Ekşi Sözlük'te bir yazarın paylaşımı ile birkaç gündür adından sıkça söz ettiren "Avataria" adlı oyun ile ilgili yazılan yorumları belki okudunuz belki de henüz haberiniz yok. Okuduğum zaman çocuk sahibi olmadığım için bir kez daha derinden şükrettim ama tehlike çocuğu olan herkes için gerçekten korkunç boyutta.
Bahsi geçen oyun facebook'ta oynanıyor ve çocuklar için müthiş sakıncalı içerikler barındırıyormuş. "Avataria" adlı oyunun şu anda 500 binden fazla abonesi varmış ve oyunu facebook hesabı olan herkes oynayabiliyormuş.
Artık minicik çocukların ellerinde tabletler, akıllı telefonlar oyuncak oldu. Okul çağında olanların Facebook hesapları yoksa akran baskısına maruz kalıyor çoğu, hala bir hesabı olmadığı için ezikleniyorlar kendi tabirleriyle... Çocuklarının üzülmesine dayanamayan anne babalar ya onlara bir hesap açıyorlar ya da o birbirinden eğlenceli oyunları oynamaları için çocuklarına izin veriyorlar. Oyunu daha önceden oynamış olanlar zaten çocuğunu bu oyuna teslim etmez ama bilmediği bir oyunu çocuğu oynamadan kontrol eden anne baba sayısının çok fazla olduğunu düşünmüyorum ben açıkçası.
Yani siz çocuğunuz masum masum facebook hesabına girip oyun oynuyor zannediyorken o, sizin hiç hoşunuza gitmeyecek bir takım zararlı içerikle farkında olmadan karşı karşıya kalıyor.
2010 yılında çalıştığım bir çocuk sitesinde tıpkı bu oyundaki gibi avatarlar yaratılıyor ve çocuklar sohbet odalarında birbirleri ile sohbet ediyorlardı. Bizzat kendim de moderasyon sürecine dahil olarak bu sohbet odalarındaki yazışmaları takip ediyor ve uygunsuz davrananları, küfür edenleri, kötü konuşanları uyarıyorduk. En ufacık bir küfür ya da kötü söz duysak kullanıcının sohbet olalarına girmelerini engelliyorduk. Gerçekten çok sıkı takip ediyorduk orada olup bitenleri. Çocuk için bir iş yapılıyorsa çok daha özenli ve dikkatli olunması gerekiyor ama çocuklar yetişkinlerin alanlarına girince işler biraz değişiyor işte.
Facebook'ta hesap açmak için en az 13 yaşında olma şartı var ama 15 yazsan kimse bunu sorgulayamıyor. Dolayısı ile burada iş anne babaya düşüyor.
"Avataria" adlı oyun ile ilgili bazı insanlar en iyi sevgili bulma yöntemi diye yorumlar yapmış. Peki o zaman bu çocukların bu oyunda ne işi var diye sormadan edemiyor insan.
Çocuk yetiştirirken aklı kadar kalbini de dinlemek isteyen binlerce anne babanın Avrupa’da 2002 yılından beri faydalandığı ABC Ebeveyn Ehliyeti, Türkiye'de. Fırsat bu fırsat diyerek eğitimi burada yürütecek olan Avusturyalı Pedagog Andreas Keckeis'e sorularımı yönelttim ve ebeveyn olmadığım halde "Ebeveyn Ehliyeti" almaya karar verdim.
Öncelikle verdiğiniz eğitimin kapsamından biraz bahseder misiniz? Eğitim sonrası anne babalar nasıl bir farkındalık kazanacaklar?
Çocuklarımızla birlikte geçirdiğimiz zaman hızla akıp gidiyor. Bu zamanı kavgalar ve can sıkıntıları ile boşa harcamak yerine Ebeveyn Ehliyeti’nin sunduğu araçlardan faydalanarak günlük aile yaşamımızda huzurlu ve uyumlu bir ortam yaratmayı öneriyoruz. Ebeveyn Ehliyeti eğitimi 18 modülden oluşuyor. Bu eğitime katılanlar sadece ebeveyn-çocuk ilişkisinde değil, eşleriyle ilişkilerinde ve iş yerinde kurdukları ilişkilerde de fayda sağlıyorlar. İstanbul’da 21 Şubat’ta 14.00-17.00 saatleri arası Renkli Akademi ev sahipliğinde düzenlenecek workshop’ta ise bu eğitimin can alıcı unsurlarını katılımcılarla paylaşacağız.
Her ülkenin çocuk yetiştirme konusunda kendine özgü problemleri vardır eminim. Örneğin bence bizim en büyük yanlışımız çocuklarımızı kendimize bağımlı yetiştirmek. Sizce Türk ailelerin çocuk yetiştirme konusunda yaptığı en büyük hatalar neler?
Her ülkenin eğitime konusunda kendisine özgü bir kültürü ve birtakım sıkıntıları var. Yaşanan sıkıntıları birer “yanlış” olarak tanımlamak istemem; herkes elinden gelenin en iyisini yapar; ebeveynler de kendi çocukları konusunda birer uzmandır. Her ailenin kendi içinde bir sistemi mevcuttur, biz sadece onlara bazı araçlar sunabiliriz; ebeveynler bu araçları uygun buldukları durumlarda devreye sokabilirler.
[TestID=43]
Not: Bu test tamamen eğlence amaçlı hazırlanmıştır, bilimsel değildir.
15 yılı aşkın süredir cinsel eğitim, cinsel terapi, aile ve çift danışmanlığı, infertilite sürecinde danışmanlık ve bireysel danışmanlık, koçluk alanlarında çalışan bir psikolojik danışmanım. Bu konularda yazılar, kitaplar yazmaya ve aktif olarak çalışmaya devam ediyorum.
Vajinismusun temeli çoğunlukla cinsel birleşme sırasında acı çekeceğim korkusuna, erken boşalmanın ise yasak ve günah düşünceleriyle yapılan ya da yapılmayan mastürbasyon gibi nedenlere dayanır. Vajinismus ve erken boşalma gibi cinsel işlev bozukluklarını çok fazla kişinin yaşıyor olmasının ana nedeni ise; cinsellikle ilgili tabular, korkular, abartılı düşünce ve bilgiler. Yani yeterince cinsel eğitim ve farkındalığımızın olmamasıdır.
Kadının da erkeğin de ilk cinsel ilişkiye yüklediği abartılı düşünceler ve beklentiler var ülkemizde. Kadın için ‘Bekaret ilk geceye kadar saklanmalı, korunmalı’ ‘ilk gece acı çekeceksin dayan’ düşünceleri erkek içinse, ‘Milli olmak, ilişkide başarılı ve hızlı olmak, cinselliği yöneten olmak’ gibi düşünceler hakim.
Cinsellikle ilgili bilgilerin çoğunu internetten, medyadaki güvenilmez kaynaklardan ya da arkadaşlardan kulaktan kulağa öğreniyoruz. Ve öğrendiğimizi sandıklarımızın çoğunluğu yaşa uygun olmayan bilgiler. Yaşa uygun, bilimsel ve doğru cinsel bilgi, cinsel farkındalığı arttırırken tam tersi bilgi ise korku, kaygı ya da merakı artırır.
Kadınlarda, vajinismustan sonra istek, uyarılma ve orgazm; erkeklerde ise erken boşalma probleminden sonra ereksiyon sorunları en sık görülen sorunlardandır.
Cinsel eğitim doğumla başlar diyebiliriz. Çocuğa davranışlarınız, konuşmalarınız, o ilk cinsel soruyu sorduğunda verdiğiniz cevap, tepkiler vb. hepsi cinsel eğitimin parçalarıdır. Yaşa uygun bilgiler vererek ve sadece sorduğu kadarını onun anlayacağı dille anlatarak devam eder. Kız çocuklarına adet dönemini yaşamadan, erkek çocuklarına ise ilk gece boşalmasını yaşamadan önce adet olmak ve gece boşalması konularında bilgi vermek gerekir. Çocuklara, bedeni korumak, hayır demeyi öğretmek, kendi bedenine ve mahremiyetine dair farkındalık kazandırmak gerekir. Anne babalar çocuklarıyla cinsel konularla ilgili nasıl konuşacakları konusunda tedirgin oluyorlar ve nasıl bilgi vereceklerini bilemeyebiliyorlar. Bu durumda bilimsel kaynaklar okunabilir ya da uzmanlardan destek alınabilir.
Ülkemizde farkındalıklı bir kaç özel okul haricinde cinsel eğitime dair hiçbir eğitim verilmiyor.
Evet haklısınız. Cinsellik konuşmaktan kaçındığımız bir konu olmakla beraber çok ihtiyaç duyduğumuzda ve mecbur kaldığımızda uzmana zar zor başvurduğumuz bir konu. Yine de son yıllarda bu durumda biraz değişim var. Bireylerin ya da çiftlerin, bulunduğu ilde ya da ülkede yardım alabileceği bir cinsel danışman yoksa online cinsel danışmanlık hayat kurtarıcı oluyor.
İnternet üzerinden evinizde uygun saatlerde görüntülü programlar yardımıyla seansları gerçekleştiriyoruz. Yüz yüze danışmanlıkla online danışmanlık başarı oranları arasında fark yok. En azından benim çalışmalarım bunu destekliyor. Yüz yüze olmasının avantajı, ofis ortamında iletişim daha güçlü ancak online danışmanlığında yüz yüzeye göre pek çok avantajı var; evinizde, uygun saatlerde, uzak mesafeleri yakın yaparak ve ücret olarak da daha avantajlı.
Eğitim eksikliği; bireylerin kendilerine dair sadece cinsel anlamda değil fizyolojik ve psikolojik olarak pek çok bilgiyi bilmeden büyümeleri en temel nedeni bence. İnsan sadece bedenden oluşmuyor. İnsan; bedeni ve ruhu olan bir makine bence ve bu makineye dair bir klavuz olmadan büyüyoruz. Bu makinenin beyni, duyuları, düşünceleri, duyguları, hormonları, fiziksel süreçleri ve çok daha fazlası var. Ne neyi nasıl etkiler konusunda birazcık bilgi sahibi olsak, yaşanılan cinsel sorunların nedenlerini anlamak daha kolay olur. Biz uzmanlar cinsel sorunları çözerken, bireylere, çiftlere ‘insan’ı anlatıyoruz. İnsanın temel ihtiyaçlarını, duyuları, duygu ve düşünceleri, doğruları ve yalnışları paylaşıyoruz seanslarda. Ve onların tek başlarına yapamayacakları yeni yapılandırmalar yapıyoruz.
İki farklı ailede, kültürde büyümüş iki farklı cinsiyetin aynı eve girip de kendi çekirdek ailelerini kurduklarında sorunlarının olmaması bir mucize! 3. şahıslar, kök aileler, evin düzeni, iletişim, kıskançlık, maddiyat vb. sorunlar yaşanabilen sorunlar arasında. Cinsellikte yaşanan sorunlar arasında yerini alıyor tabi ki. Bazen de öncelikli olarak cinsel sorunlar yaşanıyor, vajinismus, erken boşalma, ereksiyon sorunları en sık rastlanan sorunlar arasında.
Kendilerine ve birbirlerine dair beklentileri konusunda farkındalıklı çiftler daha az sorun yaşıyorlar evlilikte ya da ilişkilerinde. Sorun yaşayan çiftler ise eğer sevgileri devam ediyorsa, evlilik kurumuna dair daha farkındalıklı olmak ve sorunlarını çözmek adına bir evlilik danışmanından destek alabilirler. Destek alma sürecine sıcak bakan çiftler, danışmanlık sürecinden evlilikleri ve cinsellik adına çok şey öğrenip yeni bir yapılandırma ile daha da güçlenmiş olarak çıkarlar. Birbirlerinin beklentilerini öğrenmek ve evlilikle ilgili farkındalık yaşamaları adına evlenmeden önce danışmanlık almalarını önerebilirim.
Pek çok genç kadın ve erkek duygusal ilişkiye başlamakta ve sürdürmekte sorun çekiyor. Pek çoğu da evlenmeyi başarılacak bir iş, mevki gibi görüyor. Başarı, evliliği sevgiyle sürdürebilmektir bence.
İlişkilerde yaşanan sorunların nedenleri arasında; yetiştirilme tarzları ve gencin bulunduğu kuşak özellikleri, kişilik yapısı, medyanın evlilik ve kadın erkek ilişkilerine dair çerçeveyi değiştirmiş olması, yanlış inanç ve abartılı beklentiler bulunuyor.
Kişiler bazen birey olmadan biz olmayı, bazen de hep ben alanında kalmayı doğru zannediyor. Oysaki ben olmadan biz, kocaman bir ben de biz olmaz! Bunlardan birinden vazgeçtiğimizde ilişki zarar görmeye başlıyor. Oysaki dengeyle ve saygıyla tüm kimlikleri yaşamak mümkün ve daha sağlıklı. Ya kendini bitirecek kadar, sosyal çevresini, keyif aldığı etkinlikleri feda etmek ya da hiç bir şey feda etmeden ben alanında yaşamaya devam etmek, yani ‘biz’e alan açmamak. İkisi de ilişkiyi tehdit ediyor.
Evlilik, ilişki ve cinsellikle ilgili danışmanlık veren bir uzman olarak diyebilirim ki; ‘Biz hep mutlu olacağız, hiç sorunumuz olmayacak’ gibi gerçek dışı beklentiler çifti çok mutsuz ediyor. Evlilikte ve ilişkilerde sorunların olmaması anormaldir. Önemli olan bu sorunları çözmeye çalışıp çalışmadığınızdır.
Evlenmeden önce danışmanlık alınmasını çok değerli buluyorum. Evlilik öncesi danışmanlık; yaşanabilecek sorunları en aza indiriyor. Bireylerin, ilişkiye, evliliğe ve birbirlerine dair farkındalıkları artıyor. Birbirlerini daha gerçekçi dinleme ve anlama fırsatı buluyorlar, birlikte hedef koymayı deneyimliyorlar. ‘Biz’e giden yolun süreçlerini öğreniyorlar. İlişkiye evliliğe dair evrelerin bilgisini öğrenmeleri onları daha dengeli kılıyor. Örneğin flört evresi ile evliliğin ilk iki yılının birbirinden farklı duygu ve yaşantıları olacağını, flört evresinin sadece flört döneminde yaşanacağı ve ilişkinin ileriye doğru büyüyerek, değişerek farklı evrelerle gideceği bilgisi çifti rahatlatıyor.
15 yılı aşkın süredir cinsel eğitim, cinsel terapi, aile ve çift danışmanlığı, infertilite sürecinde danışmanlık ve bireysel danışmanlık, koçluk alanlarında çalışan bir psikolojik danışmanım. Bu konularda yazılar, kitaplar yazmaya ve aktif olarak çalışmaya devam ediyorum.
Vajinismusun temeli çoğunlukla cinsel birleşme sırasında acı çekeceğim korkusuna, erken boşalmanın ise yasak ve günah düşünceleriyle yapılan ya da yapılmayan mastürbasyon gibi nedenlere dayanır. Vajinismus ve erken boşalma gibi cinsel işlev bozukluklarını çok fazla kişinin yaşıyor olmasının ana nedeni ise; cinsellikle ilgili tabular, korkular, abartılı düşünce ve bilgiler. Yani yeterince cinsel eğitim ve farkındalığımızın olmamasıdır.
Kadının da erkeğin de ilk cinsel ilişkiye yüklediği abartılı düşünceler ve beklentiler var ülkemizde. Kadın için ‘Bekaret ilk geceye kadar saklanmalı, korunmalı’ ‘ilk gece acı çekeceksin dayan’ düşünceleri erkek içinse, ‘Milli olmak, ilişkide başarılı ve hızlı olmak, cinselliği yöneten olmak’ gibi düşünceler hakim.
Cinsellikle ilgili bilgilerin çoğunu internetten, medyadaki güvenilmez kaynaklardan ya da arkadaşlardan kulaktan kulağa öğreniyoruz. Ve öğrendiğimizi sandıklarımızın çoğunluğu yaşa uygun olmayan bilgiler. Yaşa uygun, bilimsel ve doğru cinsel bilgi, cinsel farkındalığı arttırırken tam tersi bilgi ise korku, kaygı ya da merakı artırır.
Kadınlarda, vajinismustan sonra istek, uyarılma ve orgazm; erkeklerde ise erken boşalma probleminden sonra ereksiyon sorunları en sık görülen sorunlardandır.
Cinsel eğitim doğumla başlar diyebiliriz. Çocuğa davranışlarınız, konuşmalarınız, o ilk cinsel soruyu sorduğunda verdiğiniz cevap, tepkiler vb. hepsi cinsel eğitimin parçalarıdır. Yaşa uygun bilgiler vererek ve sadece sorduğu kadarını onun anlayacağı dille anlatarak devam eder. Kız çocuklarına adet dönemini yaşamadan, erkek çocuklarına ise ilk gece boşalmasını yaşamadan önce adet olmak ve gece boşalması konularında bilgi vermek gerekir. Çocuklara, bedeni korumak, hayır demeyi öğretmek, kendi bedenine ve mahremiyetine dair farkındalık kazandırmak gerekir. Anne babalar çocuklarıyla cinsel konularla ilgili nasıl konuşacakları konusunda tedirgin oluyorlar ve nasıl bilgi vereceklerini bilemeyebiliyorlar. Bu durumda bilimsel kaynaklar okunabilir ya da uzmanlardan destek alınabilir.
www.babycentre.co.uk adlı internet sitesinde yer alan habere göre Prens Wiliam ve Cambridge Düşesi Kate Middleton’ın oğlu Prens George ve kızları Prenses Charlotte bu yıl noel hediyesi olarak ikisinin birlikte oynayacağı muhteşem bir hediye alacaklarmış. Bu hediye öyle marketlerde, oyuncakçılarda bulunacak cinsten değilmiş ama…
Özel sipariş üzerine Stevenson Brothers tarafından tamamen el yapımı olarak hazırlanan bu hediyeyle William and Kate noel günü çocuklarına sürpriz yapacaklarmış.
Bu çok özel hediyenin değeri sadece £1,000 yani yaklaşık 4300 TL'cikmiş. Meşe ağacından yapılan "Royal Family" bebeleri için özel olarak hazırlanan bu tahtırevan ay pardon tahterevallinin her iki tarafında at kafalarının olduğu oturaklar ve prens ve prensesin isimleri yazılıymış.
İşte Twitter'da dolanan o efsane tahterevallinin fotoğrafı
Prens George geçen yıl da büyükanne ve büyükbabası Michael- Carole Middleton’dan £3,800 değerinde (yaklaşık 16.600 TL) sallanan bir at hediye almıştı.
Bu haberi okuduktan sonra oturup Noel Baba'ya mektup yazmak istedim. Umarım sesimi duyar :)
Yok yok bu o sizin bildiğiniz doktorculuk oyunundan değil :) Benimki gerçekten neşterli falan olanlardan...
Oldum olası severim kesme biçme işlerini izlemeyi. Mesela kurban bayramında zavallı hayvanların tepinerek kesilmelerini gayet soğuk kanlılıkla izler, iyice parça pinçik olduktan sonra "amca şurasını da ben keseyim mi "diye saatlerce beklerdim kasabı. Genelde de olmaz diye bağırıp hevesimi kursağımda bırakırdı ama ben eve gelen etlerle oynardım muhakkak gizli gizli.
Ama öyle sadece et kesmek kesmiyordu ki beni :) Şöyle göğsünü keserek iç organlarını çıkarmak sonra da dikiş atarak kapatmak istiyordum. Bu arada yanlış anlaşılmasın lütfen hoşlandığım şey hayvanlara eziyet etmek falan değil, zaten ölmüş hayvanlara doktor gibi müdehale etmeyi yani ameliyat yapmayı istiyordum sadece...
Hani plastik bebekler vardı ya 80'li yıllarda her kız çocuğunun elinde, işte onların kol ve bacaklarını kırıp alçıya alırdım, karnını yarıp dikiş falan atardım evcilik oynarken. Yani o zamanlardan beri içimde potansiyel bir cerrah vardı ama maalesef o cerrah ameliyatlara hiç giremiyordu.
Sonra o şahane video sitesi imdadıma yetişti. İstediğim her ameliyatı en ince detayına kadar inceleme fırsatı bulduğum bu sitenin müptelası oldum. Sayısız ameliyat videosu izledim büyük bir keyifle. Şimdi biri elime nesteri verse sezaryen ameliyatını rahatlıkla yaparım gibi geliyor bana. Normal doğumu ise zaten gözüm kapalı yaptırırım :)
***
Yıl 2010. Dergide çalışıyorum. Birlikte yapacağımız bir projenin detaylarını konuşmak için Genel Yayın Yönetmenimiz sevgili Pınar Reyhan ile birlikte çok bilindik bir üniversite hastanesine doğru yola koyulduk. Kadın doğum bölümünden çok değerli hocalarımızla yemek yiyoruz ve muhabbet gittikçe koyulaşıyor. Ben küçükken ne kadar doktor olmak istediğimi ama bu uğurda yaptığım tek şeyin kafası kesilmiş tavukların iç organlarını deşip çıkarmak olduğunu anlatıyorum. Hocanın gözleri kocaman oluyor şaşkınlıktan ve dönüp bana diyor ki "Yani şimdi seni ameliyata soksam girebilir misin?" Deli misin hocam kulun kölen olurum hadi gidelim ameliyata" diyorum.
Ben yastık konusunda acayip seçiciyimdir. Bir kere yün veya elyaf olmayacak, çok yüksek ve sert olacak, kafamı serin tutacak gibi ufak takıntılarım var.
Geçen yaz sıcaklar iyice bastırınca kendime şu içinde mavi jeller olan viscon yastıklardan aldım ama daha başımı koymak nasip olmadan yeğenim el koydu mavi boncuğuma. Kendim için tekrar yastık almadan önce internetten biraz araştırayım iyi bir şey alayım derken birkaç tane ilginç yastık tasarımı çarptı gözüme. Sonrası malum, dakikalarca bu yastıkların arasında gezindim durdum.
Gerçekten bunlara yastık demeye bin şahit ister ama siz de bir göz atın istedim. Buyrunuz...
Melih Bey, kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?
Ben Ankara'da doğup büyüdüm ve Ankara Koleji sonrası Hacettepe Universitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdikten sonra Uzmanlık eğitimimi Amerika’da Güney Illinois Üniversitesi'nde tamamladım. 18 yıllık çalışma tecrübem sürecinde, birçok ödül ile çalışmalarım taktir edildi. Kaliforniya eyaletinin San Diego şehrinde özel muayenehanemde Scripps Hastahanesi ile birlikte çalışmaktayım.
Amerika’da doğum neden bu kadar tercih ediliyor ve moda oldu dersiniz? Böylesi daha mı havalı?
Amerika’da doğum çeşitli sebeplerle tercih edilmektedir. Bunlardan birincisi sanırım halkımız Amerika’da tatil yapmayı sevdi artık. 3 ay boyunca evde kalma fikri de sanrım başta iyi geliyor. Tıbbi olarak hizmet seviyesinin en üst düzeyde alınabileceği konusunda bir endişenin olmaması en önemli etkenlerden biri olsa gerek.
İkinci sebep doğum ile bebeklerinin Amerika vatandaşı olabilme imkanlarının olabilmesi ve bunun doğan bebeğin yaşantısında yaratabileceği avantajlardan yararlanabilmeleri.
Üçüncü ve bence en önemlisi, hamileliğin son sürecinin Amerika'da sakin bir yaşantı eşliğinde gerçekleştirmelerinin zevkini yaşamak.
Aslında en havalı olanı sanırım çocuklarını Amerika’ da okutma hayali. Anne ve babaları belki de bu yola çıkmaya karar verdiren en önemli faktör gelecekte çocuklarının ‘’ücretiz ‘’ olarak Amerika’ da okuyacak olmaları.
AMERİKA'DA DOĞUM YAPAN TÜRK ÜNLÜLER
[fotogaleri=351]
Hamileliğin kaçıncı haftasında Amerika'ya gitmek gerekiyor?
Amerika’ya en geç 30-32 hafta civarı gelinmesini tavsiye ediyorum. Eğer imkan varsa 28. haftalarda gelinmesi daha iyi olur. Hasta ile doktor ne kadar önce temas halinde olurlarsa o kadar o iyi olur.
Doğum sonrası ne kadar süre orada kalmak gerekiyor? Yani doğum için toplam ne kadar süreye ihtiyaç var?
Doğum sonrası en az iki hafta kalınmasını tavsiye ediyorum. Bu şekilde toplam 2-2.5 ay gibi bir süre doğum öncesi ve sonrasında Amerika'da kalınır.
Amerika'da doğum yapmanın ortalama maliyeti nedir peki?
Ortalama harcama miktarı sadece sağlık hizmetleri için yaklaşık 10,000 USD civarında gerçekleşmektedir. Tabii ki bunun dışında konaklama, ulaşım vs gibi birçok maliyet eklenmektedir. Bunlarla ilgili profesyonel firmalardan mutlaka gelmeden bilgi alınmalıdır.
Sadece Türkiye'de yapılmış olan test ve tetkik sonuçlarının getirilmesi yeterlidir. Anne adayının Amerika'da doğum kararı almasından sonra kişisel olarak ya da firmalar aracılığıyla bizlerle iletişime geçmesi gerekiyor. Süreci ne kadar önce planlarsak o kadar iyi olur. Tabii bu herkesin kendi planlama süresine bağlıdır. Kimi çok erken planlamaya başlıyor ( hatta haberi alır almaz bile planlayanlar var ) kimi de yakın zamanda planlıyor.
Amerika'da doğumun avantajlarının yanında son yıllarda dejavantajlarından da konuşulmaya başlandı. Örneğin 18 yaşından sonra ödenecek vergiler konusu var. Nedir bunların gerçekliği?
Amerika'da doğumun avantajları belirttiğim gibi çocuğun Amerika vatandaşı olması ve vatandaşlığın getirdiği avantajlar, en üstün düzeyde tıbbi hizmet, sakin hayat ve hamileliğin son sürecinin en huzurlu bir ortamda geçirilebilmesidir.
Dezavantaj olarak herhangi bir şey düşünemiyorum. Vergi konusundaki rivayetler ve konuşmalar gerçek dışı olup sadece bu konuyu sansasyon yaratarak halkımızı korkutmak için hedeflenmiştir. Amerika da vergi her ülkede olduğu gibi, kazancın beyanı oranında yapılan bir vergilendirme olup, vatandaşlık görevinin bir parçası olarak değerlendirilmektedir. Herhangi bir dezavantaj teşkil etmemektedir.
Özel sigortalar Amerika’da doğum karşılıyor mu?
Türkiye de bazı özel sigortaların Amerika’da doğumu karşıladığını biliyorum. Hastalarımız, bizden alınan fatura ile sigortalarından ödeme almaktadırlar.
Doğumda anne adayının yanına istediği bir kişi olabilir mi?
Doğumda annenin yanında herhangi bir yakını doğuma katılıp ona destek olabilir. Bu tamamen hastanın tercihine kalmıştır, herhangi bir kısıtlama yoktur.
Annenin yabancı dili derdini anlatacak kadar yeterli değilse doğum ekibi ile nasıl anlaşacak?
Yabancı dili olmayan hastalarımız firmalar aracılığı ile rehberlik ve tercüman konularında destek alabiliyorlar. Ayrıca seçeceğiniz doktorun Türk olması da size büyük avantaj sağlayacaktır tabii ki.
Bu durumda bir firma aracılığı ile Amerika'ya gelmek işleri biraz kolaylaştırıyor sanırım.
Firmaların verdiği çok değerli ve faydalı hizmetler var elbette. Bu hizmetlerden faydalanmak isteyen hastalar tabii ki şirketlerle bağlantı kurmalılar. Kendi başlarına gelmeleri halinde bir çok konuyu tek başlarına çözmek zorunda kalacaklar. Firmaların varlığı hayatlarını kolaylaştıracaktır.
Size gelen hastalarınıza herhangi bir sorun yoksa sadece normal doğumu mu öneriyorsunuz? Amerika'da da isteyen istediği doğum yöntemini tercih edebiliyor mu?
Hastalara tıbbi durumlarına bağlı olarak anne ve bebek acısından en sağlıklı doğum ne ise onu tavsiye ediyorum. Sadece sezeryan olmayı tercih eden hastalarımıza da tercihlerinin doğrultusunda sezeryan yapabiliyoruz.
8 Ağustos Cumartesi günü ülkemizde ücretsiz bir seminer vereceksiniz. Bize biraz bu seminerden söz eder misiniz?
Seminerimizin amacı, Amerika'da doğumu düşünen anne adaylarımıza en doğru ve güvenilir bilgiyi aktarabilmek, ortalıkta dolaşan yanlış ve yalan bilgileri ortadan kaldırabilmek, doğru bilgiler ile anne adaylarımızı en geniş çerçevede bilinçlendirebilmektir.. Bu seminere bu konuyu değerlendiren tüm anne ve baba adaylarımız ücretsiz olarak katılabilirler.
Hazırlayan: Sedef Batı
AMERİKA'DA DOĞUM YAPAN TÜRK ÜNLÜLER
[fotogaleri=351]
Melih Bey, kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?
Ben Ankara'da doğup büyüdüm ve Ankara Koleji sonrası Hacettepe Universitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdikten sonra Uzmanlık eğitimimi Amerika’da Güney Illinois Üniversitesi'nde tamamladım. 18 yıllık çalışma tecrübem sürecinde, birçok ödül ile çalışmalarım taktir edildi. Kaliforniya eyaletinin San Diego şehrinde özel muayenehanemde Scripps Hastahanesi ile birlikte çalışmaktayım.
Amerika’da doğum neden bu kadar tercih ediliyor ve moda oldu dersiniz? Böylesi daha mı havalı?
Amerika’da doğum çeşitli sebeplerle tercih edilmektedir. Bunlardan birincisi sanırım halkımız Amerika’da tatil yapmayı sevdi artık. 3 ay boyunca evde kalma fikri de sanrım başta iyi geliyor. Tıbbi olarak hizmet seviyesinin en üst düzeyde alınabileceği konusunda bir endişenin olmaması en önemli etkenlerden biri olsa gerek.
İkinci sebep doğum ile bebeklerinin Amerika vatandaşı olabilme imkanlarının olabilmesi ve bunun doğan bebeğin yaşantısında yaratabileceği avantajlardan yararlanabilmeleri.