BUZDOLABINDAN PERDEYE
Türkiye’de her yıl 500 ile 600 bin evlilik yapılıyor. İzmir’de ise yılda ortalama 30 bin çift evleniyor. Haziran, temmuz, ağustos yeni evlilik ve düğünlerin zirve yaptığı aylar. O nedenle gürültü tavan yapıyor. Halbuki ses düğmeleri biraz kısılsa yine eğlenilecek ama nedense müzik yapanlar ve çalanlar buna alışamadı.
Tabii bir de işin ekonomik boyutu var. Her yeni evlilik 500-600 bin yeni konut, buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi ile ütüden koltuğa, tencere tavadan halıya, perdeye milyarlarca dolarlık dev bir ekonomi demek.
Beyaz eşyacılar, ev eşyası üretici ve satıcıları yıllık planlarını genç çiftlerden gelecek talebe göre yapar. Örneğin İzmir’de yeni evleneceklerin ihtiyacı için her yıl en az 25 ile 30 bin buzdolabı satışı garantidir. Her marka 30 bin kişilik bu evlilik pastasından bir şeyler koparmaya çalışır. Bu rakam İstanbul için 100 bin, Türkiye geneli için de 600 bindir.
YENİ EVLİLERE EV LAZIM
BEREKETLİ BİR SEZON
İzmir Ticaret Borsası’nın meclis toplantısındaki açıklamalara göre, sahalardan ürün gelişiminde sorun olmadığını gösteren bilgiler geliyor. Hasada kadar beklenmedik iklim olayları yaşanmazsa bu yıl bereketli bir sezon geçmesi bekleniyor.
İtalya’da son 70 yılın en şiddetli kuraklığı nedeniyle olağanüstü hal ilan edildi. Fransa’da bağlarda üzümler aşırı sıcaklardan yanıyor. Sıcaklardan 10 günde bin 700 bin kişinin öldüğü Portekiz ve İspanya’da zeytin başta olmak üzere pek çok tarım ürünü ısı dalgalarının kurbanı olabilir. İspanya’da sulanmayan arazilerde sadece yüzde 25, sulanan arazilerde ise yüzde 50-60 verim bekleniyor. Böyle bir yılı Ege Bölgesi anormal iklim olayları yaşamadan atlatabilirse büyük bir şans olacak. Öncelikle iç piyasada ürün yokluğundan kaynaklanan bir kıtlık yaşanmayacak.
KURAKLIK AVRUPA’YI VURDU
İkinci olarak, zeytinde dünyanın en büyük üreticileri Fransa, İtalya, İspanya gibi Akdeniz ülkelerinde kuraklık nedeniyle verim düşük olacağından uluslararası fiyatlar yükselecek. Türkiye, İspanya, İtalya ve Yunanistan’dan sonra dünyanın dördüncü en büyük zeytin üreticisi.
Ege ise en fazla zeytin ve zeytinyağı üretimi yapılan bölge. Türkiye’deki toplam 25 milyon zeytin ağacının yüzde 14’ü Aydın’da bulunuyor. Daha sonra sırasıyla Manisa, İzmir ve Muğla geliyor. Kuru üzüm ve incirde ise Ege zaten dünya birincisi. Bu ürünlerin fiyatlarının uluslararası piyasalarda artması Ege’ye bol kazançlı bir yıl geçirtebilir.
Tam 100 yıl sonra yine aynı gün 17 Şubat 2023’te, İkinci Yüzyıl İzmir İktisat Kongresi toplanacak.
Atatürk gerçek zaferin ancak ekonomik zaferle tamamlanabileceğini biliyordu. O nedenle daha Cumhuriyet ilan edilmeden yeni devletin ekonomik stratejilerini tartışmak üzere çiftçi, tüccar, sanayici ve işçileri temsil eden 1135 delegeyi İzmir’de topladı. Bu toplantılarda, hammaddesi yurt içinde yetiştirilebilen sanayi dalları kurulması, el işçiliği ve küçük imalattan fabrikaya geçilmesi, özel sektörün yapamadığı girişimlerin devlet öncülüğünde yapılması, kapitülasyonlara son gibi bir dizi karar alındı. Türkiye’yi bugün dünyanın büyük ekonomileri arasına sokan alt yapı böyle oluştu. Demir çelikten, Sümerbank basma fabrikalarına birçok yatırım Kongre’de alınan kararların sonucuydu.
YENİ DÜNYA DÜZENİ
İkinci Yüzyıl İzmir İktisat Kongresi de sıkıntılı bir dönemde toplanacak. Dünya çok kritik bir dönemden geçiyor. Üzerine toz kondurulmayan serbest piyasa sistemi sorgulanıyor. Kapitalizm ve küreselleşme uygulamalarının yarattığı gelir eşitsizliği büyük sermayede bile endişe yaratıyor. Türkiye Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nin 2022 Haziran ayındaki Yüksek İstişare Kurulu’nda bazı tespitler ve sorular ortaya koyuldu. Herhalde İkinci Yüzyıl İzmir İktisat Kongresi’nde de böyle soruların cevabı aranacaktır. Her biri ayrı önemdeki bu tespit ve sorulardan bazıları şunlar:
* Dünyada bir dönem sona erdi. Ama yerine geçenin ne olduğu netleşmedi. Bizden kaynaklanan belirsizlikler ile yeni dünya düzenine ilişkin belirsizlikler iç içe giriyor.
* Soğuk savaş sonrası düzen bozuluyor. Gelişmeler sonucunda yeni bir soğuk savaş dönemine mi girilecek?
* Öyleyse, kendimizi nasıl konumlandıracağız?
Özellikle Alman emeklilere çağrıda bulunan Bakan, Alman Bild gazetesine, “Sonbahar ve kışta ‘Akdeniz Kışı’nı yaşamak isteyen emeklileri Yunan misafirpeverliği, ılıman hava ve yüksek kalitedeki hizmetlerimizle ağırlamak biz Yunanlar için büyük mutluluk olacak” dedi.
Yunan Bakan’ın bu çağrısı kışı soğukta kalma endişesi taşıyan Almanlara ilginç gelebilir.
KARA KIŞ KAPIDA
Rusya-Ukrayna savaşının geleceği hala çok belirsiz görülüyor. Doğalgaz fiyatları geçen yılın başından bu yana yüzde 700 arttı. Eğer bazı uzmanların tahmin ettiği gibi, Rusya, NATO ittifakını bölmek için petrolün fiyatın 200 dolara kadar çıkaracak, Avrupa’da enflasyonu patlatacak stratejiler izlerse önümüzde kara bir kış var demektir.
Bu kötü koşullarda Türkiye’nin de gelirlerini artırmak için elindeki en değerli doğal kaynak ‘turizm’. Aynı ılıman iklime sahip Ege ve Akdeniz bölgesindeki oteller için Türkiye de neden benzeri bir kampanya düzenlemesin? Sezonu 12 aya yaymaya çalışan Türk turizmciler de Avrupa’nın doğalgaz krizini fırsata çevirebilir.
EGE’NİN AVANTAJI
Gözlerin ete ve peynire döndüğü şu günlerde Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, geçtiğimiz hafta Ekonomi Muhabirleri Derneği üyeleriyle bir toplantı yaptı. Ulaşım projelerinden koku sorununun çözümüne kadar İzmirle ilgili pek çok konuda bilgi verdi. Ama sürpriz olarak dile getirdiği bir konu vardı ki kendi payıma hayli meraklandım.
SÜRPRİZ PEYNİRLER
‘İzmirli’ markasıyla yakın gelecekte piyasaya sürülecek sürpriz peynirlerden söz ediyordu Soyer. Başkan’ın, “Marttan beri kooperatifler aracılığıyla 16.5 milyon liralık küçükbaş sütü aldık ve tamamından peynir yaptık. Peynirleri yine kooperatifler üretti. Bunları işlemek, peynir yapmak için 5 milyon liralık masraf yaptık. Toplamda 40 milyon liralık peynirimiz oldu. Sadece dört ayda ve yalnızca tek bir kalem ürün üzerinden 18.5 milyon liralık katma değer yarattık” sözlerini hatırlarsak sürpriz peynirler keçi peyniri olabilir.
Malum, kuraklıkla mücadele için yeni iklim ve bölgenin koşullarına uygun küçükbaş hayvan yetiştiren çiftçileri Büyükşehir Belediyesi destekliyor. Ayrıca bu hayvanların sütünü işleyecek günlük 100 ton üretim kapasiteli süt işleme tesisleri de yaz sonunda Bayındır’da açılıyor.
MANDA SÜTÜNDEN
Ama asıl sürprizi herhalde manda sütünden yapılmış İzmirli mozzarella peynirleri yapacak. İki yıl kadar önce Başkan Tunç Soyer, bugün dünya mutfaklarına İtalya’dan ulaşan mozzarella peynirinin manda sütünden yapıldığını, İtalya’ya giden mandaların ise bu bölgeden gittiğini belirterek, “Biz kendi değerimize sahip çıkamazken başkaları bundan dünyaya pazarladıkları bir ürün yaratıyor. En büyük zenginliğimiz bu bereketli topraklar ve iklim, ancak biz bunları kullanmıyoruz. Aklımızı başımıza toplayarak üretmek, ürettiğimizi dünyaya satmak mecburiyetindeyiz. Manda besiciliğini de bu amaçla İzmir’den başlayarak yeniden yaygınlaştıracağız. Hedefimiz manda sütünden katma değeri yüksek, İzmir’e özgü ve tüm dünyaya pazarlayacağımız İzmir mozzarellası gibi ürünler üretmek” demişti.
Tarım, sanayi, turizm hemen bütün sektörler bölge ekonomisini döndüren çarklarda önemli ağırlığa sahip. Başka kentlerde böyle çeşitlilik pek görülmez. Örneğin, Antalya’da turizm ve tarım vardır ama sanayi yoktur. Ya da İstanbul’da sanayi vardır ama tarım yoktur.
Ege’de ise Manisa başta olmak üzere, Çiğli, Kemalpaşa, Tire, Bergama gibi yerlerde büyük fabrikaların olduğu çok sayıda sanayi bölgesi vardır. Turizmde Marmaris’ten Bodrum’a, Fethiye’den Çeşme’ye, Foça’dan Urla’ya eşi bulunmaz bir coğrafyaya sahiptir Ege. Tarımda ise Ödemiş’ten Aydın’a, Akhisar’dan Ayvalık’a tarih boyunca dağlarından yağ, ovalarından bal akan yerler olarak ünlenmiştir.
İLK KEZ YAYIMLANAN RAPOR
İzmir ve Ege ekonomisinin zenginliği Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) hazırladığı, ilk kez bu yıl yayımlanan yeni bir raporla başka bir boyuta ulaştı. ‘Sanayinin Liderleri’ adlı rapora göre İzmir, gıda ürünleri imalatı sektöründe Türkiye birincisi. Manisa ise içeceklerin imalatında Türkiye şampiyonu oldu.
Rapor, 90 binden fazla üreticinin makine parkı, üretim, hammadde ve iletişim bilgilerinin yer aldığı TOBB sanayi veri tabanının analiziyle hazırlandı. Sanayinin Liderleri Programı ile yaklaşık 4 binden fazla ürün için veri analizleri gerçekleştirildi ve buna göre sanayide lideri iller belirlendi.
GIDA ÜRÜNLERİNDE İZMİR
BİN 400 YILLIK GELENEK
Kurban, İslam dünyasında yaklaşık bin 400 yıllık bir gelenek. İslam Ansiklopedisi’ne göre Kurban Bayramı 624’ten itibaren Hicret’in ikinci yılında Hz. Peygamber’in kurban kesmesiyle başladı.
Türkiye Diyanet Vakfı’nın yayımladığı ansiklopedi, kurbanın tanımını şöyle yapıyor:
“Kurban, tapınılan tabiat üstü varlık veya varlıklara yakınlaşma, şükran duygularını ifade etme, bir şey isteme ya da günahlara kefaret olması gibi niyetlerle sunulan varlık ve nesnelerdir.”
İNSANLIK TARİHİNDE KURBAN
Yine aynı kaynağa göre kurban insanlık tarihi boyunca çeşitli kültürlerde her zaman vardı. Örneğin, Antik Yunan dininde tanrı Zeus’a kozmik verimlilik güçlerinin simgesi olanak boğa kurban edilirdi. Kurban vasıtasıyla tanrıların, tanrılar sayesinde de insan ve tabiatın yaşadığına inanılırdı.
Bunlardan biri İzmir için de büyük önem taşıyan turizmle ilgili beklentiler. “Türkiye gelecek 10 yılda hangi sektörler öncülüğünde gelişecek?” sorusunun cevabında birinci sırada yüzde 33’le enerji, altyapı ve doğal kaynaklar var. İkinci sırayı ise yüzde 31’le turizm sektörü alıyor.
Halbuki aynı soru, “Dünya ekonomisi hangi sektörler öncülüğünde gelişecek?” şeklinde sorulduğunda turizm 24 sektör arasında ancak 20’nci sıraya yerleşebiliyor. Hiç şüphesiz bunda, antik çağlardan bugünlere uzanan müthiş bir doğa, tarih ve kültürel zenginliğe sahip ülke sayısının çok az olması en önemli etken. Ege ve Akdeniz gibi medeniyetleri başlatan binlerce yıllık geçmişi olmayan ülkelerde turizm gelişmenin lokomotifi olamıyor. Türkiye gibi nüfusunun yarısına yakın sayıda, 40 milyonun üzerinde turist ağırlayan, tarımdan tekstile en az 40 sektörü daha besleyen ülkelerde turizm sektörünün öncü olması normal.
TEKNOLOJİ TÜRKİYE’DE 8’İNCİ
Ancak tabii bir de madalyonun öbür yüzü var. Bütün dünya birinci sırada teknolojiyi öncü güç olarak görürken Türkiye’nin gelişmesine öncülük edecek sektörler arasında teknoloji ancak 8’inci sırada. Ayrıca bütün dünyada yüzde 2 ile en son sırada görülen inşaat ve mühendislik sektörü Türkiye’de yüzde 22 payla teknolojinin bile önüne, 4’üncü sıraya yerleşmiş durumda.
Türkiye gelişmekte olan bir ülke. Yoldan köprüye çeşitli altyapı yatırımlarına ihtiyacı var. Nüfusu da birçok Avrupa ülkesinin 4-5 katı olduğundan konut talebi yüksek. Ama dünya bilişim, yapay zekalar çağına girdi. 19’ncu ve 20’nci Yüzyıl’ın lokomotif sektörlerinin 21’inci Yüzyıl’da hala çekici güçlerden biri olması Türkiye’nin uluslararası rekabet gücünü zayıflatabilir.
Turizm, müteahhitlik, tarım ve imalat sanayi gibi sektörlerden elden edilen sermaye birikimleri 21’inci Yüzyıl’ın yükselen sektörlerine yatırıma dönüşmeli. O nedenle İzmir’de geçtiğimiz aylarda temelleri atılan ‘Bilişim Vadisi’ gibi projeler çağı yakalama çabalarına önemli katkıda bulunacak. Önümüzdeki 10 yıl boyunca ‘Bilişim Vadisi’ gibi projelerle Ege Bölgesi Türkiye’ye sınıf atlatacak sektörlerin üst sıralara taşınmasına öncülük yapabilir.
GELİR DAĞILIMI KORKUTUYOR