Savaş Özbey

Atatürk aynı zamanda Türkiye’nin ilk stil ikonudur

30 Mayıs 2022
Kordonciyanlar, Atatürk’ün direktifiyle dört kuşağını smokin işine adamış bir aile. Aradan geçen zamanda Hollywood ünlülerinden Oscar’lara uzanan başarılara imza atıyorlar. Sadece üretimle kalmıyor; redingot nedir, fraktan ne farkı var, hangisi, ne zaman, nasıl giyilir; bu kültürün tanınması ve korunması için de çaba sarf ediyorlar. Bu haftaki konuğum Levon Kordonciyan’la eski İstanbul’u, önemli davetlerdeki giyim kurallarını ve günümüz stilini konuştuk.

Dört kuşaktır bu işle uğraşıyorsunuz... Aile kuralı mı, genetik mi?

- Sanırım genetik yetenek daha çok.

Atatürk, dedenizi eğitim alması için Paris’e göndermiş. Bu işin başkenti Londra mı, Paris mi?

- İlk kuşak dedemiz Levon Kordonciyan eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul’a dönmüş. Atatürk, kendi tasarladığı kıyafetleri dedemize diktirmeye başlamış. Kıyafet provalarını Pera Palas otelinde yaparmış. Ama şehir olarak erkek modası denince akla ilk Londra gelir. Paris daha çok kadın modasının başkentidir.

Dedeniz, Atatürk’ün kendisine verdiği hediyelerden en çok hangisini kullanırdı: Bambu baston mu, şapka mı?

- Dedemizden o kadar memnunmuş ki, o senelerde Kınalıada’daki evimizi de sık sık ziyaret ediyormuş. Kordonciyan Ailesi için büyük onur ve gurur kaynağıdır. Dedemiz, Atatürk’ün hediyelerinden şapkayı daha çok kullanırdı.

Yazının Devamını Oku

Sürdürülebilir değil, onarıcı tarım!

28 Mayıs 2022
“Anadolu Meraları” bir sosyal girişim. Doğaya ve özellikle toprağa yaptığımız tahribatı geri çevirmek için kurulmuş. Sürdürülebilirliğin ötesinde, yapılan bu büyük müdahaleyi onarmak gerektiğini savunuyorlar.

Tasting Alaçatı 2022 için Çeşme’deyim. Bu yıl dördüncüsü düzenlenen bu platform başta gastronomi olmak üzere alanında uzmanları bir araya getiriyor.
Buradaki işletmelerin ev sahipliğinde 3 gün boyunca tadımlar, konuşmalar, workshop’lar, sunumlar, müzik ve sanat etkinlikleri yapılıyor.
Bu sene için belirlenen tema Toprağı Koru...
Bu çerçevede Tasting Alaçatı’ya katılan ilginç birinden bahsetmek isterim: Yasemin Kireç.
“Anadolu Meraları” adında bir sosyal girişimin genel koordinatörü.
Sürdürülebilirlik kavramı var ya...
Hani sürdürülebilir büyüme, sürdürülebilir turizm, sürdürülebilir tarım... Bu ekip bunun bu üst aşamasından bahsediyor: Onarıcı tarım. Şöyle açıklıyorlar yaptıkları işi ve felsefesini:

Yazının Devamını Oku

Bodrum 2022! Bilmek isteyebileceğiniz 22 yeni şey

28 Mayıs 2022
Öncelikle her şey pahalı. Ama pahalı derken çok pahalı! Öyle ki orta sınıfın Bodrum’da tatil yapması için artık kredi çekmekten başka şansı yok. Havaalanından Torba’ya gitmek bile 320 lira, Yalıkavak’a giderseniz 500 liraya çıkıyor. Ha paranız çok boldur ya da sadece merak ediyorsunuzdur, buyurun bu yaza dair Bodrum notlarım...

Alameti farikası taş ev

YALIKAVAK’TA BİR YAŞAM ALANI

1 - Ruins Beach sezonun konuşulan/buluşulan yerlerinden biri olacak. Aynı anda beach, havuz, parti, davet ve sanat alanı. Alameti farikası içinde sanat galerisi de olan eski taş ev. Ortaköy’deki Esma Sultan Yalısı’nı andırıyor.

Kum üstünde masalar...

KUMBAHÇE’DE BİR LÜBNANLI

2 - Lizaz, Bodrum’da yaz-kış yaşayanların bu seneki favorisi. Fwaki, musahhan, etli shawarma gibi lezzetler 60 ila 120 lira, 450 gram steak 450 lira. Mutlaka rezervasyon yapın. Becerebiliyorsanız kum üzerinde Bodrum Kalesi’ne karşı masa isteyin.

Yazının Devamını Oku

Bana Instagram’ını göster, sana kim olmak istediğini söyleyeyim

27 Mayıs 2022
Emre Aydın’ın business bilet paylaşma çıkışı doğru, haklı, son derece yerinde ama... Gecikmiş, karşı devrimci ve biraz yukarıdan bakan bir tavır. Bırakın bari insanlar hiç olmazsa sanal ortamda eşitlensinler.

Şarkıcı Emre Aydın’ın Instagram hakkında yaptığı bir tespit çok konuşuldu.
Şöyle diyor Aydın:
“Business uçak biletini göstermek için bin bir çabayla çektiğiniz Instagram fotoğrafları sizin zengin olduğunuzu değil, bunun nadiren yaşadığınız bir durum olduğunu, bileti muhtemelen başkasına aldırdığınızı, sonradan görme veya görgüsüz falan olduğunuzu gösteriyor. Bilginiz olsun.”
Doğru ama biraz gecikmiş, bence pek de haber değeri olmayan bir tespit. Niye bu kadar ilgi gördü çok anlamadım açıkçası.
Gelin, tarihçesinden başlayalım.
İlk Instagram fotoğrafı 16 Temmuz 2010’da paylaşıldı. Uygulamanın geliştiricilerinden Mike Krieger tarafından. Miami’deki South Beach Limanı’nın bir fotoğrafıydı.
Selfie falan değil, manzara fotoğrafı yani.

Yazının Devamını Oku

Açıkhava tımarhanesinde bugün

25 Mayıs 2022
Sadece Türkiye’de değil, Erkan Petekkaya vakasında olduğu gibi yurtdışı destinasyonlarda da gerçekleşebiliyor. Belediye başkanı, şarkıcı, aktör, profesör, ne arasan var. Toplaşın hele, her şey deli deli.

Petekkaya’nın ilginç kapkaç hikâyesi

Yer Fransa, Cannes. Film festivali var. “Her Şeye Rağmen” filminin dünya prömiyeri için Erkan Petekkaya da Cannes’da.
Restoranda yönetmen falan oturuyorlar. Herkes oteline dağılmak istiyor, Erkan Petekkaya devam etmek istiyor.
“Biz de kalalım” diyorlar, “Yok benim ne kadar süreceği belli olmaz” diyor, diğerlerini yolluyor.
Restoranda bir süre daha oturuyor. Artık ne kadar onu bilmiyoruz.
Ha onu unuttum:
Cannes’da bir de Fransız bir kapkaççı var. Çocuk.

Yazının Devamını Oku

Gülbin Tosun’un insana hissettirdikleri

24 Mayıs 2022
Fox spikeri, köpeklerden kaçarken hayatını kaybeden küçük Mahra’nın annesiyle polemiğe girdi, kadıncağıza “Senin peşinden yarın geliyorum. Arsız, sefil!” diyerek hakaret etti. Ne oldu şimdi bu, hayvan sevgisi mi?

Ben bir hayvan severim. Hele hele köpeklere... Hiç dayanamıyorum.
Aç bırakıldıklarında, otomobile bağlanıp çekildiklerinde, dövülüp eziyet edildiğinde, sadistçe patileri-kuyrukları kesildiğinde, yavrularıyla birlikte zehirlendiklerinde...
İçim yanıyor.
Dilleri olup konuşabilseler... “Durduk yere kötülük yapabilen şeytani yaratıklar” diye bahsederlerdi bizden. Benim gibi düşünenlerle alay etmek için isim takmışlar. “İtperest” diyorlar bize. Ama ben insanları da seviyorum. Hele hele çocuklara...
Hiç dayanamıyorum.
Antalya’da 9 yaşındaki Mahra Melin Pınar başıboş hayvanlardan kaçarken kamyonun altında kaldığında, bacağı kesildiğinde, 23 gün can çekişip sonunda hayatını kaybettiğinde de...
İçim yanıyor.

Yazının Devamını Oku

Denedik olmadı denemeseydik de olmazdı...

23 Mayıs 2022
İkilemli soruların bu haftaki konuğu “Yanımdadır” klibi yayına giren Sinan Akçıl. Anne, baba, kız kardeş... Maaile müziğe olan ilgilerini, yeni yaşının getirdiklerini, sahne önünü-arkasını, konser öncesini-sonrasını konuştuk: “Konserimden önceyse Alaçatı’yı tercih ederim. Konser çıkışıysa Gümüşlük sakinliği ve sohbeti...”

Cuma günü 40 yaşına girdin. Boğa erkeği... En çok nesinden çektin: İnatçılığı mı, zaman zaman kibirli görünmesi mi?

- 39’a girdim ben ya! Ama olsun, aynı şey... (Gülüyor) Boğa burcunun inatçılığından hayatım boyunca çok çektiğim doğru. İnsanların kibirli zannetmesinden de çektim. Ama ta ki beni tanıyıp kibrin k’si olmadığını görene kadar... Bir boğa erkeği egolarını kenara bıraktığı anda, karşısındakini dünyanın en mutlu insanı yapmaya programlıdır.

Peki 20’ler mi daha iyiydi, 30’lar mı?

- 20’lerdeki koşulsuz ve sonsuz müzik tutkumu ve çalışkanlığımı özlüyorum tabii. Sonra hemen bundan vazgeçip 30’lardaki kararlığımı sevdiğimi anlıyorum. Sonra da düşünüyorum keşke her yaşta bu duygulardan bir parçası bizimle kalsa ama      zor.

Baban Saim Akçıl, kardeşin İdil Akçıl da müzisyen. Kaderin cilvesi mi, genlerde mi var?

- Kaderin cilvesi değil. Babamdan ve pek bilinmese de mükemmel bir kulağa ve klasik müzik arşivine sahip annemden en büyük miras, genetik. Kaderim, olması gerekendi. Annemin dediği gibi: Beşiğim müziktendi benim.

Yazının Devamını Oku

İrem Derici’ye hezeyan analizi

21 Mayıs 2022
İrem şundan emin olabilir: Cem kendisiyle beraberken fenomenle, şununla bununla bir yazışıyorsa, şu anda üç yazışıyor. Hakaretlere cevap vermemesi de “yakışıklı/çapkın ama efendi” imajı çizmesine yarıyor.

İrem Derici, aldatılmış olmanın haklı hezeyanıyla “Çeyrek popçu” diyor, “İblis” diyor Cem Belevi için. En son “Çöp” dedi...
Hezeyanı haklı olabilir ama kendini hukuken zora sokma riski taşıdığının farkında mı ki acaba?
Çat diye bir hakaret davası, pat diye hakkında konuşmama kararıyla falan karşılaşırsa pek şaşırtıcı olmaz.
Bana kalırsa Cem Belevi’yi özel görüşmelerini ifşa etmekle tehdit etmesi de hataydı zaten.
Tamam, hezeyanında haklı ama bu konulara biraz dikkat etmesinde fayda var.
Diğer taraftan bakıldığında da hezeyanında haksız.
Çünkü Cem Belevi’yi ESE-DER’den (Eşine Sadık Erkekler Derneği) falan da bulmadı. Zaten daha önce yine bir flört yaşamışlar, yine aldatma nedeniyle ayrılmışlardı.

Yazının Devamını Oku