Baba sevgi bekliyor çocuk hayallerine destek

◊ Babaların çocuklarından sevgi beklentisi daha fazla. Çocuklarınsa yüzde 78’i babalarının hayallerini desteklemesini bekliyor.
◊ Görüşülen çocukların neredeyse yarısı, hayallerinden babalarının bihaber olduğunu ifade ediyor.
◊ Babaların yüzde 87’si çocuğuyla daha açık bir iletişim kurmak istediğini söylerken, bu oran çocuklarda yüzde 78.
◊ Benzer şekilde yüzde 73’lük bir kesim babalarının onları değiştirmeye çalışmak yerine onlardaki olumlu özellikleri görmesini istiyor.
◊ Babaların yarısından fazlası çocuklarının kullandıkları kelimeleri, konuştukları şeyleri anlamıyor, yabancı hissediyor.
◊ Babaların yüzde 80’i konuşmadan bakışarak bile anlaşabileceklerini düşünürken, çocukların yüzde 41’i buna katılmıyor.
◊ Babaların yüzde 88’i “Çocukların anneyle iletişimi daha iyi”, yüzde 70’i “En son babalar duyar” diyor.
◊ Ve çok ilginç: Babaların yüzde 75’i çocukların ise yüzde 69’u birbirleriyle konuşmayı belgesel izlemeye benzetiyor.

Yeni komikçi çift Serkay Tütüncü-İlayda Alişan

Sosyal medyadaki hallerini takip etmesi, insana mutluluk veren çiftler var: Pelin Akil-Anıl Altan, Berfu-Eser Yenenler...
Aralarında en yenisiyse Serkay Tütüncü-İlayda Alişan...
İlişkilerini önce saklamaya çalıştılar, sonra yakalanınca onlar da koyverdiler. Birlikte çıktıkları tatilden paylaşımlar yapıyorlar. Serkay arabayı durdurup boş asfaltta kaykay yapıyor, altına “Selam, ben Ser-Kay” yazıyor. Öbürü like’lıyor: “Mizah desen var”...
Ne demek bu: Sadece yakışıklı ve ünlü değil, aynı zamanda sürprizli ve komik...
Tipik bir “hemcinslere nispet like’ı”.
Tabii daha çok yeni bir çift oldukları için henüz “PR-nispet” aşamasındalar.
Anıl ile Altan’ın kıskançlık atışmaları, Eser ile Berfu’nun kiloyla dalga geçebilme aşamasına gelmeleri, ilişkinin biraz oturması ve özgüven gerektirir.
O henüz yok ama “komikçi çift”lerden biri olmaya şimdiden adaylar bence.

Farah Zeynep Abdullah’ın yeşili

Saçlarının bir kısmını yeşile boyadı, bir takipçisi, “Yeşil saç ne” deyip ardından hakaret etti.
Kişilik haklarına doğrudan bir saldırı yoksa ünlü insanların buna alışmaları, gerekiyorsa psikolojik destek alıp, gülüp geçmeleri taraftarıyım.
Mesela Hande Erçel... Kendisine “bazlama surat” diyen fenomeni mahkemeye hiç vermemeliydi bence.
Bilmeyen ne kadar insan varsa onlara da duyurmuş oldu ismini ve kendisine ne dediğini.
Çok benzer bir şey Deniz Akkaya ile de yaşanmıştı.
Kendisine “şaşı” diyen takipçisini ifşa etmişti.
Bunu söyleyen kilolu da bir kadın.
Orada da toplum tam ortadan olmasa da ikiye bölünmüştü.
Haklı diyenlerle, haksız diyenler...
Ama burada artık küfür-hakaret var.
O yüzden Farah meseleyi dava konusu yapmakta haklı.
Eline her telefon alanın istediği herkese ulaşıp, istediği her aşağılamayı yapabilmesinin önü alınmalı. Bir kerecik bile 6 ay yorum yapma yasağı yese...
İkinci “kerecik”te bu 2 seneye çıksa... Bak o bile nasıl hizaya getiriyor herkesi.

Irkçılığa karşı kampanya

UEFA ırkçılığa karşı bir farkındalık kampanyası başlattı:
Equal Game (Eşit Oyun).
Mottosu: “Irkçılıkla ancak bir ekip olarak bir arada olursak savaşabiliriz.”
Paul Pogba, Joao Felix, Jadon Sancho, Matthijs DeLight gibi futbolcuların destek verdiği kampanyaya siz de www.equalgame.com adresinde imza kullanarak ya da #equalgame hashtag’iyle TikTok üzerinden video çekerek destek verebiliyorsunuz.

ŞOP’LU MAARİF TAKVİMİ

Sırtından kolu çıkacak

Bugün takvimde ısrarla tatil fotoğrafı paylaşmaktan vazgeçmeyen Deniz Seki var.
Mavi turda ayağı suya değmedi, mayo değiştirip fotoğraf çekmekten.
En son yine bir fotoğraf koydu Instagram’a. Eğer fotoşop varsa zaten yalan söylüyor.
Yok fotoğraf gerçekse...
Artık bacağı zigzaglı olmaya başladı, diyeti bıraksın.
Sırtından kolu çıkacak.