Her yıl 30 bin yeni ev

BUZDOLABINDAN PERDEYE
Türkiye’de her yıl 500 ile 600 bin evlilik yapılıyor. İzmir’de ise yılda ortalama 30 bin çift evleniyor. Haziran, temmuz, ağustos yeni evlilik ve düğünlerin zirve yaptığı aylar. O nedenle gürültü tavan yapıyor. Halbuki ses düğmeleri biraz kısılsa yine eğlenilecek ama nedense müzik yapanlar ve çalanlar buna alışamadı.
Tabii bir de işin ekonomik boyutu var. Her yeni evlilik 500-600 bin yeni konut, buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi ile ütüden koltuğa, tencere tavadan halıya, perdeye milyarlarca dolarlık dev bir ekonomi demek.
Beyaz eşyacılar, ev eşyası üretici ve satıcıları yıllık planlarını genç çiftlerden gelecek talebe göre yapar. Örneğin İzmir’de yeni evleneceklerin ihtiyacı için her yıl en az 25 ile 30 bin buzdolabı satışı garantidir. Her marka 30 bin kişilik bu evlilik pastasından bir şeyler koparmaya çalışır. Bu rakam İstanbul için 100 bin, Türkiye geneli için de 600 bindir.

YENİ EVLİLERE EV LAZIM
Tabii yeni evlilikler konut talebine de yansıyor. Merkez Bankası raporuna göre İzmir konut fiyatlarının en fazla arttığı üçüncü şehir. İzmir’de her yıl ortalama 30 bin yeni ev kurulacağına göre en az 30 bin konuta ihtiyaç var. Bir de bunun üzerine son yıllarda artan göç ve yatırım amaçlı talepler eklenince konut fiyatlarındaki uçuşun nedeni daha iyi anlaşılır. İzmirli emlakçılar turistik ilçelerde fiyatların son bir yılda yüzde 200 arttığını söylüyor. Çeşme, Urla, Foça gibi yerlerde ise 4 kat artmış.

HER ÇIKIŞIN İNİŞİ OLUR
Ancak her çıkışın bir inişi olur. Nitekim konut fiyatları artış hızının yavaşlaması bekleniyor. Avrupa’da sonbaharda başlaması beklenen ekonomik durgunluğun Türkiye’yi de etkileyeceği, bu durumun konut satışlarını yavaşlatacağı beklentisi hakim. Böyle bir gelişme doğal olarak konut fiyat artış hızını keser. Kira artışında yavaşlama ise genç evlilere nefes aldırır. Her türlü dalgalanmaya rağmen yeni evlenecek en az 25-30 bin çift İzmir ekonomisine bu yıl da gelecek yıl da her zaman hayat vermeye devam edecek.

Unutulmayacak gazeteci

BAZI insanlar vardır hayata iz bırakırlar. Geçtiğimiz hafta kaybettiğimiz gazeteci Hamdi Türkmen de öyle biriydi. Yarım asrı geçen meslek yaşamında yazdıklarıyla İzmir’de, Ege’de iz bıraktı. Yazıları su gibi akan, yorumları taş gibi çarpan usta bir kalemdi.
Gazetecilerin seveni de çoktur, sevmeyeni de... Birilerinin hoşuna giden yazılar diğerlerini rahatsız edebilir. Gecesi gündüzü olmayan gerilimi yüksek bir meslektir gazetecilik. O nedenle yaş ortalamasının düşük olduğu riskli meslek gruplarından biri kabul edilir.
Hamdi Türkmen’in yönetiminde iken Milliyet Ege’de yazıyordum. Gönderdiğim yazıları dikkatle okur satır aralarından manşetler çıkarırdı. Bir keresinde sohbet ederken, “Yazılarında bilgi var onun için dikkatli okuyorum” diyerek onore etmişti. 50 yıllık meslek yaşamında yazılarıyla, haberleriyle kim bilir kaç kişiye dokunup hayatlarında iz bıraktı Hamdi Türkmen. İzmir’in unutulmayacak gazetecilerinden biri daha aramızdan ayrıldı. Ruhu şad olsun!