şirketlerinde şu an 8 pilot bulunduğunu söyleyen Hocaoğlu, "2008 sonuna kadar halen 2 olan müşteri sayımızı en az 6’ya çıkartmayı hedefliyoruz. Şu an sadece yabancı işadamlarıyla çalışıyoruz. Ancak yurt içinde de hareketlilik olacağını tahmin ediyorum" diye konuştu.

Bölgede Türk şirketleri yoğun olarak çalışırken bu konuda en büyük rakip Alman ve Avusturya merkezli hava taksi kuruluşları. Ancak ortak kültür ve yakın coğrafya nedeniyle bölgede birçok işadamı Türk şirketleriyle uçmayı tercih ediyor.

Çakal bombaları buluyor

İskoç Border Colie cinsi 3 yaşındaki "Çakal" İstanbul Atatürk Havalimanı’nda "dedektör köpek" olarak görev yapmaya başladı. Havayollarına özel güvenlik hizmeti veren Gözen Air’in ilk bomba tespit köpeği Çakal, hassas burnuyla her türlü patlayıcıyı tespit edebiliyor.

Bomba arama, narkotik gibi güvenlik amaçlı köpeklere K-9 adı veriliyor. Bu isim Latince köpek dişi anlamına gelen "canine"den geliyor. Bu tür köpekler daha yavruyken tespit ediliyor. Atılgan olanlar narkotik, daha sakin olanlar bomba tespit konusunda eğitilmek üzere ayrılıyor. Köpek 6 aylık olunca özel eğitim başlıyor. Toplam 6 aylık eğitimden sonra K-9’lar havalimanlarında görev yapabilir hale geliyor. İyi bir köpeğin fiyatı yaklaşık 30 bin YTL’ye ulaşıyor.

ÖZEL SEÇİLİYOR

Bomba tespit köpekleri dar alanda rahat hareket etmeleri için biraz küçük yapılı cinslerden seçiliyor. Çevredeki insanları korkutacak kurt veya benzeri köpek cinsleri tercih edilmiyor. Border Colie, köpekler arasında en zeki türlerden biri.

Bomba tespitinde köpek kullanılmasının amacı, bir yandan güvenliği artırırken diğer yandan işlemleri hızlandırmak.

Çakal, A4, C4, TNT, Nitro Gliserin gibi tüm patlayıcıları anında tespit ediyor. Bomba kokusunu aldığı an şüpheli paketin önünde çöküyor ve idarecisine bakmaya başlıyor. Burada özel güvenlik şirketi Emniyet’e haber veriyor. Müdahale özel bomba imha ekipleri tarafından gerçekleştiriliyor.

SAYILARI ARTACAK

Şirketin Eğitim ve Ar-Ge Denetim Departman Müdürü Uğur Aşkın göreve başlayan Çakal’ın performansından memnun. Halen ikinci köpek eğitimini sürdürüyor. Hedef 8-9 köpekle K-9 hizmetini verebilmek.

Yolcu hattı

Fax: 0 212 677 03 64

cockpit@hurriyet.com.tr


Pegasus Havayolları’ndan 2 Mayıs 2007 tarihli Ankara-Antalya uçuşu için 28 Nisan’da bilet aldım. 1 Mayıs’ta bileti iptal etmek istedim. Çağrı merkezinle yaptığım telefon görüşmesinde bilet ücreti olan 75 YTL’nin geri ödenmesinin ancak biletin satın alındığı havalimanı ofisinde mümkün olduğu bildirildi. Bileti iptal ettirdim. 10 Mayıs’ta paramı almak üzere havalimanına gittiğimde biletimin iptal edilmediğini ve yandığını öğrendim.

Orhan BAYAZ

Yolcumuz Orhan Bayaz, biletini çağrı merkezinden iptal ederken görevli personelimizin iptal tuşuna basmaması nedeniyle işlem yapılamamıştır. Kurallarımız gereğince; nakit satın alınan biletin ücret iadesi, biletin satın alındığı satış ofisinden gerçekleştirilmektedir. Yolcumuzun ücret iadesi banka hesabına havale edilmiştir.

Pegasus Havayolları Müşteri İlişkileri
Yazının Devamını Oku

Boeing 787 yumuşak uçacak

10 Haziran 2007
Amerikalı imalatçı Boeing, yeni yolcu uçağı 787 Dreamliner’da, türbülans etkilerinin en az hissedilmesi için özel bir oto-pilot sistemi denemelerine başladı. Testleri Boeing 777 uçağında gerçekleştirilen hassas oto-pilot, türbülans sırasında uçağın yukarı-aşağı, sağa-sola yaptığı ani hareketlere karşılık çok hızlı küçük kumandalar vererek uçağı kontrol altında tutuyor. Sarsıntılar normal yolcu uçaklarına göre yüzde 50 oranında azaltılarak "yumuşak uçuş" sağlanıyor. Boeing bu sistemle "uçak tutması" olarak da bilinen hareket hastalığını önlemeyi hedefliyor.

Boeing’in geliştirdiği sistemde, uçağın farklı kumanda noktalarında sekiz adet özel algılayıcı bulunuyor. Uçağı ani olarak yukarı kaldıran veya aşağı bastıran hava hareketleri yani türbülans oluştuğunda sistem anında devreye giriyor. Türbülansın etkilerinin tam tersi kumanda veriliyor. Uçak rotasında tutuluyor. Verilen yumuşak kumandalar sayesinde böylece yolcunun kabinde fazla sarsılmadan, türbülansın etkilerini en az hissederek uçmasını sağlıyor.

TESTLER BAŞARILI

Boeing Ürün Pazarlama Müdürü Samir Belyamani, 777’de yapılan testlerin başarısına dikkat çekerek, sistemin geliştirilip gelecekte imal edilecek tüm uçaklarda kullanılacağını söyledi.

Avrupalı imalatçı Airbus da benzer bir sistem üzerinde çalışıyor. "Sıfır türbülans" adı verilen sistemde, türbülansın önceden tespit edilerek önlem alınması hedefleniyor. Ancak uçaklarda kullanılan mevcut teknoloji yani radar ve diğer sistemler bazen türbülansları tespit edemiyor. Uzmanlar, gelecek 10 yılda yeni geliştirilecek sistemler ve farklı uçak tasarımları ile türbülans etkilerinin kabine hiç yansıtılmamasını hedefliyor.Tolga ÖZBEK cockpit@hurriyet.com.tr

Kanadı koptu ama birinci oldu

Bu yıl büyük heyecana sahne olan Air Race’te sezonun en çekişmeli yarışı geçen hafta İstanbul’da yapıldı. Yarışın galibi, bir önceki gün kanat ucu parçasının kopmasına rağmen uçağını yarışa yetiştiren Amerikalı pilot Mike Mangold oldu. Red Bull tarafından organize edilen Air Race, İstanbul Haliç’teki yarış alanında 1 milyon, televizyon yayınlarından da 140 ülkeden 400 milyon seyirci tarafından izlendi.

Air Race’ten bir gün önce Mike Mangold, ciddi bir talihsizlik yaşadı. Sıralama turları sırasında Mangold’un Edge 540 uçağının kompozit kanat ucu parçası koparak denize düştü. Tecrübeli pilot, sorunsuzca uçağını Atatürk Havalimanı’na getirirken dalgıç ve kurtarma ekipleri de Haliç’ten kanat parçasını bularak çıkardı.

Bundan sonra tüm ekiplerin teknisyenleri seferber oldu ve kopan parça elden geçirilerek yeniden kanada monte edildi. Sabaha kadar süren çalışmalarda Mike Mangold’un özel modifiye edilmiş, rakiplerinden yaklaşık saatte 12 km daha hızlı uçabilen Edge 540 uçağı yarışa yetiştirildi. Mangold yarışı iki saniye önde tamamlayarak birincilik kupasını havaya kaldırdı.

AIR RACE NOTLARI

Geçen yıl İstanbul ayağının birincisi Chambliss Kirby, bu sezon şeytanın ayağını İstanbul’da kırdı. Geçen yıl çok başarılı bir sezon geçirmesine rağmen Kirby bu yılki yarışlarda ilk üçe girmekte zorlanıyordu.

Yarışmacıların en büyük korkusu yarış alanındaki kuşlar oldu. Zaman zaman canlı yayın helikopteri yarış sahasında uçarak kuşları kovaladı.

Air Race sırasında paraşütçü krizi yaşandı. Yarışmayı anlatan spikerin gösteri yapan Türk Hava Kurumu (THK) paraşütçülerine yanlışlıkla Alman "Aruba Grubu" demesi sonrasında THK Genel Başkanı Yusuf Güngör protokolü terk etti. Hata daha sonra düzeltildi.

2008 havacılık zirvesi İstanbul’da

Bu yıl Kanada’nın Vancouver kentinde yapılan IATA (Uluslararası Havayolu Taşımacılığı Birliği) Zirvesi’nin, 2008’de 1-3 Haziran tarihleri arasında İstanbul’da yapılacağı resmen açıklandı. 260 havayolu şirketinin başkanlarının yanı sıra havacılık sektörünün devlerini ağırlayacak toplantı, Türk Hava Yolları (THY) tarafından organize edilecek.

THY Genel Müdürü Temel Kotil yaptığı konuşmada, "THY, kültürlerin kavşak noktası, Asya, Avrupa ve Ortadoğu’nun köprüsü İstanbul’da IATA’ya ev sahipliği yapmaktan onur duyacaktır" dedi. IATA Başkanı Giovanni Bisignani de, "Şimdiden, THY’nin mükemmel ev sahipliğinde İstanbul’daki zirveyi dört gözle bekliyoruz. İstanbul’da görüşmek üzere" diye konuştu.

İşte IATA toplantısında alınan kararlar:

Elektronik bilet uygulaması altyapının tamamlanması amacıyla beş ay ertelendi. Sektör bu uygulamayla yılda 10 milyar dolar tasarruf edecek.

Rotalar kısaltılacak. Geçen yıl 360 rota kısaltıldı, sadece yakıt tasarrufundan 662 milyon dolar sağlandı.

IATA, havalimanı ücretlerinin indirilmesi için çalışma hazırlıyor. Bunun sektöre maliyeti yıllık 1.9 milyar dolar.

Nafiz ALBAYRAK / KANADA

Sevim Madak Barcelona’da

Son üç yıldır THY Basın Müşavirliği’nde Basın İlişkileri Uzmanı olarak başarıyla görev yapan Sevim Sayım Madak, Barcelona Bürosu’na ’Ticari Şef’ olarak atandı. İspanya'daki görevine başlayan Madak, 12 yıldır THY'de çalışıyor.

HAREKET HASTALIĞI NEDİR?

Yapılan araştırmalar dünyada her yıl yaklaşık 2 milyon kişinin otomobil, deniz veya uçak tutması nedeniyle doktorlara başvurduğunu ortaya koyuyor. Türbülans birçok yolcuda uçuş korkusunu da tetikliyor.

Hareket hastalığının temelinde merkezi sinir sistemine iletilen bilgilerin, her zamanki uyumunun bozulması yatıyor. Yolcu, uçuş sırasında olmayan bir hareketi algılıyor, dengesini kaybettiğini zannediyor. Hastanın midesi bulanmaya başlıyor.

NE YAPMALI

Uzmanlar hareket hastalığına sahip yolcuların uçakta türbülansın biraz daha az hissedileceği orta bölümde oturmalarını tavsiye ediyor. Uçakta en fazla hareket kuyruk bölümünde meydana geliyor.

Yola çıkarken, mideyi rahatsız eden yiyeceklerden kaçının, uçuşta az yiyin. Kraker benzeri yiyecekler ve karbonlu içecekler midenizdeki bulantıyı azaltacaktır.

Uçuş sırasında başınızı sabit tutmaya çalışın.

Pencere kenarında oturuyorsanız, uzağa, ufuk çizgisine bakın.
Yazının Devamını Oku

İki kapılı havalimanı Batum

3 Haziran 2007
TAV Havalimanları Holding tarafından işletmeye açılan Gürcistan’ın ikinci büyük havalimanı Batum, Türk Hava Yolları’nın (THY) yeni "iç hat" noktası oldu. Bir ay içinde Türk yolcular, Batum’a pasaportsuz gidip İstanbul’a iç hat statüsünde uçabilecek. Son yıllarda hızla artan yabancı yatırımlar, Gürcistan’ı Kafkasya’nın en stratejik ülkelerinden biri haline getiriyor. Bu gelişmede havalimanı yatırımları da büyük önem taşıyor. Başkent Tiflis’in havalimanını işletmeye şubat ayında başlayan TAV, kısa sürede hava trafiğinin yüzde 25 artmasını sağladı.

Gürcistan’ın ikinci büyük kenti Batum ise geçen günlerde iki yıl aradan sonra yeniden hava trafiğine açıldı. Modernizasyonu TAV tarafından yapılan havalimanında yeni terminal binasıyla kapasite yıllık 562 bin yolcuya çıktı. Apron büyütüldü, itfaiyeden kuleye her şey yenilendi. TAV yaklaşık 28.5 milyon dolarlık bu yatırımı karşılığında Batum’u 20 yıl işletecek.

CENEVRE ÖRNEĞİ

Ancak Batum’un en önemli özelliği tamamen yenilenmesinin yanı sıra Türkiye ve Gürcistan tarafından ortak kullanılacak olması. Dünyada Fransa ve İsviçre tarafından ortak kullanılan Cenevre Havalimanı’ndan sonra Batum ikinci örnek oldu. Cenevre’ye inen yolcular, Fransa veya İsviçre kapısından çıkarak bu ülkelere giriş yapabiliyor.

İstanbul’a uçmak isteyen Artvinli veya Hopalı Türk yolcular, Trabzon’a gitmeye gerek kalmadan Hopa’daki sınır kapısına gelecek. Burada TAV tarafından gelecek ay hizmete girecek sınır kapısı terminalinden yolcular Havaş’a ait otobüslere binecek. Sınırı pasaportsuz, sadece nüfus cüzdanlarını göstererek aşacak. Yolcular, 17 kilometre uzaklıktaki Batum Havalimanı’na götürülecek. Aynı Cenevre gibi temmuzdan itibaren Batum’da da Türkiye ve Gürcistan kapıları yer alacak. Buradan THY uçakları ile yolcular iki saatte İstanbul’a ulaşabilecek.

Bölgede inşaatları hızla artan oteller, Batum’un güzel kıyıları ile yeni bir turizm merkezi olacağının sinyalini veriyor. Turizmciler, Batum’a "Karadeniz’in Las Vegas’ı" adını takmış.

KAPASİTE 562 BİN YOLCU

Yapılan hesaplamalar halen yıllık 562 bin kapasiteli terminal binasının birkaç yıla kalmadan yetersiz hale geleceğini ortaya koyuyor. Gürcistan Hükümeti, trafiğin artışına göre önümüzdeki yıllarda yeni bir terminal için düğmeye basabilir.

BATUM 12 AYDA TAMAMLANDI

Toplam Yatırım:
28.5 milyon dolar

İnşaat Süresi: 12 ay

İşletme Süresi: 20 yıl

Yolcu Kapasitesi: 562 bin/yıl

Check-in Kontuarı: 6 adet

Pasaport Kontrol Noktası: 4 adet

Bagaj Alım Konveyörü: Bir adet

THY 59 YTL’YE UÇUYOR

Bölgeye uçuşlar için THY’ye büyük talep var. Doluluk oranları hızla yükseliyor. İlk etapta seferler haftanın üç günü başlatıldı. Salı 07.25’te, perşembe ve cumartesi günleri de saat 16.10’da İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan kalkan THY uçağı iki saatte Batum’a ulaşıyor. Batum’dan İstanbul’a geliş salı günleri 12.20, perşembe ve cumartesileri de saat 20.55’te.

THY, 29 Haziran’a kadar iç hat noktalarında olduğu gibi tek yön, vergiler hariç 59 YTL’den başlayan fiyatlar sunuyor. THY’nin hedefi, önümüzdeki aylardan itibaren uçuşları her güne çıkartmak. Ayrıca Ankara’dan da Batum’a uçuş talepleri var.

Bir duvar yıktılar

Çok uzun yıllar değil, biraz gerilere gidelim. Türkiye’nin kuzey doğu sınırında aslında bir Berlin Duvarı vardı. O günlerde biri çıkıp dese ki; "İstanbul’dan Batum’a uçakla gidip, oradan pasaportsuz Artvin’e geçeceğim." Adama ya deli, ya kaçakçı ve belki de casus gözü ile bakardık.

Ama bugün Cenevre’den sonra kapısı iki ülkeye açılan yeni bir havalimanı var. Batum, çift kapılı havalimanı. Yani biniyorsunuz uçağa, Batum’a inip oradan otobüsle Türkiye’ye giriş yapıyorsunuz. Pasaportsuz, sorgusuz-sualsiz. Hem dış hat uçuşu yapıyorsunuz, hem de iç hat rahatlığı yaşıyorsunuz.

Üç kahraman adam; Hamdi Akın, Sani Şener ve Ali Kurtdarcan bu hayali gerçekleştirdi. Hedeflerinde 10 havalimanı vardı. Bu hedefi 10 yıla yaymışlardı. Ama daha şimdiden yedi havalimanı işletmesi ve önlerinde çok sayıda ihalesi kazanılmış terminal inşaatı var. TAV Havalimanları Holding olarak İstanbul Atatürk’ten Tiflis’e, Esenboğa’dan İzmir’e, Kahire ve Doha’ya uzanan müthiş bir başarı rekoruna imza attılar.

Türkiye’nin kuzeydoğusunda bir Berlin Duvarı’nı yıktılar. Ülkeleri, komşuları bir terminalde topladılar. Dünyadaki ikinci, Türkiye’deki bu ilk, belki de gelecekte kavgalı komşulukları bitirip hayatın yeni sevgi kapılarının açılışına uzanan bir başlangıç olacak.

Hamdi Akın; aklı dünyanın her yerinde, hayali kendi kontrolünden çıkmış yüksek heyecanlı bir işadamı. Sani Şener; bayrağını tuttuğu şirketini dünyanın zirvelerine taşıyan mükemmel bir lider. Ali Kurtdaracan; sessiz ve sakin görünümü ile bütün büyük projelerin güçlü destekçisi.

Bakın, bu üç kahraman adam yakın gelecekte daha ne çok kapalı kapıları açıp, ne büyük dünyaları hayatımıza katacaklar...

Kokpit Brasserie İzmir’de

Türkiye’nin uzman havalimanı restoran işletmecisi Gate Gourmet USAŞ, yenilenen İzmir Adnan Menderes Havalimanı İç Hatlar Terminali’nde "Kokpit Brasserie"yi açtı. Soğuk sandviçten ızgaralara, geleneksel Türk mutfağından tatlılara, Kokpit Brasserie konuklarını uçuş öncesinde lezzet yolculuğuna çıkartıyor.

USAŞ’ın Kokpit konsepti 2002’de başladı. Atatürk Havalimanı’ndaki yeni kafeteryası için isim arayan USAŞ, personeli arasında anket düzenledi. Adaylar arasında en çok oy Kokpit’e çıktı. Hürriyet Gazetesi’nde 11, Kanal D’de 10 yıldır yayınlanan Kokpit’in havalimanlarındaki Brasserie isim kullanım hakkını USAŞ’ın Genel Müdürü Mohamed Hammam eğitim vakıflarına yaptığı bağışlar karşılığında aldı. Atatürk Havalimanı İç Hatlar’daki "Kokpit Cafe" uçak koltuklarıyla beş yıldır USAŞ’ın en çok ilgi gören işletmelerinin başında yer alıyor.

TÜRKİYE’YE YAYILIYOR

Kokpit’i Türkiye’deki havalimanlarında yaygınlaştırmak üzere harekete geçen USAŞ’ın ikinci noktası İzmir oldu. Kokpit Brasserie’nin tasarımı Mimar Işıl Turan Öznur tarafından yapıldı. Mekandaki ağaç kaplamalar, sandalyeler ile uçuş öncesi rahatlatıcı, gözü yormayan bir ortam oluşturuldu.

Brasserie’de uçak kapısı, pencere gibi gerçek uçak parçaları, duvarlarda kokpit fotoğrafları, desklerin üzerinde uçak maketleri hemen sizi havacılık dünyasına alıp götürüyor. Garsonlar özel gömlek ve önlükleriyle hizmet veriyor.

Kokpit Brasserie’nin mönüleri, dünya mutfağından oluşuyor. Et, balık ve tavuk ızgaralar, köftelerin yanı sıra atıştırmalık özel sandviçler sizleri bekliyor. Türk mutfağından seçme mantı, sarma, kuru fasulye gibi yemekler de var.
Yazının Devamını Oku

Haydi Air Race’e

27 Mayıs 2007
İstanbul, 2 Haziran’da dünyanın en büyük sportif havacılık organizasyonlarından Air Race’e ikinci kez ev sahipliği yapacak. Haliç’te saat 12.00’te başlayacak organizasyonda 14 deneyimli akrobasi pilotu, adrenalini İstanbul semalarına taşıyacak.

Organizasyonu Red Bull tarafından yapılan Air Race, bu yıl Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın kuruluş yıldönümü 1 Haziran’la arka arkaya geldi. Halkın havacılığı sevmesi için bu yarışı önemli bir fırsat olarak gören Hava Kuvvetleri, Air Race için her türlü imkanını seferber etti. Atatürk Havalimanı’ndan havalanacak uçakların ana üssü, Yeşilköy tarafındaki askeri apron olacak. Buraya kurulan çadırlarda uçakların bakımları yapılacak.

ANTRENMANLAR 30 MAYIS’TA BAŞLIYOR

Yarışmada antrenman uçuşları 30 ve 31 Mayıs’ta saat 11.15’ten itibaren yapılacak. Bunu 1 Haziran’daki 14.30-16.30 arasındaki sıralama uçuşları izleyecek. İkişer uçuş sonrasında yarışa katılacak 12 pilot belirlenecek.

Uçaklar, Atatürk Havalimanı uçuş trafiğini aksatmadan 06-24 pistini kullanarak havalanacak. Deniz üzerinden yaklaşık 500 metre yükseklikte, etrafı rahatsız etmeden uçacak. Motor durması gibi acil durumda uçaklar eğer alçaksa denize mecburi iniş yapacak. Yüksekliği uygunsa pilot uçağını paraşüt kullanarak terk edecek. Gerek yarış sahası, gerekse de uçuş alanları üzerinde havadan ve denizden kurtarma ekipleri hazır bekleyecek.

DENİZİN ÜZERİNDEN UÇACAK

Tek motorlu akrobasi uçakları, Yeşilköy-Zeytinburnu rotasını izleyerek Sarayburnu’ndan dönecek ve parkura girecek. Özel emniyet önlemlerinin alındığı alanda pilotlar yaklaşık saatte 400 kilometre hızla uçacak. "Hava kapısı" olarak adlandırılan özel şişme kulelerle oluşturulan 1.4 kilometrelik parkurda önceden belirlenmiş akrobasi hareketlerini yaparak en kısa sürede uçmaya çalışacaklar.

Uçuş sırasında kuleye çarpana 10 saniyelik ceza puanı verilecek. Her biri 15 bin Euro’ya mal olan 20 metre yüksekliğindeki hava kapıları, çok özel bir kumaştan imal ediliyor. Çarpma anında uçağa kesinlikle zarar vermiyor.

İçine hava üflenen kuleler, Haliç’te dibe sabitlenmiş dubalar üzerinde yer alıyor. Kulelerin aralıkları 10 ila 14 metre. Uçakların kanat açıklığı ise 8 metre.

Pilotlar mavi boyalı kulelerden yatay, kırmızı boyalılardan da dikey olarak geçiyor. Sonuncu kulede ise pilotlar bıçak sırtı geçişi yapıyor. Ayrıca "chicanes" olarak adlandırılan üç tekli hava kapısı arasında da slalom yapılması gerekiyor.

SEYİRCİ REKORU BEKLENİYOR

İstanbul’un ikinci kez ev sahipliği yaptığı organizasyonda seyirci rekoru kırılması bekleniyor. Geçen yılki yarıştan çok memnun kalan organizatör Red Bull, gelecek haftaki yarışa en az 2 milyon kişinin geleceğini tahmin ediyor.

2 Haziran Cumartesi günü saat 12.00’de organizasyon start alacak. Saat 13.30’da Ali İsmet Öztürk’ün akrobasi uçuşu, paraşüt atlayışları ve Red Bull uçaklarının selamlama geçişleri gerçekleştirilecek. Arkasından yarış başlayacak. Air Race, saat 16.30’da final ve ödül töreniyle son bulacak.Tolga ÖZBEK

TAI tasarımla büyüyor

TUSAŞ Havacılık Sanayii (TAI), kendi tasarladığı ürünlerin sayısını artırmak üzere harekete geçti. İlk etapta Türkiye’nin ilk pilotlarından Vecihi Hürküş anısına "Hürkuş" adı verilen eğitim uçağı projesinde hızla ilerleyen TAI, bu yaz içinde temel tasarımı tamamlayacak. Turboprop motorlu, pilotların tandem yani arkalı önlü oturduğu kokpite sahip uçak, yeni nesil teknolojilerini düşük uçuş maliyetleri ile sunmayı hedefliyor. Çalışmaların yüzde 24’ünün tamamlandığını belirten Genel Müdür Muharrem Dörtkaşlı, Hürkuş’un 2012’de kullanıma hazır olacağını söyledi.

Hızla tasarıma ağırlık veren TAI’nin bir başka projesi de İnsansız Hava Araçları (İHA). TİHA-A adı verilen 1300 kilogramlık casus uçak, 24 saat 10 bin metreden uçabilecek. Tüm bölgeyi özel kameralarıyla tarayacak sistem aynı anda yere bilgi iletecek. 2009’da uçacak TİHA-A, 2010’da Türk Silahlı Kuvvetleri’ne teslim edilmeye başlanacak.

İşte ilk Türk uçak motoru

Türkiye’nin ilk uçak motoru, Eskişehir merkezli TEI şirketi tarafından geliştirildi. Ekim ayında ilk uçuşunu TAI’nin tasarımı Turna hedef uçağında yapacak TEI-TP-1X motoru, Ankara’da yapılan IDEF Savunma Fuarı’nda sergilendi. Yaklaşık bir yıllık çalışmayla 20 TEI mühendisi tarafından hayata geçirilen ve tamamen yerli malzemeyle imal edilen motor, turboprop sınıfta. Yani aynı jet motorlar gibi türbin teknolojisiyle çalışıyor. Oluşan güç, pervaneye iletiliyor. Saatte 20 litre yakıt harcayan motor, 60 kilogram ağırlığındaki hedef uçağını uçurabilecek.

Genel Müdür Akın Duman, uçak motor parçası konusunda dünya çapında bir üretici haline geldiklerini söyledi: "Kendi tasarımımız motorla insansız hava aracı pazarına girdik. Amacımız tasarım yönümüzü daha da geliştirmek."

Fraport-IC Sabiha Gökçen ihalesine giriyor

Antalya Havalimanı Terminal işletmesini 3.2 milyar dolar ödeyerek 17 yıllığına kazanan Fraport-IC ortaklığı, İstanbul Sabiha Gökçen ihalesine giriyor. 2 Temmuz’da gerçekleştirilecek ihaleye hazırlanan ortaklık, Sabiha Gökçen’de Hahn Havalimanı metodunu uygulamayı hedefliyor.

Frankfurt’a 120 kilometre uzaklıkta bulunan Hahn, 1998’de Fraport şirketi tarafından satın alındı. Eski bir Amerikan hava üssü olan ve Almanya’nın birleşmesinden sonra boşaltılan havalimanı, kısa sürede başarılı bir işletme haline getirildi. Başta İrlandalı Ryanair olmak üzere bir çok düşük maliyetli havayolu şirketi tarafından kullanılan Hahn, yıllık 4 milyon yolcusunun yanı sıra Avrupa’nın en büyük kargo meydanlarından biri.

Antalya’ya güvendikleri için bu rekor fiyatı verdiklerini söyleyen Fraport Antalya CEO’su Andrea Pal, Antalya için kaybetmeyi hiç düşünmediklerini, ortakları IC Grubu ile iyi hazırlık yaptıklarını söyledi.

3.2 MİLYAR YATIRIM

Frankfurt Havalimanı’nın işletmecisi Fraport, kapasitesini dolduran meydanın gelecek 20 yılını rahat geçirmesi için ciddi arazi alımı yapmaya başladı. Metrekare fiyatları 350 Euro’ya fırlayan bölgede toplam 3.4 milyar Euro’luk yatırım gerçekleştirilecek. Dördüncü pisti 2011’de açılacak havalimanında ayrıca A380 uçakları için 25 milyon yolcu kapasiteli T3 terminali önümüzdeki yıl hizmete giriyor. Yeni bir kargo merkezine de kavuşacak havalimanı 2015’te 80 milyon yolcuya hizmet vermeyi hedefliyor.

Skytrax THY’yi denetleyecek

Dünyanın en büyük havayolu değerlendirme şirketi Skytrax, Türk Hava Yolları’yla müşteri memnuniyeti konusunda ortak çalışmalar yapacak. İç hatlardan uzun menzilli uçuşlara, havalimanı personelinden özel yolcu programlarına kadar tüm yapıyı denetleyecek İngiltere merkezli şirket, verilerini THY yönetimi ile paylaşacak. Skytrax’in ayrıca yolcuların oylarıyla hazırladığı yıldız listesi de bulunuyor.

THY’nin son yıllarda hızla büyüdüğünü belirten Skytrax CEO’su Edward Plaisted, "THY şu an beş üzerinden üç yıldız alıyor. Ancak kabinde yapılan iyileştirme ile dördüncü yıldız için çalışıyor. Bu gelişmeyi yakından takip ediyoruz" diye konuştu.

THY Genel Müdürü Temel Kotil ise 2007’yi "kalite yılı" ilan ettiklerini söyleyerek, amaçlarının kaliteyi uygun fiyatla sunmak olduğuna dikkat çekti.

Lufthansa’ya yeni sözcü

Alman Lufthansa Havayolları’nın Güneydoğu Avrupa, Afrika ve Orta Doğu/Pakistan bölgeleri için yeni sözcüsü Karin Weber oldu. Dubai merkezli görev yapacak Weber, havayolunun bölgedeki tüm halkla ilişkiler organizasyonu ile kurumsal iletişim stratejilerinden sorumlu olacak.

Lufthansa’ya 1992’de CityLine satış müdürü olarak giren Weber, 1994’ten bu yana medya ilişkileri müdürü olarak kurumsal iletişimde görev yapıyor.
Yazının Devamını Oku

THY uzun menzilli uçağını arıyor

20 Mayıs 2007
Star Alliance’la ön üyelik anlaşması yapan Türk Hava Yolları (THY), uzun menzilli filosunu yenilemek üzere çalışmalarına başladı. Önümüzdeki eylül ayında tamamlanacak çalışmayla THY’nin filosuna 2014-2015’ten itibaren katılacak uzun menzilli filo şekillenecek. THY’nin mevcut A340’ları, ilerleyen dönemde de A330’ların yerini alacak uçak adayları arasında Boeing 787 ve 777 ile Airbus A350 XBW bulunuyor. THY en az 20 uçak siparişinin yanı sıra, önümüzdeki 15 yıllık dönem için 10 adet de opsiyon yani kesin siparişe çevrilebilir uçak alımı yapmayı planlıyor.

İşte Airbus A330’la İstanbul-Londra uçuşu sırasında 38 bin feet’te sohbet ettiğimiz Yönetim Kurulu Başkanı Candan Karlıtekin’in ağzından Türk Hava Yolları...


Uğur Cebeci: THY, son yıllarda ciddi büyüdü, bir tehlikeyle karşı karşıya mısınız?

Candan Karlıtekin: Türkiye’nin yeni şeylere uyum sağlamaya ve bunun ötesine geçme kabiliyeti o kadar yüksek ki, büyümemiz başta çok agresif görülse de şu anda yetersiz bile gözüküyor. Önümüzdeki en önemli konu, uzun menzilde filoyu hem yenilemek hem de ilave kapasite yaratmak.

UC: THY bir alt marka oluşturacak mı, küçük uçaklarla şehirler arasında uçuş yapacak mı, böyle bir çalışma var mı?

CK: Amacımız, noktadan noktaya uçmak yani insanları gideceği yere doğrudan götürmek. Ancak buna ne uçak, ne para, ne de kaynak yeter. O yüzden topla dağıt sistemini uyguluyoruz. Ama SunExpress ile İzmir’den bu işi yaptık. Ankara son derece modern bir havalimanı. Yönetim kurulunun onayını alırsak Ankara’dan düşük maliyetli bir konseptle farklı noktalara uçmak istiyoruz.

Bunun dışındaki illerde, örneğin Niğde’den Antalya’ya veya Adana’ya uçmak için henüz piyasanın oluşmadığı kanaatindeyiz. Buralara yüksek kapasiteli uçak koyamıyorsunuz. Küçük uçaklarda ise koltuk başına maliyetler yüksek. Ekonomik olarak da fazla geliri ve kapasitesi de yok. Ancak bir gelişme durumunda bu fırsatı da kaçırmak istemeyiz.

UC: İkram düzenini değiştirdiniz. Viyana merkezli Do&Co ile ortaklık yaptınız. Ancak görüyorum ki gecikiyorsunuz. Ben mi panik yapıyorum?

YENİ İKRAM

CK:
Yeni ikramı İstanbul-Ankara, İstanbul-New York, İstanbul-Viyana hatlarında denemeye başladık. Daha önceden ikramda tabak, çanakları değiştirmiştik. Ancak şu anki ikram konseptimize bunlar uymuyor. Yeni tabaklarımızın gelmesiyle mayıs sonundan itibaren ikram konseptini diğer hatlarda da yaygınlaştırmaya başlayacağız.

UC: Tabak çanak benim iştahımı kabartıyor. Ben yıllardır görüyorum, genel müdürlüğün yanında bir dükkan olsa, biz sizin tabağınızı, çanağınızı, şapkanızı alsak. Böyle bir konseptle ilgili çalışmanız var mı?

CK: Evet var. Bizim kabinde sunduğumuz ürünleri, THY’nin logosunu, ambiyansını taşıyan ürünler belli başlı mağazalarda olacak.

UC: Şu an bir A330 uçağında uçuyoruz. Koltuk konsepti, renklere çok hayranım. Koltuklar Sogerma şirketinin imalatı. Ama ben koltuk parçalarına takmış durumdayım. Biraz gerizekalı gibi davranıyorlar. Basıyorsunuz saniyeler sonra tepki veriyor. Çok da rahat gelmiyor. Acaba uzun menzilli hatlara koyarken imalatçıyla bu tasarımı yeniden gözden geçirebilecek misiniz?

CK: Aslında Sogerma’nın tasarımını ilk defa biz kullanıyoruz. Bazı sıkıntılar oluyor. Bir müddet sonra aksaklıklar ortaya çıkıyor ancak bunlar gideriliyor. İlk günlerde karşılaştığımız sorunların sayısı şu an minimum düzeyde.

UC: Gökyüzüne çıktığınız zaman aşağıdaki yaşantınızı kaybetmekle ilgili bir sorun yok. Uçaklarda internet sistemleri, uydu telefonları var. Uzun menzilli uçaklar için bu tip yatırımlar düşünüyor musunuz?

CK: Kısa uçuşlarda zaten bu çok gerekli bir durum değil. Uzun uçuşlarda şu anda kabinlerini tamamen yenilediğimiz A340 uçaklarında bu sistemler tatbik ediliyor. Bu uçaklarda da dediğiniz bağlantılar olacak.

DAHA FAZLA UÇUŞ

UC:
THY, yeni hatlar açarak büyümeye devam edecek mi?

CK: Geçen yıl 23 yeni hat açtık. Birkaç tane daha açacağız. Mesela Halep. Ay sonunda Batum başlıyor. 17 Eylül’de Johannesburg, Cape Town hatları açılacak. İleriye dönük olarak Kanada’da Toronto için görüşmeler devam ediyor. Onun dışında yeni açtığımız yerlerde daha fazla sefer yapmak, yatırımlarımızın meyvelerini toplamak istiyoruz.

Gökyüzü oku nereye saplandı

Geçen hafta Türkiye, Trabzon’da Köprübaşı İlçesi, Arpalı Köyü yakınlarında düşen Sky Arrow (Gökyüzü Oku) 650T tipi uçağın kazasını tartıştı. Sorular arka arkaya geldi: Uçağın Türkiye’ye geliş amacı neydi? Ne taşıyordu? Nükleer sırlar mı vardı? Yoksa düşürüldü mi? Neden dışarıdan yakıt alınmıştı?

Bu sorular uzayıp gidiyor. Cevaplar Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) kaza kırım ekibinin ve adli makamların hazırlayacakları raporlarla ortaya çıkacak...

Son yıllarda Türkiye, zaman zaman Avrupa’dan kalkıp gelen amatör pilotlara ev sahipliği yapıyor. Bazen tek uçak, bazen de 8-10 uçaklık filolar halinde amatör pilotlar uzun seyrüsefer uçuşlarına çıkıyor. Macera arayanlar veya farklı noktalara uçmak isteyenler Türkiye’den Ortadoğu’ya bazen Afganistan’a kadar uzanıyor. Geçen haftaki gibi kaybolup Sabiha Gökçen yerine Bursa Yenişehir’e inenlere de rastlanıyor.

Bu uçuşlarda ultralight yani çok hafif uçaklar kullanılıyor. Yeni nesil bu uçakların süratleri saatte 150 kilometre, menzilleri ortalama 500-600 kilometre civarında.

İTALYAN İMALATI

En çok kullanılan uçaklardan biri de İtalyan Iniziative Industriali Italiane SpA şirketinin imalatı Sky Arrow 650 serisi. Kit yani parçalar halinde satılan uçağın gövde ve kanatları karbon fiberden. Motor Rotax şirketinin imalatı 912S. Sky Arrow, 97 oktanlı otomobil benzinini rahatlıkla kullanılabiliyor. Motorda yüzde 5 gibi çok az performans kaybı yaşanıyor. Bunun nedeni, otomobil yakıtının yanıcılığının biraz daha düşük olması. Uçak planör gibi iyi süzülme açısına sahip. Kumandası kolay. Çok kısa pistlerden havalanabiliyor. Görüş açısı geniş, uçuş maliyetleri ucuz.

Sky Arrow 650 serisi, saatte ortalama 155 kilometre hızla uçabiliyor. Menzili ise 700 kilometre. Yani Trabzon-Tebriz arasını zorlanarak alabilecek nitelikte. Uçak havada yaklaşık dört buçuk saat kalabiliyor. Sky Arrow 650 serisinin fiyatı 110 bin dolar. Tolga ÖZBEK

KAZADAN SONRA SORULAR VE OLASI CEVAPLAR

Mecburi iniş mi yapmaya çalıştı?

Konuyla ilgili teknik araştırmalar sürüyor. Ancak enkazın durumu, uçağın uçar durumda, normal seyir hızına sahip olduğu, motorun çalıştığını ortaya koyuyor.

Buluta mı girdiler?

Muhtemel senaryoların başında pilotların bölgede uçarken buluta girdikleri yer alıyor. Normalde bu tür uçaklar bulut içinde etrafı göremeden uçacak teçhizata sahip değil. Uçuş VFR olarak adlandırılan görerek şartlarda gerçekleştiriliyor. Bulut içinde buzlanma en büyük tehlikelerin başında geliyor. Gövdesi buzlanan uçağı sürtünme arttığı için motor taşıyamamaya başlıyor. Bundan kurtulmak için uçaklara buz kırıcı sistemler yerleştiriliyor. Ancak Sky Arrow’un çok hafif uçak olması nedeniyle buz kırıcı sistemleri yok. Karadeniz’in bu mevsimde yoğun sis tabakasına sahip olması, pilotların araziyi tanımamaları da riskleri yükseltiyor.

Pilotlar vertigo mu oldu?

Bulut içinde pilotlar etrafı göremedikleri için vertigo yani uçuş hislerini kaybediyor. Düz uçtuğunu zannederken uçak yatış, dalış veya yükselişe girebiliyor. İngiliz pilotun uçuş tecrübesi hakkında bilgi yok. Ancak Pakistanlı emekli general tecrübeli bir helikopter pilotu. Zaten seçtikleri Trabzon-Tebriz arasındaki rota yüksek dağlar nedeniyle pilotların kendilerine güvendiklerini ortaya koyuyor. Ancak havacılıkta kazaların önemli kısmı aşırı güven nedeniyle meydana geliyor.

Yeri görmek için mi alçaldılar?

Pilotların, buluttan veya sisten çıkmak için alçaldıkları tahmin ediliyor. Ancak sıfır metreye kadar inen sis veya bulutlar nedeniyle yeri göremeden ağaçlık alana çakılmış olabilecekleri en güçlü senaryolar arasında. İrtibatın kesilmesinden önce pilotların herhangi bir teknik sorun bildirmemesi, bu tahmini güçlendiriyor.

İş çığırından çıktı

Havayolu şirketleri, farklı pazarlama ve satış uygulamalarıyla pazar paylarını artırmaya çalışıyor. Air Canada, Amerikan yolcuları için kombine uçak bileti satmaya başladı. Yer garantisi sunan biletlerin ilk uygulaması Dallas’tan Kanada yönünde tüm uçuşlar için başlatıldı. Yıllık 20 gidiş-dönüş bilet karşılığında ekonomi sınıfı vergiler dahil Air Canada 6 bin 526 dolar alıyor. Ekonomide yer kalmazsa yolculara business uçuş imkanı sunuluyor.

KLM ise Singapur, Manila gibi Uzakdoğu seferlerinde ekonomi sınıfında daha geniş koltuk aralığına sahip acil çıkış kapısı yanına oturmak isteyen yolcularından 50 Euro ücret talep ediyor. Uygulamanın tutması durumunda Avrupa içi uçuşlarda da bu kuralın hayata geçirilmesi planlanıyor.

Amerikan Havayolları ise kadın yolcular için yeni bir internet sitesi hizmeti veriyor. Özel promosyonlar sunan havayoluyla ilgili daha fazla bilgi aa.com/woman internet adresinden alınabilir.

Kocaoğlu görevden alındı

Türk Hava Yolları Kabin Hizmetleri Başkanı Neşe Kocaoğlu, görevden alınarak Uçuş İşletmeden Sorumlu Genel Müdürlük Yardımcılığı emrine verildi. Kocaoğlu'nun yerine vekaleten Kabin Hizmetleri Müdürü Aytaç Aytekin atandı. THY Yönetim Kurulu, Kabin Hizmetleri Başkanlığı’na atama yapmak için arayışlarını sürdürüyor. Yoğun yaz sezon öncesinde atamanın hızla yapılması bekleniyor.

Helikopter bağlantısı

Delta Havayolları New York’ta isteyen yolcularına JFK Havalimanı’ndan Manhattan’a helikopter bağlantısı sunuyor. Yolcular Sikorsky S-73 tipi helikopterle 8 dakikada şehir merkezine ulaşabiliyor.

Germanwings, Köln ve Stuttgart’tan Antalya’ya, İzmir’den de Köln, Stuttgart, Berlin ve Hamburg’a uçuyor. 22 Haziran’dan itibaren de İstanbul-Dortmund seferlerine başlıyor.

Saga’ya Boeing 737

Saga Havayolları, filosunu Boeing 737-400 tipi uçaklarla büyütüyor. İlk 737’sini teslim alan havayolu, ikinci uçağını haziranda uçurmaya başlayacak. Havayollarına uçaklarını "wet lease" yani uçuş ekipleriyle birlikte kiralayan Saga’nın filosunda 737’lerin dışında iki adet A310-300 ve bir A300B4 tip uçak bulunuyor.
Yazının Devamını Oku

Duty Free’de en çok satanlar

13 Mayıs 2007
Havalimanları, duty free yani gümrüksüz satış mağazalarıyla giderek lüks alışveriş merkezi haline geliyor. Birçok yolcu check-in ve pasaport işlemlerini hızla tamamlıyor, mağazalara koşuyor. Alışveriş yapmasa bile fiyatları not alıyor. Karşılaştırmalar yapıyor.

Tüm dünyada havalimanı işletmecileri ciddi gelire sahip duty free mağazalarına büyük önem veriyor. Sık sık tasarımlar değişiyor. Yeni ürünler satışa önce bu noktalarda veriliyor. Böylece tüm dünyadaki pazarın nabzı havalimanlarında etkili olarak tutuluyor.

İstanbul Atatürk, Ankara Esenboğa, İzmir Adnan Menderes ve Gürcistan’da Tiflis havalimanlarındaki gümrüksüz satış mağazaları TAV ve bu sektörün öncü şirketlerinden Unifree gruplarının ortaklığında ATÜ tarafından işletiliyor. ATÜ’nün dört havalimanında alt işletmecileriyle birlikte 44 mağazası var.

HIZLI HİZMET ÖNEMLİ

ATÜ Genel Müdürü Hakan Döker’in verdiği bilgiye göre yolcular bilinçli alışveriş yapıyor. Gelişmeleri, fiyatları yakından takip ediyor. Diğer havalimanlarıyla sık sık karşılaştırma yapıyor. Yolcu gerek stantta gerekse de kasada çok hızlı servis istiyor. Stant görevlilerinin aradığını hemen bulmasını, doyurucu bilgi vermesini tercih ediyor.

Havalimanlarında adet olarak en çok sigara satılıyor. Ciroda ise yüzde 43 ile güzellik ürünleri önde. Türklerin yanı sıra Alman, İngiliz, Fransız yolcuların ilk tercihi sigara. Türk yolcularda ikinci sırada parfüm, üçüncü sırada ise içki var. İranlılar en çok çikolata, Ruslar ise parfüm alıyor. En çok satış pazar günleri yapılıyor. Bunu cuma ve pazartesi izliyor.

İçkilerde adet olarak rakı önde. Rakıyı viski izliyor. Son yıllarda şarap da satış rakamlarıyla hızla yükseliyor. ATÜ geliş ve gidiş katlarında açtığı özel şarap reyonlarını büyütüyor, çeşitleri artırıyor.

LOKUM ÖNDE

Dünya markalarının yanı sıra ATÜ’nün Türk hediyelik eşyalarının, lokumların satıldığı "Bazaar" konsepti büyük ilgi görüyor. Uluslararası ödüllü, Kapalıçarşı’dan esinlenilerek yapılan mağazada lokum satışları açık ara önde. Cam bilezik nazarlıklar ise lokumun hemen arkasından geliyor.

İÇKİLER

1. J&B Rare 75cl Combo Pack

2. Yeni Rakı ikili paket

3. Johnnie Walker Red Label 75cl

ÇİKOLATALAR

1. Toffifee 400gr

2. Toblerone Gold 400gr

3. Ferrero T.30 375gr

PARFÜMLER

1. Armani ABC EDT 75ml

2. Calvin Klein Euph.Men EDT 100ml

3. Davidoff CW EDT 75ml

MAKYAJ MALZEMELERİ

1. Lancome Hypnose 01 Noir

2. L’Oreal Telescopic Black

3. C.Dior Eyes Makeup Mascara Diors

CİLT BAKIM

1. Lancome Bi-Facil Bottle 125ml

2. L’Oreal Age Perf.Set

3. L’Oreal Set Wrinkle Decrease Set

AKSESUVAR

1. Hermes kravat twill silk

2. Hugo Boss kravat

3. E.Zegna kravat

OYUNCAK

1. Mattel Hot Wheels Basic Cars

2. Saico Motorsports Series

3. Mattel Hot Wheels

SİGARA

1. Marlboro KS Flip Top Box

2. Muratti Ambassador King Size

3. L&M King Size FTB

Not: Satış sıralaması 1 Ocak 2007’den bu yana adet bazında yapılmıştır.

LİMİTLERİNİZİ UNUTMAYIN

Türkiye’den çıkışta: Sigara 9 karton, alkollü içeceklerde 6 adet bir litre veya 12 adet 70cl şişe, 6 kg çikolata, 7,5 kg kahve veya 3 kg çay. Limitlerin gidilen ülke ile teyit edilmesi öneriliyor.

Türkiye’ye girişte: Alkollü içecek 2 litre, sigara 3 karton, çikolatada 2 kg, kahve 1.5 kg.

AKTARMALI UÇUŞLARA DİKKAT

AB ülkeleri, İsviçre, İzlanda veya Norveç’e, ABD veya Kanada’ya bağlantılı yani aktarmalı uçacak yolcuların mağazalardan satın aldığı 100 ml’yi aşan miktardaki likit (parfüm, kozmetik, içecek) ürünlerin el bagajınıza alınmasına müsaade edilmiyor. Ürünler, kasada verilen bir litre ebatlı, şeffaf, açılıp kapanabilir, plastik poşetlerde taşınabiliyor.

Tolga ÖZBEK

Güle güle Sayın Bakan

Binali Yıldırım, Cumhuriyet tarihimizin en başarılı Ulaştırma Bakanıydı.

İnanılmaz bir vizyonu, mükemmel bir çalışma tekniği vardı.

Kızgınlıkları, kırgınlıkları sınırlıydı ve kine dönüştürmezdi.

Bir araya gelip belki bir kere bile aynı masada yemek yemedik.

Ama hep kendisini çok yakından izledim.

Türkiye’de havayolu yolculuğunu doruk noktasına çıkardı. Bütün havayollarının önlerini açtı. Yükseklere rahatça tırmanmalarını sağladı.

Müthiş bir rekabet yarattı. Yakıt fiyatları arttı. O, bilet ücretlerinin düşmesini sağladı.

Terminaller hızla özelleşti, havacılıkla ilgili tüm kuruluşlar devlet şapkasını atıp özel bir kurum gibi çalışmaya başladı.

THY filosunu ve yolcusunu ikiye katladı. İç hatlarda olmayan yolcular ortaya çıkarıldı. Hiçbir havayolu batmadı; konsept değiştirenler de başarılı oldu.

Biraz daha kalsaydı belki tüm havalimanları sadece terminalleri ile değil her şeyi ile özelleşecekti.

Biraz daha kalsaydı çapraz uçuşlara deniz uçağıyla seferler, çevre ülkelere çevre kentlerimizden günlük tarifeli uçuşlar bile başlayacaktı.

Yorulmadı, giderken de aklı havada, karada ve denizdeydi. İletişim teknolojilerine kadar, bakanlığının her uzmanlık alanında; uzman oldu. Eşit davranışlarla çok başarılar yakaladı.

Ama yasalar gereği gitti. Keşke biraz daha kalabilseydi.

Belki bir gün yine gelir.

Güle güle Sayın Bakan.

Hangi şartlarda, hangi çatı altında bilemem ama bir fırsatını bulursanız yine bekleriz...

Bulutların üstüne tırmanırken

Türk Hava Yolları tarihinde en uzun süre Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yapan Dr. Cem Kozlu, anılarını "Bulutların üstüne tırmanırken- THY, bir dönüşüm öyküsü" adlı kitabında topladı. Böylece THY’nin sadece okul yıllıkları gibi bir kitabından sonra ilk kez bir devrini anlatan kaynak ortaya çıktı.

Remzi Kitapevi tarafından basılan kitapta Cem Kozlu, 1988’de dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın kendine görev vermesiyle başlayıp 2003’e kadar uzanan THY’deki çalışmalarını, havacılık sektörünün küresel olarak yaşadığı krizleri, kazaları akıcı bir dille anlatıyor. İşte kitaptan bazı notlar:

NASIL BAŞLADI

Cem Kozlu, Temmuz 1988’de bir Cuma akşamı acil bir telefon alır. Telefondaki ses "Başbakan sizi acilen Harbiye Orduevi’ne bekliyor" der. Apar topar Harbiye’ye giden Kozlu, Özal’dan uzman olduğu ihracat konusunda sorular beklerken THY hakkındaki düşünceleri sorulur. Kozlu THY uçuşlarında yaşadığı aksaklıkları anlatır.

Özal, "Senden anlattıklarını düzeltmeni istiyorum. Genel Müdür, aynı zamanda Yönetim Kurulu Başkanı olacaksın. Ben sadece kurumu kára geçirmeni istemiyorum. Kalitesini ve zihnini değiştirmeni istiyorum" diyerek Kozlu’yu görevlendirdi.

1988’de THY’nin filosu 9 DC9, 9 Boeing 727, 7 Airbus A310 ve 2 DC10’dan oluşmaktadır. Batıda en uzak Londra, doğuda ise Karaçi’ye sefer yapılmaktadır. Her 100 uçuştan 47’si rötarlı havalanmaktadır. İkram ise gidişte tavuklu pilav, dönüşte pilavlı tavuktur...

İLK İSYAN BOLAYIRLI’DAN

Cem Kozlu’nun THY’de tek tanıdığı bir davette ayak üstü sohbet ettiği o günlerde Teknikten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olan Yusuf Bolayırlı’dır. Kozlu uçakların büyük bakımlarını daha hızlı olduğu için yurtdışında yaptırmak ister. Araştırma yapılması talimatı verilir.

Cevap bir türlü gelmez. Toplantıda Kozlu durumu sorduğunda Bolayırlı "Talimatınızı yerine getiremeyeceğim, affımı rica ederim" diyerek odayı terk eder. Kozlu şoke olmuştur ancak Bolayırlı ile çalışmaya devam eder. Teknik, hızla bakım sürelerini azaltır. Uçaklar yurtdışına gitmez. Bolayırlı ilerleyen yıllarda Cem Kozlu tarafından Genel Müdürlüğe yükseltilecek ve THY’nin en uzun süreyle genel müdürü olacaktır.

THY’DE İŞİN ZOR

THY’nin ilk yabancı danışmanı John Sylvest Möller, Kozlu’ya rötarların azaltılması konusunda "Genç adam işin çok zor, çalışanlarında inisiyatif kullanma ürkekliği var. İsteksizlik, umursamazlık, liderlik, koordinasyon yok. Altyapı eksik" der. Kozlu uzun yıllar sabah mesailerine Atatürk Havalimanı’ndaki Harekat Merkezi’ne başlar.

Kabine el atılır. Döşemeler düzeltilir. İkram değiştirilir. Uçakların pijamalı boyası yerini daha modern bir tasarıma bırakır. Filo sadeleştirilerek DC10’lar satılır. Eğitime önem verilir.

Özal bir gün neden Boeing 747 Jumbo Jet alınmadığını sorar. Kozlu’nun cevabı Jumbo’ların yüzde 80-90 dolulukla kárlı olduğu, bu uçakları THY’nin dolduracak kapasitesinin bulunmadığıdır. THY, uzun menzilli daha az yolcu kapasitesine sahip Airbus A340’ı seçecektir.

KUALA LUMPUR OLAYI

THY’nin A310’u, Singapur’dan kalkmış, Kuala Lumpur’a inerken pist yerine onun dört kilometre paralelinde aydınlatılmış otoyola doğru kulenin uyarılarına rağmen alçalır. Yere 150 metre kala pas geçer. Uçağın kaptan pilotu Turan Toker, ikinci pilot Ziver Tuncel’dir.

Olay basına sızar. Yapılan araştırmada Kaptan Pilot Toker’in 1983’te Esenboğa’da düşen 727 uçağının da kaptan pilotu olduğu ortaya çıkar. Bu olaydan sonra THY’de ilk kez bir pilotun pilotluğu alınır.Ê

Cem Kozlu’nun 1988’de Harbiye Orduevi’nde başlayan THY macerası, Nisan 2003’te Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’la yaptığı sohbetle sona erer...

Hem bir belgesel hem de bir roman tadında sunulan kitap özel bir şirket gibi yönetilmesi gereken bir devlet kuruluşunun "kimliğini arama" dönemine de ışık tutmaktadır. Dr. Kozlu kaleme aldığı bu kitapla geleceğin THY yöneticileri için de çok önemli bir kaynak sunmuş oldu.

Türk Hava Yolları tarihinde en uzun süre Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yapan Dr. Cem Kozlu, anılarını "Bulutların üstüne tırmanırken- THY, bir dönüşüm öyküsü" adlı kitabında topladı. Böylece THY’nin sadece okul yıllıkları gibi bir kitabından sonra ilk kez bir devrini anlatan kaynak ortaya çıktı.

Remzi Kitapevi tarafından basılan kitapta Cem Kozlu, 1988’de dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın kendine görev vermesiyle başlayıp 2003’e kadar uzanan THY’deki çalışmalarını, havacılık sektörünün küresel olarak yaşadığı krizleri, kazaları akıcı bir dille anlatıyor. İşte kitaptan bazı notlar:

NASIL BAŞLADI

Cem Kozlu, Temmuz 1988’de bir Cuma akşamı acil bir telefon alır. Telefondaki ses "Başbakan sizi acilen Harbiye Orduevi’ne bekliyor" der. Apar topar Harbiye’ye giden Kozlu, Özal’dan uzman olduğu ihracat konusunda sorular beklerken THY hakkındaki düşünceleri sorulur. Kozlu THY uçuşlarında yaşadığı aksaklıkları anlatır.

Özal, "Senden anlattıklarını düzeltmeni istiyorum. Genel Müdür, aynı zamanda Yönetim Kurulu Başkanı olacaksın. Ben sadece kurumu kára geçirmeni istemiyorum. Kalitesini ve zihnini değiştirmeni istiyorum" diyerek Kozlu’yu görevlendirdi.

1988’de THY’nin filosu 9 DC9, 9 Boeing 727, 7 Airbus A310 ve 2 DC10’dan oluşmaktadır. Batıda en uzak Londra, doğuda ise Karaçi’ye sefer yapılmaktadır. Her 100 uçuştan 47’si rötarlı havalanmaktadır. İkram ise gidişte tavuklu pilav, dönüşte pilavlı tavuktur...

İLK İSYAN BOLAYIRLI’DAN

Cem Kozlu’nun THY’de tek tanıdığı bir davette ayak üstü sohbet ettiği o günlerde Teknikten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olan Yusuf Bolayırlı’dır. Kozlu uçakların büyük bakımlarını daha hızlı olduğu için yurtdışında yaptırmak ister. Araştırma yapılması talimatı verilir.

Cevap bir türlü gelmez. Toplantıda Kozlu durumu sorduğunda Bolayırlı "Talimatınızı yerine getiremeyeceğim, affımı rica ederim" diyerek odayı terk eder. Kozlu şoke olmuştur ancak Bolayırlı ile çalışmaya devam eder. Teknik, hızla bakım sürelerini azaltır. Uçaklar yurtdışına gitmez. Bolayırlı ilerleyen yıllarda Cem Kozlu tarafından Genel Müdürlüğe yükseltilecek ve THY’nin en uzun süreyle genel müdürü olacaktır.

THY’DE İŞİN ZOR

THY’nin ilk yabancı danışmanı John Sylvest Möller, Kozlu’ya rötarların azaltılması konusunda "Genç adam işin çok zor, çalışanlarında inisiyatif kullanma ürkekliği var. İsteksizlik, umursamazlık, liderlik, koordinasyon yok. Altyapı eksik" der. Kozlu uzun yıllar sabah mesailerine Atatürk Havalimanı’ndaki Harekat Merkezi’ne başlar.

Kabine el atılır. Döşemeler düzeltilir. İkram değiştirilir. Uçakların pijamalı boyası yerini daha modern bir tasarıma bırakır. Filo sadeleştirilerek DC10’lar satılır. Eğitime önem verilir.

Özal bir gün neden Boeing 747 Jumbo Jet alınmadığını sorar. Kozlu’nun cevabı Jumbo’ların yüzde 80-90 dolulukla kárlı olduğu, bu uçakları THY’nin dolduracak kapasitesinin bulunmadığıdır. THY, uzun menzilli daha az yolcu kapasitesine sahip Airbus A340’ı seçecektir.

KUALA LUMPUR OLAYI

THY’nin A310’u, Singapur’dan kalkmış, Kuala Lumpur’a inerken pist yerine onun dört kilometre paralelinde aydınlatılmış otoyola doğru kulenin uyarılarına rağmen alçalır. Yere 150 metre kala pas geçer. Uçağın kaptan pilotu Turan Toker, ikinci pilot Ziver Tuncel’dir.

Olay basına sızar. Yapılan araştırmada Kaptan Pilot Toker’in 1983’te Esenboğa’da düşen 727 uçağının da kaptan pilotu olduğu ortaya çıkar. Bu olaydan sonra THY’de ilk kez bir pilotun pilotluğu alınır.Ê

Cem Kozlu’nun 1988’de Harbiye Orduevi’nde başlayan THY macerası, Nisan 2003’te Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’la yaptığı sohbetle sona erer...

Hem bir belgesel hem de bir roman tadında sunulan kitap özel bir şirket gibi yönetilmesi gereken bir devlet kuruluşunun "kimliğini arama" dönemine de ışık tutmaktadır. Dr. Kozlu kaleme aldığı bu kitapla geleceğin THY yöneticileri için de çok önemli bir kaynak sunmuş oldu.
Yazının Devamını Oku

Deniz uçakları altın devrini yaşıyor

6 Mayıs 2007
Havacılık sektörü, son birkaç yıldır deniz uçaklarını yeniden keşfetti. Başta Avrupa’da Yunanistan ve İtalya olmak üzere kurulan yeni şirketler, ciddi yatırımlarla denizle gökyüzünü birleştiriyor. Bu pazarda Türk şirketleri de yerini alabilmek için Ankara’dan işaret bekliyor.

Havacılıkta ilk tasarlanan uçaklar deniz uçaklarıydı. Henüz yaygınlaşmayan havalimanları ve sınırlı kapasitedeki motorlar nedeniyle uçsuz bucaksız denizler, bu uçaklar için mükemmel bir pist ve meydan görevi taşıyordu. Performans arttıkça, havacılık yaygınlaştıkça, işletimi ciddi zahmetli deniz uçaklarının dönemi yavaş yavaş kapandı. Sınırlı sayıda şirket hava taksi hizmetleri için ellerinde deniz uçaklarını tutmaya devam etti.

HIZLA BÜYÜYOR

Havacılığın alternatif kullanım olanaklarının gelişmesiyle son yıllarda deniz havacılığı yine altın devrini yaşıyor. Bu işin öncülerinden biri de Yunanlı AirSea Lines Havayolları. Şirket, filosundaki Kanada imalatı 6 adet Twin Otter tipi çift motorlu uçaklarıyla 2004’ten bu yana yaz-kış Ege Denizi’ndeki adalar arasında uçuyor. Fiyatlar tek yön 70 Euro’dan başlıyor. AirSea Lines, gelecek yıldan itibaren İngiltere’de faaliyetlerine başlayacak. Hedef nehirlerden kalkarak başta Londra olmak üzeri ülkenin farklı noktalarına uçmak. Ve Yunanlı Stelios Haji-Ioannou’nun kurduğu Easyjet gibi pazara hakim olabilmek.

SOSYETE UÇAĞI DEĞİL

İtalya’da kurulan Aqua Havayolları ise Cessna 208 Caravan tipi tek motorlu uçaklarıyla Avrupa’da tarifeli sefer yapan ilk havayolu.

Türkiye’de son yıllarda deniz uçaklarına ilgi artıyor. Ancak uygulamalarda yaşanan sorunlar ne yazık ki üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’de deniz havacılığının gelişmesini engelliyor. İşletmeciler sadece havacılık kurallarıyla değil, kimi zaman liman otoriteleriyle, kaymakamlıklarla, jandarmayla uğraşmak zorunda kalıyor.

Halen Türkiye’de toplam dört deniz uçağı var. Deniz uçaklarına "sosyete uçağı" olarak bakılması işletmecileri üzüyor. Turizmin gelişmesine katkıda bulunmalarının yanı sıra deniz uçaklarının pilotları çevreyi kirleten gemileri tespit ediyor, orman yangınlarını ihbar ediyor. Acil durumlarında hayat kurtarıyor.

Deniz uçağı işleten hava taksi şirketleri, sezon başlarken Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün (SHGM) özellikle yeni ücret tarifesi konusunda hızla düzeltme yapmasını bekliyor. Mevcut düzenlemeye göre deniz uçakları yapacakları uçuştan 24 saat önce uçuş planlarını vermek zorunda. Bu plan karşılığında SHGM 250 YTL alıyor. Geçilen her koordinat için 25 YTL talep ediliyor. Örneğin İstanbul-Bodrum arasında uçuş için ek masraflar 1000 YTL’ye ulaşıyor. Bu kimi zaman uçuş ücretini bile aşıyor. Şirketler uçamaz hale geliyor. Turizm geliri kaybediliyor. Tarifenin yeniden düzenlenmesi ve makul rakamlara indirilmesi için SHGM çalışmalarını sürdürüyor.

İŞTE ÖNERİLER

Tüm dünyada genel havacılık sınıfına dahil olan ve ücret alınmayan bu tür uçuşlar desteklenmeli.

Ücret tarifesi gözden geçirilmeli. Genel havacılığın başta havayolları olmak üzere pilot-teknisyen yetişmesine katkı sağladığı unutulmamalı.

SHGM’nin hazırladığı yeni deniz uçağı yönergesi geliştirilmeli, örnekleri yurtdışında olduğu gibi daha modern ve esnek hale getirilmeli.

Deniz uçaklarının göle ve nehre inip kalkmalarına izin verilmeli.

Uçakların denizlere ineceği yerler belirlenmeli, emniyetli uçuşlar için düzenlemeler yapılmalı.

TWIN OTTER GERİ DÖNDÜ

Büyük uçak talebi nedeniyle üstteki uçak Twin Otter (ikiz su samuru) imalat hattı 18 yıl sonra Kanadalı Viking Air şirketi tarafından yeniden açılıyor. 1960’larda tasarlanan, 19 koltuklu çift motorlu uçak modernize edilecek. Yeni Twin Otter, saatte 320 km hızla uçabilecek. Suda 366 metreden havalanabilen, 1815 km menzilli uçağın standart donanımlı fiyatı 3.5 milyon dolar.

Atlasjet, Suudi Arabistan’da büyüyor

Atlasjet, Suudi Arabistan Havayolları Saudia adına yaptığı Cidde merkezli iç hat uçuşlarını artırmak üzere çalışmalar yapıyor. Halen Suudi Arabistan’da toplam 7 adet Airbus A320 tipi uçağı bulunan şirket, 2010’a kadar uçak sayısını 20’ye yükseltmeyi hedefliyor. Altışar aylık sürelerle anlaşmalar yapan Atlasjet’in halen Cidde’de 200 pilot, kabin memuru, teknisyen ve yöneticisi bulunuyor. Atlasjet’in her uçuşunda kabin memurlarından biri erkek olmak zorunda. Bunun nedeni uçak kalkıştan önce anons sisteminde otomatik olarak "sefer" duası bulunuyor. Sistemin arızalanması durumunda bu duanın bir erkek tarafından yapılması gerekiyor.

THY-Lufthansa Münih’te ortak

THY ve Lufthansa, İstanbul, İzmir ve Ankara’dan ortak Münih seferlerine başladı. Artık yolcular aynı uçuş numarasıyla Münih’e THY ile gidip Lutfhansa ile dönebiliyor. THY, Münih Havalimanı’nda daha hızlı aktarma imkanı sunan T2 Terminali’ni kullanıyor.

Pegasus 31 Mayıs’a kadar iç hatta 17, dış hatlarda da 16 noktası için bilet alan yolcularına 15 Haziran’a kadar uçmak şartıyla yüzde 20 indirim yapıyor.

SunExpress, 7 Mayıs-30 Haziran arasında iç hatlarda uçacak üniversite öğrencilerine yüzde 30 indirim imkanı sunuyor.

Düzeltme

Kokpit’te 7 Nisan 2007 tarihinde çıkan "Karabatak Airlines" başlıklı yazınızda Fly Havayolları ve kurucuları hakkında bazı haksız iddialar yer almıştır. Müvekkil şirketimizin ortakları, Air Alfa’nın çoğunluk hisselerini 1993’te almış, 1995’te Kombassan Grubu’na satmıştır. GTI Havayolları ise yine aynı kişiler tarafından 1998’de alınmış, adı Air Anatolia olarak değiştirilmiştir.

Air Anatolia, 2003’te Avrupa’da yaşanan haksız rekabet nedeniyle Eurocontrol teşkilatının sözleşmesine aykırı olarak tahsilatta eşit davranmaması nedeniyle Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün (SHGM) uluslararası hukuka aykırı mutabakatı sonucu Avrupa’da sadece Almanya hava sahasının kapatılmasından dolayı büyük maddi ve manevi kayıplara uğramıştır. Air Anatolia’nın faiziyle birlikte 17 milyon Euro’luk Eurocontrol borcu aleyhine hem Türkiye hem de Avrupa’da açtığı mahkemeler devam etmektedir. Bu borç Türkiye’nin gelirlerinden kesilmemiştir.

Yaşanan sorunlar nedeniyle 2002’de kurulan Fly Air’in hisseleri 2004’te şirket ortakları tarafından satın alınmış ve bir gecede değişim gerçekleştirilmemiştir. Fly Air, hükümetin başlattığı bölgesel havacılık ve komşu ülkelere uçuş ağı gibi projelere destek vermiş ancak iç hatlarda yaşanan haksız rekabet sonrasında kısa vadeli krize girmiştir.

İç hatlara ara veren şirketimiz, yurtdışında "wet lease" operasyona devam ederken SHGM tarafından uçuşları mali durumu ileri sürülerek durdurulmuştur.

Şirketimizin SSK’ya borcu 6.5 milyon YTL’dir. Borçların ödenme planı tamamlanmıştır. Uçaklarından ikisi uçuşa hazır, diğer ikisi için de kiralık motor anlaşması yapılmıştır. Fly Air’in yeniden uçuşa başlaması için gerekli hazırlıklar tamamlanmış olup SHGM tarafından olumlu yaklaşım görülmesi durumunda 15 Haziran’da uçuşlara başlaması planlanmaktadır.

Fly Air Avukatı Sezai Hacımurtezaoğlu
Yazının Devamını Oku

A350 Airbus’ı uçuracak

29 Nisan 2007
Avrupalı uçak imalatçısı Airbus, yeni modeli A350 XWB ile sıkıntılı günlerinden çıkış yolu arıyor. Dev yolcu uçağı A380’de yaşanan gecikmeler nedeniyle geçen yılı 573 milyon Euro’luk rekor zararla kapatan Airbus, A350 ile hem imajını hem de bilançosunu düzeltmeyi hedefliyor.

Avrupalı imalatçı Airbus, yeni çift motorlu, uzun menzilli uçağı A350 XWB (Xtra Wide Body-Ekstra Geniş Gövde) ile Boeing 787’nin önünü kesmeye hazırlanıyor. Airbus, 787’den beş yıl sonra 2013’te hizmete girecek A350’nin rakibinden yüzde 15 daha ekonomik uçacağına inanıyor.

Son yıllarda özellikle uzun menzilli pazarda ciddi bir rekabet yaşanıyor. Yapılan araştırmalar, gelecek 20 yılda bu pazarda yolcu kapasitesi 220-350 arasında değişen tam 5 bin 688 uçaklık ihtiyaca dikkat çekiyor. İmalatçılar, pazardan pay alabilmek için büyük savaş veriyor.

Boeing’in silahı, "plastik uçak" olarak adlandırılan ve gövdesinin önemli kısmı kompozit malzemeden imal edilen 787. İlk uçuşunu ağustosta yapması planlanan 787, şimdiden 550 adetlik siparişe ulaştı. Diğer tarafta Airbus, mevcut A330 ve A340-500/600 serisinin yerine A350 XWB’yi geliştiriyor.

YENİDEN TASARLADI

İki yıl önce 787’ye rakip olarak sunduğu dizayn, leasing yani uçak kiralama şirketleri tarafından beğenilmeyen Airbus, yeni bir sayfa açtı. Tasarımda gövde 25 santimetre genişletildi. Kanatlar baştan dizayn edildi. Ortaya, yolcu kapasitesi 270-350 arasında değişen, 15 bin 800 kilometre menzilli, üç farklı modelden oluşan (A350-800, 900 ve 1000) yeni bir aile çıktı. Resmi olarak 12 Aralık 2006’da başlatılan projeyle ilgili detaylar, geçtiğimiz günlerde Airbus’ın Fransa’daki ana merkezi Toulouse’da yapılan teknik basın toplantısında açıklandı.

787’YE RAKİP OLACAK

Çift motorlu A350’nin ana rakibi 787. Ancak 350 koltuklu A350-1000 ile Boeing’in 777 modeline karşı ciddi bir alternatif sunuyor. Bu açıdan Airbus, A350 ile Boeing’in iki kuşunu birden vurmak istiyor. Avrupalı imalatçı A350’nin ortak kokpit ve sistemleri sayesinde havayolu şirketlerinin iki farklı model yerine tek uçağa yönelerek A350’nin şansını artırmayı planlıyor.

Uçakta kullanılacak A380 teknolojileri ile Airbus mühendisleri ciddi bir avantaj sağlamayı hedefliyor. Uçağın yüzde 52’si yani yarısından fazlası plastik bazlı yüksek dayanıklılık ve ömre sahip kompozit malzeme. Airbus bir ilke atarak uçağın kanat kaplamalarında da kompozit üzerine alüminyum tabakaların preslenerek imal etmeyi hedefliyor. Böylece kanat hafifletilirken taşıma kapasitesi ve dayanıklılığı artırılacak.

KANATLAR HIZI ARTIRACAK

A350’nin saatte 907 kilometre hıza ulaşması için kanat açıları değiştirildi. Geriye doğru 35 derecelik açıya sahip kanatlar A350’yi saatte 50 km daha hızlı uçuracak. Ayrıca özel flap sistemiyle A350’nin uzun piste ihtiyacı kalmadan inip-kalkması sağlayacak. Yeni kanatla ilgili testlere 28 Ocak’ta Bremen’deki rüzgar tünelinde başlandı.

Uçağın diğer sistemleri, diğer Airbus ailesi ile ortak. Yani A320 veya A340’ta uçan pilot veya teknisyen kısa bir geçiş eğitim ile A350 XWB’de de görev yapabilecek. Uçağın kokpitinde ise A380 temel alındı. Özel baş-üstü ekranları (HUD-Head Up Display) ile pilotlar göstergelere bakmadan uçuş verilerini takip edebilecek.

Airbus’ın 189-215 milyon dolar liste fiyatlarıyla satışa sunduğu A350 ailesi 2012’de uçacak. İmalatçı ve arkasından havacılık otoritelerinin testlerinden sonra hizmete 2013’te girmeye başlayacak. A350 XWB şu ana kadar 104 sipariş aldı.

KABİN 25 CM DAHA GENİŞ

4 Airbus mühendisleri uçağı tasarlarken binlerce yolcuyla görüştü. Tüm yolcuların isteği uzun menzilde geniş bir kabinde uçabilmekti. Orta sınıfta A320 modelinin yolcular tarafından çok sevilmesinin arkasında geniş kabin olduğuna inanan Airbus, A350’nin gövdesini 25 santimetre genişletti. Kabin eni tam 5 metre 54 santimetre.

4 Uçakta camlar 10 santimetre büyütüldü. A350 yolcu uçakları arasındaki en geniş camlara sahip olacak.

4 Yeni nesil tasarımlar ve hafif malzemelerle koltuk aralıkları artırılacak. Bu tasarımla yolcu başına 12.7 santimetre ek alan oluşturuldu.

4 Kabin irtifası mevcut yolcu uçaklarında 2 bin 600 metre iken A350’de 2 bin metreye indirilecek. Böylece uzun uçuşlarda daha nemli hava ve düşük basınçla yolcular uçuştan daha az etkilenecek.

4 Uçakta kullanılan Rolls Royce’un yeni Trent serisi motorları sayesinde gürültü oranı dört desibel düşürüldü.

THY DE İLGİLENİYOR

Türk Hava Yolları, gelecek yıl yapacağı uzun menzilli uçak ihalesinde gerek A350, gerekse de Boeing 787 projelerini yakından takip ediyor. Teslimat tarihi 2014-15 gibi planlanan projede filodaki A340-300 ve A330-200’lerin yerini alacak uçak belirlenecek. THY’nin ihtiyacının 15-20 arasında olacağı tahmin ediliyor. Bu ihale için Boeing ve Airbus THY ile görüşmelerini sürdürüyor. Yeni uçaklarla özellikle uzun menzilde yeni hatların açılması planlanıyor.

A350’NİN ÜÇ MODELİ VAR

A350-800A350-900A350-1000

Yolcu kapasitesi
270314350

Menzil (km)15.38015.38015.380

Gövde uzunluğu (metre)60.666.973.9

Kanat açıklığı (metre)646464

Maks. kalkış ağırlğı (ton)245265295

Kabin eni (metre)5.95.95.9

Yükseklik (metre)16.916.916.9

Tolga ÖZBEK

TOULOUSE/FRANSA


Bitmek bilmeyen rötar

THY’nin 07.50 uçağıyla 12 Nisan 2007’de Paris’e gitmek üzere Atatürk Havalimanı’na eşimle geldik. Önce check-in’de sorun olduğu söylenerek 30 dakika bekletildik. Saat 6.30’da bir, sonra da iki saat rötar açıklandı. Saatler 12.00’ye gelirken yer görevlisi Paris Orly Havalimanı’nda kontrolörlerin grevi olduğunu, rötarın uzayabileceğini söyledi. Görevli, biletimizi açığa çevirebileceğimizi ya da alınacak olumlu bir haberle uçağımızın kalkabileceğini iletti. Bu sırada rötar dört saate çıkmıştı.

Eşimle fark ettik ki, bazı yolcular, Lyon, Milano, Nice gibi noktalara gönderilmiş ya da gönderiliyor. Ancak diğer yolculara bilgi verilmiyor ve aradaki bilet bedeli kendilerince karşılanması isteniyordu.

9 SAAT BEKLEDİK

Rötar süresi 6 sonra da 9 saate uzadı. Saat 15.00 civarında grev olmayan Paris’in diğer havalimanı Charles de Gaulle’e Air France uçağının olduğunu öğrendik. İki saat rötarlı kalkacak bu uçakta "yer yok" bilgisi geldi.

Tam da bu sırada dışardan telefonla işlerini halleden ve üç kadın, dört de çocuktan oluşan bir grup çağırdıkları bir görevliye pasaport ve biniş kartlarını verip kendilerinin yer olmayan Air France uçağına alınmaları konusunda gerekli işlemlerin yapılmasını istedi. Kısa bir sure sonra görevli elinde biniş kartlarıyla geldi. Tartışınca bir anda yer olmadığı belirtilen Air France uçağında yer açıldığı, eşimle bu uçağı binmem teklif edildi.

Bu sırada THY’nin Orly Havalimanı’na gidecek uçağının kalkabileceği bilgisi ulaştı. Saat 15.30 gibi uçağa alındık. Uçağın kapısının saat 16.00’da kapatılacağı bildirilmesine rağmen uçak içinde 2.5 saat bekletildik. Hiçbir açıklama yapılmıyordu. Yolcular artık tepkilerini açıkça ortaya koyuyordu. Kabin amiri, uluslararası uçuş kurallarına göre bunlara uymayan yolcuların uçaktan indirileceği kuralını seviyesizce bize hatırlattı. Sıkıntılı geçen yolculuk sonrasında Paris’e inebildik. Enver KURT

Güney Afrika yeniden başlıyor

Türk Hava Yolları, durdurduğu Johannesburg-Cape Town seferlerine 15 Eylül’de yeniden başlıyor. Haftada üç gün karşılıklı yapılacak seferlerde A330-200 tipi uçaklar kullanılacak.

SunExpress Havayolları, THY adına İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan iç ve dış hat uçuşlarına başladı. Bu seferler için SunExpress filosundaki iki Boeing 737-800 THY renklerine boyandı. Ekipleriyle kiralanan uçaklar yaz sonuna kadar THY adına uçacak.

SunExpress, Ercan’dan İzmir aktarmalı Londra Stansted uçuşlarına başladı. Haftada iki gün salı ve cumartesileri karşılıklı yapılan seferlerde fiyatlar tek yön vergiler hariç 29 Euro’dan başlıyor.

THY, ülke kuralı gereği İngiltere çıkışı uçuşları haricinde business class yolcularına kabine iki parça el bagajı alma uygulaması başlattı.

Alman Germanwings Havayolları, 22 Haziran’dan itibaren İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan Dortmund’a uçuyor. Vergiler hariç fiyatlar tek yön fiyatlar 19 Euro’dan başlıyor.

Delta İstanbul-New York arasında her gün karşılıklı uçmaya başladı.

Thomas Cook Havayolları, Brüksel-İstanbul arasında salı ve cumartesileri karşılıklı uçmaya başladı. Havayolu, 21 Haziran’dan itibaren sefer sayısını üçe çıkartacak. Belçika organizasyonu 2002’de kurulan Thomas Cook, bu yıl iki ülke arasında 20 bin yolcu taşımayı planlıyor. Bilet fiyatları tek yön, vergiler dahil 69 Euro’dan başlıyor.

Katar Havayolları, 28 Haziran’dan itibaren 420 Euro’dan başlayan fiyatlarla Cenevre aktarmalı New York’a, 19 Temmuz’dan itibaren de 650 Euro’dan başlayan fiyatlarla Doha’dan Washington’a uçmaya başlıyor. Ekonomi sınıfı, gidiş/dönüş bilet fiyatlarına vergiler dahil değil.

Ekonomide karşılıklı oturun

İngiliz Premium Aircraft Interiors şirketi, ekonomi sınıfında yaptığı karşılıklı oturuma sahip koltuk tasarımı ile aynı kabinde yolcu kapasitesini yüzde 10 artırmayı planlıyor. İki koltuk arasına ters yöne bakan bir koltuk ekleyen şirketin bu tasarımı özellikle uzun menzilli uçuş yapan havayolları tarafından yakından inceleniyor. Halen benzer tasarımlar çeşitli havayollarının first ve business class’larında yer kazanma amaçlı kullanılıyor.
Yazının Devamını Oku