Paylaş
İrem Derici, aldatılmış olmanın haklı hezeyanıyla “Çeyrek popçu” diyor, “İblis” diyor Cem Belevi için. En son “Çöp” dedi...
Hezeyanı haklı olabilir ama kendini hukuken zora sokma riski taşıdığının farkında mı ki acaba?
Çat diye bir hakaret davası, pat diye hakkında konuşmama kararıyla falan karşılaşırsa pek şaşırtıcı olmaz.
Bana kalırsa Cem Belevi’yi özel görüşmelerini ifşa etmekle tehdit etmesi de hataydı zaten.
Tamam, hezeyanında haklı ama bu konulara biraz dikkat etmesinde fayda var.
Diğer taraftan bakıldığında da hezeyanında haksız.
Çünkü Cem Belevi’yi ESE-DER’den (Eşine Sadık Erkekler Derneği) falan da bulmadı. Zaten daha önce yine bir flört yaşamışlar, yine aldatma nedeniyle ayrılmışlardı.
Yani kumaş belli, zemin kaygan.
E kendi düşen de bu kadar ağlamamalı.
Beklenen olmuş biraz.
Bütün bu hezeyanlarıyla Cem’in ekmeğine yağ sürmesi de cabası tabii.
Adam, birlikte oldukları zamankinden bile daha popüler şu anda.
Baksanıza: Daha önce konserlerinin haber değeri yokken, Gaziantep’te söylediği “Yaramızda Kalsın” şarkısı “Cem Belevi gönderme yaptı” diye haber oluyor artık.
Hakaretlere cevap vermemesi de “yakışıklı/çapkın ama efendi” imajı çizmesine yarıyor.
İrem şundan emin olabilir: Cem kendisiyle beraberken fenomenle, şununla bununla bir yazışıyorsa, şu anda üç yazışıyor.
Sürekli görüntülü aramak
Esra Değirmencioğlu, katıldığı “Normalleştiremediklerimizden misiniz?” programında sürekli görüntülü aramayı normal bulmadığını, bunun ilişkide güvensizlik olduğunu söyledi. O kadar haklı ki...
* Karşı tarafı sürekli görüntülü aramak: Alttan alta “Neredesin” diye sormaktır aslında.
* Sürekli görüntülü aramak: “Falanca yerdeyim diyorsun ama doğru mu bakalım” demektir.
* Sürekli görüntülü aramak: “Filancayla olduğunu söylüyorsun, acaba yanında kim var” diye merak etmektir.
* Sürekli görüntülü aramak: İlle de paranoyak olduğunuz anlamına gelmez tabii, kabahat arattıranda da olabilir.
Demet Özdemir’in başarısı evliliği açısından bir risk mi?
Oyuncu Okan Karacan, Demet Özdemir-Oğuzhan Koç ilişkisi hakkında bir şey söyledi “2. Sayfa”da:
“Kadın-erkek ilişkisinde denge şart. Demet çok başarılı. Evde bir dönecek, gitarıyla Oğuzhan yani. Bunlara hazırlar mı?” Aslında davul bile dengi dengine demeye getiriyor. Sadece parada değil, başarıda da tarafların birbirine yakın olmasından dem vuruyor.
Hem haklı hem haksız...
Haklı çünkü Oğuzhan Koç ne yakışıklılıkta, ne popülaritede, ne parada bir Can Yaman değil.
Diğer yandan da Karacan haksız, çünkü aşk denilen şey tam da bu farklılıkları görünmez kılmak, sıfırlamak, eşitlemek için var.
Demet Özdemir bu ilişki için çok şeyi göze aldı ve katlandı.
Önce saklamak için aylarca çaba sarf etti, Koç’un eski sevgilisi Yağmur Tanrısevsin’i gözden çıkarmak zorunda kaldı.
Aldatma suçlamasına maruz kaldı.
Oğuzhan’la ayrıldı ama aradaki sorunları aşmak için uğraştı ve üstesinden geldi. İkilinin zorlukları aşma inadını hafife alıyor.
Bu da haksız olduğu nokta.
Kurukafalardan buğday tasarımı
The Economist dergisi, gıda krizine vurgu yapmak için etkileyici bir kapak tasarımı yapmış.
Ricardo Ray imzalı “Yaklaşan Gıda Felaketi” başlıklı kapakta, buğday başakları var ama dikkatli bakıldığında tanelerin her birinin kurukafa olduğunu görüyorsunuz. Haberin içeriğinde Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonucu dünyanın tahıl ambarı olan bu bölgede üretim yapılamamasına ve bir başka büyük üretici Hindistan’ın kuraklık nedeniyle ülkede kıtlık yaşanmaması için buğday ihracatını yasaklamasına dikkat çekiliyor.
Bayılıyorum böyle yaratıcı kapaklara.
Vermek istediği mesajı insanın direkt bilinçaltına çakıyor...
Zafer Algöz olayından öğrendiğim 3 şey
*İzmir boyozu bundan sonra bir “komedi değerlendirme ölçüsü” olarak kullanılabilir: “Stand up’a gittik abi çok komikti, en az üç fırın boyoz...”
*Zafer Algöz çok iyi bir oyuncudur, değerli bir sanatçıdır ama bunu hazmedebilmiş, kibar, ölçülü ya da centilmen biri değil sanki.
* Bir şeyin komik olup olmaması kişiye göre değişir, ölçülmesi zordur ama IMDb puanı gibi somut veriler de vardır:
Biri 9.0, boyozlu olanı: 7.0...
Paylaş