Paylaş
Tasting Alaçatı 2022 için Çeşme’deyim. Bu yıl dördüncüsü düzenlenen bu platform başta gastronomi olmak üzere alanında uzmanları bir araya getiriyor.
Buradaki işletmelerin ev sahipliğinde 3 gün boyunca tadımlar, konuşmalar, workshop’lar, sunumlar, müzik ve sanat etkinlikleri yapılıyor.
Bu sene için belirlenen tema Toprağı Koru...
Bu çerçevede Tasting Alaçatı’ya katılan ilginç birinden bahsetmek isterim: Yasemin Kireç.
“Anadolu Meraları” adında bir sosyal girişimin genel koordinatörü.
Sürdürülebilirlik kavramı var ya...
Hani sürdürülebilir büyüme, sürdürülebilir turizm, sürdürülebilir tarım... Bu ekip bunun bu üst aşamasından bahsediyor: Onarıcı tarım. Şöyle açıklıyorlar yaptıkları işi ve felsefesini:
“Tarım, aslında insanın doğaya en büyük müdahalesi. Sürdürülebilirliğin ötesinde, yapılan bu büyük müdahaleyi onarmak gerekiyor. Eğer tarım tekniklerimizi değiştirebilirsek, toprağı onarıp doğanın eski haline dönmesini sağlayabiliriz.”
Yani bir taraftan tarım yaparken bir taraftan da toprağın kendini yenileyebilmesine imkân tanımak...
Bunun için öncelikle yerel üreticilerle işbirliği yapıyorlar.
Mesela Konya’da 100 dönüm arazi üzerinde devam eden “Lays Yenileyici Tarım Projesi”.
Oradaki patates üretiminin toprak üzerindeki yükünü azaltmaya çalışıyorlar. Bunun için yeşil gübreleme, uğurböceği, arı gibi yararlı böceklerden yararlanma, birbirini destekleyen yeni bitkiler dikip biyoçeşitliliği artırma gibi teknikler geliştiriyorlar. Bunları da üreticilerle paylaşıyorlar.
Yasemin, Türkiye’nin mera zengini olduğunu ama yanlış kullanımdan dolayı artık birçoğunda bitki kalmadığını anlatıyor.
Aşırı otlatmaya karşı, bitkilerin kendilerini toparlayabilmesi için bütüncül otlatma planları çıkarıp bunu yerel besicilere sunuyorlar.
Genç, yaptığı işten çok heyecan duyan ve bunu şevkle anlatan bir kadın. Zaten Tasting Alaçatı kapsamında bugün Alavya Otel’de bir konuşma da yapacak.
Tehlikeli ikili
Safiye Soyman’ın “Erkek hissettirmeden aldatabilir” açıklamasının ardından bir soğuk duş da hayat arkadaşı Faik Öztürk’ten geldi.
Öztürk, konserine gittiği Ajda Pekkan için “SSK’dan silmişler, çünkü 75 yaşında” esprisi yapmış gazetecilere.
Evden çalışıp mı çıkıyorlar, onu anlamıyorum.
Dedim olamaz...
Milli voleybolcu Ebrar Karakurt katıldığı “N’oluyo ya” programında ayakkabı numarasını açıkladı: 47!
Tamam, 1.96 boyunda. Kimse 38 numara giymesini beklemez ama bu kadarını da tahmin etmezdim.
“Dedim olabilir” diye bir lafı var ya... Dedim olamaz!
İki önemli tıp dersi
*Billur Kalkavan’dan müspet ilim 101:
Kanser tedavisi gören güzel oyuncu, destek mesajları için teşekkür etti ve bir ricada bulundu: “Bana lütfen doktor, ilaç, bitki vs. tavsiyeleri göndermeyin. Burada aldığım en ileri teknoloji tedavi yöntemleriyle devam edeceğim. Yolladığınız hiçbir şeye de itibar etmem.” Oh ya... Tıp dışı konuşanların sesi o kadar gür çıkıyor ki, böyle aklı başında insanlar olduğunu bile unutmuşuz...
Acil şifalar diliyorum.
*◊ Fulya Zenginer’den etik 101:
“Küçük Kadınlar”ın Yeliz’i doğum yaptıktan sonra oğluyla paylaşım yaptı, “Hastanenizden memnun musunuz?” diye soran takipçisine sert çıktı: “Bunun işbirliği, sponsoru olmaz. Bence bu tip işbirlikleri etik değil. Yine belirteyim, öyle bir durum yok.”
Oh ya... Estetik ameliyatını bile canlı yayınlayanların yanında öyle özlemişiz ki bu klas hareketleri...
Allah analı-babalı büyütsün.
Sen ne güzel bir insansın...
Sokak hayvanları için düzenlenen yardım kampanyasında tezgâh açıp giysilerini satan Oryantal Didem... Cihangir’de tezgâh başında görüntülenmiş.
Pahalıya aldığı ama kullanmadığı kıyafetlerini gelirini bağışlamak üzere 50-100 lira gibi fiyata satıyormuş.
Paylaş