Rehberliğimizi matematik ustası, üniversite sınavını 78’incilikle kazanmış Boğaziçi mezunu Hüseyin Hurmalı yapıyor.
Şoförlüğümüzü üstlenen işadamı Remzi Öten, üniversite sınavı 84’üncüsü, çay-kahve servisi yapan Muhsin Ural ise 6’ncısı.
Hurmalı, “Festivalde gönüllü çalışan böyle çok arkadaşımız var” diyor.
ABD’nin en saygın üniversitelerinden MIT’ye 1.4 milyon dolara transfer olanından, Harvard’da en büyük başarıyı sağlayanına kadar pek çok başka arkadaşını da bize anlatıyor Hurmalı.
DNA DİZİMİ YAPILIYOR
Açılış töreni, bölgedeki iki belediye başkanı, Los Angeles FBI Başkanı ile konuşmasına “Ekümenik Bartholomeos’un temsilcisi olarak” diye başlayan Rum Ortadoks din adamı da dahil geniş katılımlı olan festival, Türklerin ABD’de yaptığı en büyük etkinlik unvanını daha ikinci yılında kazanmış gibi.
Festival, Anadolu’dan çıkan medeniyetleri simgeleyen kapılardan geçerek içeri giren, hafta sonu birkaç on bin kişiyi bulan Türk ve Amerikalı kalabalığı kapanış saatine kadar içeride tutabilecek etkinliklerle dolu.
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’in yönetimine muhalefetten eleştiriler yağıyor, oturumların tümünü yönetmesi yanlış görülüyor.
Örneğin CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
“Meclis Başkanı’na yakışan birinci turu değil, ikinci turu yönetmekti. Çünkü birinci tur oylama sonucu değiştirmiyor. Ama ikinci tur oylama çok önemli, telafisi mümkün değil. Bunun yanında Şahin’in orada sürekli oturması dikkatinin kaçmasına, yorulmasına, sinirlenmesine, böylece içtüzüğü yanlış uygulamasına neden oluyor. Şık bir tutum olmadı.”
DERBİ MAÇI YÖNETİYORUM
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Ticaret ve Sanayi Odası’nın yeni binasının açılışı ve yapacağı toplantılar için Kuşadası’na davet edince bana, “Aradan geçen sürede neler oldu” merakımı giderme ve gözlem yapma olanağı doğdu. Malum Hisarcıklıoğlu üzerinde uzun zamandır siyasete girmesi yönünde baskılar yapılıp duruluyor; ilk gözlem de bununla ilgili.
Hisarcıklıoğlu, “Ekonominin Durumu Sorunlar ve Öneriler” başlıklı sunumunda mazot kaçakçılığını anlatınca, salondaki işadamlarından biri, “Yanlış şeyler bunlar başkan, yeni parti kuralım” diye laf attı.
Hisarcıklıoğlu, bir an sustu, ne desem sıkıntısını yaşadı, sonra şunu dedi:
“Bana 2013’e kadar yetki verdiniz. O tarihe kadar TOBB başkanıyız inşallah. Ondan sonra işadamı mı, başka bir şey mi Allah bilir.”
Öncelikle Erdoğan’ın, böyle bir açıklamayı tam da Anayasa paketi oylanacağı sırada yaparak muhalefete, “İşte gizli tek adamlık ajandası” kozu vermiş olmasını anlamakta zorluk çektik; sanırım çoğu arkadaşı da bu görüşte olduğundan salı günkü grup konuşmasında Başbakan bu konuya hiç girmedi.
Takvime gelince, ben sadece AKP açısından muhtemel takvime işaret ettim; ama bu takvimin gerçekleşeceği konusunda ciddi şüphelerim var.
HER DURUMDA ŞEFİN DEDİĞİ
Bir, önümüzdeki seçimleri iyi okuyabilecek duruma gelmemizdir.
Bunun için de Deniz Baykal’ın, “CHP oradan, toplumun görmeyi istediği bir parti olarak ortaya çıkacak” dediği gelecek ayki Kurultay’ı görelim.
Baykal
Erdoğan, tartışmayı partisinin, 2011 seçimlerini de en az bugünkü güçle kazanacağına olan inancı ve de güveni ile gündeme getirdi, diyebiliriz. Modelin uzun zamandır kafasında olduğunu söylemesi, bugün Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanan Anayasa değişikliğinin altında da bu model anlayışının yattığına dikkat çekmesi, tartışmayı mutlaka halkın önüne götüreceğinin işareti saymalı.
SEÇİMDEN SONRA REFERANDUM
Erdoğan’ın bu açıklamasının ardından küçük çaplı bir araştırma yaptım. Program öncesi, metin hazırlığı yapılırken bu konu hiç gündeme gelmedi; ancak, programda soru gelince Erdoğan, kafasındakini kamuoyu ile paylaştı.
Bu durum, “Başbakan, soruyu bekliyordu; ancak öncesinde bir hazırlık yapıldığı izlenimi bırakmak istemedi” diye yorumlandı.
Öyle ya da böyle, sonuçta Erdoğan’ın tartışmaya açtığı bu model, 2011 seçimlerine giderken meydanların ana konusunu ortaya çıkarmış oldu.
Günlerdir iki partinin Anayasa kurmayları arasında biz de mekik dokuyoruz. Gelinen nokta, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın çok benimsediği, “win-win” (kazan-kazan) politikasına çok uygun; üstelik, kazanan sadece CHP ve AKP olmayacak, asıl Türkiye kazanacağından sürece objektif ve makul bakmalıyız. Evet, CHP bu kez geri adım attı; başlangıçta, “Kapağını açmam” dediği paket için Erdoğan’a da makul gelebilecek öneriler yaptı. Önerilerin kamuoyunda olumlu yankı bulması Baykal’ı ileri adım atmaya götürdü; geçmişin aksine, bu kez Erdoğan’la buluşmayı dahi önerdi.
REFERANDUMSUZ PAKET HAYALİŞunu da belirteyim; iki nedenle asıl moral yükselmesi CHP milletvekillerinde. 1- CHP’nin, Van’da Baykal’a yapılan protestonun AKP organizasyonu olduğu yönündeki kanıtları ortaya koyması. 2- Baykal’ın önerileri ile ‘sadece eleştiriyorsunuz’ ithamından kurtulmaları. Baykal’ın ve grubun havası, CHP’yi daha ileri uzlaşma noktasına taşıyabilir. Evet, CHP’nin yargı ile ilgili maddeleri referanduma ayrı götürme önerisini yaparken Anayasa Mahkemesi’ne gitmekten söz etmesi çelişki. Ama AKP hele bir resmi olarak, “Peki, buna varız; ama Anayasa Mahkemesi şartından vazgeç” desin, bakalım ardı nasıl gelecek?AKP kurmayları, CHP’nin niyetini sorgulayıp duruyorlar, “İyi niyetli olsalardı komisyondaki görüşmelere katkı sağlarlardı” diyorlar. Biraz haksız bir yargı; çünkü bir, CHP önerileri ile paketin birçok maddesinde düzeltme yapıldı; iki, AKP de yürürlük maddesine gelindiğinde, komisyon görüşmelerine birkaç gün ara vererek iyi niyet gösterebilirdi. Evet, CHP yargı ile ilgili düzenlemeye toptan karşı çıkış yerine, kendi önerilerini ortaya koymalı. (Hâlâ da bu zemin var ve CHP bu sürprizi yapıp, kamuoyu önünde iktidarı zora sokabilir.) AKP’nin de “Benim istediğim yargı düzeni” ısrarını bırakıp CHP’ye, “Getir önerilerini referanduma dahi gitmeyecek bir paket yapalım” diyebilmeli.
ÖNCEKİ REFERANDUMU UNUTMAMALIAKP kurmaylarının, referandumda ‘evet’ çıkacağına olan güvenle, Erdoğan’a, “Böyle uzlaşma olmaz” diyecekleri anlaşılıyor; ancak şunu anımsatalım: CHP ve MHP hiç ortalığa çıkmadıkları halde Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesi önerisi yüzde 65’e karşı yüzde 35 ile kabul edildi. Şimdiyse, hem CHP ve MHP meydan meydan dolaşırken AKP o günden daha güçlü görünmüyor hem de konu toplumu tam ortadan ikiye bölen bir konu.Ayrıca AKP kurmayları önemsemez gibi görünse de CHP’nin Anayasa Mahkemesi kozunu hiç yabana atılmamalı; çünkü sadece yargı ile ilgili maddeler için mahkeme kapısı çalınacak. Mahkeme, başvuru lehinde karar verirse, geri kalan maddelere kimsenin itirazı olmadığından referandum ülkeyi yormaktan öte sonuç vermeyecek. Şimdi en önemli soru, dün yurda dönen iki liderin buluşup buluşmayacağı.CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu, “Cemil Çiçek, Başbakan’ın bilgisi olmadan önceki günkü açıklamaları yapmazdı. O nedenle umudum yok” dedi.
Bakalım öngörüsü çıkacak mı; ama özellikle CHP kurmaylarında, “Buluşma gerçekleşirse bir uzlaşma umudu doğabilir” anlayışı önemsenecek ağırlıkta.