Uğur Cebeci

Hibrid havayolu dönemi

11 Ekim 2009
Kısıtlı konforu ucuz bilet fiyatlarıyla sunan “Düşük Maliyetli Havayolları”ndan sonra şimdi gökyüzünde “hibrid” dönemi başladı. Hibrid adı verilen yeni bir konsept şirketler arasında hızla yayılıyor. Sistemde konfor standartları yukarı taşınırken, uçakta ekstra birçok hizmetten ücret ödeyerek yararlanabiliyorsunuz.
İş adamlarının yanı sıra orta-üst gelir grubu tarafından da yakından takip edilen hibrid havayollarının başını ABD’de JetBlue, Virgin America, Avrupa’da da Air Berlin, bmi Baby gibi şirketler çekiyor. Uzun menzilde ise Malezyalı Air Asia bu konsepti başarıyla uyguluyor.

1970’lerde ABD’de Southwest’in başlattığı düşük maliyetli havayolu (DMH) uçuş sistemi hızla dünyaya yayıldı. Sektörün gelişmesine büyük katkı sağlayan modelde uçakların koltuk konfigürasyonları sıkışıktı. İkram verilmiyordu. Seferler büyük şehirlerin ikinci havalimanlarına yapılıyordu. Ancak bilet fiyatları, önceden alındığında bayrak taşıyıcı yani Amerikan Havayolları, United gibi şirketlere göre daha uygundu. Avrupa’da da Ryanair, Easyjet’le yaygınlaşan konsept hızla tuttu.

Ama yıllarca bayrak taşıyıcıların standartlarına alışan yolcular, yeni sisteme ayak uydurmakta zorluk çekmeye başladı. Hem ucuz uçmak, hem de konforu yükseltecek bazı hizmetleri satın almak istiyorlardı. Bu talebi gören şirketler ara modeller geliştirdi. Ortaya hibrid havayolları çıktı.

NELER YAPIYORLAR

Hibrid havayolları, minimum 3 saat ve üzerindeki hatlarda uçuyor.
Yeni nesil koltuk tasarımları ile yolculara daha fazla koltuk aralığı ve ergonomik oturum sunuluyor. Koltuklar deri.
Kabin ışıklandırmasına büyük önem veriliyor. Bazı DMH şirketleri, satıştaki ürünlerini daha iyi gösterebilmek için parlak ve göz yoran ışıkları tercih ederken hibrid şirketler yumuşak, yolcuyu gittiği yerde saat dilimi farkı nedeniyle etkilenmeyeceği ışıkları tercih ediyor.
İsteyen yolcu Virgin America’da olduğu gibi ücret farkını verip first class’ta uçabiliyor.
Her koltukta gelişmiş eğlence sistemine sahip 18 santimetrelik kişisel ekranlar var. Canlı televizyon yayını ücretsiz. Yani kanalları zaplayarak, seyrettiğiniz bir diziyi kaçırmadan uçabiliyorsunuz.
En az 2-3 bin şarkıdan oluşan MP3 arşivinden kendi şarkılarınızı seçip listenizi oluşturabiliyorsunuz.

KOLTUKTAN SİPARİŞ

Ücretli hizmetlerde ise en önemlisi oturduğunuz yerden yiyecek-içecek siparişini vermeniz. Kabin memurlarının uçakta dolaşmasına gerek kalmıyor. Ekrandan istediğiniz sıcak-soğuk yemek, sandviç, tatlı, aperatif, alkollü-alkolsüz içeceği seçiyorsunuz. Ödemeyi ise eğlence sisteminin kumandasını slip makinesi gibi kullanarak kredi kartıyla yapıyorsunuz. İki dakika içinde siparişiniz koltuğunuza getiriliyor. Sandviçler 5, alkolsüz 2, alkollü içecekler 3 dolardan başlıyor. Yani fiyatlar makul.

Aynı şekilde eğlence sisteminde vizyon filmlerinden istediğinizi seçip ücretini kredi kartı ile ödeyebiliyorsunuz. Filmlerin ücreti 8 dolardan başlıyor.

Uçakta kablosuz internet hizmeti de sunuluyor. Kalkıştan hemen sonra alçalmaya kadar verilen hızlı internet ücreti 8-12 dolar arasında değişiyor.

Eğlence sistemine iphone veya MP3 çalarınızı bağlayabiliyorsunuz. Ekrandan filminizi izlemek, müziğinizi stereo ses kalitesinde dinlemek mümkün.

Bu pazardan pay almak isteyen hibrid şirketler, sistemdeki bütünlüğü sağlamak için büyük havayollarıyla iş birliği anlaşmaları imzalayıp, uçuş ağını genişletiyor. Bağlantılı uçuşlarla tek bilet fiyatı veriyor, bagajların aktarılmasını sağlıyor. Ayrıca yolcu sadakat programları ile müşterilerini daha çok uçup mil toplamaları teşvik ediyor. Tolga ÖZBEK

777’ler Amerika’ya 1 saat 35 dakika geç gidiyor

Türk Hava Yolları’nın Hintli Jet Airways’den kiraladığı Boeing 777-300ER tipi uçaklar, İstanbul-New York arasında fazladan 1 saat 35 dakika uçuyor. Bunun nedeni, THY’nin 777’ler için Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden (SHGM) ETOPS olarak adlandırılan çift motorlu uçakların tek motora kalıp operasyonlarına belirli bir süre devam etme yetkisi alamaması. ETOPS olmaması nedeniyle uçaklar daha kuzeyden ve karaya yakın uçmak zorunda kalıyor. 777’ler A340’dan daha hızlı olmasına rağmen uçuş 10 saat 55 dakika sürüyor.
SHGM’nin, THY’nin 777’leri geçen temmuz ayından itibaren kendi pilotlarıyla uçurmaya başladığı, teknik bakım ve uçuş operasyonu açısından henüz tecrübenin düşük olması nedeniyle böyle bir karar aldığı iddia edildi. ETOPS limitleri belirlenirken havayolunun teknik bakım ve uçuş operasyon kabiliyetleri göz önüne alınıyor. Halen 777’lerin ETOPS limiti 180 dakika. Yani tek motor durduktan sonra uçak 180 dakika daha uçup en yakın havalimanına inebiliyor.

Boeing 777’lerin New York hattında başlaması sonrası özellikle first class’ta yüksek doluluk yakalamaya başlayan THY, 25 Ekim’den itibaren Chicago’ya da 777’lerle uçmaya başlayacak. Boeing’e 12 777-300ER siparişi veren THY, teslimatların başlayacağı Ekim 2010’a kadar Jet Airways’den dördüncü uçağı da kiraladı.

Ambulans uçak ocakta başlıyor

Sağlık Bakanlığı’nın ambulans uçak ihalesini kazanan Şaban Baş’ın Barış Havacılık ile Portekizli HeliPortugal ortaklığı, ocak ayında uçuşlara başlıyor. Ankara merkezli görev yapacak Hawker 900XP tipi jet ve Kingair B350 tipi turboprop uçak, yurtiçi ve yurtdışına hasta nakli gerçekleştirecek. Sözleşmenin önümüzdeki günlerde imzalanacağını söyleyen Şaban Baş “Ortağımızın İspanya’dan finansmanı tamamlanmış iki uçağı boşa çıkacak. Teklifimiz bu nedenle diğer şirketlere göre çok daha düşüktü” dedi. Heliportugal iki yıl önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne 3 helikopter kiralamıştı.

THY’de Nicolas krizi

THY’ye alınan yabancı kaptan pilotlardan Yunanlı Nicolas Koronias’in simülatör eğitimi sırasında yetersiz bulunması soruna neden oldu. Öğretmen Pilot, Tip Şefi ve Tip Müdürü’nün olumsuz raporuna rağmen üst yönetim tarafından iki ülke arasında diplomatik krize neden olmamak için Yunanlı pilota bir kere daha hak verildiği öğrenildi. Ancak son simülatör uçuşu olan LOFT’ta da başarı gösteremedi. Koronias, daha önce uçtuğu Onur Air’den de kokpitte Yunan bayrağı açıp Türk pilotlarla tartışmaya girmesi nedeniyle atılmıştı. THY’de çok sayıda emekli asker pilotun bulunduğu belirtilirken Koronias’ın geçmişteki milliyetçi davranışlarının devam etmesinin kokpitte uçuş emniyetini bozabileceğine dikkat çekildi. Öte yandan THY’nin aldığı kuzey ülkeli pilotların hemen hemen çoğu eğitimlerde çok başarılı bulundu.

Pegasus’la Uzakdoğu’dan Küba’ya

Pegasus, Air Berlin’in internet sitesinden bağlantılı seferlerde Almanya’nın beş kentinden aktarmalı Meksika’dan Uzakdoğu’ya, Küba’dan Amerika’ya 28 şehre uçuruyor.

Delta, 15 Ocak 2010’a kadar business class, tüm vergiler dahil Atlanta’ya 2102, Las Vegas’a 2544, Los Angeles’a 2426, New York’a 2018 Euro’dan başlayan fiyatlar sunuyor.
Yazının Devamını Oku

En hızlı başkanlık uçağı

4 Ekim 2009
Roll-out törenlerine yeni doğan uçak çelimsiz bir halde gelir. Henüz uçmamıştır. Motorları yerine takılıdır ama çalışmaz. Dışı “green”dir. Yani korozyona karşı yeşil bir boya ile kaplıdır. Biraz perişan haldedir. Tıpkı yumurtadan yeni çıkan civciv gibidir. Sevimlidir ama çirkindir. Güzeldir ama göstermez.

İş jetleri arasında en büyük, en uzun menzilli ve en hızlı olacağı ilan edilen Gulfstream G650, hangardan çıkıp tören yapılan bir başka hangarın önüne geldiğinde neredeyse uçacak gibiydi. Öyle pushback araçları ile itilip kakılarak getirilmemişti.
Amerika’da Georgia eyaletinde Savannah kentindeki Gulfstream uçak fabrikasının ana üssünde bütün bu kavramlar değişti. Farklı bir roll-out töreni yaşadım. G650 kendi motorları ile gelmişti. Dışında mükemmel bir boya vardı. Yeni kanat konsepti ile oldukça heybetli duruyordu. Hiçbir uçakta görmediğim, neredeyse 70 santimi aşan koca pencereleri ile yolcusuna panoramik görüntü imkanı sunacaktı. Karganın gagası gibi özel pito borusu, uçağın burnuna hassas testlerin ölçümü için konmuştu. Henüz uçmamıştı ama sanki uzun bir uçuştan gelmiş gibiydi. Çok etkileyiciydi.
Ankara’dan kalkıp Los Angeles’a hiçbir yere inmeden, tam yolcu ile gidebilecekti. Hatta oradan ötesi nerelerse, oralara kadar hiç inmeden uçabilecekti. Gökyüzünün olabilecek en yükseklerine çıkabilecekti.  Öylesine hızlı uçabilecekti ki, ses hızına iyice yaklaşacaktı. Yani süpersonik öncesi son en hızlı iş jeti olacaktı. Geniş gövdeli, aklı başından büyük G650, hükümet ya da başkanlık uçakları kavramındaki geleneksel yerini daha şimdiden almıştı. İş jetleri arasında en genci olacaktı. Bir ağabey edası ile Gulfstream apronuna kurulmuştu.

YENİ GÖVDE

Gulfstream’in imalattaki G450 ve G550 uçaklarının gövde orijini 1966’da ilk uçuşunu yapan jet motorlu GII modelinden geliyor. İmalatçı, 43 yıl sonra yeni bir gövde tasarımına gitti. G650’de, bir önceki gövdeye göre kabin yüksekliği 7.6 cm artırıldı. Kabin eni de 35,6 santimetre genişletildi. Böylece ortaya 16.33 metre uzunluğunda, 1.95 metre yüksekliğinde ve 2.59 metre genişliğinde yani iş jetleri arasında en büyük kabine sahip uçak ortaya çıktı.
71 SANTİMETRELİK CAM
G650, sivil uçaklar arasında en büyük yolcu camlarına sahip. Panoramik görüntü sunan pencerenin yüksekliği tam 71 santimetre. Her iki tarafta toplam 16 cam bulunuyor. Cam içindeki özel ısıtma ile görüntüyü bozacak buzlanmanın, buğulanmanın önüne geçiliyor.

Yazının Devamını Oku

Sabiha Gökçen yeni kapısını açıyor

27 Eylül 2009
İstanbul’un ikinci uluslararası havalimanı Sabiha Gökçen, 31 Ekim tarihinde yeni terminali ile kapılarını dünyaya yüksek standartla açıyor.

İŞTE SABİHA GÖKÇEN'İN YENİ TERMİNALİ

25 milyon/yıl yolcu kapasiteli terminalde açılıştan sonra bir talihsizlik yaşanmaması için testler yapılıyor.

Eskicilerden toplanan ve ağırlıkları 20 kilo olsun diye içi atık malzemelerle doldurulan bavullar, check-in kontuarlarından verilip etiketlendikleri ülkelere, kentlere doğru yola çıkıp çıkmadıkları gözleniyor.

12-14 yaşlarındaki çocuklar, ellerine verilen boarding kartları ile terminal içine bırakılıp uçakların park pozisyonunda olduğu varsayılan gate’lere, yani çıkış kapılarına ulaşıp ulaşamayacakları araştırılıyor. Bu çocuklar sayesinde, havalimanı içindeki yönlendirme panolarının doğru yapılıp yapılmadığı test edilmiş oluyor. Yani siz terminali kullanmadan önce benzer onlarca test ile büyük yapı büyük sınav veriyor.

Yazının Devamını Oku

Kendi uçağını yaptı, vergiler uçaktan pahalıya geldi

20 Eylül 2009
Mehmet Arıkan, iki kız çocuk babası, 64 yaşında bir mimar. Aynı zamanda da mucit. 8 patentli buluşu var. Kendini bildi bileli makinelerle oynuyor. Bu tutkularını havacılıkta birleştiren Arıkan, kit uçağını 2 buçuk ayda yaptı. Ama iki yıl bürokrasiyle uğraştı. Sonunda tüm engelleri aştı. “Üçüncü çocuğum” dediği uçağı, başarıyla gökyüzüyle buluştu...

/images/100/0x0/55ea3da0f018fbb8f873695dABD’de başlayıp tüm dünyaya yayılan kit uçaklar, meraklılarına hem kendi uçaklarını yapma, hem de uygun fiyata uçma imkanı sunuyor. Bugün ABD’de deneysel havacılık sınıfında 25 bin ev yapımı uçak var. 50 bini de imalat aşamasında. Avrupa’daki sayı ise 10 binin üzerinde.

Dünyada büyük ilgi gören, havacılığın gelişmesine katkı sağlayan kit uçakların Türkiye’de meraklıları bir elin parmaklarını geçmiyor. 1980’lerde uçak yapan Yavuz Şiray ve Yusuf Kahvecioğlu’ndan sonra şu an uçabilir durumda tek tescilli kit uçak Mehmet Arıkan’ın CH701’i.

İDDİA ÜZERİNE BAŞLADI

Mehmet Bey’in havacılık tutkusu küçük yaşlarda başladı. Pilot olmak için girdiği Hava Lisesi’nden aile baskısıyla tek çocuk olması nedeniyle ayrıldı. Havacılık hep içinde kaldı. 1992’de Türk Hava Kurumu’nun (THK) açtığı kursa katıldı, Özel Pilot Lisansı aldı.

Ama aklında makine ve tasarım bilgisini birleştirip uçak yapmak vardı. Bu fikrini yakın arkadaşı ve aynı zamanda amatör pilot olan Emekli Tümamiral Tanzer Dinçer’e açtı. “Yapamazsın, izin vermezler” cevabını alınca daha da hırslandı.

Aylarca süren araştırmadan sonra en uygun uçağın Amerikan Zenith şirketinin CH701 modeli olduğuna karar verdi. Özel tasarımıyla çok kısa pistlerden havalanabilen CH701, hem uçuş karakteri iyi, hem de metal gövdesiyle rahatlıkla yapılabilecek bir uçaktı.

Fabrikaya 2007’de verilen siparişle çalışmalar resmen başladı. Uçağın parçalarının üretimi, gönderilmesi, gümrük işlemleri tam 6 ay aldı. Ama asıl macera Türkiye’de yaşanacaktı. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nde mevzuatta deneysel havacılık veya bu tür uçakların girdiği Hafif Spor Uçak kategorisi olmaması nedeniyle tüm işlemlerle tek tek uğraştı. Vergiler, harçlar derken 30 bin dolarlık uçak üç katına mal oldu.

Mehmet Arıkan’ın projesine en büyük destek THK’dan geldi. Genel Başkan Yusuf Güngör ve Türkkuşu Genel Müdürü Necdet Şendir, Ankara Etimesgut’taki tesisleri Arıkan’ın uçağına açtı. İlk test uçuşu, deneyimli pilot Zekeriya Özbek tarafından 11 Eylül’de yapıldı. Sorunsuz geçen uçuştan sonra testler Eskişehir İnönü’de devam edecek.

BU UÇAKLARI HERKES YAPABİLİR

Deneysel havacılık sınıfındaki bu uçaklar fabrikadan parçalar halinde satılıyor. Montajı, alan tarafından yapılıyor. Bazı parçaları ise standartları belirtilmiş, havacılıkta kullanılan malzemeden kendiniz üretiyorsunuz. Uçakların kullanımı sadece hobi amaçlı. Eğitim vermek, ticari olarak uçmak yani yolcu-kargo taşımak yasak.
Mehmet Arıkan bu uçakları herkesin yapabileceğini söylüyor: “Uçakla birlikte çok detaylı imalat kitapları da veriliyor. Biraz el yatkınlığıyla herkes yapabilir. En büyük sorun bürokrasi. Uçağım bence Türkiye’deki amatör havacılıkta önemli bir yol açtı. Bundan sonra amacım kit uçak yapacaklara yardımcı olmak. Türkiye’de bu uçakların parçalarını üretebilmek”.

Birçok uçak imalatçısı, meraklıların çalışmalarını yakından izliyor. Bulduğu teknolojilerin patentini ödeyerek satın alıyor. Uçakları hafifleten ve plastiği havacılığa sokan kompozit malzemeler, kanat uçlarında sürtünmeyi azaltan wingletler, meraklıların havacılığa sağladığı katkılardan sadece ikisi.
Tolga ÖZBEK

KURALLAR DEĞİŞMELİ
Amatör havacılığın bir kolu olan deneysel havacılık, ABD’de ve Avrupa’da vergisel ve bürokratik açıdan destek görüyor. Çünkü insanlar bunu hobi olarak yapıyor. Maliyetler düştüğü için daha ucuza uçuyor. Türkiye’de ise ağır vergi yükü ve bürokratik engeller nedeniyle amatör havacılık gelişemiyor.

1. Uçak veya parçalar ithal edildiğinde, yüzde 18 Katma Değer Vergisi ve yüzde 25 Özel Tüketim Vergisi alınıyor. Harçlar, tescil, gümrükleme gibi giderler eklendiğinde maliyet hızla artıyor.
2. Kit uçaklar için Türkiye’de özel bir kategori yok. Oysa ev yapımı uçaklar ABD ve Avrupa’da Hafif Spor Uçak sınıfına girdiği için vergiden muaf.
3. 30 bin dolarlık uçaktan yılda 5 bin TL Motorlu Taşıt Vergisi alınıyor. Bu oran, aynı fiyata sahip otomobillerde çok daha düşük. Uçağın işletimi için bir şirket altında gösterme zorunluluğu ve sigorta masrafları eklendiğinde daha uçmadan yıllık maliyet bir anda 20 bin TL’ye ulaşıyor. Birçok meraklı bu nedenle kendi yaptığı uçakla uçabilme sevdasından vazgeçiyor.
4. Kit uçak, normal uçak kategorisine girdiği için 25, 50 ve 100 saatlik periyodik bakımlarının yetkili merkezler tarafından yapılması gerekiyor. Bu da maliyetleri artırıyor. Yurtdışında kit uçakların bakımları imalatı gerçekleştiren sahibi tarafından yapılabiliyor.

Sabiha Gökçen 31 Ekim’de açılıyor

İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı yeni terminal binası, 31 Ekim’de saat 13.30’da Başbakan Erdoğan’ın da katılacağı törenle hizmete giriyor. Nihat Özdemir’in sahip olduğu Limak ile ortakları Hintli GMR Infrastructure ve Malezyalı MAHB’nin gerçekleştirdiği projede 25 milyon yolcu kapasiteli terminal 250 milyon Euro’ya mal oldu. Körükleri terminale takılan binada 27 Eylül’den itibaren bagaj, check-in ve diğer sistemlerin testi başlayacak.

DÜZELTME
Geçtiğimiz hafta bu sayfada yer alan “Krize meydan okuyan jet G650” haberinde “Kanat alanı ise 1 metre uzatıldı” ifadesi “Kanat açıklığı 1 metre genişletildi” olacaktır. Düzeltir, özür dileriz.
Yazının Devamını Oku

Krize meydan okuyan jet Gulfstream G650

13 Eylül 2009
Amerikalı imalatçı Gulfstream, dünyanın en uzun menzilli ve en hızlı iş jeti G650’yi önümüzdeki günlerde törenle fabrikadan çıkarıyor. Aldığı 200’den fazla kesin siparişle rekor kıran, 57 milyon dolar liste fiyatı ile satışa çıkan G650, ilk uçuşunu aralıkta yapacak. Test ve sertifikasyondan sonra teslimatlar 2012’de başlayacak.

Orta ve uzun menzilli iş jeti pazarında önemli bir paya sahip Gulfstream şirketi, G650’nin geliştirilmesine 1 milyar dolar harcadı. G4 ile başlayan ve serinin en son modeli olan Başbakanlık tarafından da satın alınan G550’deki gövde, yerini /images/100/0x0/55eb6aeff018fbb8f8bfc936daha geniş ve yüksek bir kabine bıraktı. G650’nin kabini 1.91 metre ile G550’den 8 santimetre daha yüksek. Gövde eni ise 36 santimetre genişletilerek 2.49 metreye çıkartıldı.

Uçağın bir başka avantajı da yüksek sürati. G650, özel motor ve kanat tasarımı sayesinde saatte 982 kilometre hıza çıkabilecek. 12-14 saatlik uzun uçuşlarda G650 yolu bir saat kısaltacak. Uçak, İstanbul çıkışlı Avustralya’da Sydney’e veya Los Angeles’a rahatlıkla uçabilecek.

Performansın artırılmasında kanat tasarımı özel bir yer tutuyor. Gövdede olduğu gibi kanatta da kompozit malzemeler kullanıldı. G550’ye göre açı geriye doğru 6 derece artırıldı. Kanat alanı ise 1 metre uzatıldı.

GENİŞ CAMLAR

Uçakta camların yüksekliği 133, eni ise 71 santimetre. Geniş camlar kabinde ferahlık sağlarken yolcularına da mükemmel bir bakış açısı sunuyor. Uçağın kapısı da genişletildi.

KABİNDE SÜREKLİ TEMİZ HAVA

G650’nin en büyük özelliği, kabin basıncının sürekli 1616 metrede tutulması. Normalde yolcu uçaklarında kabin irtifası 2 bin 600 metre. Hava akışı sürekli temiz hava ile yapılıyor. İçerideki hava sirküle edilmiyor. Böylece özellikle uzun uçuşlarda yolcu yorulmuyor. Susuzluk çekmiyor.

YENİ MOTOR

Gulfstream G650 modelinde Rolls Royce’un BR725 motorları kullanıldı. Uçak uzun uçuşta rakiplerine göre 910 kilogram daha az yakıt harcıyor. Çevreci uçak, 4 ton daha az karbon gazı salınımı yapıyor.

ÖZEL KOKPİT

Pilotlar tüm uçuş verilerini Rockwell-Collins imalatı 5 ekrandan takip edebilecek. İstediği haritaya veya sistemlere yanda bulunan özel kolu kullanarak müdahalede bulunabilecek. 400 düğmeden oluşan sigorta paneli artık dijital.

BAGAJ ALANI BÜYÜDÜ

Uçağın bagaj, G550’den yüzde 11 büyütülerek 5.52 metreküpe ulaştı. Kabin alanı ise yüzde 9 daha geniş. G650, 18 yolcu taşıyabiliyor.

Üsküp çıkarması

Üsküp Aleksander The Great (Büyük İskender) Havalimanı’nın günlük gelen-giden yolcu sayısı sadece 1740. Günde ortalama 32 uçak iniyor. Yani yılda 600-650 bin civarında bir yolcu hareketi var.

Bölgenin ikinci havalimanı Ohrid St. Paul The Apostle’da günlük gelen-giden yolcu sayısı 137. Toplam günlük uçuş sadece 4. Kapasitesi günde 1000 yolcuyla sınırlı bir terminal var. TAV, bu iki havalimanını da yeniden yapacak. Terminaller, pist uzatmaları için ön anlaşmalar yapılmış. Ayrıca Shtip’e de yeni bir kargo havalimanı inşa edecek. Aslında bu kadar düşük kapasiteler için oralara gitmeye, kredilerle risk almaya değer mi?

Sonunda bölge oturmamış hükümetler, oturmamış yönetimler diyarı... Yolda yürürken çarptığınız bir kişi ya bakan ya da birkaç ay önce bakanlıktan ayrılmış biri olabilir... Her an size verilmiş bir ihale iptal edilebilir. İş yapmak çok zor. Belki de değmez, diye bakılabilir...

HERKES İŞİN PEŞİNDE

Ben böyle düşünürken bir davet aldım. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, TAV Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, TAV’ın CEO’su Sani Şener’le birlikte Üsküp’e gittim. Baktım kızılca kıyamet kopuyor. Başta Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım olmak üzere bu düşük kapasiteli iki havalimanı için yapılan proje aksamadan yürüsün diye tam anlamıyla işin üzerine çullanmışlar. Gerçek bir profesyonellikle, büyük ülke olmanın sorumluluğu ile toplantılar yapıyorlar.

Havalimanı işinin peşine düşen bu gruba Türk Hava Yolları (THY) da katılmış. Şirketin mali işlerinin en tepesindeki, paranın babası, Yönetim Kurulu Üyesi ve Başkanvekili Hamdi Topçu, ekibini almış, Üsküp’e gelmiş. THY’nin Makedonya Müdürü Sadrettin Tunçer ile her yönden işe saldırmış. İftar yemekleri düzenliyor, ikili temaslar yapıyor. Oruç ağzında sadece THY, alınan uçaklar, işletme şekilleri, ödemeler falan var. Kendini yaşamıyor, şirketiyle nefes alıyor. Ben bu kadar olduğunu bilmiyordum, korktum. İş uğruna aklını oynatacak gibi bir hali vardı... Hiçbir şeydeki küçük terslik ya da talihsizliği kabullenmiyordu. Sonuçta THY buraya günde bir sefer ya yapıyordu ya da yapmıyordu. Ama Topçu, gelecekteki bütün zamanları tutmaya çalışıyordu.

MÜTHİŞ BİR FOTOĞRAF

Büyük bir heyecanla koşuşmaları izliyordum. Türkiye’nin Üsküp’teki Büyükelçisi Arslan Hakan Okçal, sonraki durağımız Kosova’daki Büyükelçimiz Metin Hüsrev Ünler hepsi iki-üç küçük havalimanı için koşturuyorlardı. Bir ara görüşmeler sırasında THY çadırında oturan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile Kosova’nın Ekonomiden Sorumlu Bakanı Ahmet Sala’yı yan yana gördüm. Müthiş bir fotoğraftı. Bizim bakan rahatlık içinde oturuyor, Kosovalı bakan diken üstünde, yanında bir öğrenci gibi duruyordu. O fotoğrafta büyük devletin rahatlığının bir karesi vardı...

TAV daha işi almadan önce CEO’su Sani Şener’in olağanüstü organizasyonuyla gelip Üsküp’te ana üssünü kurmuştu. Gencecik bir müdür Nejat Kurt, Üsküp’te yerini almıştı. Merkezden Murat Örnekol, Serkan Kaptan, Mehmet Erdoğan sanki New York JFK Havalimanı inşaat ve işletmesini alacaklarmış gibi bir donanımla koşturuyorlardı. Avrupa’nın içinde, Avrupa’nın iyi bir üçgeninde şimdiden yerlerini almak istiyorlardı. Çok sonraki yıllar için yapılan bir yatırımdı bu aslında. Risklerine değip değmeyeceğine onlar çoktan karar vermişlerdi.

DÜNYAYA BAĞLANMA ŞANSI

THY ve TAV, Ulaştırma Bakanı’nın gücü altında iki gün Üsküp’te, Kosova’da Priştine’de bütün imkânları zorladılar. Çadırlardaki iftarlarda bile herkesle konuştular. Yolda karşılaştıkları eski bakanlara, başbakanlara, ticaretle uğraşan sıradan insanlara havalimanı işletmekte nereye geldiğimizi, gücümüzü anlattılar. THY’nin onları nasıl dünyaya bağlayacağını açıkladılar. Üsküp’te konuşlandıracakları uçak sayısına kadar bıkmadan, usanmadan senaryolarını anlattılar. Üsküp, Ohrid ve Shtip garantiye alındı.
Bir an Japonya’daki ünlü bir grubun, dünyada iş peşinde koşan efsane kalabalığının içinde sandım kendimi...
Yazının Devamını Oku

Gökyüzünde kriz değişimi

6 Eylül 2009
Havayolu sektörü, tarihinin en derin krizlerinden birini yaşıyor. 11 Eylül’den sonraki en sıkıntılı zamanlar gündemde. Her ne kadar Türkiye pazarı dünya geneline oranla çok iyi durumda olmasına rağmen havayolu krizi zincirleme etkisini büyütüyor. Uçak imalatçıları gelecekle ilgili satış projeksiyonları yapamıyorlar. Türk Hava Yolları, hem Boeing ve hem de Airbus’tan ciddi alımlar yaptı. Opsiyonlarını verdi. İki uçak fabrikası en sıkıntılı günlerinde THY sayesinde bir soluk aldı.

Bütün dünyada havayollarında yolcu sayısı hızla düşüyor. Yaz dönemleri, bayram tatillerinde yeterli doluluk yakalanamıyor. Bazı havayollarında görülen doluluk, rekabet nedeniyle düşük ücretli biletlerden kaynaklanıyor. Uçak dolu görünüyor ama gelir çarkı çevirmeye yetmiyor. Havayolu şirketleri milyar dolarlık zararlar açıklıyor.

Şirketler ayakta kalabilmek için çılgın kararlar alıyor. Yolcuyu ise promosyonlar daha fazla uçurabilmek için yeni yöntemler geliştiriliyor. İşte gökyüzünde kriz değişiminden ilginç başlıklar:

1. AYLIK BİLET: Bir zamanlar “Interrail” olarak adlandırılan aylık tren biletleri çok popülerdi. Belirli bir ücret ödeyerek bir ay boyunca istenildiği kadar tren yolculuğu yapılabiliyordu. Geçmişte havayolları tarafından da denenen bu sistem şimdi ABD’de yeniden moda. Düşük maliyetli Jet Blue Havayolları, 8 Eylül-8 Ekim tarihleri arasında 599 dolarlık özel biletle bir ay boyunca sınırsız seyehat imkanı sunuyor.

2. DAHA FAZLA LÜKS: Birçok havayolu krizde kabinde başta ikram olmak üzere standartları aşağı çekerken, Emirates ve Singapur Airbus A380 uçaklarına yaptığı yatırımla lüks kavramına yeni bir boyut getirdi. First class, yolcuya sunulan özel alanla suit class’a, business da artan konforla first class standartlarına yükseldi. Bu yatırımlardan kriz döneminde kazanan havayolları oldu.

3. UÇAKTA CEP TELEFONU: Havayolları için gelir getirici bir başka uygulama, uçaklara konulan özel sistem yardımıyla yolcuların cep telefonlarını kullanabiliyor. İlk etapta sadece mesajlaşmaya izin verilirken şirketler artık yolcuların konuşma yapmalarına da sıcak bakıyor. Görüşmenin dakikasına 3-4 dolar alınması planlanıyor.

4. KULAKLIĞA HAYIR, İNTERNETE EVET: Yapılan araştırmalar, Amerika’da iç hat uçuşlarında artık çok az yolcunun kulaklık satın alıp film izlediğini ortaya koyuyor. Artık yolcular kabinde kablosuz internet hizmeti sunan şirketleri tercih ediyor. Yolcu dizüstü bilgisayarından veya cep telefonu üzerinden internete bağlanıyor.

5. İKİNCİ BAGAJ ÜCRETLİ: Havayolları yolcuların kargoya verdikleri ikinci bagaj için ek ücret istiyor. Yakıt fiyatlarının tavan yaptığı dönemde alınmaya başlayan ve sonrasında standart hale gelen ek ücret 25-75 dolar arasında değişiyor.

6. KABİNDE REKLAM: Koltuk başlıklarından baş üstü dolaplara, yemek tepsisinden uçakların üzerine kadar artık havayolları her yere reklam alıyor. Yolcular başta bu uygulamayı biraz yadırgasa da yapılan araştırmalar reklamlardan geri dönüşün yüksek olduğuna dikkat çekiyor.

7. TUVALETLER PARALI MI OLACAK? Özellikle düşük maliyetli havayolları, kabindeki tuvalet sayısını üçten ikiye indirmek böylece ağırlıktan tasarruf etmek istiyor. İrlandalı düşük maliyetli havayolu şirketi Ryanair’in patronu Michael O’Leary ise tuvaletlerin ücretli olmasından yana.

8. AYAKTA UÇUN: Yine Ryanair’in ortaya attığı tartışma büyük ses getirdi. Şirket, imalatçılardan yolcuların ayakta dayanarak durabileceği bar sandalyesine benzer koltuk istedi. Henüz havacılık otoriteleri bu konsepte soru işaretiyle yaklaşsa da tasarım önümüzdeki yıllarda uçaklarda yerini alabilir.
Yazının Devamını Oku

Yangın söndürme filosu büyüyor

30 Ağustos 2009
Bu yıl 41 uçak ve helikoptere ulaşan Türk yangın söndürme filosu, yeni alımlarla büyüyor. Türk Hava Kurumu’nun (THK) filosuna kattığı 5 CL215 tipi amfibik yani hem suya, hem de karaya inip kalkabilen uçakların sayısının 12’ye çıkartılması planlanırken, Orman Bakanlığı’na da 20 yangın söndürme helikopteri alınacak. En son Yunanistan’da çıkan orman yangınlarını söndürmek amacıyla bölgeye giden THK’ya ait iki CL215, yangının kontrol altına alınmasında önemli katkı sağladı.

Halen Orman Bakanlığı, yangınla mücadelede THK’dan kiralanan 5 çift motorlu CL215, 11 tek motorlu M18 Dromader, 3 Cessna 206 tipi keşif uçağının yanı sıra Rusya’dan kiralanan 16 Mi-8 ve Kamov Ka-32 tipi helikopterleri kullanıyor. Operasyonları bakanlığa ait 6 adet AS350 Ecureuil ve AS365 Dauphin tipi helikopterler de destek veriyor.

THK’DA HEDEF 24 UÇAK

Bu yıl önemli bir adım atan THK, Canadair şirketinin tasarımı, ikinci el 5 adet CL215 tipi uçak aldı. THK, piston motorlu, 5.5 ton su kapasiteli uçaklara yedek parça ve eğitimleri dahil 16.5 milyon dolar ödedi. Orman Bakanlığı ile yapılan 7 yıllık anlaşma ile bu uçaklardan üçü Bodrum-Milas’ta, ikisi de Antalya’da görev yapıyor.

CL215’lerle amfibik uçak altyapısını kuran THK’nın hedefi, önümüzdeki yıllarda çift motorlu yangın söndürme uçak filosunu 5’ten 12’ye çıkartmak. CL215’lerin bir üst modeli olan ve yüksek performans sunan turboprop motorlu CL415’lerin alımı planlanıyor. Teslimatlarında 1.5 yıl sıra olan CL415’lerin fiyatı 30 milyon dolar civarında.

THK ayrıca tek motorlu M18 Dromader uçaklarını da yeni nesil turboprop amfibik uçaklarla değiştirmek istiyor. En güçlü aday, Air Tractor 802. THK Genel Başkanı Yusuf Güngör “Amfibik uçaklar, deniz ve göl yakınlarındaki orman yangınlarında zaman kaybetmeden, defalarca müdahale edebiliyor. Amacımız önümüzdeki yıllarda Dromader’ları turboprop motorlu yeni nesil 12 uçakla değiştirebilmek” diyor. THK, filonun 24 uçağa çıkmasıyla birlikte sezon dışında güney yarımküredeki orman yangın ihalelerine de girmeyi planlıyor.

20 HELİKOPTER ALINIYOR

Orman Bakanlığı, her yıl Rusya’dan kiralama yapmak yerine, kendi yangın söndürme helikopter filosunu kuruyor. Toplam 20 helikopterlik ihtiyaç, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 109 adetlik Genel Maksat Helikopter İhalesi’nde değerlendiriliyor. Sonucu önümüzdeki ay içinde açıklanması bekleniyor. İhalede Amerikan Skorsky’nin T-70 Black Hawk ile İtalyan AgustaWestland’ın TUHP-149 helikopterleri çekişiyor. Proje kapsamında Türkiye’de imal edilecek helikopterler, 2011’den itibaren Orman Bakanlığı’na teslim edilecek. İç depolarında 2.5 ton su taşıyabilecek helikopterler aynı zamanda personel naklinde de kullanılacak. Tolga ÖZBEK

EYLÜL FIRSATLARI

Uygun fiyatlarıyla Türk yolcularını “low cost” (düşük ücret) kavramı ile tanıştıran Germanwings, Köln-Bonn, Stuttgart, Berlin, Hamburg ve Dortmund’dan İstanbul, Antalya, Ankara ve İzmir’e yaptığı uçuşları arttırarak haftada 37 sefere çıkartıyor.

Amerikan Delta Havayolları, 19 Ekim-15 Aralık tarihleri arasında havalimanı vergileri dahil, ekonomi sınıfı, gidiş-dönüş Washington’a 350, Boston’a 380, New York’a 406, Tampa’ya 428, San Francisco’ya 446, Las Vegas’a 477, Seattle ve Denver’a da 481 Euro’dan başlayan fiyatlar sunuyor. Havayolu ayrıca 22-30 Eylül tarihleri arasında İstanbul, Ankara veya İzmir çıkışlı New York’a havalimanı vergileri dahil, ekonomi sınıfı, gidiş-dönüş 524 Euro’dan başlayan fiyatlarla uçuyor.

Katar Havayolları’nda 15 Eylül’e kadar geçerli İstanbul çıkışlı business class bilet fiyatları, gidiş-dönüş, vergiler hariç Pekin’e 1399, Şanghay’a 1199, Bombay’a 1080, Singapur’a 1023, Hong Kong’a da 1238 Euro’dan başlıyor.

Etihad, 31 Aralık’a kadar Phuket’e ekonomi sınıfı, gidiş-dönüş, vergiler hariç 440 Euro’dan başlayan fiyatlar sunuyor.

Pegasus, İzmir’den 2 Ekim’de Atina, 26 Ekim’den itibaren de Basel-Mulhouse seferlerini açıyor. Fiyatlar tek yön Atina için 96.99, Basel için 59.99 TL’den başlıyor.

Atlasjet, 1-17 Eylül arasında tüm iç hat uçuşlarında ilk 79 koltuğu tek yön tüm vergiler dahil 79 TL’den satışa sundu.
Yazının Devamını Oku

Ranzalı uçaklar ayakta uçuşlar planlanıyor

23 Ağustos 2009
Havayolları, imalatçılardan uçak kabinlerini konforu düşürmeden maksimum yolcu alacak şekilde tasarlamasını istiyor. Alışılmış kabin görünümünü tamamen değiştirecek bu yaklaşımlar, havacılık otoritelerinin vereceği karar sonrasında uygulanmaya başlanacak.

Avrupa’nın en büyük düşük maliyetli havayolu şirketi Ryanair’in patronu Micheal O’Leary’nin “ayakta yolcu taşıyabiliriz” sözleriyle başlayan tartışma, kabin tasarımlarında yeni bir dönem açıyor. Havayolları, imalatçılardan daha fazla yolcu alabilecekleri, farklı dizaynlar istiyor. Uzun menzilde ise Malezyalı Air Asia X Havayolları, tek katlı uçaklarda iki katlı ranza konseptinde koltuklara geçiyor.

RANZA KOLTUKLAR/images/100/0x0/55eb6cacf018fbb8f8c036ed

Ekonomik krizle birlikte son bir yılda verilen uçak siparişlerinde havayolları uçak tiplerini büyütüyor. Tek koridorlu uçaklarda talep Boeing 737-900, Airbus A321 gibi yüksek kapasiteli uçaklara kayıyor. Boeing, yeni modeli 787’de, havayollarının çoğunun ekonomi sınıfında her sırada 8 yerine 9 koltuklu konseptin tercih edildiğine dikkat çekiyor. Gökyüzünün en büyük yolcu uçağı Airbus A380’de ise havayolları tek sınıfta 850 yolcu taşıyabilen modeline eskiye oranla daha sıcak bakıyor.

Air Asia X Havayolları, Airbus’a uzun menzilli A350XWB uçağı siparişi verirken çok özel bir tasarım istedi. Uzun menzilde düşük maliyetli operasyon yapan havayolu, “ranza koltuk” tasarımı ile tek katlı uçağı iki katlı hale getirecek. Ortaya çıkacak yeni alanla business class’ta tüm koltuklar 180 derece yatacak:

Koltuklar ikili olarak planlandı.
Yolcuya daha fazla özel alan vermek için ikili koltuklar özel separatörlerle ayrıldı.
Yolcu üste yanda bulunan merdiven yardımıyla çıkacak. Rahat iniş-çıkış için merdiven tasarımında ergonomiye önem verildi.
Her koltuk 180 derece yatacak. Böylece koltuklar 190 santimetrelik yatak haline gelecek.
Pencere sadece alt katta bulunacak.
Uçaktaki tüm eğlence sistemi kablosuz olacak. Her koltuğun önünde 35 santimetrelik ekran yer alacak.
Aslında bu tasarım 1940’ların sonunda kullanılan pervaneli Constellation yolcu uçaklarında denenmişti. Jetlere geçişle birlikte bu konseptten vazgeçilmişti.

İLGİNÇ ARAŞTIRMA SONUCU

Ryanair’in yaptığı araştırmaya göre 120 bin kişiden yüzde 66’sı, biletlerin ücretsiz olması koşuluyla 1 saatlik yolculuğu ayakta yapmaya sıcak bakıyor. Çin’de yeni kurulan Spring Havayolları ise A320 uçakları için Airbus’tan yolcuların ayakta durabileceği bir tasarım istedi.

Üzerinde çalışılan dizayn, metrolarda vagonlarında kullanılan ve ayakta dururken yaslanılan koltuklara benziyor. Uçuş emniyetinin sağlanması için koltuk kolları, kemer bulunacak.

Ayrıca yolcunun herhangi bir kaza durumunda savrulmasını engellemek amacıyla omuzlarını tutacak bir kol da yerleştirilecek. Benzer tasarım lunaparklarda “roller coaster” gibi araçlarda da kullanılıyor. Yolcu koltuğa oturduktan sonra bu kolu indirecek. Uçağın inişi-kalkışı sırasında baş ve omuzların emniyetini sağlayan kollar kesinlikle aşağıda olacak. Yolcunun ayakta durur gibi uçacağı bu koltukların aralıkları 63.5 santimetre olarak planlandı. Normalde tek koridorlu uçakların koltuk aralıkları ortalama 30 inch yani 76.2 santimetre.

Bu koltukların 1-1,5 saat uçuşlarda kullanılması ve çok ucuza satılması planlanıyor. Ancak yaşlı, özürlü, bebekli ve çocuk yolculara kurallar gereği bu koltuklar verilmeyecek.

YENİ KURALLAR YOLDA

Uçakta yapılacak en basit değişiklik için havacılık otoritelerinin özel izni gerekiyor. Daha tasarım aşamasında başlayan çalışmalar yıllar sürüyor. Her aşama otoritelerin onayından geçiyor. Bu nedenle ayakta yolcu veya ranza koltuk konseptinin en yakın 4-5 yıl içinde kabinlere uygulanabileceği tahmin ediliyor.
Yazının Devamını Oku