Paylaş
Bu soruya bilimsel bir yanıt arayan The Economist dergisinde yayımlanan habere göre, bir kişinin çekici olup olmadığına saniyeler içinde karar veriyoruz ama aşk denen bağımlılık herkeste aynı işlemiyor. Araştırmalar, bir kişi âşık olduğunda beyninin farklı bölümlerinin aynı anda çalışarak mutluluk, heyecan, bağlanma gibi duygularını tetikleyen adrenalin , dopamin, oksitosin gibi kimyasalları serbest bıraktığını gösteriyor.
Peki ilk görüşte kalbimizin gümbür gümbür atması, ellerimizin terlemesi, karnımızda kelebeklerin uçuşmaya başlamasının adı ne? Eğer ilk görüşte aşk gerçekten varsa, bu gerçekten sağlıklı ve sürdürülebilir bir ilişkiye yol açabilir mi yoksa etkisi çabuk mu geçer? Bu soruları Psikolog Belgin Arslantaş'a sorduk. Ama öncesinde hem ilk görüşte âşık olanlarla hem de "Onun adı aşk değil" diyenlerle konuştuk.
İLK GÖRÜŞTE RESMEN ÇARPILMIŞTIM
Bilge A. (41)
Ben hayatımda bir kere âşık oldum o da ilk görüşte aşktı. Önceden hiç inanmazdım buna, "Öyle şey mi olur?" derdim ama meğer oluyormuş ve ne kadar şanslıyım ki ben de yaşadım bu duyguyu.
21 yaşındaydım ve o güne kadar iki tane sevgilim olmuştu. Diğer ikisini de çok beğeniyordum ve çok güzel vakit geçirdim ama hiç böyle deli gibi âşık olmamıştım.
Üniversitede okurken Erasmus programı ile yurt dışına gitmeye karar verdim. O zaman hayatımda biri vardı ve benim bu kararıma çok kızdı. Ona sormadan karar verdiğim için onu önemsemediğimi, ilişkimizi bitirmek istediğimi düşündü. Aslında öyle düşünmüyordum ama bittiği için de çok üzülmedim açıkçası. "Biraz yalnız kalmak bana çok iyi gelecek" diye düşünüyordum. Gittiğim ülkede de sevgili bulmayı düşünmedim hiç. Arkadaşlarım "Hadi bak kaç aydır hayatında biri yok, şöyle etrafına baksana azıcık" diye dürtüyorlardı ama benim gerçekten hiç enerjim ve isteğim yoktu.
Haftanın üç günü bir kafede yarı zamanlı çalışmaya başlamıştım, orada da hiç ilgimi çeken biri olmamıştı. Ta ki o delikanlı çalıştığım kafeye gelene kadar. Kafenin kapısında içeri girerken önce gözlerine takıldım, o kadar güzel gözleri vardı, öyle derin derin bakıyordu ki...
Müşteri gibi kasaya yönelip sipariş verecek sandım ama kafenin yöneticisiyle selamlaşıp bir masaya oturdular. "Herhalde arkadaşlar" diye düşündüm ama bir yandan da anlam veremediğim tuhaf şeyler yaşamaya başladım. Garip bir heyecan hissettim, kalbim ağzımda atıyor gibiydi, terliyordum. ‘Karnında kelebeklerin uçuşması’ nasıl bir his işte ilk o gün anladım.
Yöneticim benim adımı seslenip yanına çağırdığında kalbim duracak sandım. Titreye titreye yanlarına gittim ve o güzel gözlü çocuğun adını duyunca Türk olduğunu anladım. Ayağa kalkıp tanıştığına memnun olduğunu söyledi. Bense oracıkta ona âşık oldum, hem de öyle böyle değil. Bizim kafede çalışmak istediği için görüşmeye gelmiş. Sadece bu kadar bilgi verip onlara iki kahve getirmemi rica ettiler.
O gün aptal aşıklar gibi dolandım etrafta, çünkü bizim istediğimiz saatler ona uymadığı için bizimle çalışamayacağını, o güzel gözlerine bir daha bakamayacağımı düşündüğüm için çok mutsuzdum. "Sadece birkaç saniye kadar bakıştığım, bir dakikacık konuşma fırsatı bulduğum bu insanı neden aklımdan bir türlü çıkaramıyorum?" diye düşündüm durdum. Yıllardır duyduğum hatta inanmadığım ilk görüşte aşktı bu şey, başka bir şey olamazdı.
Onu gördüğüm günün gecesinde bir türlü uyuyamadım. İki saniyelik bakışmamız gözümün önünden gitmiyordu ve onu bir daha göremeyeceğim aklıma geldikçe acı çekiyordum.
Gece ne kadar uyudum bilmiyorum ama sabah o kadar üzgün kalktım ki ne okula gidecek halim vardı ne de işe. Ama mecburen yataktan kalktım, okula gittim sonra da aynı mutsuzlukta işe gittim. Yemin ediyorum hiçbir sevgilimden ayrıldığımda bu kadar üzülmemiştim. Mutsuz mutsuz müşterilere kahve servisi yaparken tok bir ‘Merhaba’ ile irkildim. Aman Allahım gece gözlüm gelmişti, bana merhaba diyordu. Önceki gün fazla konuşamadığını, vaktim varsa molaya çıktığımda beraber kahve içmek istediğini söyledi. "Mola da neymiş, senin için işimi bile bırakırım" demek istedim ama diyemedim.
Molada en baştan tanıştık, nerede okuduğunu neler yaptığını, dil için pratik yapmak istediğini ama saatleri uymadığı için burada çalışmayı kabul etmediğini, ama beni gördüğü için çok mutlu olduğunu söyledi ve pat diye "Senden çok hoşlandım" dedi. Böylece bizim hikayemiz başladı. Biz ilk görüşte birbirimize âşık olduk, çok güzel bir iki yıl geçirdik. Türkiye’ye döndüğümüzde de ilişkimiz devam etti, yani öyle hızla başlayıp hızla bitmedi saman alevi gibi. Sonra ayrıldık evet ama ben onunla yaşadığım aşkı, sevgiyi duyguyu kimse ile yaşamadım, zaten ondan sonra da kimseye ne ilk görüşte ne de sonra âşık olabildim.
Böyle hikayemi uzun uzun anlattım, özellikle ilk görüşte aşka inanmayanlar için… Gerçekten böyle bir şey var ve size yaşattığı duygu bambaşka, tarifi yok ancak yaşayan bilir.
O DUYGU AŞK DEĞİL ŞEHVET VE AYNI HIZDA DA BİTİYOR
Emre Ç. (34)
Ben ilk görüşte aşka inanmıyorum. O olsa olsa hoşlanmadır ya da gördüğümüz kişiye duyulan şehvettir. Bu sadece erkekler için mi geçerli bilemiyorum ama mesela ben güzel bir kızla tanıştığımda ilk görüşte ondan hoşlanabiliyorum ama bu ona sırılsıklam âşık olmak gibi bir şey değil. Bu daha çok kimyanın tuttuğu birine cinsel istek duymak bence. Aşk öyle pat diye gelmez, birine âşık olunca onun sadece dış görünüşüne değil, karakterine, ruhuna, davranışlarına kısacası her şeyine aşık olursun. Bence insanlar bu yaşadıkları duyguyu aşk ile karıştırıyorlar ve adına ilk görüşte aşk diyorlar.
Daily Mail'de yer alan habere göre, California Üniversitesi'nden uzmanlar yaptıkları araştırmada ilk görüşte aşk diye bir şey olmadığı sonucuna vardı. Uzmanlar, ilk görüşte aşktan ziyade cinsel kimyası tutan kişilerin uzun süreli ilişkiye sahip olabileceğini vurguluyor.
SINIFIN KAPISINDA GÖRDÜĞÜM AN ONA AŞIK OLDUM
Hakan G. (37)
Ben lise yıllarında bir kıza âşık olmuştum. Liseye başladığımız ilk yıl sınıfın kapısında gördüğüm ilk saniye başladı aşkım. Aşkım karşılıksız kaldı ve yıllarca acı çektim. Hiç kimseyi gözüm görmedi, kimseyle sevgili olmak istemedim, kimseye âşık olamadım.
Yani imkânsız bir aşka tutuluyorsunuz, biliyorsunuz asla birlikte olamayacaksınız ama yine de onu sevmeyi bırakamıyorsunuz. Ve bence bu bir insanın hayatında bir kez yaşanıyor bir daha da olmuyor.
Lise boyunca onu sevmeye devam ettim, çok istesem de vazgeçemedim ama üniversitede ortamım değişti ve gözden uzak olan gönülden de uzaklaştığı için başka kızlardan hoşlanmaya başladım. Onları da çok sevdim ama lise aşkım gibi ilk görüşte olmadı, zamanla daha bir bağlandım daha bir sevdim hayatıma giren kişileri… Ama itiraf edeyim o yoğunlukta kimseye bir aşk duymadım. Belki de o zaman ergenlik döneminde olduğum için böyle bir şey yaşadım. Bu yaşımda bir daha başıma gelir mi bilemem ama ben hiç sanmıyorum.
İLK GÖRÜŞTE AŞK, BENİM KOCAMDIR
Serpil B. (46)
Ben eşime ilk görüşte âşık oldum. O benim ilk ve son sevgilim. Sahnede ilk görüşte aşık olduğum adam. Yani ilk görüşte aşk benim kocam…
Üniversiteye giderken arkadaşların zoruyla bir gece dışarıya çıktım. Gürültülü yerleri, bar, gece kulübü gibi mekanları hiç sevmem normalde. O gideceğimiz barda çok iyi bir rock grubu çıkıyormuş, aslında onları dinlemeye gitmiştik ama ben rock müzik de dinlemezdim.
Çok gönülsüz de olsa bir şekilde ikna olmuştum. İyi ki de ikna olmuşum; o gece sahneye çıkıp elektrogitarını çalmaya başladığında nasıl olduğunu anlamadan hayran hayran onu izlerken buldum kendimi. Yanımdakilere "Kızlar ben âşık oldum" dedim ama kimse beni ciddiye almadı. "Ben asla yapmam" derdim ama lafımı yuttum ve hayatımda ilk kez ilk adımı attım. O gün bugündür birlikteyiz. İki yıllık flört döneminin sonunda evlendik ve bu yıl evliliğimizin 20'nci yılını kutlayacağız.
O gün eğer o yaşadığım yoğun duyguya güvenip eşimle tanışmaya gitmeseydim bugün bambaşka bir hayatım olacaktı. Belki yollarımız yine bir şekilde bir yerlerde kesişecekti, kim bilir? Ama ben onu ilk görüşümde gülüşüne, ellerine, mimiklerine ve sesine âşık oldum, işimi şansa bırakamazdım.
İLK GÖRÜŞTE AŞK DEĞİL HORMONLARIN BİR OYUNU
Çağrı B. (18)
Aşkın işleyişi herkeste farklıdır. İlk görüşte aşkı buna göre değerlendirmek gerekir. Sadece birinin dış görüntüsünden etkilenen, diğer özelliklerini önemsemeyen insanlar ilk görüşte âşık olabilirler ama bence bu çoğu kişi için mümkün değil. İnsanların ilk görüşte aşk diye tarif ettikleri şey çok üst düzeyde bir hoşlanma durumu bence. Bu da özellikle benim yaştakiler için hormonların bir oyunu. Yani ben ilk görüşte aşka değil ilk görüşte hoşlanmaya ve cinsel çekime inananlardanım.
İLK BULUŞMADA YILDIRIM ÇARPMIŞA DÖNDÜM
Nazlı K. (34)
Ben hayatımda iki kez o zamanın modasına uyarak popüler bir arkadaş sitesinden birileri ile buluştum. Biri ile yazışmaya başladım, çok da güzel seviyeli sohbet ediyorduk. Üç ay falan yüz yüze görüşmedik, sadece yazıştık. İkimizin profil fotosunda da kendi fotolarımız yoktu. Resmen eski zamanların görücü usulü gibi "Ne çıkarsa bahtıma" diyerek bir buluşma günü ayarladık. Onu ilk gördüğüm anda sanki yıllardır tanıyormuşum da uzun zaman görmüyormuşum hissi yaşadım. İlk görüşte çok etkilendim, çok hoşlandım, konuşmasına, kibarlığına hayran kaldım, tek kelimeyle bayıldım. "İnşallah o da benden etkilenmiştir" diye dualar etmeye başladım. Yaşadığım ilk görüşte aşk mıydı bilemiyorum ama ben bunu çok hoşlanma olarak tarif edebilirim.
Çok güzel bir gün geçirdik ve beni evime bıraktı. Ayrılırken birbirimize sarıldığımızda aramızda ne kadar güçlü bir çekim olduğunu anladım. Eve girdiğimde telefonuma gelen mesajla da dünyalar benim oldu. Benden çok hoşlandığını, görüşmek istediğini söyledi. Ağzım kulaklarımda ikinci buluşmaya kadar zor dayandım. Bu kadar kısa sürede birinden hoşlanmam benim için mucize gibi bir şeydi. İlk aylarımız aynı duygu yoğunluğunda devam etti ama bir yılın sonunda yavaş yavaş o heyecan bitmeye başladı. Ben bunu da çok normal buluyorum bu arada, ilişkilerin doğasında var bu ve yoğunluğun azalması da kaçınılmaz bir gerçek.
Gayet dostane bir şekilde yollarımızı ayırdık ama bağlarımızı hiç koparmadık. Yıllar geçti üzerinden hâlâ doğum günlerimizi kutlarız, bayramlarda arayıp hâl hatır sorarız.
Birkaç yıl sonra aynı uygulamadan biri ile yazışmaya başladım yine, belki o da ilki gibi güzel sonuçlanır umuduyla gittim ama bu buluşmam hiç de umduğum gibi olmadı. Hem fotoğrafına benzemiyor hem de doğru düzgün konuşamıyor sohbet etmeye çalışsa da beceremiyordu. İlk saniyeden itibaren kalkmak istedim ama ayıp olmasın diye engelledim kendimi. Hemen kuzenime mesaj attım, "Beni ara ve acil bir şey varmış gibi çağır" diye. Gelen telefon bahanesi ile arkama bakmadan terk ettim buluştuğumuz mekânı. Aslında bu klasik bir kaçış bahanesidir ama kendisi bunu anlayamadı sanırım çünkü bana yazmaya ve buluşma isteğini yinelemeye devam etti.
Yani ben bu şekilde iki uç örneği yaşadım. Birinde ilk buluşmamda ilk görüşte aşk olmasa da yıldırım çarpmışa dönmüştüm. İkicisinde ise arkama bakmadan kaçmak kurtulmak istedim. Yani ilk bakış ilk intiba çok önemli ve ilişkinin kaderini belirliyor. O birkaç saniye bile karar vermene yetiyor.
The Times’ta yer alan habere göre 2000 kişiyle yapılan bir ankete göre, ilk defa buluşmada birinden hoşlanmayanların mazeret gösterip oradan ayrılma süresi ortalama 51 dakika. Ortamdan ayrılmak için öne sürülen bahaneler arasında, klasik ‘Başım ağrıyor’, arkadaş telefonu, birinin evcil hayvanının aniden hastalanması gibi şeyler var. Araştırmaya göre kişinin randevusunun kalpleri mi titretecek yoksa bir bahane bulup kaçılacak mı olduğuna karar vermesi için geçen ortalama süre ise yaklaşık 25 dakika.
"HEM FİZİKİ HEM MENTAL HEM DE CİNSEL UYARIMLA ALAKALI"
"İlk görüşte aşk dediğimiz şey var aslında var" diyen Psikolog Belgin Arslantaş, fiziksel görünüşü ve aurasıyla bizi etkisi altına alarak uyarım yaratan ve zihnimizdeki ideal prototip ile uyumlanan kişilere daha hızlı çekildiğimizi söyledi.
Arslantaş, "İlk görüşte aşk hem fiziki hem mental hem de cinsel uyarımla alakalıdır ve gerçeklik payı vardır. Bazen bazı kişilere istemsiz bir şekilde yükseliriz. Herkesle aramızda olandan farklı ve fazla bir çekim ve uyarım olabilir. Bunun adına AŞK demek bu duygunun tam karşılığıdır" diye konuştu.
Peki ilk görüşte başlayan aşklar ve ilişkiler saman alevi gibi kısa sürede parlayıp söner mi yoksa zamanla güçlenebilir mi?
Arslantaş, "İlk görüşte aşk ile başlayan ilişkiler daha uzun sürer ya da sürmez diye genelleme yapmak sağlıklı olmaz" derken önemli olan en başta kişilerin çabası, birbirlerine olan yaklarşımları ve ilişkiye yaptıkları yatırımlar olduğunu söyledi ve ekledi:
"Birbirini değiştirmeye çalışmayan birbirilerinin hayatlarına ve sınırlarına uyumlanan çiftlerin ilişkileri daha uzun soluklu olur."
New Jersey'deki Rutgers Üniversitesi'nden Dr. Helen Fisher, ilk görüşte aşk zannettiğimiz şeyin daha basit bir açıklaması olabileceğini söyledi. Dr. Fisher'a göre ilk görüşte aşkın artasında yatan şey; hormonlarımızla ilişkili cinsel dürtü yani libido, yüksek seviyelerde dopamin ve norepinefrin ve düşük serotonin ile ilişkili çekim sistemi ve son olarak bakıcı ve yavru arasında bağların oluşmasına yardımcı olan ve sırayla hayatta kalmalarını destekleyen oksitosin ve vazopressin ile ilişkili eklenti sistemi.
Paylaş