Sedef Batı

Uzun yıllar arkadaşlıklarını sürdürenlerin sırrı ne?

19 Ekim 2023
Bir sıkıntımız olduğunda en yakın arkadaşımıza anlatır rahatlarız. Başımız sıkışınca ona gideriz, yardıma ihtiyacımız olduğunda ilk o gelir aklımıza. Üzülürüz arkadaşlarımıza sığınırız. Mutluluğumuzu da mutsuzluğumuzu da en samimi arkadaşımızla paylaşırız. Sırf varlığı bile mutluluk sebebidir arkadaşların...Peki bu arkadaşlıkların uzun süre devam etmesinin sırrı ne? Her tür zorluğa rağmen dostluklarını koruyabilen, arkadaşlıkları bir ömür boyu sürenlerle konuştuk...

Bazı insanların uzun yıllara dayanan dostlukları vardır, aradaki o bağı koparmaya kimsenin gücü yetmez. Bazı insanlar vardır tanıştığı her insanla jet hızında samimi olur, çok çabuk kaynaşır ve can ciğer kuzu sarması olur ama dostlukları pamuk ipliğine bağlıdır; en ufak pürüzde kopuverir.

Günümüzün arkadaşlık ilişkileri ise çok daha farklı... Yeni dünya düzeni, teknolojik gelişmeler, küreselleşme gibi etkenler arkadaşlık ilişkilerini de etkiliyor. Uzman Psikolog Dilara Sayar, bireyselleşmenin, eskinin güçlü arkadaşlıklarını artık kurulamaz hale getirdiğini, ilişkiyi başlatma ve sürdürmenin tek aracının teknoloji olarak görüldüğünü, gerçek bir duygusal ve bedensel temas olmaksızın başlayan ilişkilerin ömrünün de gerçek bir güvene dayanmadığını belirtti. 

Peki uzun yıllar arkadaşlıklarını devam ettiren insanların sırrı ne? Birlikte onca yılı deviren, her durumda birbirlerinin yanında olan bu insanlar neyi başarıyor da dostlukları ömürlük oluyor? ‘Bir Sorudan Fazlası’ serimizde ‘Keşke benim de böyle dostlarım olsa’ diye imreneceğiniz hikayeleri dinledik.

* * * * *

BENİM SIRRIM: SAMİMİYET, ŞEFFAFLIK, RAHATLIK VE HOŞGÖRÜ

Elif V. (48)

Dünyanın en iyi, en güzel yerinde oturursunuz ama yaşadığınız güzellikleri paylaşacak bir arkadaşınız olmazsa o yerin hiçbir anlamı olmaz. Çoğu keyiften uzakta yaşarsınız ama öyle güzel bir arkadaş çevreniz vardır ki yaşadığınız yerden bir saatliğine bile uzaklaşmak aklınıza gelmez. Benim için dost, yaren her şey. Paylaşım eşittir mutluluk.

Dönemlik arkadaşlıklar çok revaçta. Okulu bitene kadar çocuğunuzun arkadaşlarının anneleriyle arkadaş kalıyorsunuz mesela. Ya da o adreste ve çevrede olduğunuz müddetçe aranıyor ya da arıyorsunuz. Gözden ırak olmadığınız ya da paylaşacak spesifik bir nokta olduğu sürece arkadaşlığınız devam ediyor. Çocuklarınız lisede başka okullarda hayatına devam ediyorsa o beş yıllık paylaşımınız da yeni dönem köpük arkadaşlıklara bırakıyor kendini. Dönem boyunca köpürüyor sonra yıkanıyor maalesef.

Yazının Devamını Oku

Daha kaliteli bir uyku için egzersizi ne zaman yapalım?

17 Ekim 2023
İyi bir uyku için egzersizi sabah yapmak mı daha iyi yoksa akşam mı? Araştırmalar ve uzmanlar ne diyor?

Egzersiz, genellikle bedeni ve zihni uyandırmanın harika bir yolu olarak kabul edilir. Nitekim kimilerinin biyolojik saatleri veya çalışma programları, erken uyumalarına ve günlük işlerine başlamadan önce bir antrenman yapmalarına müsaade edecek kadar erken uyanmalarına imkân sağlar. Ancak spor yapmanız için akşam saatleri daha uygunsa, egzersiz yapmanın uykunuzu sabote edip etmeyeceğini, dinlendirici bir gece geçirmenizi engelleyerek ertesi gün daha yorgun hissetmenize yol açıp açmayacağını merak edebilirsiniz.

Neyse ki araştırmalar, akşam egzersizinin de sabah egzersizi gibi faydalı olduğunu ve uykunuza zarar vermediğini gösteriyor.

Gün ışığında sabah egzersizi yapmak vücut saatinizi senkronize etmenize yardımcı olabilir, sabah uyanmanızı ve gece uyumanızı kolaylaştırabilir. Dahası sporu erkenden yapıp aradan çıkarmak, daha sonra işler yoğunlaştığında egzersizi atlamanızı önler.

Columbia Üniversitesi Uyku ve Sirkadiyen Araştırma Merkezi'nin yöneticisi Marie-Pierre St-Onge, Washington Post’a yaptığı açıklamada, "Seçebilme lüksünüz varsa, günün erken saatlerinde fiziksel olarak aktif olmak istemeniz için birçok neden var ancak sabah egzersizi programınıza uymuyorsa, akşam egzersizi yapmak en iyi seçenek olabilir. Her türlü fiziksel aktivite iyidir" dedi.

Kansas'taki Wichita State Üniversitesi Fiziksel Aktivite ve Yaşlanma Merkezi'nin araştırma direktörü Michael Rogers da "Egzersiz ve uyku zamanı arasında kendinize biraz zaman ayırabilirseniz, akşam egzersiziyle bile daha iyi uyku da dahil olmak üzere egzersizin faydalarından yararlanabilirsiniz. Bu biyolojik ritimlere bağlı; herkesin durumu farklı” dedi.

AKŞAM EGZERSİZİ VE UYKU ÜZERİNE YAPILAN ARAŞTIRMALAR NE DİYOR?

UC Fit Dijital Sağlık Egzersiz Fizyolojisi Araştırma Laboratuvarı'nda koordinatör olan Trent Yamamoto, egzersizin, kalp atış hızını ve vücut ısısını artırdığını, bu değerler yükseldiğinde uyku kalitesinin düştüğü konusunda bir fikir birliği bulunduğunu, bu yüzden akşam aktivitelerini sınırlamak gerektiği görüşünün yaygın olduğunu söyledi.

Yamamoto, 

Yazının Devamını Oku

Yıllardır zıt kutuplar birbirini çeker diye biliyorduk ama araştırma sonuçları ezber bozuyor

12 Ekim 2023
Yakın zamanda yapılan bir araştırma zıt kutupların birbirini çektiği efsanesini çürüttü. Yapılan çalışmada zıt kutupların birbirini çektiğine dair herhangi bir "ikna edici" kanıt bulunamadı. Bu araştırma ezber bozsa da farklılıkları ile çok güzel bir şekilde ilişkilerini yürüten insanlar da var tabii ki. Biz de "Kimi, hangi kutup, nasıl çekti?" diye sorduk ve bu ilişkilerin hikayelerini dinledik.

Bilim insanları çiftlerin ne oranda benzer ya da farklı olma eğilimi sergilediklerini görmek için 1903 yılına dek uzanan ve milyonlarca kadın-erkek birlikteliğini inceleyen yaklaşık 200 eski araştırmayı gözden geçirdi. 

Milyonlarca çiftin siyasi görüşten eğitim durumlarına ve alkol ya da sigara kullanımına kadar 130 özelliği incelendi. Analiz edilen kişisel özelliklerin yüzde 82 ila 89'unda, partnerlerin birbirine benzeme olasılığının daha yüksek olduğu görüldü. İncelenen özelliklerin sadece yüzde 3’ü büyük oranda birbirinden farklıydı. 

ABD’deki Colorado Boulder Üniversitesi’nde doktora öğrencisi ve Nature Human Behavior dergisinde yayınlanan makalenin başyazarı olan Tanya Horwitz, "Aslında benzer yapıya sahip insanların bir araya gelme ihtimali daha yüksek” dedi.

Araştırmacılara göre çiftler, aynı özellikleri çeşitli sebeplerle paylaşıyor olabilir; buna aynı bölgede yetişmek de dahil. İncelenen özelliklere göre bazı insanları sadece benzer kişiler cezbederken, bazı çiftler ise ilişki uzadıkça birbirlerine benziyor.

Araştırmalar böyle dese de gerçek hayatta zıt kutupların birbirini çektiği ilişkilerin sayısı da hayli fazla. Bu konuda evrensel bir kural yok ve bu her ilişkide değişebilir, pek çok faktöre bağlı olabilir. 

Avrupa Birliği Psikologlar Derneği Genel Başkanı Rojin Nazik’in araştırma hakkındaki yorumlarına geçmeden önce zıt kutupların birbirini çektiği ya da aksine birbirini aşırı ittiği kişilerin hikayelerini dinleyelim.

* * * * *

TENCERE KAPAK OLDUK ZANNETTİK AMA TENCERENİN ALTI YANDI

Yazının Devamını Oku

Aşırı acı tüketmek sağlığımıza zararlı mı?

10 Ekim 2023
ABD'de yaşayan 14 yaşındaki bir lise öğrencisinin acı tortilla cipslerinden yedikten sonra hayatını kaybettiği iddiası, aşırı acı severleri bile korkuttu. Bu cips ülkemizde satılmıyor ama bizde de aşırı acı tüketen insanların sayısı hayli fazla… Peki aşırı acı tüketmekciddi sağlık sorunlarına yol açabilir mi? Uzmanlara sorduk...

ABD basınında yer alan haberlere göre, 14 yaşındaki lise öğrencisi Harris Wolobah, okulda acı cips yedikten sonra fenalaştı ve evde hayatını kaybetti. Tabut şeklinde bir kutuya sahip olan ve dünyanın en acı biber türü olan Carolina Reaper'ın aromasını taşıyan cipsin üzerinde ‘çocuklara veya baharatlı yiyeceklere duyarlı kişilere uygun olmadığını’ belirten uyarılar bulunuyor. Ancak firma yaşanan bu ölümün hemen ardından "Gençlerin ve bu uyarıları dikkate almayan diğer bireylerin sayısında artış gördük” diyerek ürünü raflardan çekti.

Aile, oğullarının ölümünden yediği cipsi sorumlu tuttuklarını ve ürünün yasaklanması için girişimlerde bulunduklarını söyledi. Çocuğun kesin ölüm nedeni otopsi sonrası netleşecek ancak geçmişte de bu cipsi yiyenlerin sonradan tıbbi yardıma ihtiyaç duyduğu birçok olay yaşanmıştı.

Ocak 2022'de Kaliforniya'daki bir lisedeki üç öğrenci, acı baharatlı cips yedikten sonra kusma ve nefes almakta zorluk çekmeleri nedeniyle hastanelik oldu. Bu olaydan sonra okulda bu cipslerin satışı yasaklandı. Eylül 2022'de de Teksas’taki bir ortaokuldaki birkaç öğrenci, cips yedikten sonra "şiddetli bir reaksiyon" yaşadıkları iddiasıyla hastaneye gitti. Aynı sıralarda başka bir bölgedeki okul yetkilileri çoğu ortaokul öğrencisi olan yaklaşık 30 çocuğun mide-bağırsak sorunları ve cilt ve göz tahrişi gibi semptomlar yaşadığını bildirdi.

Danimarka’da 1000 kişinin katıldığı acı biber yeme yarışında Matt Gross, dünyanın en acı biberi olarak bilinen Carolina Reaper'dan üç tane yedi. Gross, kalp krizine benzer belirtiler de dahil olmak üzere semptomların 14 saat sürdüğünü belirtti.

-- Peki gerçekten cipsin acısı ölüme yol açabilir mi?-- Aşırı acı yemek sağlığımız için riskli mi?
-- Mide, bağırsak gibi organlarımıza zarar verir mi?
-- Acı biber kalbin dostu mu düşmanı mı?

Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Vedat Göral, Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Alaa Quisi ve  İç Hastalıkları Uzmanı Aytaç Karadağ ile aşırı acı tüketmenin sağlığımıza etkilerini konuştuk. İşte 9 soruda acı biber dosyası…

Yazının Devamını Oku

Aylarca nedenin bilmeden acı çekti, meğer diş kaplamalarına alerjisi varmış

5 Ekim 2023
Güzel bir gülüş için kompozit kaplama yaptıran Lily Lindsay, diş kaplamaları yüzünden bırakın gülmeyi aylarca sağlık sorunları nedeniyle acı çekti. Tedavi sonrası yüzünün ve vücudunun birçok yerinde acı veren kalın kabuklar oluştu. Doktorlar kadının yaşadığı rahatsızlığı başta egzamaya bağlasa da sonrasında asıl nedenin ağzındaki kaplamalar olduğu anlaşıldı.

İskoçya’nın Aberdeenshire şehrinde yaşayan Lily Lindsay, TikTok'taki fenomenlerin videolarını izledikten sonra güzel bir gülümseme için dişlerine kompozit kaplama yaptırmaya karar verdi. 

AYLARCA NEDENİNİ BİLMEDEN ACI ÇEKTİ

29 yaşındaki Lindsay, dişleri nedeniyle yıllardır öz güven sorunu yaşıyordu ancak yaptırdığı kaplamalara karşı alerjik bir reaksiyon geliştireceğini tahmin bile edemezdi. 

Ağustos 2022'de bu işlemi yaptıran insanların videolarını izleyen genç kadın, bulunduğu şehrin en iyi diş hekimine gitti. İlk etapta sonuçtan gayet memnun kalan Lindsay, iki hafta sonra gözlerinde kaşıntı, cildinde kuruma hissetmeye başladı.

Daily Mail’e konuşan Lindsay, gittiği doktorun sorunun deri iltihabı (dermatit) olabileceğini düşündüğünü söyledi.

“Cildim fil derisi gibi kurumaya ve pul pul dökülmeye başladı” diyen Lindsay, görünüşünden o kadar mutsuzdu ki depresyona girdi. Genç kadın, "Hiçbir doktor bana yardım edemedi, bu yüzden antidepresan kullanmaya başladım. Ve bu durum kesinlikle beni tüketiyordu" diye konuştu. 

Dişlerine kaplama yapılmadan önce Lindsay'nin cildinde bu kırmızı lekeler, tahriş veya iltihaplanma yoktu. İşlemden iki hafta sonra ise yüzü şişmeye ve derisinde kırmızı lekeler oluşmaya başlamıştı.

Doktorunun kendisine krem verdiğini, diş macunu ve şampuanlarda bulunan sodyum lauril sülfat (SLS) içeren her şeyden uzak durmasını istediğini söyleyen Lindsay, herhangi bir iyileşme olmamasına rağmen, egzaması olabileceği düşünüldüğü için kendisine steroid krem reçete edildiğini aktardı.  Kremler sayesinde kızarıklar bir ay içinde geçmişti ama daha sonra lekeler hızla ve daha kötü bir şekilde geri geldi.

Yazının Devamını Oku

Gıda etiketleri üzerinde yazanlar ne anlama geliyor? Gıda ambalajları bizi kandırıyor mu?

28 Eylül 2023
Gıda ürünlerinin ambalajının ön yüzündeki sağlık iddiaları da bizi o ürünü satın almaya teşvik ediyor. Ancak bazı ürünlerde kullanılan sağlık iddiaları yanıltıcı olabiliyor. Peki bir ürünün üzerinde içeriği ile ilgili 'doğal, şekersiz, light' gibi iddialarda bulunması onun sağlıklı olduğunu garanti eder mi? İşte burada gıda etiketi okuma alışkanlığı devreye giriyor. Ürünün ambalajında vurgulanan sağlık iddiasının gerçek olup olmadığını anlamanın tek yolu arkasındaki bilgi etiketini okumaktan geçiyor. 

 

Son yıllarda hazır gıdaların içerikleri ile ilgili bilinç düzeyi giderek yükseliyor olsa da hâlâ istenen seviyede değil. Yediği içtiği gıdanın neler içerdiğini bilmek, buna göre sağlıklı ve dengeli beslenmek isteyen bilinçli tüketiciler olsa da gıdaları içeriğine bakmadan satın alanların sayısı da hayli fazla.

Peki bizler tüketici olarak nasıl bilinçli gıda tüketeceğiz? Ürün etiketlerini nasıl okumamız gerekiyor? Ürün ambalajları bizi yanıltıyor mu? Tüketici olarak haklarımızı nelerdir? Gıda Mühendisi Ebru Akdağ ile konuştuk.

1) Çilekli, fındıklı gibi etiketlenen ürünlerin içinde bu malzemelerin neredeyse yok denecek kadar az kullanılması ne anlama geliyor?

Akdağ, bu tür etiketlendirmelerin, yasal düzenlemelere uygun şekilde yapıldığı durumlarda, tüketicinin aldatılmasının söz konusu olmadığını belirterek söze başladı.  Bazı durumlarda konsantre edilen gıdanın aromasının çok daha baskın olabildiğini söyleyen Akdağ şu örneği verdi:

“Mesela çilek tozu çileğin kurutulması ile elde edilir, kurutma işlemi fazla suyun atılması ile daha az hacimde daha yoğun çilek tadının gelmesini sağlar. Böylece ürünün istenen özellikleri taşıması için az miktarlarda kullanılması yeterli olur. Çoğu meyve gibi çilek de yüzde 90 civarında su içerir. Çilek püresi ise yaklaşık yüzde 15 suya sahiptir. Yani 1 kilogram çilek püresi, aşağı yukarı 6 kilogram çilekten elde edilir."

Öte yandan yasal düzenlemelere uygun olarak üretilmeyen bir üründen bahsediliyorsa bunun bir hile olduğunu ve cezalandırılması gerektiğini belirten Akdağ, Türk Gıda Kodeksi Tüketici Bilgilendirme ve Etiketleme Yönetmeliği'ne göre yasal düzenlemenin nasıl olduğunu anlattı:

“Gıdaların etiketlerinde, reklamlarında, broşürlerinde ve web sayfalarında kullanılan resimler ve örnekli gösterimler, tüketiciler üzerinde gıdanın adından ve diğer açıklayıcı ifadelerden daha etkili olabilir. Bu resimler ve gösterimler, tüketiciyi yanıltıcı terimler ve ifadelerle aynı şekilde incelemeye ve kontrole tabi tutulmalı. Arka plandaki gösterimler ve resimler, gıdanın çeşidi, bileşimi, kalitesi veya menşei açısından tüketiciyi yanıltmamalıdır. Üretiminde meyve sebze yerine tamamen aroma verici kullanılan bir gıdanın etiketinde meyve sebze görseli kullanılması durumunda gıdanın 'aromalı' olduğu görselin bulunduğu yerde vurgulanmalı veya 'aromalı' olduğu belirtilmelidir.”

Yazının Devamını Oku

Popüler gıda takviyeleri ne kadar işe yarıyor?

26 Eylül 2023
Gıda takviyesi kullananan, sağlığa faydalı olduğunu düşünen milyonlarca insan var. 'Süper haplar' olarak piyasada olanbu takviyeler, gerçekten iddia ettikleri etkilere sahip mi? Onca insan parasını çöpe mi atıyor? Araştırmalar ve uzmanlar ne diyor?

Hap, tablet, kapsül ve sıvı formlarda bulunabilen besin takviyeleri son yıllarda sağlığına özen gösteren insanların vazgeçilmezi haline geldi. Uykusuzluk, enerji düşüklüğü, vitamin ve mineral eksikliği, hastalıklardan korunmak ya da güçlü kaslara sahip olmak gibi pek çok nedenle bu takviyeleri milyonlarca insan kullanıyor. Peki, uzmanların da halen tartıştığı gıda takviyeleri gerçekten işe yarıyor mu?

İç Hastalıkları Uzmanı Aytaç Karadağ ve Uzman Diyetisyen Didem Yıldız Küçük ile en popüler gıda takviyelerini mercek altına aldık. İşte gıda takviyeleri ve etkileri hakkında bilmeniz gerekenler…

1- MAGNEZYUM

Bu 'süper hapın' kas ağrısından migrene ve enerji düşüklüğüne kadar çok çeşitli rahatsızlıklara yardımcı olduğu biliniyor. Uzmanlar, ıspanak, fındık, somon ve dana eti gibi gıdalarda doğal olarak bulunan magnezyumun bu kaynaklardan yeterince alabileceğini ve ek bir takviyeye ihtiyaç duyulmayacağını söylüyor. Ancak yine de pek çok kişi magnezyum eksikliğinden kaçınmak için takviye almayı tercih ediyor.

Harvard Tıp Fakültesi'nden Dr. Bruce Bistrian, magnezyum takviyelerinin kas gerginliği, düşük enerji ve uyku sorunu rahatsızlıkları düzeltebilecek süper haplar olarak pazarlandığını ancak bu iddiaları destekleyecek kanıtların yeterli olmadığını söyledi.

Bazı beslenme uzmanları, magnezyum almanın sporcularda kas kramplarıyla savaşmaya yardımcı olabileceğini, çünkü bu takviyenin kas kasılmalarına yardımcı olmak için kullanıldığını ve vücutta yeterli miktarda bulunmadığında kramplara neden olabileceğini savunuyor.

Peki araştırmalar ne diyor? Yaklaşık 400 hamile kadın üzerinde yapılan bir çalışma, magnezyumun özellikle geceleri bacak kramplarını azaltmaya yardımcı olabileceğini gösterdi. 2012 yılında yaşlı yetişkinlerden oluşan başka bir araştırma grubunda ise aynı kanıt bulunamadı ve takviye alan ve almayan gruplar arasında kramplar açısından bir fark olmadığı görüldü. Yine de bilim insanları genel olarak magnezyum takviyesi almanın güvenli olduğu görüşünde. 

Günlük magnezyum ihtiyacının kadınlarda 300-360 miligram, erkeklerde ise 400-420 miligram olduğunu, 100 gram bitter çikolatanın yaklaşık 320 miligram magnezyum içerdiğini ancak her gün bu miktarı tüketmenin diğer sağlık parametreleri açısından doğru olmadığını belirten

Yazının Devamını Oku

Evlilikte aldatmalar çocukları nasıl etkiliyor?

21 Eylül 2023
Ebeveynlerinizden birinin diğerini aldattığını öğrenseniz ne yaparsınız? Böyle bir durumda verilecek tepkiler kişiden kişiye değişse de ailenin her bireyinin zor anlar yaşayacağı kesin. Evliliğinde böyle bir durum yaşayan ebeveynler ve yetişkin çocuklarla konuştuk, olaylar karşısında nasıl tepkiler verdiklerini dinledik...

Anne baba arasında yaşanan anlaşmazlıklar yaşı kaç olursa olsun çocuklar için üzücü bir durumdur. Anne babadan birinin diğerini aldatması durumunda ise aldatan ebeveyne karşı güven sarsılır, davranışlar ve duygular değişir. Hele ki çocuk aldatma olayına şahit olduysa, bu durumu bizzat ortaya çıkardıysa ya da bildiği halde ebeveynlerinin arası bozulmasın diye sessiz kaldıysa, durum daha da zorlaşabilir. 

Uzmanlar “Bu süreçte çocuğun mümkün oldukça tartışmalardan, kavgalardan uzak kalması gelecekteki ruh sağlığı açısından çok önemlidir” dese de olaya birebir şahit olanların uzak kalması pek mümkün olmuyor. İşte ebeveynlerinin sadakatsizliklerine tesadüfen tanık olan yetişkin olmuş çocuklar ve bunu yaşayan ebeveynlerin hikayeleri…

BABAMI SUÇ ÜSTÜ YAKALADIM, ANNEME İTİRAF ETMESİNİ SAĞLADIM AMA SADECE BİZİM ARAMIZ BOZULDUCeren C. (28)

Annemle babam hep birbirlerine destek olan, hayatı tam anlamıyla ortak yaşayan bir çiftti. Babam öğretmen, annem ise bankacı. Yaz aylarında annemin işinin en yoğun olduğu zamanlarda babam tatilde olurdu ve bizle hep o ilgilenirdi. Evi temizler, yemek pişirirdi. Bu sayede çok mutlu bir çocukluk geçirdik kardeşlerimle. Babama da tam anlamıyla aşıktım, ta ki ihanetini yakalayana kadar....

Bundan yaklaşık 8 yıl önce babamın telefonuna gelen bir mesajı gördüm. Normalde hiç gizlimiz saklımız olmadığı için göz ucuyla baktım mesaja. Kayıtlı olmayan bir numaradan "Yarın bekliyorum" diye mesaj gelmiş. Neden bilmiyorum o an içime çok rahatsız edici bir his geldi. Şüphelenmiştim ama bunu ne kendime ne de babama yakıştırabilmiştim. Bütün gece düşündüm durdum, neden böyle hissettiğimi anlamaya çalıştım. Sabah bir arkadaşımı arayıp arabasını ödünç istedim, evin yakınına park edip babamın çıkmasını bekledim.

Babam süslenmiş püslenmiş halde evden çıktı. Arkasından yola koyuldum. Neredeyse İstanbul'un öbür ucuna gittik. Sonra durdu ve bir apartmana girdi. İndim arabadan, ben de peşinden girdim apartmana. Ses çıkarmamaya çalışıyordum. Babam bir kat sonra zili çaldı, içeri girdi. Elim ayağım titriyordu, bir an vazgeçtim ve apartmandan çıktım. Sonra geri döndüm ve yukarı çıkıp zili çaldım. Güzel giyimli bir kadın kapıyı açtı, içeriden babamın sesi duyuldu: "Kim geldi?" 

"Ben geldim baba" dedim. Kadın şok oldu, babam koşarak kapıya geldi. Yüzüm alev alev yanıyordu, sinirden ağlayamıyordum. Tek diyebildiğim şey "Yazıklar olsun" oldu. Koşarak apartmandan çıktım, babam arkamdan geliyordu. Arabaya bindim ve nereye sürdüğümü bilmeden gittim. Bir süre sonra durmak aklıma geldi ve o an ne yaşadığımı idrak ettim. Hayatımda hiç ağlamadığım kadar ağladım. Saatlerce arabada oturdum ve ağladım. İhanete uğrayan sadece annem değildi. Babam benden çocukluk aşkımı, hayata olan pozitif bakışımı, ideal aşk beklentimi çalmıştı. Bu olaydan sonra bir ay eve gitmedim, arkadaşlarımda kaldım. Anneme de sınavlarımın olduğunu, ders çalıştığımızı söyledim.

Bir ay sonunda babamın sayısız aramalarından birine döndüm ve "Benim artık sadece kâğıt üstünde babamsın. Senden tek istediğim bize biraz saygın varsa her şeyi anneme anlatman" dedim. En azından bu kadarını yaptı. Yaptı da ne oldu sanki? Annem ihaneti kabul etti ve düzenini bozmamak için boşanmadı. Artık onlarla aynı evde kalamazdım. Sınıf arkadaşımın yanına taşındım, bir daha da eve dönmedim. Hayatıma uzun süre kimseyi alamadım. Şimdi çok sevdiğim biriyle beraberim ama evlilik fikrine sıcak bakamıyorum. Annem babamla da sadece mecbur olduğum zaman görüşüyorum. Onlar her şeyi unuttular ama ben hâlâ dün gibi hatırlıyorum!

Yazının Devamını Oku