ABD’de son belirlemelere göre 22 çocuğun sıkılabilir ambalajlı elma püresi yedikten sonra kurşun zehirlenmesine maruz kaldığı haberleri, birçok aileyi endişelendirdi. FDA, ebeveynleri çocuklarına belirtilen üç markanın bazı elma pürelerini yedirmemeleri konusunda uyardı.
Bu markalar Türkiye'de bulunmasa da kurşun zehirlenmesi ülkemizde de yaşanabilen tehlikeli bir durum.
-- Peki kurşun zehirlenmesine neden olan şey ambalajlar mı ürünün içeriği mi?
-- Kurşun zehirlenmesinin belirtileri neler?
-- Başka neler kurşuna zehirlenmesine neden olur?
-- Zehirlenme bebek ve çocukları daha mı fazla etkiliyor?
-- Kurşun maruziyetini önlemek için ne yapmalı?
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Cevriye Kübra Cenkçi ve Gıda Mühendisi Ebru Akdağ ile kurşun zehirlenmesine dair tüm merak edilenleri konuştuk. 11 SORUDA KURŞUN ZEHİRLENMESİ DOSYASI...
SAKARLIKTAN SANMIŞTI MEĞER HAYATİ RİSK TAŞIYAN HASTALIĞI VARMIŞ
İngiltere Liverpool’da yaşayan Hannah, kollarında ve bacaklarında beliren morlukların sakarlığından kaynaklandığını düşünüyordu. Sorun sadece bu morlukların sık yaşanması değildi. Hannah, vücudunu bir yerlere hafifçe vursa bile morluklar beliriyordu. Bir keresinde kızının attığı kumandanın gözünün üstüne hafifçe dokunmasıyla kocaman bir morluk oluştuğunu söyleyen Hannah, yaşadıklarını Daily Mail’e anlattı:
“Normalde oldukça formda olmama, haftada en az iki kez koşmama rağmen Eylül başında doğa yürüyüşü yaparken nefesim kesildi. Ailem hep benim onlar kadar fit olmadığım konusunda şaka yapardı ama annem anemik olabileceğim için kan testi yaptırmamı önerdi.”
Daily Mail’e konuşan acil müdahale uzmanı Dr. Ann Nainan, bir dizi faktörün insanların daha kolay morarmasına neden olabileceğini belirtti. Yaşa bağlı olarak kolajen kaybı sonucu cildin inceldiğini, kılcal damarların daha kırılgan hale geldiğini, bunun genellikle elleri, kolların ön yüzeyini, yüzü ve boynu etkilediğini, morlukların kaybolmasının birkaç ay sürebileceğini söyleyen Nainan ekledi:
“Kolay morarma aynı zamanda kan sulandırıcı gibi bazı ilaçların yan etkisi olabilir veya aşırı içki tüketimine bağlı karaciğer veya böbrek hastalıklarından kaynaklanabilir. Daha az yaygın olarak hemofili veya lösemi gibi daha ciddi bir sağlık durumunun işareti de olabilir.”
HAFİF BİR DARBEDE BİLE MORARIYORDU
Hannah, pratisyen hekimiyle görüştüğünde 6-8 haftadır semptomlar gösteriyordu. Kan testi için randevu almıştı ancak test yaptıramadan önce bir masayı katlarken dudağını çarptı. Dudağı hemen şişti. Bu kadar hafif bir darbe olmasına rağmen Hannah eve döndüğünde diş etleri simsiyah olmuş, ağzı kanamaya başlamıştı. Şişliği indirmek için üzerine soğuk kompres yapan Hannah sonuç alamadı. Ertesi gün gittiği pratisyen hekim onu acil kan testi yaptırması için yerel bir hastaneye sevk etti.
Bu soruya bilimsel bir yanıt arayan The Economist dergisinde yayımlanan habere göre, bir kişinin çekici olup olmadığına saniyeler içinde karar veriyoruz ama aşk denen bağımlılık herkeste aynı işlemiyor. Araştırmalar, bir kişi âşık olduğunda beyninin farklı bölümlerinin aynı anda çalışarak mutluluk, heyecan, bağlanma gibi duygularını tetikleyen adrenalin , dopamin, oksitosin gibi kimyasalları serbest bıraktığını gösteriyor.
Peki ilk görüşte kalbimizin gümbür gümbür atması, ellerimizin terlemesi, karnımızda kelebeklerin uçuşmaya başlamasının adı ne? Eğer ilk görüşte aşk gerçekten varsa, bu gerçekten sağlıklı ve sürdürülebilir bir ilişkiye yol açabilir mi yoksa etkisi çabuk mu geçer? Bu soruları Psikolog Belgin Arslantaş'a sorduk. Ama öncesinde hem ilk görüşte âşık olanlarla hem de "Onun adı aşk değil" diyenlerle konuştuk.
İLK GÖRÜŞTE RESMEN ÇARPILMIŞTIM
Bilge A. (41)
Ben hayatımda bir kere âşık oldum o da ilk görüşte aşktı. Önceden hiç inanmazdım buna, "Öyle şey mi olur?" derdim ama meğer oluyormuş ve ne kadar şanslıyım ki ben de yaşadım bu duyguyu.
21 yaşındaydım ve o güne kadar iki tane sevgilim olmuştu. Diğer ikisini de çok beğeniyordum ve çok güzel vakit geçirdim ama hiç böyle deli gibi âşık olmamıştım.
Üniversitede okurken Erasmus programı ile yurt dışına gitmeye karar verdim. O zaman hayatımda biri vardı ve benim bu kararıma çok kızdı. Ona sormadan karar verdiğim için onu önemsemediğimi, ilişkimizi bitirmek istediğimi düşündü. Aslında öyle düşünmüyordum ama bittiği için de çok üzülmedim açıkçası. "Biraz yalnız kalmak bana çok iyi gelecek" diye düşünüyordum. Gittiğim ülkede de sevgili bulmayı düşünmedim hiç. Arkadaşlarım "Hadi bak kaç aydır hayatında biri yok, şöyle etrafına baksana azıcık" diye dürtüyorlardı ama benim gerçekten hiç enerjim ve isteğim yoktu.
Haftanın üç günü bir kafede yarı zamanlı çalışmaya başlamıştım, orada da hiç ilgimi çeken biri olmamıştı. Ta ki o delikanlı çalıştığım kafeye gelene kadar.
Çocuklar yaşları kaç olursa olsun anne babalarının ayrılmasını istemez. Ancak ebeveynlerden birinin vefat etmesi ya da boşanma sonrası, diğer ebeveynin tekrar evlenmek istemesi söz konusu olabilir.
Çocuklar küçükken bu evlilik kararına itiraz gelmesi kaçınılmaz olsa da sorun çıkaran sadece küçük yaştaki çocuklar olmuyor. Yaşını başını almış yetişkin çocuklar da anne ya da babalarının evlenmesine itiraz ediyor, onların bu isteğinden utanıyor, etraftan çekiniyor ve engel olmaya çalışıyor.
Özellikle, 60-70 yaşından sonra evlenmek isteyenler, “Bu yaştan sonra ne evlenmesi, bizi rezil mi edeceksin? El âlem ne der? O seninle emekli maaşın için evleniyor...” gibi pek çok itirazla hatta "Eğer evlenirsen bizi unut" gibi tehditlerle karşı karşıya kalabiliyor.
Biz de ‘Bir Sorudan Fazlası’ serimizde hem yeniden evlenen ebeveynlerle hem de böyle evliliklere itiraz eden çocukları ile konuştuk.
* * * * *
KÜÇÜK BİR KIZ ÇOCUĞU GİBİ ÇOCUKLARIMDAN İZİN İSTEDİM
Geçtiğimiz günlerde bir sosyal medya fenomeninin duş başlığını temizlemek için yaptığı şeyi gösteren paylaşımı viral oldu. Videoda bir poşetin içine su ve sirke koyuluyor, duş başlığı poşete yerleştiriliyor, ağzı bantla sıkıca kapatılıp bir gün bekletiliyordu. Ortaya çıkan sonuç ise sarı kahverengi arası kirli bir suydu…
"Acaba bu videodaki görüntü gerçek değil mi? Bu kadar pislik bir duş başlığında ne arıyor?" diye düşünebilirsiniz ama uzmanlar duş başlığınızın mikrop ve hastalık saçtığı konusunda uyarıyor ve temizliği hakkında önemli uyarılarda bulunuyor.
-- Dışını ovup parlattığımız, temizlediğimizi sandığımız duş başlıkları hangi hastalıklara davetiye çıkarıyor?
-- Bu kadar kir, toz ve bakteri duş başlığımıza kadar nasıl ulaşıyor?
-- Duş başlıklarını ve duşu nasıl temizleyelim?
-- Aynı risk lavabodaki musluklarda da var mı?
Duş başlığı hastalığı ile ilgili merak ettiğimiz her şeyi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Adem Yılmaz ve İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Aytaç Karadağ ile konuştuk.
Bebekler konuşamadıkları için acıktıklarında, bir ağrıları olduğunda ya da altlarını kirlettiklerinde dertlerini ağlayarak anlatmaya çalışır. Özellikle yeni anne babalar bazen saatlerce ağlayan bebeklerinin sıkıntısını anlamaya çalışırken zor anlar yaşayabilir. Artık böyle durumlarda teknoloji anne babaların imdadına yetişiyor.
Gündelik yaşamımıza hızla entegre olan yapay zekâ, çeşitli uygulamalarla anne babaların hayatını da kolaylaştırıyor. Bu uygulamalardan biri de yapay zekâ sayesinde bebeklerin ağlamalarını analiz ederek, hangi nedenle ağladığı konusunda ailelere ipucu veriyor.
Peki siz böyle bir uygulamayı kullanır mısınız ya da konu bebeğiniz olduğunda bu uygulamaya güvenir misiniz?
Bu uygulamalar gerçekten doğru tespitlerde bulunuyor mu?
Yapay zekâ annenin bile anlamadığı sorunu tahmin edebilir mi?
Hem akademisyen ve teknoloji yatırımcısı Ergi Şener ile konuştuk hem de çocuk sahibi olan ailelere bu uygulama hakkında görüşlerini sorduk.
* * * * *
'ÇOCUĞUM AÇ MI AĞRISI MI VAR, BİR TEK BEN BİLİRİM’
Evliliklerde cinselliğin önemi tartışılmaz ve cinselliğe gereken önemin verilmemesi evlilikte sorunlara yol açabilir. Nitekim yıllardır mutlu bir evliliğin yolunun yatak odasından geçtiği söylenir. Ancak yeni bir araştırma bu tezi çürütüyor. İngiliz Daily Mail gazetesinin 1000’den fazla kişiyle yaptığı bir anket, cinsel çekiciliğin artık mutlu bir evliliğin en önemli kriteri olmadığını ve yakınlık hissinin eksikliğinin mutlaka boşanmayla sonuçlanmadığını ortaya koydu.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 78’i, 'CİNSEL OLARAK ARZULAMASAM BİLE EŞİMİ TERK ETMEM' DİYOR
Ankete katılanların 452'si evliydi. Bu kişilerin yüzde 78’i eşlerini cinsel olarak arzulamadıkları noktada bile terk etmeyeceklerini söyledi. Bu yanıtı verenlerin orta yaş üstü olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz çünkü 25-34 yaşlarındaki evlilerin yüzde 67’si, 45-54 yaşlarındaki evlilerin yüzde 66’sı, 18-24 yaşlarındakilerin ise yüzde 38’i aynı görüşteydi.
Anketin bir diğer ilginç sonucu da çoğu insanın düşündüğünün aksine erkeklerin bu görüşü kadınlardan daha fazla desteklemesi oldu. Ankete katılan erkeklerin yüzde 84’ü, cinsel çekicilik biterse ya da azalırsa eşlerini terk etmeyeceklerini söyledi. Kadınlarda ise bu oran yüzde 73 civarındaydı.
Erkeklerin sadece yüzde 7’si sağlıklı bir cinsel yaşamın başarılı bir evliliğin en önemli kriteri olduğuna inandıklarını söyledi.
-- Peki, cinsellik evlilikte ne kadar önemli? Burada yaşanan bir pürüz evlilikleri nasıl etkiliyor?
-- Cinselliğin sekteye uğradığı ya da tamamen bittiği durumlarda evlilikler bitmeye mahkum mu?
-- Cinsellik olmadan evlilik yürütülebilir mi? Bu ne kadar sağlıklı olur?
Geçtiğimiz haftalarda şarkıcı Ece Seçkin, eşi Çağrı Terlemez ile özellikle konserlerin yoğun olduğu yaz aylarında çok görüşemediklerini belirterek gazetecilere "Yazın birbirimizi hiç görmüyoruz, online takılıyoruz, bu da bizim evliliğimizi ayakta tutan şeylerden biri" dedi.
Seçkin ve Terlemez gibi düşünen çiftler kadar işleri ne kadar yoğun olursa olsun arayı açmamak için özen gösteren hatta bunu kurala bağlayan çiftler de var. Buna en iyi örnek, iki hafta kuralını yıllardır hiç bozmayan Carey Mulligan ve Marcus Mumford…
İkisinin de çok yoğun film ve konser programları olmasına karşın Mulligan ve Mumford, yıllardır bu kuraldan vazgeçmiyor. İşleriyle ilgili ne yaparlarsa yapsınlar, film çekimleri ya da konserler için dünyanın neresine giderlerse gitsinler ayrılığı sadece iki haftayla sınırlı tutuyorlar. İki haftalık ayrılıktan sonra mutlaka bir araya gelip aralarına daha fazla mesafe girmesine asla izin vermiyorlar.
Belli ki verilen kısa aralar kiminin evliliğine iyi gelirken kimileri de arayı açmaktan imtina ediyor.
Peki mecburen ya da bile isteye yaşanan bu aralar ilişkilere zarar mı veriyor yoksa iyi mi geliyor? Gözden ırak olan gönülden de ırak mı olur? ‘Bir Sorudan Fazlası’ serimizde önce ‘Uzun aralar evlilikleri nasıl etkiliyor?’ diye sorup birbirinden ilginç cevaplar aldık ardından da Aile ve Çift Terapisti Klinik Psikolog Ebru Özkurt Topçu'nun uzmanlığına danıştık.
* * * * *
AŞKA ARA VERİLMEZ ÇÜNKÜ TADI KAÇAR
Serkan G. (37)