Paylaş
Çocuklar yaşları kaç olursa olsun anne babalarının ayrılmasını istemez. Ancak ebeveynlerden birinin vefat etmesi ya da boşanma sonrası, diğer ebeveynin tekrar evlenmek istemesi söz konusu olabilir.
Çocuklar küçükken bu evlilik kararına itiraz gelmesi kaçınılmaz olsa da sorun çıkaran sadece küçük yaştaki çocuklar olmuyor. Yaşını başını almış yetişkin çocuklar da anne ya da babalarının evlenmesine itiraz ediyor, onların bu isteğinden utanıyor, etraftan çekiniyor ve engel olmaya çalışıyor.
Özellikle, 60-70 yaşından sonra evlenmek isteyenler, “Bu yaştan sonra ne evlenmesi, bizi rezil mi edeceksin? El âlem ne der? O seninle emekli maaşın için evleniyor...” gibi pek çok itirazla hatta "Eğer evlenirsen bizi unut" gibi tehditlerle karşı karşıya kalabiliyor.
Biz de ‘Bir Sorudan Fazlası’ serimizde hem yeniden evlenen ebeveynlerle hem de böyle evliliklere itiraz eden çocukları ile konuştuk.
* * * * *
KÜÇÜK BİR KIZ ÇOCUĞU GİBİ ÇOCUKLARIMDAN İZİN İSTEDİM
Nermin H. (72)
Ben 72 yaşındayım, bir kızım bir oğlum var. İkisi de evli, kendi yuvalarını kurup yanımızdan ayrıldılar. Çocuklar küçükken bir şekilde idare ettim ama onlar büyüyünce eşimden boşanmaya karar verdim. Çocuklarımla aynı şehirde yaşasak da artık kendimi çok yalnız hissetmeye başlamıştım. Bu duygu nasıl tarif edilir bilmiyorum ama sevgi ya da aşk değil yalnızlık duygusu nedeniyle çok mutsuzdum. Hiçbir şeyden zevk alamıyordum.
Hayatım bu şekilde devam ederken 60 yaşında ikinci eşimle ile tanıştım. Çok kibar, çok beyefendi, kültürlü bir adamdı. Ortak zevklerimiz çoktu, beraber vakit geçirmekten çok keyif alıyorduk ve yaklaşık bir yıl sonra evlenmeye karar verdik.
Önümüzdeki en büyük problem çocuklarımıza bunu nasıl söyleyeceğimizdi. Yeni yetme ergen aşıklar gibi birkaç gün debelendik ve o büyük gün geldi çattı. Ben artık yalnız kalmak istemediğimi, bana yarenlik edecek, yalnızlığıma ortak olacak biri ile evlenmek istediğimi ve bunun için uygun bir aday olduğunu söyledim. Kendimi gerçekten küçük bir kız çocuğu gibi hissettim, ailesinden rıza almak isteyen küçük bir kız çocuğu gibi...
İkinci eşim de kendi kızıyla konuşmuştu aynı akşam.
Ne kadar modern bir aile olursanız olun erkekle kadının tekrar evlenme isteklerine aile bireyleri farklı tepki veriyor. İkinci eşim bizden bahsettiğinde kızı gayet anlayışla karşılamış hatta onun adına çok sevindiğini söylemiş. 'Kimdir, nedir?' diye de hiçbir şekilde sorgulamamış.
Ben bahsettiğimde ise önce derin bir sessizlik oldu. Kızım babasına inanılmaz düşkündü, o evlenmemişti şimdi benim evlenmek istemem de neydi? Böyle düşündüğüne emindim ama uzun bir sessizliğin ardından oğlum 'Anne sen kaç yaşında kadınsın, doğruyu yanlışı sen bilirsin' dedi. Kızım ise sinirlenmişti olmuştu, 'Nereden çıktı şimdi bu evlilik bu yaştan sonra, ne derdin var? El âlem ne der?’ gibi bir şeyler geveledi ağzında.
'Siz kendi evlerinizde mutlu mesut ailenizle yaşarken ben tek başıma yalnızlık çekiyorum, el âlem ne der umurumda değil' dedim oğlumun da desteğinden kuvvet alarak. Sade bir nikah töreni ile evlendik ve son günümüze kadar da çok mutlu yaşadım.
Karşı çıkan kızım olmuştu ama sonradan en çok o sevdi ikinci eşimi. O da kızımı kendi kızından ayırmadı, torunumu torunu gibi sevdi, dizinden indirmedi. Onunla ilk evliliğimde yaşamadığım kadar güzel günler geçirdim ama maalesef kanser nedeniyle kaybettim eşimi.
Sözün özü kimsenin kimseyi bu konularda yargılamaya, kınamaya hatta yorum bile yapmaya hakkı yok. Çocuğun da olsa bu senin özel hayatın ve kimsenin karışmaya hakkı yok, olmamalı. Tıpkı bizlerin çocuklarımızın evlilik kararlarına karışmamamız gerektiği gibi.
'EĞER EVLENİRSEN BİZİ UNUT' DİYE TEHDİT ETTİLER
Hakan G. (67)
Benim eşim 52 yaşındayken vefat etti, ben o zaman 55 yaşındaydım. O yaşta bekar bir erkek olarak yaşamakta zorlandım, eşimi çok seviyordum. Ama hayat işte; bir şekilde devam ediyor.
Eşimin vefatından 3 yıl sonra evlenmek istediğimi söyledim çocuklarıma. Üçü bir olup 'Eğer evlenirsen bizi unut' diye tehdit ettiler. Hatta arkamdan 'azgın teke' diye konuştuklarını bile duydum. Dertleri evleneceğim kişinin mallarıma ortak olmasıydı tabii yoksa kimsenin benim hayatımla ilgilendiği yoktu. 'Aç mısın tok musun, bir isteğin ihtiyacın var mı?' diye sormayan evlatlarım işin ucu paraya dokununca sık sık ziyaretime gelmeye başladılar.
Allah’a şükür ekonomik olarak bir eksiğim ihtiyacım yoktu ama her şey para değil. Bazen o aile ortamını, sıcaklığını özlüyorsun, eve gelince hazır sofra ile karşılanmak, ilgi alaka görmek hoşuna gidiyor.
Çocuklarımı dinlemedim ve evlendim. İyi ki de dinlememişim o kadar mutluyum ki... Hani 'Evlenirsen bizi unut' demişlerdi ya... Kimsenin kimseyi unuttuğu yok. Önce hepsi bir celallendi sonra benim kararlılığım karşısında sus pus kesildiler. Mirastan hiç pay alamamaktan korktular çünkü. 'Hiç alamamaktansa dörtte birini ona veririz ne olacak' diye telkin ettiler kendilerini demek ki…
Bu hayatta her şey para değil, ne kadar yaşayacağımızın kimin ne zaman öleceğinin garantisi yok, hesap kitap yaparken ömür geçiyor. O zaman ömrümüz neden daha güzel geçmesin?
'YEDİ KOCALI HÜRMÜZ MÜSÜN SEN?' DİYE DALGA GEÇİYORLAR
Nuran B. (71)
Ben ilk evliliğimi çok genç yaşlarımda yaptım, severek evlendik ve ilk eşimin yeri bende hep ayrıdır. Onu çok sevdim ve her zaman da özlüyorum ancak çocuklarımın babası bu dünyadan çok erken ayrıldı. Oğlum 7 kızım 4 yaşındaydı onu kaybettiğimizde. O yaşta iki çocukla tek başına kalmak o devirlerde çok zordu. Ailem hep destek oldu kol kanat gerdiler ama yine de hep bir eksiklik duyuyordum.
Sonra Allah karşıma dünyalar iyisi birini çıkardı. O da bir kez evlenmiş ama boşanmış, çocukları olmamış hiç ve çocukları çok seviyormuş. Evlenmeye karar verdiğimizde ve bunu çocuklarımla konuştuğumuzda oğlum çok sorun çıkardı. Günlerce benimle konuşmadı, agresif davrandı kapıları yüzümüze çarptı, anneannesine taşınmak istedi. Kızım ise o tam tadamadığı baba sevgisini şefkatini yeni eşimle tattığı için çok mutluydu. Yaşı daha küçük olduğu için daha kolay kabullendi ama sonradan oğlum da alıştı bu duruma.
Birlikte çok güzel vakit geçirdik, çocuklarıma öyle güzel babalık yaptı ki hakkını ne yapsam ödeyemem. Maalesef ikinci eşimi de 70 yaşındayken kaybettim, o zaman ben 66 yaşındaydım. Çok üzüldüm tabii ve toparlamam çok zaman aldı. Çocuklarım da en az öz babalarını kaybetmişler gibi üzüldüler.
Birkaç yıl sonra yine bir talibim çıktı. Benden birkaç yaş büyük evlenmiş boşanmış ve tekrar evlenmeyi düşünen biri, bir akrabama beni sormuş, 'Evlenmeyi düşünür mü bir ağzını yokla' demiş. O da ağız yoklamadan direkt bana fikrimi sordu. Eminim arkamdan bana bunu soran akrabam bile neler söylemiştir. 'Bu yaşta utanmıyor mu, gözü toprağa bakıyor hala koca peşinde, iki tane gömdü sıra üçüncüde...' Bunlar olası konuşmalardı ama benim için çocuklarımdan başka hiç kimse önemli değildi.
Onlara bir talibim olduğunu benimle evlenmek istediğimi söyleyince oğlum “Anne sen de Yedi Kocalı Hürmüz müsün nesin?’ diye dalga geçti ama gelinim ve kızım 'Saçma saçma konuşma' diye hemen araya girdi. Allah'tan çocuklarım örümcek kafalı değil ve rahatça konuşabiliyoruz. Bu konuda çok şanslı olduğum kadar eş konusunda da çok şanslıyım galiba. Üçüncü eşimle de çok güzel bir evlilik yaptım ve çok mutluyuz.
'EMEKLİ PARANI YİYECEK' DİYE KARŞI ÇIKTILAR, BEN YEDİRMEYE RAZIYIM SİZE NE?
Ahmet Z. (65)
Ben Almanya’dan emekliyim, emekli olduktan sonra memleketimize yerleştik ama birkaç yıl sonra eşimi kalp krizinden kaybettim. Ondan bir iki yıl sonra da yeniden evlenmek istedim. 2 oğlum 2 kızım var, hepsi de evlenmeme karşı çıktı. Bu yaştan sonra benimle evlenecek kişinin param için evleneceğini, beni kullanacağını, ben ölünce de emekli maaşıma konacağını söylediler. Annelerinin hakkını kimseye yedirmezlermiş.
Ben ölünce maaşımı kimin yediği hiç umurumda değil ki, o yemese çocuklarım yiyecek zaten. Sadece çocuklarım yesin kimseye kalmasın diye ben kendi mutluluğumdan mı olayım? Hayat bir gün, o da bugün.
ŞİMDİKİ AKLIM OLSA 'EVLEN' DERDİM
Sevda B. (52)
Kardeşlerim ve ben babamızın evlenme isteğine karşı çıktık ve babam evlenmedi. Şimdi karşı çıktık diye çok pişmanım. İnsan yaşlanmaya başlayınca anlıyor bazı şeyleri.
Annemden sonra babamın evlenmek istemesini hazmedemedim bir türlü. Annem yaşasaydı babam ölseydi asla böyle bir şey düşünmezdi ama erkekler asla yalnız kalamıyor, illa bakıma ihtiyaçları oluyor.
Babam bu isteğini bize söylediğinde hepimiz karşı çıkınca bir daha lafını etmedi ama onu o zamanki yaşımda anlayamamıştım. Evlilik isteği annemi sevmediğinden, ona değer vermediğinden değildi. Yalnız olmak istemiyordu, belki de yalnız ölmekten korkuyordu. Biz babama 'Neye ihtiyacın varsa bir hep yanındayız' dedik, maddi manevi de hep yanında olduk ama günün sonunda yalnızdı. Bugünkü aklım olsa 'Evlen, mutlu ol, yaşlılığını yalnız geçirme' derdim ama insan bazı şeyleri gençliğinde anlayamıyor.
ÇOCUKLARIMIN TEPKİSİNDEN ÇEKİNDİM GİZLİCE EVLENDİM AMA HİÇ KORKTUĞUM GİBİ OLMADI
Aynur T. (71)
Eşimin vefatından 3 yıl sonra tesadüfen gittiğim bir mezunlar yemeğinde eski sevgilim ile karşılaştım ve görüşmeye başladık. Bir yıl sonunda de evlenmeye karar verdik. Hiç düşünmeden 'Evet' dedim ama 'Çocuklara nasıl söyleyeceğim? Kardeşlerim nasıl tepki verecek? El âlem ne der?' diye de çok çekiniyordum. Bu nedenle gizli gizli evlendim. Eşimle ayrı şehirlerde yaşadığımız için bir müddet idare ettik ama böyle devam edemezdik. Mutlaka çocuklarımla konuşmam lazımdı.
Evlendikten tam 3 ay sonra cesaretimi toplayıp kızıma söyledim. Hiç beklediğim gibi bir tepki vermedi, benim adıma mutlu olduğunu söyledi. İşte o zaman dünyalar benim oldu. Oğlumla konuşmaya cesaret edemedim ve kızımdan ona alıştıra alıştıra söylemesini istedim. Oğlum bir hafta aramadı beni, sonunda arayıp tebrik etti, peşinden de fırçasını çekti. Evlenmeme değil habersizce evlenmeme bozulmuştu.
Bu konuda en sert tepkiyi kardeşimden aldım. Yeğenim annesine söylediğinde küplere binmiş. ‘Hiç utanmıyor mu bu yaştan sonra evlenmeye, bir de kocaya kaçan kızlar gibi gizli gizli evlenmiş, koca peşinde koşacağına torunlarına baksın’ demiş. Sonra o da herkes gibi alıştı ve küslük bitti gitti.
Bence bu konularda kimse kimseye karışmamalı ve ne kadar verilirse saygı duyulmalı.
* * * * *
Peki neden bazı insanlar ne kadar yaşlanırsa yaşlansınlar mutlaka evlilik yapmak istiyor? Bunun altında hangi psikolojiler yatıyor?
Uzman Klinik Psikolog M. Berk Karaoğlu, evliliğin yani duygusal, cinsel ve sosyal paylaşımların yaş dinlemediğini, insanoğlunun ölene kadar ruhunun aynı şeyleri istediğini, bunun için pozitif paylaşımlar noktasında evlenmenin her yaşta istenmesinin gayet doğal olduğunu söyledi.
Ancak bizim toplumumuzda evliliklerin bazen biraz daha farklı amaçlarla yapıldığına dikkat çeken Karaoğlu, bu olası nedenleri şu sözlerle anlattı: “Eşinden ayrılmak ya da eşin vefatı sonrası tek başına kalmak, yalnız olmak, bakım verensiz kalmak gibi nedenlerden dolayı bireyler sadece hayatlarında bu bağlamda birisi olması adına evlenmek isteyebiliyor.”
ONLARIN MUTLULUĞUNDAN MUTLULUK DUYMAK GEREKİR
Anne ya da babasının evlenmesine itiraz eden, onun bu isteğinden utanan pek çok yetişkin var. Küçük çocukların bunu yaşaması bir nebze normal kabul edilse de yetişkinlerin böyle bir düşünce yapısına sahip olması onların halen büyümediğinin işareti mi? Bu sağlıksız bir duygu mu?
Anne ya da babalarının başkaları ile evlenmesine itiraz eden bireylerin ebeveynlerinden ayrışabilme olgunluğuna erişememiş bireyler olduğunu düşünen Karaoğlu, zaten anne babalarını gerçekten seven bireylerin onların mutluluğundan mutluluk duymaları gerektiğini ancak maddi manevi birçok iç içeliğin bulunduğu ebeveyn çocuk ilişkilerinde belli bir yaştan sonra birbirlerinin hayatına karışmanın ve kısıtlamanın sağlıksız bir duygu ve davranış olduğunu ifade etti.
DUYGULARINIZI NET VE DÜZ BİR ŞEKİLDE ANLATIN
Yeniden evlenmek isteyen anne ya da baba bu kararını çocukları ile nasıl paylaşmalı? Atılacak doğru adımlar nelerdir?
Karaoğlu, bu konuda doğru ebeveyn yaklaşımı için şu tavsiyelerde bulundu: “Tabii ki çocuğun yaşına göre farklılık gösterse de ergenlikten sonraki yaş grubundaki çocuklarına zaten onlara yönelik sevgi ve saygıdan bir şeyin azalmayacağına ancak kendi bireysel hayatı için duygularını dinlemek durumunda olduklarını net ve düz bir şekilde ifade etmekten başka bir yola gerek yoktur. Özellikle de miras, zaman paylaşımı, terk edilme gibi konularda endişe duyan çocuklara bazı konular net bir şekilde ifade edilebilir.”
KAYGI, ÜZÜNTÜ VE HAYAL KIRIKLIKLARINIZI İFADE EDİN
Peki, ebeveynlerinin evlenmesini istemeyen yetişkinlerin bu konuda duygu aktarımını sağlıklı yapabilmeleri için nelere dikkat etmeleri gerekir?
“Elbette ki ebeveynlerinin evlenmesi adına samimi kaygı ve korkuları olanlar olsa da eğer ebeveyninde mental bir sorun yoksa çocuklar her ne yaşta olursa olsun ebeveynlerinin kendilerini de doğuran birer sağlıklı yetişkin olduğu gerçeğini unutmamalı” diyen Karaoğlu, bu noktada öfkeli ve keskin yaklaşmaktan çok var olan kaygı, üzüntü ve hayal kırıklıklarının net bir şekilde ifade edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Paylaş