Savaş Özbey

Baba sevgi bekliyor çocuk hayallerine destek

20 Haziran 2021
“Erkeklik krizi” nedeniyle günümüzün baba-çocuk ilişkisi psikolojinin en alengirli alanlarından biri. Lipton tarafından 300 yetişkin ve 300 gençle görüşülerek bir araştırma yapıldı. Sonuçlar, bu özel günde telefona sarılmamızı gerektiren çarpıcı mesajlar içeriyor.

◊ Babaların çocuklarından sevgi beklentisi daha fazla. Çocuklarınsa yüzde 78’i babalarının hayallerini desteklemesini bekliyor.
◊ Görüşülen çocukların neredeyse yarısı, hayallerinden babalarının bihaber olduğunu ifade ediyor.
◊ Babaların yüzde 87’si çocuğuyla daha açık bir iletişim kurmak istediğini söylerken, bu oran çocuklarda yüzde 78.
◊ Benzer şekilde yüzde 73’lük bir kesim babalarının onları değiştirmeye çalışmak yerine onlardaki olumlu özellikleri görmesini istiyor.
◊ Babaların yarısından fazlası çocuklarının kullandıkları kelimeleri, konuştukları şeyleri anlamıyor, yabancı hissediyor.
◊ Babaların yüzde 80’i konuşmadan bakışarak bile anlaşabileceklerini düşünürken, çocukların yüzde 41’i buna katılmıyor.
◊ Babaların yüzde 88’i “Çocukların anneyle iletişimi daha iyi”, yüzde 70’i “En son babalar duyar” diyor.

Yazının Devamını Oku

Çeşme’den Kuruçeşme’ye...

19 Haziran 2021
İstanbul mekânlarının güneyde yazlık açmasına alışkındık. Nadiren güneyli markalar da İstanbul’da kışlık açıyordu. Fakat Korto’nun bu mevsimde Alaçatı’dan gelip İstanbul’da yer açması bir ilk. Nasıl bir yer mi? Anlatayım...

Saat 19.00. Kuruçeşme’de geçen hafta açılan Korto’nun püfür püfür terası çoktan dolmuş. Çoğunluk boydan boya Boğaz’a ve Kuleli’ye bakan barın önünde. Barın gerisinde kalan masalarda da insanlar var.

Ama personeli saymazsak neredeyse herkes kadın. Gülen kadın, onu süzen kadın, konuşan kadın... Tek başına kokteyl içen kadın, uzaklara dalan kadın... Güzel kadın, daha güzel kadın, çok bakımlı kadın... Ebru Akel, Pınar Hotiç, Milka Karaağaçlı İnce, Çiğdem Kayalı. Belki aralara tek tük bir Erdem Yener, bir de Şükrü Özyıldız. İşletmeci Berti Palambo’ya bunun sebebini soruyorum. “Benden çok, ortağım Seda Vardar’ın arkadaşları ve çevresi. Sevdiler burayı” diyor. Çoğunlukla Bebek, İstinye, Ulus, Yeniköy ahalisi. Turist hiç yok.

SOHBET DE MÜMKÜN AYAKTA SALLANMAK DA

Mekân üç katlı. Girişte çok şirin, çinili bir bahçe ve konser alanı var. Daha çok 25-35 yaş grubuna hitap ediyor. Zaten belli bir saatten sonra onların müzikleri ayrılıyor, daha elektroniğe dönüyor. 250 kişilik konser alanı şu anda kapalı. Bir aksilik olmaz da kışın devam ederlerse canlı performanslar olacak. Ara kat Civarda adında yeni bir modern meyhane.

ASIL KORTO, ÜÇÜNCÜ KATTAKİ AÇILIR-KAPANIR TERAS. BURASI ESKİ LA MANCHA.

O hali biraz koyu ve karanlıktı. Şimdi duvarlar beyaza boyanmış, beyaz avizeler, beyaz masa-sandalyeler, muz ağaçları gelmiş; ferah, havadar, yazlık bir yer olmuş.

Yazının Devamını Oku

Rol çalma Kıraç konumuz milli takım

18 Haziran 2021
Milli takım için yaptığı marş beğenilmeyen Kıraç, takımın Galler yenilgisinden sonra “Özür diliyorum! Milli takımın başarısızlığından tamamen ben sorumluyum” açıklamasını yaptı. Kıraç sizce ne demek istiyor olabilir...

Milli takım için hazırladığı “Haydi” isimli marş beğenilmeyince Kıraç küplere bindi.
“Olmayan ne? Müziği mi? Asker mi? Mehmet mi? Bayrak mı? Nedir gerçekten olmayan?” diye sordu sosyal medyadan.
Bir kuruş bile almadan, iyi niyetle yaptığı çalışmanın bu kadar sert eleştirilmesine içerlemekte kendince haklı olabilir Kıraç.
Ama beğenmeyenler de haklı.
Mesela ben de ne sözlerini, ne bestesini ne de klibini sevebildim “Haydi”nin. Lafzi kadar, ruhu da aykırı geldi bana.
Asker göndermeleri falan...
Savaşa mı gidiyoruz, spor karşılaşmasına mı?

Yazının Devamını Oku

Heykellerini dikmeyelim de...

16 Haziran 2021
Küresel felakete karşı gururumuz iki kişi sayesinde daha da büyük: Özlem Türeci ve eşi Uğur Şahin. Günlük 1 milyon aşılama sayılarına yaklaştıysak onların sayesinde. Keşke bir üniversiteye ya da en azından bir tıp fakültesine isimlerini versek...

Bugün ikinci doz BionTech aşımı vurulacağım.
İlk aşı, akşamında hafif sersemlik, sabahında da hafif kol ağrısı yapmıştı.
İkinci dozun biraz daha sert geçeceğini söylüyor olanlar. Grip gibi oluyormuş.
O kadarına can feda.
Yeter ki korona olmayayım. Daha mühimi, başkasına bulaştırmayayım.
Yaşadığımız kapkaranlık aylardan sonra haberler öyle aydınlık ki...
Aşılamada rekor üstüne rekor kırıyoruz. Bu gidişle çok yakında salgının da belini kıracağız. Bütün dünyayı titreten bu felakete karşı, başka ülkelerle kıyasladığımızda...

Yazının Devamını Oku

Öldürdüğü kadının telif hakları peşinde

15 Haziran 2021
Özgecan Aslan, Emine Bulut, Pınar Gültekin, Aleyna Çakır gibi “kadına şiddet” haberleriyle hafızalarımıza kazınan mağdurelerin belki de ilk “popüler” ismi Bergen. Hayatının film olmasına karar verildi. Katil kocası, 30 sene sonra telif hakkının kimde olduğuna dair ahkâm kesiyor.

O dönemin popu, arabesk müzik yapıyordu. “Şikâyetim Var” albümüyle 1982’de meşhur oldu, büyük başarı.

Daha 22 yaşındaydı. Yani bizim Aleyna Tilki kadar henüz ya var, ya yok o zamanlar...

Ama tadını süremedi.

O meşhur olduğu yıl iki gözünü birden kaybetti.

Halbuki ne güzel kızdı, kalem kaş-badem göz...

Gözlerini kaybetmesinin nedeni kocasıydı. Sahnedeyken, yüzüne kezzap attı. Teslim olmadı, kaçtı.

Doktorlar Bergen’in sol gözünü kurtardılar. Ama sağ gözü bir daha açılmadı.

Yazının Devamını Oku

Öğrenilmiş çaresizlik gibi öğrenilmiş Demir Lady...

14 Haziran 2021
“Bana, unutmayın ki hiçbir şey olmaz” vecizesi popüler kültürde öyle yer etti ki en sonunda NFT’de satışa çıkardı. Kalenin dışarıdan görünüşü böyle: Yıkılmaz surlar... Ama ikilemli sorularla “içeriden” bildirmesini isteyince başka şeyler anlattı Gülben Ergen: “Bir başıma ağlarım ben. Acımı kendim yaşar, örterim nedense... Öğrenilmiş Demir Lady duruşu.”

◊ Ekran mı, sahne mi?
- Ayıramam. İkisinin zevkleri, ulaştığı hedef kitleler çok farklı. Sahne aldığınız yerde yüzler binler olur ama TRT ekranına çıkarsınız en ücra köylere dokunursunuz.
◊ Kariyerinizde hangisi daha önemlidir: Kelebek’in düzenlediği “Sinema Yıldızı” yarışmasında ikincilik mi, yine Altın Kelebek’te “Dadı” ile en iyi kadın oyuncu ödülü kazanmanız mı?
- “Dadı” meslek hayatımın dönüm noktalarından biri. Seneler geçmesine rağmen unutulmayan bir ekran klasiği. Yarışmaysa ilk yıllarım, ilk adımlarım.
◊ 25 Ağustos, Başak kadını... Nesi daha zor: Aşırı titizlik mi fazla sorumluluk mu?
- Detaycılık ve titizlik. Ve bitmeyen bir otokontrol sistemi. Ömür törpüsü.

Yazının Devamını Oku

Başkent’in “lezzeti” İstanbul’a düşer mi?

13 Haziran 2021
Ankara’da belediyenin girişimiyle “Lezzet Ankara” uygulaması başlatıldı. Esnaftan 0 komisyon alarak üreticiyle tüketiciyi buluşturmayı amaçlıyor. Bir yanıyla şahane: Böylece rekabet oluşacak, belki bu sayede Yemeksepeti de aynı hizmeti daha ucuza vermenin yollarını arayacak. Ama bir yanıyla...

Yıllar yıllar önce, minicik bir ofis. Yemeksepeti’nin şimdiki CEO’su Nevzat Aydın, o zamanlar “genç girişimci”. Yemeksepeti’nin ilk röportajı için çok heyecanlı.
Sanıyorum benim gibi, Nevzat Aydın’ın da işin bir gün bu kadar büyüyüp bugünkü gibi bir deve dönüşeceğinden haberi yok...
Uygulamayı yıllardır kullanıyorum. Çok da memnunum. Özellikle geri dönüş sisteminden.
Bir sorun yaşadığınız anda karşınızda hemen bir muhatap bulabiliyorsunuz.
Hatta “Siparişiniz yolda” falan diyen kişi, sırf bizi oyalamak için oraya konulmuş bir robot mu diye merak ettim bir gün, yazdım.
Kanlı canlı, gerçek insan cevap verdi “Yok efendim, ben robot değilim” diye.
Birkaç yıl önce yeni merkezlerini ziyaret etmiştim.

Yazının Devamını Oku

Dişi enerjisine alışık mısınız?

11 Haziran 2021
Yeni albüm çıkaran Gökhan Türkmen, etrafındaki dişi enerjisinin üretkenliğini nasıl artırdığını anlatmış. Çok da güzel ifade etmiş. Ama gel de bunu bizim “dişi”lere anlat...

7 şarkılık yeni albümü “7” için Sinem Vural’a konuşan Gökhan Türkmen, “dişi enerjisi”ne alışık olduğunu açıkladı:
“Evlenmeden önce de ablam ve annemle yaşadığım için dişi enerjisine hep alışkınım. Eşim ve kızlarım vizyonumu genişletiyor, farkındalığımı artırıyor. Çok şey öğreniyorum eşim ve çocuklarımızdan.”
Gökhan Türkmen’in bahsettiği bu “dişi enerji” konusu mühim.
Biraz açmak lazım.
Ben de son birkaç gündür Bodrum’da böyle bir “dişi enerji”nin tam ortasındayım.
Misafiri olduğum kadın arkadaşım, annesiyle çok içli dışlı yaşıyor. İki kadının hakimiyetini evde sürekli hissediyorsunuz.
İki kadının sistem kurduğu bir yerde sizin hanenize sadece beceriksizlik, sakarlık, işgüzarlık düşüyor.

Yazının Devamını Oku