Savaş Özbey

Cem Yılmaz’ın kendisinden 20 santim kısa cüceyle imtihanı

11 Haziran 2024
Eskişehir’de bir fuhuş operasyonu düzenlendi ve gözaltına alınan kişilerden biri de bir cüceydi. Cem Yılmaz o fotoğrafa yorum yapmış. Yaptığı yoruma “Bu kareye sessiz kalamadı” başlığıyla yer verdi internet siteleri.

Oysaki keşke sessiz kalsaymış.
Çünkü şöyle yazmış Cem Yılmaz:
“Çok ‘az’ kişi yakalanmış gibi ama Uykucu’ya şaşırdım. Beni üzdü. İnşallah yalandır...”
Bakın bu kişi gerçekten suçlu olabilir, yargılama sürecinde ortaya çıkacak.
Ama suçlu bile olsa Cem Yılmaz’ın ‘az’ dediği, bedeninin normal insanlardan az olması. Uykucu dediğine gelince...
İki ayrı Uykucu tanıyoruz. Biri hani şu küçük mavi yaratıkların olduğu Şirinler. Diğeri “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler”deki Uykucu.
Komiklikler, şakalar falan tamam da... Bir insanın doğuştan getirdiği özellikleriyle kafa bulmak da Cem Yılmaz’a çok yakışmadı şimdi. Ne yani cüce insan az insan mı oluyor?

Yazının Devamını Oku

Merak, heves ve neşe

6 Haziran 2024
Anlaşılan o ki hayatımıza yeni bir şey soktukça; yeni bir insan, yeni bir lisan ya da yeni bir roman, hücrelerimiz de yenileniyor, cildimiz de güzelleşiyor.

78 yaşındaki Türkan Şoray âşık olmak istediğini açıkladı: “Dünyadaki bütün kitapları okumak istiyorum. 10 lisan öğrenmek istiyorum. Piyano çalmak istiyorum. Sonra da âşık olmak istiyorum...”
Hayat enerjisi, yaşama sevinci, insanları mutlu ve motive etmek diye buna denir. İşte onun için baş tacımız, onun için sultanımız Türkan Şoray.
50 yaşındaki Şevval Sam da benzer bir açıklamada bulundu. İnsanı genç tutan şeylerin merak, heves ve neşe olduğunu söyledi:
“Hayattan çok büyük beklentileriniz olmazsa neşeniz gayet yüksek olur... Ben 40 küsur yaşımda İngilizce öğrendim. 45 yaşımda İspanyolca konuşmaya başladım. Şimdi Yunanca... Hevesim hâlâ var.”
Genç kalmak veya ihtiyarlamak...
Hangisini seçeceğimize bağlı biraz da...

Yazının Devamını Oku

Tuhaf tuhaf sorular

5 Haziran 2024
Hande Erçel ve Hakan Sabancı, Elle Style Awards törenine katıldı. Her ikisi de çok şıktı.

Hande Erçel simsiyah transparan bir elbise tercih etmişti. Hakan Sabancı’ysa onunla uyumlu olarak siyah gömlek, siyah pantolon, siyah ceket giymişti.

Onları çeken muhabirlerden biri Sabancı’ya ceket cebine iliştirdiği siyah gülün yas anlamına gelip gelmediğini sordu.

Sabancı “Yas olsa niye buraya geleyim, böyle soru sorarsan cevabında ne diyelim” diye çıkıştı.

Hande Erçel de ona destek verdi: “Ne kadar değişik bir soru...”

Hakikaten de tuhaf bir soru.

Adam, her ikisinin de simsiyah tarzını tamamlamak için zarif siyah bir gül kondurmuş kıyafetine.

Ne koyacaktı? Kaktüs mü?

Yazının Devamını Oku

Zeki Müren ve Âşık Veysel alev gibi

4 Haziran 2024
Ona “Cazın Prensesi” diyorlar. Akra Antalya’da düzenlenen Antalya Akra Caz Festivali kapsamında Türkiye’ye geldi. Aziza Mustafa Zadeh ile kulisinde tanışma fırsatı buldum. Su gibi, çok zarif bir kadın. Çocukluğundan beri Almanya’da yaşıyor ama Azeri kökenli olduğu için seyircisine Türkçe hitap edebiliyor. Bunlar üç kuşak yetenek. Anne-baba zaten müzisyen ama verdiği muhteşem konsere bir ara oğlu Ramiz Han da piyano çalarak dahil oldu. Bu özel sanatçıya gençliğimden beri hayranım, sonunda muradıma erdim...

Babanız ve anneniz de müzisyen. Müziğinizde nasıl etkileri oldu?

- Çok büyük. Küçükken babam çaldığı zaman (Vakıf Mustafa Zadeh, Azerbaycanlı besteci, piyanist, caz-muğam türünün kurucusu) o kadar etkilenirdim ki dayanamaz, ağlardım. İçinizden geçerdi o müzik. Annemin de (Eliza Mustafa Zadeh, ses sanatçısı. Birlikte Almanya’da yaşıyorlar) çok güzel bir sesi var. Çok zengin bir ton yelpazesine sahip. Sanki ben onların ikisini birleştirdim.

Konserde üçüncü kuşak yeteneğe de tanık olduk: Oğlunuz Ramiz Han piyanoda harikalar yarattı. O da mı müzisyen olmak istiyor?

- Umarım. Ama bu karar ona ait. İleride nasıl bir hayat sürmek istediğine kendi karar verecek. Göreceğiz. Ama asıl önemli olan sınırsız bir şekilde olabildiğince uzun çocukluğunu yaşayabilmesi.

  Benimki “Dance of Fire” (Ateş Dansı). Albümleriniz arasında sizin bir favoriniz var mı?

- O durum biraz karışık. Konserlerimizde sıklıkla “Dance of Fire”dan bölümler çalıyoruz ama daha yeni parçalarımız da var. Bunların bir kısmı da Ramiz’den çıktı. Daha 2-3 yaşlarındaydı; kendisi çalamıyordu ama bana melodiyi mırıldanıp “Anne bana bunu çalsana” diyordu. Şu sıralar tam bir Louis Armstrong hayranı.

Yazının Devamını Oku

Deha Bilimlier’in 90’lar çıkışı

31 Mayıs 2024
Yasemin İlan’ın YouTube programına katılan müzisyen Deha Bilimlier 90’lar pop müziğinin ruhsuz olduğunu söyledi:“90’lardan çok sıkıldım artık. Çok ayağa düştü. 90’lar partileri bilmem ne. Çok da kötüymüş yani. O yıllarda çıkan şarkılar nedir ya? O şarkıcılar kalmamış bile. Günümüze kaç kişi kaldı? Bir tanesinin bile konseri var mı? 8-9 kişi toplanıp tek konser yapıyorlar...”

Nasıl bir kafa yaşıyor bilmiyorum ama orada dur Bay Bilimlier.
90’lar demek Sezen her şeyden önce Aksu demektir. Ülkemize ilk Eurovision birinciliğini getiren öğrencisi Sertab demektir. Levent Yüksel demektir. Tarkan demektir yahu, Tarkan demektir!
Bak düşündükçe sinirleniyorum: Aylin Aslım, Özlem Tekin, Şebnem Ferah... Sibel Alaş, Emre Altuğ, Yaşar... Geçtim onları: Demet Akalın, Hande Yener demektir. Bunun Burak Kut’u, Emre Altuğ’u, Demet Sağıroğlu’su var. Ne bileyim, Gülşen’i, Mirkelam’ı, Fatih Erkoç’u, Göksel’i, İzel-Çelik-Ercan’ı var. İlhan İrem, Kenan Doğulu...
Saydıkça cinlerim tepeme çıkıyor: Serdar Ortaç demektir 90’lar. Leman Sam, Nazan Öncel, Mustafa Sandal, Emel Müftüoğlu, Kerim Tekin...
Var oğlu var: Nalan, Teoman, Rafet El Roman...
Kim bilir daha kimleri unutmuşumdur.
Çok sıkılmış Sayın Bilimlier.

Yazının Devamını Oku

Meral Güven’in yıldız haritası

29 Mayıs 2024
Önce haftalarca “Fener şampiyon olacak” diye tutturan astrolog Meral Güven sonra bu öngörüsü tutmayınca açtı sosyal medyada canlı yayını, kapağı açılmamış küfürlerle insanlara hakaretler etti. Halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek suçuyla da gözaltına alındı tabii. Bu arada adam yaralamak dahil, birçok başka vukuatı olduğu ortaya çıktı.

Gelin bu hanımın yıldız falına da biz bakalım. Ondan daha kötü öngörü yapamayız ne de olsa...
◊ Hanım hanım... Eline, beline, diline mukayet ol, bu aralar Merkür kodes evinde retro yapıyor, ben sana söyleyeyim, ne olur ne olmaz.
◊ Hanım hanım... Sana bir iş değişikliği görünüyor. Böyle yaptığın bir işle, iddia ettiğin bir şeyle haksız falan mı çıkmışsın ki, sanki bundan sonra pek kimse sektöründe seni kaale almayacak gibi.
◊ Hanım hanım... Senin geçmişinde tehdit, hakaret, kasten yaralama, uyuşturucu gibi mevzular oldu mu hiç? Bu konular tekrar gündeme gelebilir.
◊ Hanım hanım... Kim öğretti sana bu astrolojiyi. Kimseye kızma, git hocanı sorgula. Kendine faydan yok, elaleme ne bilgiçlik yapacan?

Küçük Emrah, Küçük Ceylan ve Küçük Aleyna

Eskiden Küçük Emrah’ımız vardı, Küçük Ceylan falan. Gümümüzde Aleyna Tilki var genç yaşta şöhret olan.

Yazının Devamını Oku

Kabinin sultanları

28 Mayıs 2024
Sosyal medya “Filenin Sultanları” olarak bilinen ve ülkemize sayısız gurur yaşatan Kadın Milli Voleybol Takımımızın ABD’deki 2024 Voleybol Kadınlar Milletler Ligi müsabakalarına ekonomi sınıfta uçarak gitmesini tartışıyor.

“Diğer yolculardan ne üstünlükleri var ki” diye düşünenlerin yanında, söz konusu bir erkek takımı olduğunda özel uçak kaldırılmasının ayrımcılık olduğunu savunanlar da var.
Ben de ikinci görüşten yanayım:
Ya hepsine özel uçak, ya hepsine ekonomi.
“Uçakla gidiyorlar işte, daha ne istiyorlar” diye yorum yapan var. El insaf. Yüzerek mi gideceklerdi Amerika’ya.
Bir de şunu hesap etmek lazım:
Bunların her biri 2 metrelik kadınlar.
Ekonomide kolları-bacakları uyuşarak 13 saat uyuyamadan seyahat ettiklerinde nasıl bir performans bekleyebiliriz ki millilerimizden?

Bülent Ersoy’un yastığı

Yazının Devamını Oku

Durun, siz kardeşsiniz!

24 Mayıs 2024
Türkiye’nin iki büyük şirketi Yemek Sepeti’nin kurucusu Nevzat Aydın ile Getir’in kurucusu Nazım Salur, sosyal medyada birbirlerine girdi.

Son dönemde ibrem Getir’den yana kaydı ama hem Getir’in hem de Yemek Sepeti’nin uzun yıllardır müşterisiyim.
Yemek Sepeti’yle ilgili özel bir durumum da var, ilk kurulduğunda Nevzat Aydın’la o küçücük ofisinde ilk röportajı yapan gazeteci de bendim.


“Vay be, ne güzel fikir, benim niye aklıma gelmedi ki” diye hayıflana hayıflana...
Sonra Yemek Sepeti aldı, yürüdü. Yeni merkezlerini son ziyaret ettiğimde o küçük ofis NASA gibi bir yere dönüşmüştü artık.
Türkiye’nin her yerindeki siparişleri dev ekranlardan anlık olarak takip edebiliyor, siparişlerin akışına göre hava durumunu bile tahmin edebiliyorlardı: Eve siparişler arttığına göre, filanca ilçede yağmur yağıyor olmalı...

Yazının Devamını Oku