Gülbin Tosun’un insana hissettirdikleri

Ben bir hayvan severim. Hele hele köpeklere... Hiç dayanamıyorum.
Aç bırakıldıklarında, otomobile bağlanıp çekildiklerinde, dövülüp eziyet edildiğinde, sadistçe patileri-kuyrukları kesildiğinde, yavrularıyla birlikte zehirlendiklerinde...
İçim yanıyor.
Dilleri olup konuşabilseler... “Durduk yere kötülük yapabilen şeytani yaratıklar” diye bahsederlerdi bizden. Benim gibi düşünenlerle alay etmek için isim takmışlar. “İtperest” diyorlar bize. Ama ben insanları da seviyorum. Hele hele çocuklara...
Hiç dayanamıyorum.
Antalya’da 9 yaşındaki Mahra Melin Pınar başıboş hayvanlardan kaçarken kamyonun altında kaldığında, bacağı kesildiğinde, 23 gün can çekişip sonunda hayatını kaybettiğinde de...
İçim yanıyor.
Acılı anne-babaya Allah sabır versin, böyle büyük bir felaketle nasıl baş edilir, aklım hayalim almıyor.
Üstelik rahmetli yavrucak ve ailesi de hayvan severmiş. Kucağında oynaşırken, kedilerle birlikte uyurken falan fotoğrafları var kuzucuğun.
Bu işin tek bir çözümü var:
Hepsinin kısırlaştırılıp, başta tehlike yaratan hayvanlar olmak üzere, güvenli alanlara alınması.
Fox spikeri Gülbin Tosun, sosyal medyada Mahra’nın acılı annesiyle polemiğe girdi, kadıncağıza “Senin peşinden yarın geliyorum. Arsız, sefil!” diyerek hakaret etti.
Ne oldu şimdi bu?
Hayvan sevgisi mi? Acı yarıştırmak da neyin nesi?
Hem köpekler için üzülüp hem de çocuğunu kaybetmiş anneyle empati kurabilmek bu kadar mı zor?
İnsanın vicdanı, iyi kalpliliği sadece tek bir tarafa ipotekli olabilir mi?
Konu her ne olursa olsun, evladından olmuş birine yazılacak, söylenecek şey mi bu?
Hakaret ne demek? Tehdit ne demek? Çok üzüldüm, çok utandım.
Pek çok insan da benim gibi hissediyor olmalı ki sosyal medyada tepki çığ gibi büyüdü. İş Gülbin Tosun’un istifasını istemeye kadar vardı.
Meslektaşımsa bir durup düşünmek, yaptığı hatayı kavramak, telafi etmeye çalışmak yerine...
Nobranlığını sürdürdü:
“İşte ne kadar organize ve kötü amaçlı olduklarının kanıtı! Ne istifası? Hafta sonu gümbür gümbür yayındayım inşallah” yazdı. Sonuna da gülücük koydu.
Yapma ya Gülbin.
Hepimiz mi organizeyiz? Hepimiz mi kötü amaçlıyız?
Her iki durum için de üzülebilecek insanlar olabileceği ihtimali hiç mi aklına gelmiyor?

Gülşen üzerinden samimiyet testi

Derya Tuna ve ardından Safiye Soyman aldatmayla ilgili arka arkaya tuhaf açıklamalar yaptılar.
Biri dedi ki: “Çapkınlıkta erkeklerin suçu yok bence.”
Diğeri dedi ki: “Her erkek yapar, bana hissettirmiyorsa aldatsın...”
İkisine de söyleyecek sözüm yok. Kendilerine biçtikleri değerle alakalı olsa gerek.
Ama başka iki kişiye sözüm var:
Işın Karaca ile Demet Akalın.
Her ikisi de kız annesi. Ve kızları Gülşen’in dekoltesini soruyormuş güya.
Yani çocuklarının ahlakı için karşı çıkıyorlarmış Gülşen’in sahne kıyafetlerine.
Peki Derya Hanım’ın, Safiye Hanım’ın açıklamalarında niye suspus kalıyorlar?
Mesela erkeğin aldatabileceği...
Göstermeden yapabileceği... Asıl suçlunun kadınlar olduğu gibi mevzular...
Bu çocuklara kötü örnek olmuyor mu?
İlişkiler konusunda, mutlu birliktelik, sadakat, dürüstlük gibi konularda...
Kafalarını karıştırmıyor mu?
Söz konusu Gülşen olduğunda esip gürleyenler...
Şimdi çıkıp “Yahu siz neler söylüyorsunuz, ben bunu kızıma izah edemiyorum” diye...
Niye iki laf etmiyorlar?

Aşk koca bir yalan mı?

Ajda Pekkan, Bursa konserinde şöyle dedi seyircilerine:
“Aşk koca bir yalan, sakın inanmayın aşka falan. Eğer kendinizi seviyorsanız aşk odur işte.”
Aşk koca bir yalan mı, bilmiyorum. Ama Ajda Pekkan söylüyorsa, tıpkı şarkıdaki gibi: Aşk eski bir yalan, orası kesin.

En acemisinden 2 futbol yorumu

* Zaten küme düşecek olan Göztepe’ye 5 gol atan Adana Demirsporlu Mario Balotelli...
Madem rakip takım her hâlükârda eleniyor, o kadar gole gerek var mıydı? İzzetüikbal ile çekilmesine de müsaade etmek lazım bence. Ama o ne biçim şaşırtmalı çalım ve sonundaki goldü öyle yahu...
*Attığı 2 golle Manchester City’nin Livepool’u 1 puan geçmesini ve Premier Lig şampiyonu olmasını sağlayan İlkay Gündoğan...
Tek tabanca tarihin akışını değiştirmek diye buna derim işte.